Bu minik kitap çok önemli.
Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar'ı üç bölümde incelemek gerekiyor, zira bu kitap üç şeyi anlatıyor. İlk bölüm neredeyse kırk veya kırk beş sayfalık bir bölümü kapsıyor, bildiğimiz Kara Kule hikayesi devam etmekte. Yeşil Saray'dan ayrılan Roland ve arkadaşları daha doğrusu ka'tet'i karşımıza çıkıyor. Ama bir eksik var, Jake ve Oy önden gitmişler, bu açıklamalardan sonra ilk konuşma Susannah'ın sorusu üzerine, Roland'ın değil de Eddie'nin cevaplamasıyla başlıyor. Roland ve ka'tet'i yollarına devam ediyorlar, bir göl kenarına geldiklerinde, uzaklardan Jake'i, Oy'u ve Bix'i görüyorlar. Bix onları maceralarında sandalla ileriye geçirecek olan Orta Dünya'lı, sadece geçirmekle kalmayacak ve onlara fırtınanın yaklaştığını ve sığınmaları için bir yerler önerecek. Nitekim fırtına gelecek. Taştan bir eve sığınan yoldaşlar burada fırtınanın geçmesini ve tekrar yola düşmeyi bekleyecekler. Roland'ın anlatacağı iki hikaye burada başlayacak ve yaklaşık olarak kitabın %80'lik bir bölümünü kapsayacak.
Bu hikayelerden ilki, Roland'ın gençlik yıllarında bir arkadaşıyla yaşadığı macerayı ele alırken, diğeri ise Roland'ın annesi Gabrielle Deschain'in oğluna anlattığı ''Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar''ı ele alıyor ve kitabın ismi de buradan gelmektedir. Roland annesini öldürmüştür ve acısını dindirmek için anlatma gereği duymuştur. Pişmandır. Vicdan azabı çekmektedir.
Stephen'in ön sözünde seriyi daha okumamış hayranların bu kitabı okuyacaklarını belirtiyor ve kitabın içeriği hakkında bilinmesi gereken iki şeyi açıklıyor bizlere: Orta Dünya nedir ve Gilead'lı silahsor Roland Deschain kimdir. Ve ekleme yaparak, diğer kitapları okumamış olsanız bile kitabı okurken keyif alacaksınız diyor.
Hikaye içinde hikaye okumak isteyenler, Kara Kule'ye tekrar dönmek isteyenler, Kara Kule'ye başlamak isteyenler: bu kitabı okusunlar!