Kayıt Ol

Hüzünlerimin Dikim Evi (2001- ? ) Son sezon finali, sarhoş fısıltılar,anılar has

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
kaç yalnızlıkla sevişti sensiz odam
kaç kalem kırıldı ateşin korlarında

nazikçe sokuldu yaramaz bir fısıltı gibi
başucumda kırık bir aşkın kırıntıları

nefesimde süzülen anıların hırıltıları
tenimde yaşlanan gözyaşı kırıkları

acıttın beni
yalnızlık dolabından
silüetinle giyindim yine gecemi...

...

hüznün kapısının önündeki
bekleme odasının arka çeperlerine bakan
anılar bahçesinin
içinden fısıldayan
sonbahar rüzgarındaki
fetbaz gençliğin
kırık lakırtıları...

Eylül 2005

Çevrimdışı Laki Mannelig

  • *
  • 19
  • Rom: 2
  • Mor Çölün Beklenen Varisi
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gözyaşı Kırıkları
« Yanıtla #1 : 10 Mayıs 2015, 02:05:09 »
İyi geceler. Hüzün Tepkimeleri: Bana Bir Sen Ismarlarsın adlı şiirinizi de okudum ve buraya yorum yapmak isterim. Aslında bunları aynı başlık altında yazsanız hem düzenli olur hem de başka şiirlerinizi de okumak isteyenler için kolaylık sağlar. :)

Şiire gelirsek beğendim, tebrik ederim. Şiirde imgeye ve özgünlüğe her şeyden çok dikkat eden  biri olarak en çok da şu kısmı sevdiğimi itiraf etmeliyim:

''...
acıttın beni
yalnızlık dolabından
silüetinle giyindim yine gecemi...''
''Herkes ölür, ama herkes gerçekten yaşayamaz.''

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Gözyaşı Kırıkları
« Yanıtla #2 : 10 Mayıs 2015, 10:36:00 »
Öncelikle beğendiğinize sevindim. Şiirde imge ve farklılık yazma amaçlarımdan biridir. Sanatın her hangi bir dalında bir eser ortaya çıkaracaksam özgün olmasını isterim. :)

Haklısınız, aynı başlık altında toplamak daha işlevsel şiirleri okumak adına. Bu başlık altında devam edeyim paylaşmaya.

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hüzünlerimin Dikim Evi (2001- ? ) Sökük: 1
« Yanıtla #3 : 10 Mayıs 2015, 10:46:37 »
SÖKÜK: 1

"Duruşma başlamıştır."



hüznün buselerine düşen damlalar

hücresindeki birikintilere yansıyan gözyaşları



iradesi bodur,adımları salaş

ruhu üzerine bol gelen elbise

dikişleri yarı fetbaz yarı sürtük

sünmüş tutkularının mateminde



anıları

dünden bugüne sanrıları

hayatı

"zamanın rüzgarlarına binmiş" dilenci

yalnızlığın kuzguni griliğinde askılık



serseriliği izbe

merdivenlerinin tahtalarında aksak

hıçkırıklarının narası duman

sırça köşkünün mahzenine



bir kaçışın adımları köhne duyguları

kalpten kalbe mülteci

içten dışa tefeci

yaşları sökük

rahiyası yırtık pırtık

gardı bölük pörçük

ışıltısı delik deşik

ruhuna;

hep aynı yoldan giden

hep aynı taşa takılan

hayalleri saçları gibi keçeleşmiş

bastonu nasırlı bir eskici



hırlaşan ilmikler tüner boynuna

darağacında sırça köşkünden atılan zümrüdüanka



sığınağı;

hiç yaşlanmayan buğulu gülümsemeleri



"Sanığın tutukluluk hali kendi içinde devam etmektedir...

Sanığı hücresine götürün."



Ekim 2005

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hüzünlerimin Dikim Evi (2001- ? ) Sökük: 2-3, Kemirgen
« Yanıtla #4 : 12 Mayıs 2015, 23:03:52 »
Sökük: 2

-KÖHNE KULÜBE-

Sökük yüzün boş beşik
sallanan kirli yaşlar

kötülük bakıcı, imge elbiseli
iyilik askılı

yaşam bebek, bileklerinde karabasan
umut oyuncak, bakıcıda

kül makyaj, yüzün mezar
ölüm aynan

bol gelen gerçekte
askılık yalan

köhne kulüben zaman
çizik tahtalarında yılların yalnızlığı

bastonu nasırlı bir eskici
köhne kulüben sırtında taşınan

Kasım 2005

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hüzünlerimin Dikim Evi (2001- ? ) Sökük: 2-3, Kemirgen
« Yanıtla #5 : 12 Mayıs 2015, 23:14:04 »
Sökük: 3

"Sanığın kendi içindeki tutukluluk hali devam
etmektedir.Sanığı hücresine götürün."

-HÜCRE-

iç ülkemdeki hapishanemde bir mahkumum
kendi parmaklıklarımı kendim dövdüm

hezeyandan örülme buhranlarım
dört duvarıma çivili
hazan mevsimimin kokularının kırıkları
üzerine yapıştırılmış
kalp grafiğindeki yükselip alçalan sinyallerden
topuzlarına kadar keder atımlarından yollar kurulu

günlerim tek tek asılı
sesleri dokununca birbirine çarpışlarda
kristalize süs eşyalarından dökülen tınılar
hırıltılardan dokunmuş bir karnaval sunuyor loş karanlığa

her bakışımda süs eşyalarında donuklaşma
değişimleri buzlu gam parçalarına
düşüşleri dağlardan dökülen çığ
hücremin tabanındaki anılarıma
eriyişleri sanki bir alev coğrafyasına dökülmüşcesine
damla damla anılarımın her tarafında

birleştiler
dönüşümleri küçük küçük akarsular
kendi oluşturdukları denizlerde bıraktıkları alüvyonlar
deniz kabuklarında zaman gemileri demirli
alüvyonların sürgün limanında

hırçınım
hepsini fayı tutmuş ömrümün dört duvarına attım
yaklaştıkça ne zaman olduğu bilinmez deprem
duvarlarım çatlak çatlak
deniz kabuklarının dokunuşlarında
yirmiyi aşkın gri çerçeveleri sınırlayan kırıklar

çocukluğum hücremin tavanında
sıvı kristal görüntülerin bulunduğu bilgisayar ekranı
düşlerim kristallerde saklı
sarsıntılarla çatladı
ekrandan dört duvarıma akışlarda

zaman gemilerinden sızıyor yıllarım
yılankavi bir şekilde duvardaki kırıklarda
yarıklardaki boşluklarda düşlerim
ilerleyişleri kılcal damarlar misali
anılarımdaki yaş denizlerine sarılışlarda
dibe batışları suyun kaldırma kuvvetinden fazla
isyanlarım gözyaşı denizlerinden sondajlamakta

alevlerim yüzeyde

asiyim
hepsini duvarlardaki deniz kabuklarına fırlattım
yanışları çıtır çıtır
hücremi aydınlatışlarda

külleri pastelleşti
çerçeveleri tablolaştırdı

dışardaki gardiyanıma verdim

penceremin kenarında narin sesler
umut misali bir kuş
gözlerinde Dünyanın İnci'si şiir
Kız Kulesi'nin karşısında biri
zaman gemilerini yüzdürüyor
tekrar alınmak üzere isyanları
emanetçi martılarda

keşke martılar sesleriyle hepsini satsa

Haziran 2006

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Hüzünlerimin Dikim Evi (2001- ? ) Sökük: 2-3, Kemirgen
« Yanıtla #6 : 12 Mayıs 2015, 23:17:59 »
KEMİRGEN

"Pardon!bakar mısınız? Siz de polyanna elbisesinden var mı?
İçimdeki umut dilencilerine vereceğim de giymeleri için, çok
pespaye görünüşleri var yazık gerçeğin soğuğunda donmasınlar."
"Peki bu elbise onlara ne kadar dayanır?"
"Başka arka sokaklardaki umut tacirlerine verene kadar!"
"Ne için?"
"Bir şişe yalan için...!"

...

KEMİRGEN

"Gül kurur,düşer yaprakları
Bahar gelse de istemez yağmurları"



Bende sen sende ben
Koş desen çelme sen
Bende gül sende gamze
Yüz desen çizen de sen

Koşu alanım önümde uzanıyor
Zanlı adımlarım
Düşünülmüş yolumda
Rüzgara karşı
Zaman itiyor durmadan
Yerimde kalsam benden ne götürür?

Bakışlarım uzak ufuklara semender
Nazlı duvarlarında
Örselenmiş kıvrımlarında
Sınırlarıma karşı
Zaman itiyor durmadan
Sarmaşıklarla örülmüş aşka sarılsam ne olur?


Ben bir satıcıyım
Bir elimde acılarım
Birinde hüzünlerim
Elbiselerim delik deşik anılarım
Yüzümde ölü gülüşlerim
Gözlerimde boş bakışlar
Satsam isyanlarımı alan olur mu?

Zaman kemirgen varlık
değil mi?
Di(ü)şlerinde öğüttüğü benim
lapa yapan da sen

Ben bana benzerim
Seni bana getiren budur
Ben benden koparsam
Seni sana getiren budur



"Yüzüm sökülür yüzünde
Yama tutmaz iğnelerin"



Zaman geçti gözümün önünden
Boş koşan geçmişin hipodromunda
Çok koşan maskeli jokey(r)lerin
Atbaşı gelecek ganyanında...

...

"Gel kardeşim gel, çok satıyor bunlar"
"Pardon çok satan ne?"
"Beyaz yalanlar"
"Bana bir iki tane lazımdı ama hiç sevgi kalmamış elimde.
Acaba takas yapsam olur mu?"
"Takas ama bakalım değerleri uyacak mı?"
"Beş tane umut versem karşılar mı?"
"Hayır olmaz ama onun yerine güzel maskelerimiz var
onlardan verebiliriz..."
"Aynı işi görür mü?"
"Evet kardeşim niye görmesin bu devirde
Ha maske olmuş ha söz ikisi de aynı kapıya çıkar"
"Peki siz kimsiniz de bu kadar rahat konuşuyorsunuz?"
"Sen"
"Ben mi...ama ben nasıl olurum, siz bana benzemiyorsunuz ki"
"Maskeler ne güne duruyor..."

...

"Ne yaşanmıştır yaşanmış olanın ipliklerinde nasıl dokunduğunu zamanın anlatmak
Ne yaşanmamıştır yaşanmamış olan yaşanmışlığın kiliminde yaşamı anlatmak..."dedim
"Peki o kilimi dokuyanlar kim?"dedi

O istedi, ben yazdım
O küstü, ben ağladım
O ipti, ben sandalye
O aşktı, ben mezar...

"Ben değilim"dedim
"Sen kimsin?"dedi
"Aynı sorunun vızıltısı bende de mevcut,bi bilsem kim olduğumu..."dedim
"O zaman neye göre yaşıyorsun?"dedi

Ocak 2006

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
KAYGAN YOL


gülümseme; ikinci el tezgahlara düşmüş eski hatıralar gibi
üzeri makyajlanmış sarkık geçmişin, sayı boncukları gibi
tezgahlara dağıtılmış hezeyan pazarında...

donu düşük kelimeler
kaygan yolda düşer

çıktı köyünden Kezban(*)
bohçası sırtında isyan
kız başına nere gidersin
yol kaygan düşersin

aldatmak;
zerafeti bozuk sadakat elbisesi
yarı açık düğmeler
minneti çarpıtılmış özveri
inanmak;
jartiyeri kaçık aldanış
malik ruhun yatağında
saflığı örten ruj lekesi

açık saçık öpücükler
barakalaşmış arzuların
kerpiç sevgileri
yakası açılmadık cümleler
amacı bozuk mala darbeleri
aşkının hizmetçi bedenine

ülküsü malikhane
mülkü virane

Şubat 2006

(*) Sadece bir isim


Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
AĞLASIN GÜZ

Yaz doyumsuz zamana kuma
Kapat gözlerini ’uzun bacaklı güneş’
Aç her şeyini bulutların masmavi yatağında
Ağlasın güz unutulmuş battaniyesinin altında

Bakışları ıslaktı günlerin
Kışın perdesinden hüznü aralarken yüzü
Cemreler düşerken bulanık nefesinin buğusuna
Bahar çığlıklarında yarı açık sürgün

9 Mart 2006

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
BEN ARTIK SENDEN GİDİYORUM

Ben artık senden gidiyorum
Sende yeşermeyen bende meyve veren bir aşkla
Ben artık seni sana bırakıyorum
Bende olmayan sende olan hiçbir şeyle

Sen uyanamadığım bir rüyaydın
Gözlerim kapalı hep hayalinle orada kaldım
Sen kalbime yerleşip sahibi oldun
Ben sende misafir bile olamadım

Sen hep gözlerimden bakışlarıma gidip geldin
Sende dilsiz bende hiç susmayan hasretle
Ağladığımda sığındığım tek limandın
Ben artık gözyaşlarımdan gidiyorum

Ağustos 2014

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Gül Saçımı Bahar Bir Buket Hüzün

Bu bahar başka yüzü döner aşka
Gözyaşı eteğinde güzün yüzünü döker toprağa

Sarı yapraklar hazin ardında kalan hüzün
Gökyüzü gri bakışlarla cemrelere gebe güzün

Bu aşk başka yüzü iğneliyici şaka
Gülüş mimiklerinde baharın yüzünü saçar mehtaba

Kararsız tomurcuklar sezeryan önünde uzanan heyelan
Gökyüzü kızıl çatışlarla maviliğe gebe hezeyan

Bu şaka serzeniş yüzü yanan terleyiş
Boğazı düğümlenmiş yazın yüzü suratsız bekleyiş

Yeşil yapraklar tutarsız ardında kalan huzursuz
Gökyüzü soğuk bakışlarla boğukluğa gebe uğursuz

Bu terleyiş perleniş yüzü kırık gülümseyiş
Gamzesi bükülmüş kışın yüzü buruk bileyleniş

Umutsuz başaklar hicran önünde uzanan hüsran
Gökyüzü donuk çatışlarla aşksızlığa gebe hazan




Bir başkayım bu akşam
Gül saçımı bahar bir buket hüzün
Kar taneleriyle bağlanmış güzün
İçinde yazdan kurumuş yüzüm

Bu masal devşirme hardan
Ne kalbe yaslanır
Ne dilde paslanır

MART 2006

---------

Eski Fotoğraflar: Saklambaç

zaman saklambaç oyunu gibi
gözlerin kapalı
sayıyorsun tek tek ömrünü
dürtüyorlar seni
açıyorsun karşında melek yüzlü biri

ebeleniyorsun...

azmettirici zamanın ellerinde
hayatın gaspı ölümün fidyesi

zaman uzun uzadıya uzatır seni
uzadıkça kısalırsın
takar başparmağına kağıttan gemiyi
yazar kaptanın adı soyadı
eski bir fotoğraf gibi

MAYIS 2006

---------

Perde

Ruhumda bakışlarının ipleri salınır
Gözyaşlarımı asmaya
İpler dokunur umut tersanelerinde
Hüznümün penceresine perde
Yüzünü açıp açıp ağlamaya
Aşk düş kanatlı bir gemi desenlerinde

Eylül 2006

---------

Tadilat

Dokuyor havanın soluğunu sonbahar
Rüzgarın çığlıkları ilmek ilmek bağlıyor zamanı


Hüzün;dudaklarımla gözlerim arasında duvar
Üzerinde güzden dokulu kilim
Çift katlı zamanın merdiveni dayalı

Basamaklar kayıyor açıldığında dudaklarım
Düşüyor nefesime


Kırık tavandan sızan damla kristalize

Bakışlarında soyunan sonbaharı giyindi yüzüm...

Mart 2010

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Bütün Dillerime Aykırısın Sen

aşkımız;
yaldızlı bir kitap kapağından farksız
içi boş paragraflarla bezeli
kelimeler doğru düzgün düşünülmemiş
cümlelerin anlam aralığında bütünlük yok
kavram kargaşalarıyla dolu sayfalar

bir kitabın içindeyim
beni kendisine hapsetmeyen bir roman
bakışlarımda canlandıramadığım
okurken,cümleler sadakatsiz
kavrarken,düşünceler özverisiz
o sayfalar da saklısın sen
darmadağınık ve anlamını bulamadığım

aşk dolgulu kelimeleri serdim paragraflarıma
virgülü yanlış yerde kullandın
o kadar üç nokta koymama rağmen
sildin
tek nokta koydun

beni ayartıcı cümlelerinde nesneleştirdin
kısa cümlelerle aldattın

seni düz yazmaya çalıştım
devrik oldun
en önemli imla hatamsın
ne her şeysin ne de hiçbir şey
dil kurallarıma aykırısın sen


seni özne yerine koydum geleceğimde
belirtisiz nesneliği seçtin
sandın ki hep sözde özneyim ben

düşlerime kattım seni
çok gereksiz sözcük kullanmışım
anlatım bozukluğundan çıkmadın
çizdim düşlerimi


bütün dillerime aykırısın sen
bütün algılarıma

ufak can kırıkları koydum kelimelerimin arasına
anladım ki
sen bana hiç anlamlı cümle olmamışsın

kitaptın ruhuma
kalbimden çıkan

Mart 2006


Duvar

Sanki arada çift taraflı bir duvar sessizlik
Beni benden eden sesinin tınılarıyla dolu
Üstü örülü sarmaşık
suskunluğunla uzayan suskunluğum

Harcında gömülü kalbimin atışları
İçinde aşk denen hazine sandığı
Bir konuşsan açılır titreyişi
Gülümseyen sözlerine takarsın

Kelimelerinin ışıltılarını serp
kahve kokulu zarafet dokulu gözlerinden
Sırılsıklam bir aşığın duygu sağanağına
Bilesin ki yeniden yeşerir düşleri
Sana kavuşacağı günün özlemiyle uzar kökleri

Kasım 2009-Ocak 2010

İçecek alır mısınız?

buyrun!
içecek alır mısınız?

zaman bir semaver
tak hayata
dök geçmişe
biraz anı kat
gerçekliğin hüznüyle karıştır
iç geleceği
nasıl olsa yaşadıkça gelecekte geçmiş olacak
bu biraz koyu oldu
düş katalım açılsın
yetmedi mi
biraz da aşk
gerçi rengi kırmızıya çaldı
neyse karıştırın gitsin

fiyatlarımıza ölüm dahildir
ödeme yapmayı unutmayın!

aslında firmamız müşteri memnuniyeti için çalışır
memnun kalırsanız merkezimiz Zincirlikuyu'da
şubelerimiz de her daim açıktır
böyle bir hizmeti hayatta bulamazsınız!

hoş geldiniz!
buyrun şu masaya
oradan bir tane fiş ver!

afiyet olsun

Ocak 2007

Cetvel

geleceğin kağıt üzerinde çizilmiş bir cetvelde
başlangıç noktası koyulmuş
ilk santimlerini bastırarak çizmiş kalemler
mesafe ilerki bölümler
inceden alınmış karar yüklü nokta komisyonu
ilk santimlerinde özerksin bağımsız çizelgende
senin konumların konumlandırılmakta

kalemler çeşit çeşit
düzlemeyi bilen gelmiş
renk renk izler kağıtta
özerkliğine müdahale
sen ise bağımsızlık savaşındasın

seni senden koparmaya çalışan
senin kimliğine senden ziyade saldırı

seçeneksiz yönlendirmelere yöntemler
anlıyorum ki bu düzeni düzenler düzenler

Ekim 2006

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
SON SEZON FİNALİ

Yalnızlık diz boyu
Yıllarını gözyaşlarına diz
Bırak kalsın yüzünde izi
Aynaya baktıkça tekrarını izlersin
'aşk' diye oynadığın dizinin

Şubat 2014

SARHOŞ FISILTILAR

sevişmek senleşmekle
ölüm sevişmekte

sereserpe yatmış
alay eden öpücüklerin
tavernada rakseden yüzlerde
boyası akmış maskeler
kıvrımlarında ıslaklık
körpe bir sevgiden düşen

nefesimde soğuk sıcaklık
yastığımda sökük rayihan

tenimde sarhoş fısıltılar
inceden kahreden

bir nefes duygusuzluk
körkütük geceme düşen

Temmuz 2005

ANILAR HASTANESİNDE DÜŞ YANIKLARI

Anılar hastanesinde hislerin kenarında bir figür
Gri perdelere takılmış hazin desenli gipür
Yüzü kendi içinde mahpus duvar resmi
Düş yanıklarının yatağında demirli
Yaşam mezarlığı damarlarında
Enfeksiyon kapmış enjekte zaman
İçinde dolaşır bukalemun günler
Hüznün şırıngasının iğnelerinden damlar
Mor mor izler bırakır

Bıraktığı yansımaların yol olduğu acıların
asimetriği neşelerin arasında kalır
Birbirinin simetriği iki kalp
İçlerinden bir doğru geçer
İçi boş noktalar oluşmasını sağlar
İçlerini sevgiler doldurur
Sevgilerin sonsuz doğrularıdır aşk

MART-HAZİRAN 2006

ÇÖZÜNMÜŞ DÜŞLERİN RESMİ

sensizliğin ortasında köhne bir bina zaman
kaplamasız kapısında çizdiğim düşler
bilinen bilinmez sanrısal sokakta
pencereleri yalnızlığa yüz tutmuş hüzün mabedi

tek bir resmin farklı suretleri var
çiziklerin derinleştiği tahtalara asılmış
tabloların boyası çözünmüş düşlerden

çizikler artsa da
resim hep aynı

Aralık 2006

Çevrimdışı Marjuarane

  • *
  • 46
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
KIRIŞIK

Karanlık olmasaydı ışık kendi doğasından gayri meşru
karanlık doğururdu.



yüzüne düşen ıslaklık eşrafı
bilinçaltı küskün çocukluk mirası

kalbinde aşkın adı
menşei hüzün baladı

Nisan 2008

...

KÜVÖZ

susar dil konuşmaz
zincirlidir duyulamaz

gözlerinde birikir tabular
sızar titreyerek inceden
sarsar bedenini çaresizlik

sakatlanmıştır umutları
bastonunda tahta kurusu inanmışlığı

tenine değen acı ipek
kısa kollu buhranlarında
uzun kollu bilezikleri
sırtında kambur
önceden öngörülmüş adımları
ne eli değer geleceğe
ne gözü eğer geçmişi

çöktürür bakışlarını
ne sağa bakar
sola kapalıdır pencereleri
ne sola bakar
sağa kelepçelidir kapıları
uzaktır gökyüzü
mazaallah gökten ahlak yağar
önünde uzanan mizansen gibi
yere oynar arzularının yüzgörümü perdesini

odalarında gezer özgürce
sokaklara çıkmış gibi
duvarlarında örülüdür vitrinleri
aynı evin içinde
aynı mizansende döner durur

o öğrenmemiştir yürümeyi
yürütülmüştür
o görmemiştir uzağı
gösterilmiştir
önceden uçması öğretilmiş kuş gibi

bedeni taburcu yaşar
ruhu küvözde susar

susar dil konuşamaz
zincirlidir duyuramaz

Mayıs 2006

...

ÜÇ YAMALI BOHÇA

Ömür dediğin gelir geçer geriye kalan sebil umutlar
Zaafiyeti aşka mahkum kalpte hasıraltı duygular küskün
tablolar
Natürmort sevgi kuramsal estetizmde donuk çizer peluş
arzular
Yalnızlık sergisinde uzun kuyruklar sepya bakışlar
düşbozumu karalamalar
Rengarenk çerçeveler giydirilmiş hüsranlar aynada yüzü
vitray yaşlar

Sözlerin yaşlanma belirtileri gösteriyor hayat
ne kadar maskeyle yamayabilirsin
Düşüncelerin kırışıklarla dolu
Süslü kelimelerle makyajlarsın
Cümlelerin aynasında kendi yüzünü göremezken
ne kadar yansıma sağlayabilirsin
Anlatımlarının temeli sarkık
Tavanı eski kolunu yeni düşüncelerin
Ne kadar sayfalarına yazabilirsin

Ölüm dediğin çorabı kaçmış tango yapan rükuş adımlar
Zarafeti pırlanta işlemeli elbisede ziyneti yaşamda kalmış
aldatmalar
Külden dokunmuş narsist sarılışlar smokinli partnere
teslimi sokuluşlar
Uçsuz bucaksız pistte matemli yankılar ekosu bozuk yıllar
Rengarenk duvarlara asılmış tablolar aynada yüzü vitray
yaşlar

Hayat değerlisin ama gözyaşlarına değmezsin
İbraz edilmiş kağıt parçası gibisin ciro edilmiş senede
Limanların belli değil nerede çıkacağı bilinmez
Akışı ters yöne olan nehirsin kayaların belli olmaz
Yazarın aşikar her sayfan roman aynı anlamı örgülemezsin
Hecelerinin anlam toplamı her zaman düşünüleni vermez

Ömür karikatürize edilmiş zahiri nağmelere umutlu notalarda
kategorize edilmiş nakarat

Şubat-Mart 2006

...

ESKİ FOTOĞRAFLAR: KAĞITTAN GEMİLER

salınır zaman nehrinin içine
kağıttan gemilere koyulur
ıslandıkça batar
ne kayalara vurmuştur
o kadar günden kesilen kağıttan umutlar
ne rüzgarlar almıştır
o kadar buruşturulan hayalleri
gider de gider
anıların kağıttan gemileri

selülozik gelecek
ıslandıkça batar gözlerime

bir fotoğrafta kalmıştır babamın sepya yüzü
ne kadar yağlı boya görünsede gözleri
aslında pasteldir dökülen izleri

eski fotoğraflar boz liman
kağıttan gemilerin loş barınağı

Mayıs 2006

Çevrimdışı Godex

  • **
  • 108
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Şiirlerinizin tadına tam olarak varamadım.
Rica etsem, bir kaç noktalama işareti alabilir miyim ?
Çıldıran Sadece Tanrılar Olsa Keşke ...



Atlıkarınca'nın atları, mankafa!
Çocukluğumda bulaştı, bana da.
... öyleyse git !
Bundan başka dünyalar da var ...