Kayıt Ol

Beğendiğiniz Alıntılar

Çevrimdışı DarLy OpuS

  • ********
  • 2766
  • Rom: 35
  • Dansımız Marşandiz
    • Profili Görüntüle
    • Uykusuzluk Kulesi
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #15 : 10 Mart 2010, 17:16:39 »
"İnsanoğlu bu dinmek bilmeyen fırtınanın ortasında savrulup duran kâğıt parçaları gibiydi. Doğar, gözlerini açar ve o şiddetli rüzgâr arasında, kaybolana kadar dönüp dururdu."

-Kadim GÜLTEKİN, "Hayalet Aşk"

-

Bahse girerim cehennemde bile kar yağıyordur, ama yerde kaldığını pek sanmam."

~S. KİNG, "Duma Adası" | Edgar Freemantle

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #16 : 10 Mart 2010, 17:31:13 »
1000 kere yazdı tabi.Kolay geçmezdi.Aslında revire gitse geçecekti fakat inadı tuttu xD

Bi düşündüğü vardır... :)
May the force, be with you.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #17 : 14 Mart 2010, 11:36:46 »
Oyungezer dergisinin bu ayki sayısından "Karanlık Bir Oda" adlı bölümden...

...Bilmiyorsan, elinde net bir bilgi yoksa, daha çok araştırma yapmayı denedin mi? Oyunlarda sokakta gördüğün her NPC'yle konuşup fellik fellik bilgi arayan sen, neden insanlarla konuşmaktan ve merak ettiklerini öğrenmekten korkuyorsun? Hayatta ilerlemek için bir grup Orc'un gelip köyünü yakmasını ve aileni öldürmesini beklemeyi bırak...

Can SUNGUR
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #18 : 20 Mart 2010, 19:29:53 »
İriyarı, kapı gibi piyanist tam anlamıyla bir İtalyan kamyon şoförünü andırıyor; etli etli elleri var ve üzerinde taşkın, özenli bir memnuniyet hali. Bir saat boyunca çaldılar. Kimse dinlemiyordu. Kzy Clark Sokağı'nın yaşlı serserileri barda mal mal duruyor, fahişeler öfkeyle ciyaklıyordu. Gizemli Çinliler gelip geçiyordu. Hootchykootchy müziği girdi araya. Aynen devam ettiler. Dışarda, kaldırımda bir hayalet belirdi... keçi sakallı, 16 yaşında bir çocuk, elinde trompet çantasıyla. Çöp gibi zayıf, deli deli bakan bu çocuk gruba katılıp onlarla beraber çalmak istiyordu. Gruptaki elemanlar onu önceden tanıyor, onunla uğraşmak istemiyorlardı. Çocuk sessizce bara girdi, trompetini çaktırmadan çıkarıp, dudaklarına götürdü. Kimsenin umurunda olmadı. Kimse ona bakmadı. Grup çalmayı bitirdi, toparlandı ve başka bir barın yolunu tuttu. Gitmişlerdi. Çocuk trompetini çıkarmış, kurmuş, zilini parlatmıştı ve bu kimsenin umrunda değildi. Zayıf Chicago'lu genç çalmak istiyordu işte. Koyu renk gözlüklerini taktı, trompeti dudaklarına götürdü tek başına ve "Bauuv!" diye başladı. Sonra öbürlerinin peşinden koşturdu. Kendilerine katılmasını istemiyorlardı, tıpkı benzin deposunun arkasında kurduğunuz mahalle takımına almadığınız çocuk gibi.

Yolda - Jack Kerouac


Idefixe alıntı yarışmasında sorulmuş...
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #19 : 28 Mart 2010, 14:13:42 »
Özgürlük yalnızca bir yanılsamadır. Her zaman bir bedeli vardır.

Bartimeus Üçlemesi

Spoiler: Göster
Üçlemede hangi kitapta olduğunu hatırlayamadım. İlk okuduğum zamanlar bir kenara not etmişim sözü ama kaçıncı kitap olduğunu yazmamışım. Büyük ihtimalle 2. kitaptadır.


Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #20 : 28 Mart 2010, 14:42:50 »
Birinci kitapta geçiyor. Ama olmuyorki böyle berreyaramı deşip duruyorsun! >:(

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #21 : 28 Mart 2010, 14:46:59 »
birinci kitapta ama olmuyoki berre benim yaramı deştin yine yaa.
:D Kendiminkini de deşiyorum.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #22 : 28 Mart 2010, 16:01:18 »
Karanlığı karanlıkla, bilinmeyeni bilinmeyenle açıklayın.
Belirsiz... :P

...Siyah boks eldivenleriyle ecel, idman maçlarında, gölge boksunda asla rakip tanımıyor. Dünya, kanlı bir havlu atarak terk ettiğimiz, tuzaklı bir ring...
Korkma Ben Varım - Murat Menteş - Sayfa 103

..."Bir Müslüman'la bir ateist, Muhammed Ali'nin maçına gitmişler. Ali, maç başlamadan önce , ringin köşesinde ayağa kalkıp eldivenli ellerini açarak dua etmiş. Siz gençsiniz, belki hatırlamazsınız, Muhammed Alı sahiden de maçlardan öcne dua ederdi. Ateist, yanındaki Müslüman'a sormuş; 'Ne Yapıyor?' Beriki cevap vermiş: 'Allah'la konuşuyor. Maçı kazanmasına yardım etmesini istiyor O'ndan.' Öteki şaşırmış: 'İşe yarar mı dersin?' Bizimki şöyle demiş: 'Dövüşmezse hiçbir işe yaramaz'"...
Korkma Ben Varım - Murat Menteş - Sayfa 104

...Nihai Soru’nun cevabı…Hayatın, Evren’in ve her şeyin… cevabı …42!
Otostopçunun Galaksi Rehberi

..."Neden inşa edilmesi gerekiyormuş da ne demek?" dedi."Bu bir kestirme yol. Kestirme yollar inşa edilmelidir."
Kestirme yollar, bazı insanların A noktasından B noktasına çok hızlı bir şekilde gitmesini, bu sırada başka insanların da B noktasından A noktasına çok hızlı bir şekilde varmasını sağlayan buluşlardır. Tam ortada bir nokta olan C noktasında yaşayan insanlarsa sık sık şunu merak ederdi: A noktasında ne var ki bunca insan B noktasından oraya gitmek için can atıyor ve B noktasında ne var ki bunca insan A noktasından oraya gitmek için can atıyor? Çoğu kez insanların hangi lanet olası yerde olmak istediklerine kesin bir karar verip bu duruma bir son vermelerini dilerlerdi.
Otostopçunun Galaksi Rehberi

...Hiç bir zaman tamamlanmış olmayayım, ne olur. Hiç bir zaman halimden memnun olmayayım. Hiç bir zaman kusursuz olmayayım. Kurtar beni, Tyler, kusursuz ve tamamlanmış olmaktan kurtar...
Dövüş Kulübü - Chuck Palahniuk

After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Vega

  • ****
  • 1023
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #23 : 29 Mart 2010, 21:33:23 »
[*]neyse John'un ruhuna el fatiha[/*]

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #24 : 05 Nisan 2010, 18:28:32 »
....
"Bir sakıncası yoksa, nereye gittiğini sorabilir miyim?" dedi Thorin Gandalf'a yan yana giderlerken.
"İleriye bakmaya," dedi beriki.
"Ya seni tam zamanında geriye döndüren neydi?"
"Arkaya bakmam," dedi Gandalf.
....


Araya kağıt koymuşum. Yazayım dedim...
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı extraproximity

  • *
  • 42
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #25 : 09 Nisan 2010, 17:34:16 »
Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarip risk aldığında ilerleyebilir.

James Bryant Conant

Argh, Fantastik edebiyatla ilgili olmalıydı, tam okumadan atladım konuya....  :shrlock

Yüzüklerin Efendisi:
Bu görülmemiş bir şey! Elf yeraltına girecek, cüce buna cesaret edemiyecek! Görmek nasip olmasın
diyerek affettireyim kendimi.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #26 : 18 Nisan 2010, 17:13:58 »
Oyungezer dergisinin bu ayki sayısından "Karanlık Bir Oda" adlı bölümden...

...Bilmiyorsan, elinde net bir bilgi yoksa, daha çok araştırma yapmayı denedin mi? Oyunlarda sokakta gördüğün her NPC'yle konuşup fellik fellik bilgi arayan sen, neden insanlarla konuşmaktan ve merak ettiklerini öğrenmekten korkuyorsun? Hayatta ilerlemek için bir grup Orc'un gelip köyünü yakmasını ve aileni öldürmesini beklemeyi bırak...

Can SUNGUR


Biraz geç olacak ama bu adam (hikayeci olur kendisi) ve bu yazısı beni kendime getirmiştir... Bu günlerde pek görünmüyor ortalıkta, kayboldu gitti, nerede acaba..
#rekt

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #27 : 20 Nisan 2010, 20:28:26 »
Bende Percy Jackson filmindeki bir diyaloğu söyleyeceğim:
Dr.Brunner(Kheiron):Al bu kalemi,sana yardımcı olacaktır.(Şimdi ingilizceye çeviremem :))
Percy(kaşlarını çatıp ve garip bir şekilde bakarak):This is a pen..This is a PEN!

Çok gülmüştüm ya ;D.Tabi Percy onun Dalgakıran olduğunu bilmiyodu :aha:
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #28 : 01 Mayıs 2010, 13:22:00 »
Tüm Galaksi'de, "bilinç"ten daha değerli bir şey bulamadıklarından, onun her yerde doğması için çaba gösterdiler. Yıldız tarlalarının çiftçileri oldular; ektiler, bazen de biçtiler.
Bazen de soğukkanlılıkla zararlı otları ayıkladılar.
Bin yıllık bir yolculuktan sonra araştırma gemisi Güneş Sistemi'ne girdiği zaman dev dinozorlar çoktan yok olmuştu. Gemi donmuş dış gezegenleri geçti ve ölmekte olan Mars'ın çöllerinde biraz durarak Dünya'ya baktı.
Kaşifler altlarında yaşam belirtileriyle dolu bir gezegenin uzandığını gördüler. Yıllarca çalışmış, toplamış, sınıflandırmışlardı. Öğrenebilecekleri her şeyi öğrendiklerinde uygulamaya başlamışlardı. Karada ya da denizde yaşayan birçok türün kaderleriyle oynadılar. Fakat hangi deneylerinin başarıya ulaştığını en azından bir milyon yıl boyunca öğrenemeyeceklerdi.
Sabırlıydılar; ancak henüz ölümsüz değildiler. Yüz milyar yıldızın bulunduğu bir evrende yapacak daha çok şey vardı ve bir çok gezegen onları bekliyordu. Bu yüzden bir kez daha bu yoldan geçemeyeceklerini bilerek boşlukta ilerlediler.
Aslında tekrar geçmelerine gerek de yoktu. Bıraktıkları uşaklar gerisini halledeceklerdi.
Dünya'da Buzul çağı başlamış ve bitmişti; bu arada değişmeyen Ay sırrını taşımaya devam ediyordu. Kutup buzullarından bile daha yavaş bir hızla, uygarlık gelgitleri Galaksi boyunca alçaldı ve yükseldi. Garip, güzel ve korkutucu imparatorluklar kuruldu, yıkıldı ve sonraki nesillere bilgilerini aktardılar. Dünya unutulmamıştı ancak ikinci bir ziyaret pek gerekli değildi. Dünya, çok az konuşma yeteneği kazanabilecek milyonlarca sessiz gezgenden biriydi.
Ve şimdi yıldızların arasında, evrim yeni hedeflere doğru ilerliyordu. Dünya'nın ilk kaşifleri et ve kan sınırına çoktan ulaşmışlardı. Makineleri vücutlarından daha iyi duruma gelir gelmez de taşınmaya başlayacaklardı. Önce beyinleri sonra da yalnızca düşüncelerini metal ve plastikten yapılmış yeni kusursuz evlerine yerleştirdiler.
Bunların içinde, yıldızların arasında dolaştılar. Ondan sonra da uzay gemisi yapmadılar. Kendileri uzay gemisiydiler.
Ancak makine-varlıkların devri de çabucak geçti. Bitmek bilmeyen deneyleri sırasında, bilgilerini uzayın kendi bünyesinde depolamayı ve düşüncelerini sonsuza dek donmuş ışık kafeslerinde korumayı öğrenmişlerdi. Sonunda maddenin egemenliğinden kurtulup ışınım yaratıklarına dönüşebildiler.
Böylelikle kendilerini saf enerjiye dönüştürdüler. Binlerce gezegende açtıkları boş yuvalar ölümün umursamaz dansıyla titredi ve paslanıp ufalandılar.
Artık Galaksi'nin efendisiydiler ve zamanın yakalayamayacağı kadar ötesindeydiler. Dilediklerinde yıldızlar arasında dolaşabiliyorlar ve uzay boşluğuna ince bir sis gibi çökebiliyorlardı. Ancak tanrısal güçlerine rağmen özlerini, yok olmuş bir denizdeki ılık balçığı unutmamışlardı.
Ve hala atalarının uzun zaman önce başlattıkları deneyleri gözlüyorlardı.


2001: Bir Uzay Efsanesi - Arthur C. Clarke

İdefix Alıntı Yarışmasında görünce aklıma geldi. Paylaşayım dedim. Harika bir seri... :)
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı LegalMc

  • ****
  • 1215
  • Rom: 33
  • Unimpressed was his default state.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #29 : 02 Mayıs 2010, 19:13:25 »
 "Hiçte kötü görünmüyor," dedi kender(Tasslehof) neşeyle. Yere bağdaş kurarak oturmuş, dizlerinin üzerinde bir deste parşömen açmıştı; haritalardan birini elindeki bir parça kömürle çiziyor, Duacının Gözü Tepesi'ne giderken izledikleri yolu bulmaya çalışıyordu.
 "Görünüş aldatıcıdır, eli çabuk kenderler gibi," diye fısıldadı Rasitlin sertçe.


EjderhaMızrağı/Güz Alacakaranlığın Ejerhaları/Sayfa 98
Yaşasın!
Ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize.