ADA GEÇİŞİ BÖLÜM 1
Kimse görmedi o kapıyı kapıldıktan sonra güzel adanın büyüsüne.Sadece seçilmiş olan açar o kapıyı ölümleri dünyasından.Çok tehlikelidir kapının ardı için kimse kapıyı açmamalı.
Küçük ruloyu okuduktan sonra, 13 yaşındaki Angelo annesine ruloyu gösterdi.''Anne bunu tavan arasının penceresinin önünde buldum.Rüzgar getirmiş olabilir kağıt çok ince.Annesi de ''Bir adadan bahsediyor ama tam birşey anlayamadım.Bir kapı açılmasın diyor. Herhalde karşı sokaktaki kendini filozof sanan deli yazmış ve rüzgar da bunu buraya uçurmuş olabilir.''diye kendi düşüncesini belirtti.Babası kapıdan girdi.Angelo'nun annesi '' Hoşgeldin!Bugün işler nasıldı?'' dedi ve tam da kendisi nin söze başlarken kocasının söze başlayacağını fark etti ama konuşmaya devam etti.Adam ( Angelo'nun babası Jackson) ''Haraççılar benim onlara yarına kadar 3000 gümüş vermem gerekiyormuş ve bende bu kadar parayı asla elde edemem.Bunun için hemen buradan uzaklaşmamız lazım bir gemiye kaçak yolcu olarak bineceğiz ve buradan kaçacağız.Yarın buradan uzakta olan Zeş'e gideceğiz her ne kadar fakirlikten ölmek üzere olan bir ülke olsada şuan başka şansımız yok.Şafakta gemiye bineceğiz.''Annesi Angelo'yu odasına götürdü ve ''Sen burada kal biraz tatlım tamam mı?'' dedi.Angelo başını onaylarcasına hızlı hızlı başını aşağı yukarı salladı.Annesinin babasıyla tartıştığını duyabiliyordu.

vs

Tam güneş doğarken kalktık.Babam eşyalarımızın çok azını almamızı söylemişti.Bizde öyle yaptık ve onları çantalara attık.Ama limana vardığımızda 5 serseri tipli adam yolumuzu kestiler ve pis pis sırıtıp babama doğru yürüdüler.Jackson ''Bunlar haraç isteyen serseriler.Siz kaçın ben onları oyalarım.''
Çetedeki adamların ellerinde bıçaklar ve sopalar vardı ama en öndeki adamın elinde bir kılıç vardı.
Angelo babasına döndüğünde babasının sopalarla dövüldüğünü gördü.Annesi ile gemiye binmek üzereydiler.Babasının geri geleceğini düşünen Angelo gemi hareket edince düşündüğünün aksini olacağını anlamıştı.Angelo zeki bir çocuktu ve annesinin, babasını öyle bırakmasına sinirlendiği için annesine orada ‘’Babama nasıl bunu yaparız !’’ diye bağırdı.
Annesi ‘’Baban bizim yaşmamız ve mutlu olmamız için kendini feda etti.‘’
Angelo yolculuk boyunca güvertede durmaya karar verdi fakat kaçak yolcu oldukları için bulundukları o küçük silah deposundan çıkamadı.Annesinin yüzüne bakmak istemiyordu ve babasını bıraktıklarına inanamıyordu.Tam eski evlerinde bulduğu o kağıt parçasında yazan yazıları aklında getirecekti ki yukarıdan çığlıklar gelmeye başladı.’’Elfler ok atıyor!Kadınları ve çocukları filikalara bindirin!’’sesi geldi,cümle bitti ve annesiyle bulundukları geminin silah deposundan fırladılar.Elflerin gemisi ile aralarında 100 metre vardı Angelo ve annesinin bulunduğu yolcu kafilesi kalkanların koruması altında filikalara doğru götürülüyordu.Koruma görevini üstlenen kalkancıların sayısı 6 tane iken korumaya çalıştıkları yolcu sayısı 20 tane idi.Angelo yolcuların ortasında annesi ise kalabalığın ittirmesi ile en öndeki sıralardaydı.Gözünün önünde askerlerin tektek oklarla vurulup yere düştüğünü görüyordu.Ateşli okları artık kalkancılara doğru atmaya başlamışlardı ne de olsa ganimetler arasında yolculardan alınmış mücevherlerinde olmasını istiyorlardı.Ön sıraya doğru atılan sayısı 10’a yakın oktan 5’i kalkancıları vurdu yolcular kaçmaya başladı bende indirilen çocuk filikasına doğru koşarken gözlerim annemi arıyordu.Annemde kadınların bulunduğu filikaya koşuyordu o an filikaya girerken gördüm tam o sırada geminin yanmaya başladığını fark ettim elfler gemiye doğru yaklaşıyordu.
Gemiden çok uzaklaşmıştık dalgalar bizi sürüklüyordu.Filikadaki en büyük çocuk bendim. Benden 1 yaş küçük Arnold ‘la iyi anlaşıyorduk.Filikanın altında kara bir şeyin hareket ettiğini gördüm ve Arnold’a söyledim diğer çocuklar panik yapmasın diye onlar birşey söylemedik zaten 3 çocuk vardı onlarda 5-6 yaşlarındaydı.Arnold ‘’Yapacak pek bir şeyimiz yok. Küreklerimizi denize düşürdük’’dedi.Bende ona katılıyordum.’’Tamam .‘’dedim.Ama o kocaman yaratığın kapkara gözlerini görene kadar böyle düşündüm mutlaka kaçmalıydık.Filikayı devirdi ve iki çocuğuda karanlık suların dibine doğru çekti ve ben suda hızlıca yüzererk kaçmaya çalışırken Arnold’ı kafasının üstüne koydu boyu su yüksekliğinin 5 metre üstünde gözüküyordu.Arnold’ı bırakmazdım o an aklıma burada ölebileceğim geldi bu koskoca pullu yaratığın azının içinde ve annemle babam aklıma geldi gözümden yavaş yavş yaşlkar süzülüyordu.Anneme bağırmıştım ve birbirimizle veda bile edemedik.Sonra kendimi topladım ve içimden şimdi gözyaşı dökmenin sırası değil dedim.Canavar kağıtta okudğum sözleri söylemye başladı sesi çok tırtıklı kalın ve korkutucuydu yani karanlık sulardan geldiği belli oluyordu. ‘’Kimse görmedi o kapıyı kapıldıktan sonra güzel adanın büyüsüne.Sadece seçilmiş olan açar o kapıyı ölümleri dünyasından.Çok tehlikelidir kapının ardı için kimse kapıyı açmamalı.’’Sonra ‘’Seçilmiş!Seçilmiş!Seçilmiş!’’diye tekrarladı gözleri bana bakıyordu.
Sabah uyandım bir kumsalda yatmıştım ve Arnold beni dürtüyordu’’Angelo!Angelo!’’ uyan iki tane gulyabani geliyor kaçmalıyız.’’dedi.Bende uyku sersemi bir şekilde ayağa kalkıp etrafa baktım ağaçların arkasından iki tane ince uzun gulyabaninin geldiğini gördüm ve gözlerim ovuşturdum.’’Arnold koş !’’dedim.İkimizde topuklarımızı kalçamıza vurarak koşuyorduk.Kalbimin o an kanatlanıp uçacağını sandım.
Peşimizde gulyabaniler ellerinde dikenli sopalarla bizi kovalıyorlardı.Bulunduğumuz ada cennet gibiydi harika gözüküyordu.Dün gece aklıma canavarın dedikleri geldi ve irkildim.Aradaki farkı açınca bir sığınakvari bir mağaraya girdik.Arnold’la mağaranın diğer ucunda ne olduğunu merak edip o yöne doğru yürümeye başkadık cebimdeki kibritleri yakarken biryandan da Arnold’a evde bulduğum kağıdı anlatıyordum bir kapı gördük.Mağaranın sonundaydı .Yere paraleldi.Kapının üstündeki tozları silince kağıttaki yazının aynısı olduğunu fark ettim ama bu sefer ‘’Sadece seçilmiş olan kurtarabilir iki Dünya’yı da’’yazısı vardı.Kapıyı açtım ve o parlaklık gözlerimzi kör edecekti sanki.
DEVAM EDECEK