Ustanın benim boşboğazlığım yüzünden öldüğünü bu kadar çarpıcı bir şekilde yüzüme vurma yahu. Vicdan azabından ölüyorum zaten, bir de sen yapma
Aion, yaptığı tüm o duygu sömürülerine, kütüphane sahibinin kayıtsız kalmasını, anlayabilmiş değildi. Gerçi Aion'un hayatta yaptığı en iyi şeydi rol yapmak, ama bu kez batırmıştı. Bu başarısızlığına, ustasının, kendi boşboğazlığı yüzünden öldüğünü düşünüp, vicdan azabı duyması mı neden oluyordu?
Aion, kağıdı alarak, ismini yazdı. "Yarın öğlen, burada olacağım." dedi. Hemen ardından, onun arkasında bekleyen bir gurup insana dönüp, "Beklettiğim için kusura bakmayın." diyerek, kütüphaneden ayrıldı.
Hristiyan katil, ustasının evini talan etmişti. Şimdi Aion, son kez o eve giderek, bu kez o, evi talan edecekti. Evin altını üstüne getirerek, yaşlı adamın evde herhangi bir büyü kitabı, büyücülerle ilgili bir bilgi ya da benzeri bir şey olup olmadığını kontrol edecekti. Sonuçta ihtiyar, bilge biriydi.
Aion, yavaş adımlarla evin yolunu tuttu.