Sabah 10:00'da Kadıköy'deydim, Adramelech ve bir arkadaşı tüm gece uyumadıkları için hemen kalkıp gelmişler, Oyun Mühendisi'nin hemen yakınında olan bir cafede (ismini hatırlamıyorum ama wireless şifresi aklımda) buluştuk, oturduk sohbet ettik biraz, acayip sosyetik birkaç dakika geçirdikten sonra Amras Ringeril'de bize katıldı. Yarım saatlik oturuştan sonra kalktık ve Limon Cafe'ye geçtik.
Hemen cafenin önünde elinde sigarasıyla bir adam duruyordu. Önceki gün, "Cafenin önünde sigara içen birisi varsa o benimdir." diyen Canina geldi aklımıza. Ve inanır mısınız o çıktı! Şaşkınlığımızı kısa sürede üzerimizden atıp cafeye geçtik.
Limon Cafe'de birkaç dakika oturduktan sonra Amras Ringeril'in o yüreğimi hoplatan cümlesi çalındı kulaklarıma:
"Laaan, "PASTA"yı ayarladın değil mi???!!1"
İşte o "PASTA" kısmında beynimden vurulmuşa döndüm. Sabahın erken saatlerinde gelmeme sebebiyet veren olay aklımdan çıkmıştı! Bütün suçu Adramelech'e atarak hemen Amras ve Canina ile pasta bulmaya koştuk. Hem geç kalmış hem de utanmadan girdiğimiz tüm pastahanelere, "Hocam ejderhalı yok mu?" diye soruyorduk. Tabi yanıt olarak anlamsız şekillerde bakan suratlar...
Bayağı bir aramadan ve yine Adramelech'ten gelen "Nerede kaldınız?!" telefonundan sonra bir pasta seçip tekrar cafe yolunu tuttuk. Bu arada yürürken Amras'ın İstanbul'a hala ayak uydurmayı başaramamış olduğunu da bizzat gözlemlemiş olduk. Ki bu da farklı bir yazı konusu...
Cafeye geçtiğimizde, Adramelech'in tek başına uzandığını gördük. Arkadaşı farklı ve derin mevzulardan dolayı ayrılmak zorunda kalmıştı. Zaten bize özel oda ayarlanmıştı ama sevgili olan farklı iki kişi de oradaydı. Fakat bir süre sonra, belli ki Adramelech'ten rahatsız olan ikili, odayı terk ettiler. Tüm mekan bize kalmış oldu!
Pastayı cafe görevlilerine verdikten sonra gelecek olan kişileri teker teker aramaya başladık. Çoğu 45 dakika -1:30 saat sonra orada olacağını belirtiyordu ki akabininde cafenin karşı tarafında bekleyen iki kişinin, "Şşş Kayıp Rıhtım'mısınız olum siz?!" dediklerini duyduk. İşte bu güzide ikili alpi ve fleerdelis'ten başkası değildi. "Hocam hoşgelmişsiniz, buyrun mekanımıza geçelim." diyerek onları da kattık aramıza ve bekleyiş heyecanla devam etti.
Heyecanlı bekleyiş sürerken odanın her tarafında bulunan yazılardan oldukça etkilenmiş olacağız ki bir "Kayıp Rıhtım" yazalım mı diyalogu başladı. Alpi bir taraftan, ben diğer taraftan, Amras öbür taraftan ve Adramelech'te beri taraftan bir yerlere Kayıp Rıhtım yazma girişimine başladık. Özellikle elindeki makas ile duvarı kazıyan Adramelech görülmeye değerdi. Ama tam moda girdiği sırada alpi'nin, "Beyler cafe sahibi geliyor, kaçın." cümlesi ile Adramelech'in bir anda makası yok ederek ışık hızına erişebildiğini öğrenmiş olduk!
Bu keyifli ve türlü türlü yerlere yazdığımız Kayıp Rıhtım muhabbetinden sonra, beklediğimiz black_helen aramıza katıldı. Daha sonra kendisi hakkında sohbet ederken konu Fransızcaya ve benim ne kadar fransızca düşkünü bir erişkin olduğuma geldi. Siz düşünün artık! Fakat black_helen'in daha ortaokullardan beridir Fransızca okuduğunu duyunca meşhur ve mütevazı zekam sayesinde siteye Fransızca kaynaklı haberlerin nasıl çevirileceği sorusuna çözüm bulmuş oldum! black_helen'la görüşmelerimiz devam ediyor, sigorta istiyor ama bakacağız....
Daha sonra süpriz bir şekilde alpigray^ ulaştı ve "Kayıp Rıhtım mıdır burası!" diyerek gelip oturdu. "Akşam için sınırım yok, sabahlayabilirim." deyince kendimden utandım. Adam site üyesi olarak, "her türlü varım" kozunu oynayabiliyorken benim daha akşam sekiz olmadan tıpış tıpış eve gideceğim gerçeği çok kötü koydu. İşte bu yüzden FRP Karakter Kağıdıma "GURUR" ekledim. Yoksa farklı bir amacım yoktu...
Neyse efenim biz bekleye dururken KoyuBeyaz'ın nedense her aradığımızda "Kadıköy'deyim" cevapları şüphe uyandırmaya başladı.Ama sonradan anlaşıldı ki bu karışıklığın ardında yatan sebep de Adramelech'miş!!! Adam Kartal demiş ama Adra Kadıköy anlamış ve bu yüzden biz de erken bir saatte beklemeye başlamışız. Zaten bu tartışmalar süregelirken KoyuBeyaz girdi içeri ve "Tartışmayı bitirin arkadaşlar, geldim işte ne bağrıyorsunuz!" demedi ama yüz ifadesinden anlaşılıyordu bunu demek istediği.
Ve sonra Clorus'un biraz daha gecikeceğini öğrendik. Biz bekleyeduralım, cafe sahipleri artık bunlarda çok oluyor düşüncesiyle içecek-yiyecek bir şey ister misiniz dedi ve içeceklerimizi söyledik. Ama içeceklerle birlikte istemediğimiz halde pastamız da hazırlanmış bir şekilde geldi. Biz de ne yapalım diyerek kutlamaya başladık. Ve böylece eğlencemiz başlamış bulundu!
Eğlence daha yeni başlıyor derdim ama o zaman bir bu kadar daha fazla yazmak zorunda kalacağım o nedenle kısa kısa geçiyorum.
Black_helen bir saat kaldı ve asaleti ve elitliğini de yanına katarak bizleri yalnız bıraktı! Çok güzel bir saat oldu ama gitmesi gerekiyordu, e kız bizim gibi değil, Fransız okullarla uğraşıyor sonuçta. Hepimiz, Adramelech'in daha sonradan karakter kağıdımıza işleyeceği Empati özelliği sayesinde bunu anlayışla karşıladık ve kendisini yolcu ettik. Ama neyse ki üzülmemize fırsat tanımadan Clorus'un gelişi haberini aldık ve nedenini anlayamadığımız bir sevince boğulduk. Ben Clorus'un yolunu Akmar önünde bekleyiverirken dayanamadım ve hemen Akmar'ın girişinde bulunan kitapçılara şöyle bir göz attım. Artık nasıl olduysa iki kitap almışım, Clorus'un geldiği zaman farkettim bende. Bu konu üzerinde hala kafa yoruyorum.
Clorus'da gelip pastasını yedikten sonra, daha doğrusu bir parça aldı gerisi kaldı - çöpe gitmesin yiyin biriniz dedim ama kimse yanaşmadı neyse, Limon Cafe'den ayrıldık ve FRP mekanımız olacak 23'e doğru yolculuğa başladık. İşte o arada yukarıda görmüş olduğunuz "Rıhtım Hatırası" resmini çektik. Ayrıca Oyun Mühendisi'nin oradan geçerken de birkaç "Hadi Oyun Mühendisi'ne girelim orada, ikinci katta oynayalım. Boşverin 23'ü." cümlesine benzer söylemler kuran bazı kişiler çıktı. Neyse ki katı ve baskın rejim olduğumuzdan hemen bu seslerin önüne geçtik ve bastırdık. 23'e doğru yolculuğumuza devam ettik.
Ve nihayet 23'teydik. Bodrum kat tamamen bizimdi. Bir güzel-bir kötü müzik eşliğinde kurulduk, Clorus'la daha sonrasında yapamayacağımız bir konuşma için sözleştik, içeceklerimizi söyledik ve inanamayacaksınız ama Canina sayesinde tuvalletten konuşmaya başladık. Canina o kadar korkutucu ve ilginç şekilde anlattı ki tüm grup sırayla tuvalete girdik ve her giren en az beş dakikasını içeride geçirdi. Sanırım 23'ün en fantastik yanı orasıydı. Kapıya yazılan "Çıkış Yok" kelimesini ve içerideki bazı şeyleri ise uzun bir süre tartışacağıza benziyor...
Bu tür vakit kaybettirici olayları da geçtikten sonra nihayet Adramelech'in sabahtan beridir överek bahsettiği ve bunun için oldukça iyi bir çalışma yaptığı FRP oyunumuza geçtik. Hepimize karakter kağıdını verdi ve oyunumuza başladık. İşte bu sırada Jean Valjean'ın telefonu geldi. Kısa ve öz bir şekilde: "Neredesiniz?" dedi. Biz de aynı şekilde "Mekanda." diye yanıtladık. Kısa bir "Tamam." cümlesinden sonra telefonu kapattı. Fantastik bir grubuz ya illa böyle gösteriş yapacağız çünkü! (Yani tam olarak böyle olmadı da varın böyle bilin yahu!)
Jean Valjean'ı da gidip aldıktan sonra fotokopi çekmek için girdiğimiz internet cafeyi işleten adamın çatallarını da görerek tekrar 23'e geçtik. İşte asıl serüvenimiz burada başladı. Oyun hakkında gerekli ayrıntıyı Adramelech zaten yazmış üstlerde. Oradan okuyabilirsiniz. Ama gerçekten eğlenceli ve güzel bir oyun oldu. Canina ve benim karakter kağıtlarımızın neredeyse aynı olması, ikimizin ortak olması ve yine aynı şekilde ikimizin beraber mekanı terk etmesi ise nasıl yorumlandı bende meraklar içerisindeyim.
Ama bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum:
Ben o mızrağı meleğe verirdim vermesine de o zaman iyice geç kalacaktım eve. Baktım oyun bitecek gibi değil, hemen gerekli olanı yaptım. Ve böylece öldüm. Yoksa tabii ki o kıza verecektim mızrağı, ayıpsınız yani. Altı üstü bir mızrak. Hatta mızrak bile değil, ucu!
Benim için böylece gün bitmiş oldu. Eve gittiğimde tükenmiştim ama çok hoş bir gün geçirmiştim. Ama belirteyim: FRP hoş değildi... (Oyuncu arkadaşlara selamlar.)
Ben buradan gelen arkadaşların hepsine teker teker teşekkür ediyorum. Bu güzel günümüzde, 3. yılımızda da bizi yalnız bırakmayıp eğlencemize ortak oldukları ve ortamı daha da eğlendirici bir hale getirdikleri için özellikle...
alpi ve fleerdelis'te buluşmaya renk kattılar, ilk buluşmamızı gerçekleştirdiğimiz için fleerdelis çok fazla konuşamadı ama eminim diğer buluşmalarda elini masaya vurup "Susun lan, yeter, ben konuşuacam!!!" diyecektir. Ben susarım susmasına da Adramelech'i bilemedim şimdi...
Clorus'un FRP oyununda birçok şey yapacağına inanıyordum ama ormanın ruhları tarafından doğranması çok kötü olmuş be arkadaş! DM'i protesto ediyorum! Kendisi de buluşmaya renk kattı, özel bazı durumlarına rağmen ve pastayı yememesine rağmen sessiz sedasız üsturuplu ve oturaklı duruşu ile ne işim var benim burada ifadeleri vermeden durmak ancak Clorus'a ait bir özellik olabilir, akabininde şu an kurduğum cümleyi sanıyorum ben bile tam olarak anlayamadım. Bu da yaradanın bana uygun gördüğü bir şekil herhalde, ne dersiniz?
KoyuBeyaz buluşma organizatörü olduğu için, yaptırmadığımız kalmadı kendisine. Her yeni mekana girişimizde adamı sürüyorduk öne. Şu anda büyük ihtimalle intikam planları kuruyor, bu nedenle uzun süre boyunca buluşmaya katılan arkadaşların KoyuBeyaz'ın açtığı FRP oyunlarına katılmamasını öneriyorum, siniri geçmeden neler yapar kim bilir!
alpigray^ hepimizin unuttuğu ve bilmediğimiz terimleri hatırlattığı için gözleri üstüne çekti. Cidden şu anda söylemiş olduğu terimleri unuttum bile ben. Sanırım renk diye buna denir!
Canina, Amras ve Adra'dan bahsetmeme gerek yok herhalde. İlginç olan en çok konuşan bu üçlü olmasına rağmen en az bahsettiğim kişiler oluyor. Neyse şu kurduğum cümle bile fazla geldi sanki o yüzden noktayı koyuyoru...- (cümleyi bitiremedim.)
Yine buradan özellikle black_helen ve Jean Valjean'a teşekkür edeyim. Çok fazla konuşamayıp, muahbbet edemememize rağmen yine de oraya gelmek için çaba sarfettiler. Umuyorum ikisi de eğlenmiştir. İkisine de tek tek soracağım, hele bir beğnmedik desinler... Hehe şaka şaka, yok böyle bir şey, biz baskıcı ve katı bir rejim değiliz sonuçta?
Son olarak eğer okumaya zaman bulduysanız siz üyelere sesleniyorum:
Çooook şeeeyy kaaaçırdınıııız.
@Hurin: Uzunluk hoşuna gitti, değil mi?
@Site üyeleri: Resimler az sonra geliyor!