Yekta Kopan ‘Emre Yerlikhan’ı yazdı…

EMRE YERLIKHAN jpg

Yazar, seslendirme sanatçısı, program sunucusu ve birçoğumuzun kendisini NTV’de ki “Gece Gündüz” programından tanıdığımız Yekta Kopan, geçen sene İstanbul Kitap Fuarı sonrası kaybettiğimiz Emre Yerlikhan hakkında kendi blogunda bir yazı hazırlamış.

Bu vesile ile değerli Emre Yerlikhan‘ı bir kez daha saygıyla anıyor ve yazıyı buradan paylaşıyoruz.

Emre Yerlikhan’la TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki o kalabalığın, karmaşanın içinde, ayaküstü on dakikalık bir muhabbetin ve Gerekli Şeyler’deki birkaç karşılaşmada kısa süren fikir alışverişlerinin ötesinde dostluğum olmadı. Fikir alışverişi dediysem yanlış anlaşılmasın; konu çizgi roman olunca ben sadece sessiz bir dinleyici olurdum, o konuşurdu. (Gerekli Şeyler’in Reasürans’taki günleri… Ahmet, Hasan, Sercan, Emre…) Sonrasında Emre Yerlikhan’ın, Anıl Bilge ile Resif Kitap’ı kurduğunu öğrendim. Kendine ait bir bakış açısı, yayıncılık ilkesi olan, seçtiği yolun doğruları için ticaretin hayvansı çığlıklarına kulağını kapamayı bilen her yayınevine olduğu gibi, Resif’e de sevgiyle, ilgiyle baktım.

Derken o haber geldi. Emre Yerlikhan, 2009 yılının Kasım ayında bu dünyadan ayrıldı. Haberlere göre TÜYAP Kitap Fuarının son gününde domuz gribine yakalanmıştı (hatta virüsü fuar sırasında kaptığı da söyleniyordu), 41 derece ateşle hastaneye kaldırılmış, 6 gün boyunca yaşama savaşı vermişti. İlk günlerdeki domuz gribi teşhisi sonrasında yerini lösemi teşhisine de bırakmıştı gazete haberine ve Emre’nin babası Eşref Yerlikhan’ın açıklamalarına göre. Uzun bekleyişin sonunda, yaşama tırnaklarıyla asılmayı başaramadı Emre. 33 yaşında, çevirileri, yarım kalan kitapları, umutları, hayalleri ve dostlarının gözyaşlarıyla bu dünyadan ayrıldı.

Yaşasaydı bu yıl yine TÜYAP Kitap Fuarı’nda olacaktı.Bütün gün yayınevinin standında oturacak, bilim-kurgu ve çizgi-roman tutkunlarıyla çaylı-kahveli muhabbetlere dalacaktı. Kitabını imzalayacaktı okurlarına. Yorucu geçen günün sonunda dostlarıyla biralayacaktı. Olmadı.

Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’na giden herkes, kitapların arasında dolaşırken Emre’ye de bir el sallasın isterim. Keşke fuar yönetimi bir salonun girişine, bir fotoğrafını koysa, altına da “Emre bu yıl da aramızda,” yazsa da, biz de önünden geçerken bir selam çaksak.

Ben selamımı buradan çakıyorum; selam olsun sana “babel”, selam olsun Emre!

Yekta Bey’e bu düşüncelerinden ve selamlarından dolayı sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, Emre Yerlikhan’ın anısını yaşattığı için bir kez daha saygıyla selamlıyoruz.

Yazıyı Yekta Kopan’ın Fil Uçuşu adlı blogundan okumak ve yorumlamak için buraya tıklayabilirsiniz.