Yaşlı Adamın Savaşı
Kitaba hep mesafeli yaklaştım. Ne zaman raftan alsam, kitapevini elimde o kitapla dolanıp en sonunda raftaki yerine geri koyardım. Ne zaman Yıldız Gemisi Askerlerini okudum ve Hazal Hanım Yıldız Gemisi Askerleri'nin
video incelemesinde YAS'ının
Bitmeyen Savaş'a daha yakın olduğunu bahsetti, benim de inadım kırıldı.
Konu Bitmeyen Savaş ile benzerlik olunca merakıma yenilip ilk başta son sayfayı okudum. O da ne! İntihal mi!? Hazal Çamur'un benzerlikten kastı, aslında, YAS'ının Bitmeyen Savaş'ın kopyası olabileceği miydi yoksa!? Eh, cevap kuşkunun yarattığı sorularda bulunamazdı. Ben de başladım en başından okumaya.
Kitabı bitirince anladım ki, Hazal Hanım Bitmeyen Savaş'a benzetmekte haklıymış ve ben intihalden kuşkulanmakta aceleci davranmışım. YAS'ı tanıdık temalara ve esin kaynaklarını akla getiren durumlara sahip olmakla birlikte bunlar üzerinden ve bunlar dışında da kendine özgü bir doku yaratmada başarılı. Yıldız Gemisi Askerleri ve Bitmeyen Savaş'taki yüksek teknoloji ile donatılıp insan toplumundan uzaklaştırılmış asker temasını basit ama basit olduğu kadarda zekice bir yöntem ile birleştirilmesi, sadece albenilik bir tasarım değil. İlk başta, okurun idrak edebileceği seviyede sunulan araçsal ve amaçsal gerçekçilik ile karşılaşılan uzaylı halklar ve beraberlerinde getirdikleri yeni olasılıkların çarpışmasıyla, her olasılığa karşı esnek olmanın hayati önem taşıdığı bir evren söz konusu. Koloni Savunma Güçleri'de bu ihtiyaca cevap verecek esneklikte tasarlanmış haliyle. Askeri eğitim kısımlarındaki Başçavuş'un lafları, insan merkezli kurgulardaki uzaylı düşmanların gene insana benzetilerek tasarlandığı, YAS'ındaki gerçeklikte ise bu türden bir tasarıma yer verilmediğinden bahsediyor bir nevi. Her olasılık demişken, kitapta geçen türlü uzaylının beraberinde getirdiği idrakı basit, kabulü zor aykırılığa rağmen, karikatürize bir gülünçlüğe düşülmüyor. Kitap gerekmediği müddetçe, içerdiği absürtlüğe mesafeli davranıyor. Mizah faktörü, eğer karakterler özellikle yorumlamaya kalkmazsa, kendiliğinden ortaya çıkmakta. Mizah? Ha, evet. Yaşlı adamımızın ilk başta gıcık bulduğum mizahının eşinden gelen bir alışkanlık olduğunu anlayınca, eşini sevmiş olduğuna o an inandım. O zamana kadar ki aşıktım, seviyordum lafları basma kalıp laflardan ibaret gelmişti. Gerçek ve sadakatle hatırlanan aşk! YAS'ında ana karakterinin, öncülleri olan YGA'nin Rico'su ve BS'ın Mandella'sına oranla yaşadığı evrendeki etkisi daha fazla. Bu da kitabın öncüllerine oranla daha kişisel bir maceraya dönüşmesine vesile oluyor. Giderek şahsileşen hikayede aslında insan merkezciliğin ve kalıplaşmış yargıların, evrenin getirdiği yeni bilinmezler vesilesiyle ne kadar göreceli olabileceği; geçmişi de unutmamakla birlikte, değişim ve dönüşümü zorunlu gören bir hayat görüşü var. Tabii, bunları daha hafif tonlarda aktarıyor. Kitap, üstüne derinlemesine şeyler yazılabilecek unsurları, ana karakterin kişisel serüveninden sapmayacak yönde, gerektiğince aktarmış. Gerektiğincelik tavrı, içeriklerinin taşıdıkları potansiyelin kırpılması anlamına geliyor haliyle. Kitabın olduğundan fazlası olmasına çalışılsaymış işin içinden çıkılamazdı zaten. Pek şikayetçi değilim. Lakin kitaptaki evrenin renkliliği arasında belli sorular aklıma takılmadı değil. Bir kısmı kendiliğinden açıklanıyor elbet. Ama dediğim gibi, gerek görüldükçe.
Yaşlı Adamın Savaşı, eğlenceli yapıda, kolayca okunan, insanın evrendeki yerine dair esprili bir kitap. Olmak istediği en başından beri bu olduğundan, esin kaynakları olan Yıldız Gemisi Askerleri ile Bitmeyen Savaş'la kıyaslayamam. Sonuçta onların derdi farklı, Yaşlı Adamın'ki daha da farklı. Yaşlı Adamın Savaşı, gereklilik ve özelliklei üstüne çalışılmış bir alt türün kalıplarını kullanarak yeni ve eğlenceli işlerin çıkarılabileceğinin iyi bir örneği.
Ek: Kitap boyunca uzaylı saldırganlığının dünyevi amaçlarının yanında inançsal sebeplere dayanmasını unutmamak gerek. Davranışsal anlamda medenilik ile bilim ve teknolojideki gelişmişlik seviyesi arasında bağ olmayacağının, inançların toplumları şiddete meylettirmede itici güç olduğu vurgusu her fırsatta yer bulmuş.