Zaman Çarkı’nın on üçüncü kitabı Towers of Midnight / Geceyarısı Kuleleri bitti. Tüm taslaklar tamamlandı, son düzenlemeler yapıldı ve kitap teslim edildi.
Kitabı zamanında (ya da aşağı yukarı zamanında) bitirebilmek için gösterdiğim çaba beni oldukça yordu. Geçen hafta çarşamba ve perşembe günleri, iyileşmeye çalıştığım için tamamen işe yaramaz vaziyetteydim. Ve bu tarz şeylere sıkılıkla ihtiyaç duyan biri değilimdir. Buna rağmen kitabın çok iyi olduğunu hissediyorum. Yayınlanma tarihi 2 Kasım 2010 olarak belirlendi ve bu noktada bunu ıskalama ihtimalimiz kesinlikle yok. Şimdi gidin, ön siparişlerinizi verin ve önümüzdeki turlarımda beni görmeye gelmek için planlarınızı yapın. Her şey yolunda görünüyor.
Bu da bittiğine göre artık oturabilir ve kitaba bir bütün olarak bakabilirim. Daha önce de söylediğim gibi, ondan çok memnunum. Aylardır herkese söylediğim gibi bu kitabın pek çok açıdan Zaman Çarkı’na FIRTINA TOPLANIYOR’dan daha sadık olduğunu hissediyorum. İnsanların “Fırtına Toplanıyor’”u okurken aldıkları hazzı aynen devam ettireceğini umuyorum. Fakat aynı zamanda “Gece Yarısı Kuleleri” bir önceki esere göre daha geniş bir konuyu ele alıyor, daha büyük bir resme odaklanıyor ve bir önceki kitapta ihmal edilen ya da eksik kalan pek çok karakteri geri getiriyor. Onlara ulaşmak için bazı noktalarda zamanda geriye atlasak da, bir yandan Rand/Egwene ve diğer karakterlerin hikâyesi de sürüyor.
Umarım keyif alırsınız. İçinde, okumak için çok ama çok uzun zamandır beklediğimiz bazı bölümler var. Yazarken kalbimi kıran bölümler ve her bakışımda yüzümde bir gülümseme oluşturan diğerleri…
Bağlantılı Haber : 13. Kitap “Geceyarısı Kuleleri” ÖN OKUMASI Yayında !!!
Şimdi her şey tamamlandı ve benim için mola verme vakti geldi. Yaklaşık üç yıldır, tam gaz Zaman Çarkı ve “Stormlight Archive”in üzerinde çalıştım. Son on sekiz ay özellikle çaba gerektiriyordu: Haftanın yetmiş saati doluydum. Pişman değilim, kesinlikle bundan şikâyet etmiyorum. Kontratları imzaladığımda son teslim tarihlerini kabul etmişim demektir ve işimi seviyorum. Sevdiğim bir şey üzerinde memnuniyetle günde on iki-on dört saat, haftada altı gün çalışırım: Özellikle de bunun anlamı nefret ettiğim bir şey üzerinde günde sekiz saat, haftada beş gün çalışmam gerekmiyor demekse… (Bu aşağı yukarı, yazmaktan başka her şey olabilir).
Ancak kendimi tüketmemek için de dikkat etmeliyim. Yani, geçen yaz yaptığım gibi biraz izin alacağım ve yan projeler üzerinde çalışacağım. Bunlar benim için çok rahatlatıcı şeyler – son teslim tarihi bulunmayan ve görmek için bekleyen hiçbir editörü olmayan kitaplar. Muhtemelen sadece tek bir şey yazmak için zamanım olacak ve bunun ne olacağından henüz emin değilim. Ama bir epik fantezi olmayacaktır. (Kendime ayıracağım süreden çok daha fazla zaman alıyorlar.) Sanırım bir YA romanı ya da belki daha vahşi bir şeyler bile olabilir, şehir fantezisi veya o tarz bir şeyler gibi. Belki de bazı kısa hikâyeler…
Ne yapacaksam, başladığımda sizlere duyuracağım. Ayrıca kitap okuyacak, video oyunları oynayacak ve Magic Kart desteleri yapacak zamanım olacak. Son birkaç haftadır bana bu kartları gönderenlere buradan özel bir teşekkürde bulunmak istiyorum. Herkese teşekkür etmeye çalıştım ama hâlâ haberdar edeceğim birkaç kişi var. Ancak dilek listemden elime ulaşan bazı şeylerin üzerinde kimlerden geldiğine dair hiçbir şey yok.
Bu kartları özellikle Dragon*Con’a götürmek ve onlarla eğlenceli şeyler yapmak niyetindeyim. Bununla ilgili hafta içinde duyuru yapacağım, ama Magic Kartlarını seviyorsanız ve Dragon*Con’a geliyorsanız birlikte oynama imkânı bulabiliriz. (Archenemy destesi getirmeyi ve çoklu oyuncularla epik, geniş ölçekli oyunlar denemeyi düşünüyorum.)
Her neyse, bu hafta içerisinde sayfamı tekrar kontrol ettiğinizden emin olun, eksik blog girdilerini (son birkaç ayın eksikliklerinden dolayı özür dilerim) bu hafta düzenli olarak yayınlama niyetindeydim. Muhtemelen şimdi sadece bir hafta uzaklıkta olan “The Way Of Kings” hakkında bir şeyler yayınlayacağım ve belki boş aylarımda yapacağım planlarımla ilgili bir şeyler de yollarım.
Şimdilik planım, 1 Ocak 2011’de “A Memory Of Light”a başlamak.
Bu kadar harika olduğunuz için hepinize teşekkürler.
Brandon Sanderson