"Siyahlı adam çölde kaçıyordu, silâhşor de peşindeydi .." cümlesiyle King'in en büyük eserinin ilk bölümüne başlıyoruz...
Öykümüze dünyada geriye kalan son silâhşor Gilead'lı Roland ile başlıyoruz. Roland siyahlı adamı evrenin en büyük çölünde kovalarken, yaşadıkları tuaf olarak onda daha önce yaşanmışlık hissi uyandırıyor.
Kitabın her bölümü ilk önce The Magazine of Fantasy and Science-Fiction dergisinde kısa öykü olarak yayınlanmıştır.
Karakterlerİlk bölümde öncelikle Roland ile tanışıyoruz, son silâhşorle. Onun geçmişiyle ilgili az çok birşeyler öğreniyoruz; eski dostlarını az biraz tanıyoruz, erkeklik sınavını nasıl kazanıp silahşör olduğuna ve Gilead'daki bir vatan haininin nasıl asıldığına şahit oluyoruz.
Başlangıçta Roland çölde bir eşek ile seyahat ediyor, ancak eşek güneşin kavurucu sıcağına dayanamayıp ölüyor. Çölde yaşayan ve mısır tarlalarına sahip olan kızıl saçlı adam Brown'ın kuzgunu Zoltan eşeğin gözlerini yiyor.
Bu kitapta ayrıca ilerde çok iyi bir silahşör olacak olan çocuk John Jake Chambers ile de tanışıyoruz. Jake, anlaşılana göre bizim dünyamızdan, New York şehrinden geçiş yaparak orta dünyaya gelmiştir. Siyahlı adamın kontrolünde olan itici adam Jack Mort tarafından bir arabanın altına itilir ve ölür. Roland ile duraklama yerinde karşılaşırlar. Ondan sonra Roland'ın uzun yolculuğuna Jake de katılır. Ne var ki Jake dağ geçidinden geçerken düşer, Roland o ve siyahlı adam arasında seçim yaparken çocuk ona meşhur sözünü söyler "O halde git, bundan başka dünyalar da var..."
Siyahlı adam da bu kitapta önemli bir role sahip. Sonunda gerçek adının Walter O'Dim olduğunu öğreniyoruz, Tull'da şeytani güçlerini kullanarak şeytanotu yiyen bir adamı iyileştirdiğine şahit oluyoruz. Walter serinin sonuna kadar önemli karakterlerden biri olmayı sürdürüyor.
Önemli MekanlarTull Kasabası : Roland'ın bir din manyağı kadın olan Sylwia Pittson'un kışkırtması sonucu bütün sakinlerini kendisini korumak için öldürdüğü yer.
Mohaine Çölü : Uçuz bucaksız kumlardan ve çatlak topraklardan oluşan çöl, monotonluğun simgesi.
Duraklama Yeri : Waystation, Roland'ın siyahlı adamın peşindeyken kaşına çıkan küçük bir istasyon. Roland burada Jake'i , atom enerjisiyle çalışan bir su pompası, (bunu öyküye sonradan eklemiştir, garajdan çıkardığı zaman Smile) konuşan bir iblis ve bir de daha sonra şeytanlara karşı kullandığı bir çene kemiği bulur. Konuşan iblis daha sonraki kitaplarda karşımıza çıkacaktır.
TerimlerKhef, Manni, Sent West, Ka, Ağır Değişkenler, Konuşan Çember
The Gunslinger'ın yeniden düzenlenmiş hali Ağustos 2003'de piyasaya çıktı. King ilk kitaba, seri arasında zaman aralığından oluşan bazı aksaklıkları gidermek için çeşitli değişimler, eklemeler yaptı. Eskisi mi daha iyiydi yoksa yenisi mi tartışması olmasına rağmen, çoğu kimse orijinalliğin gücünü taşıdığı için eskisini tercih ediyor. Yine de iki kitap arasında pek fark yok.
Yeni Versiyondaki Bazı Değişiklikler
*Başlangıçta Roland'ın başı dönüyor (neden acaba

), etrafında gölgeler uçuşuyor gibi.
*19 numarası tanıtılıyor.
*Maerlyn ve Yaratık kelimeleri Legion ve Kızıl Kral olarak değiştiriliyor.
*Walter'ın aslında Marten olduğunu öğreniyoruz.