"Sence bizim gemimize en çok hangisi işe yarar Philippa? Gözcü, aşçı, katip, mühendis? Hadi ben yemek yapmasını biliyorum, aşçı için biraz daha düşük istekli olabilirim... Neyse, buralarda bize yakışır iki subay görüyor musun? Senin hislerine güvenirim biliyorsun."
Kadın, Azathoth'un bu yorumuna soğuk soğuk "Teşekkürler kaptan." dedi ve etrafa bakınmaya başladı. Koyu Şarap, Caballo standartlarına göre ucuz bir handı; ancak daha ucuz mekanlar gibi bir pislik yuvası da değildi. İçeride bir şeyler yediğinizde akşama karnınızın ağrımayacağını bilirdiniz en azından. Masaların çoğu boştu, öğle yemeğini yiyenler gitmiş akşam yemeğini bekleyenlerse henüz gelmemişti. Yine de dolu masalar vardı ve bunlardan bazıları Azathoth'un aradıklarıyla dolu olabilirdi.
İçkilerinin gelmesini beklerken Philippa etrafı süzdü, işi bitince kaptana dönüp adaylarını açıkladı. "Birkaç işe yarar kişi görüyorum. Şu ikizler, arenada gösteri dövüşlerine katılıyorlar. Patty ve Selma. Kendi çaplarında meşhurlar." İkizlerin birinin belinde iki kılıç, diğerinde gürz ve hançer vardı. İki kılıçlı olan siyah saçlarını at kuyruğu yapıp beline kadar uzatmıştı, diğerinin saçları kulakları hizasında kesilmişti. Fazla konuşmadan oturuyor, birbirini yıllardır tanıyan insanların yaptığı gibi bakışlarıyla iletişim kuruyorlardı. Azathoth'un kızları incelediğini gören Philippa "Kaptan, ikizlerin ayrıldığını hiç görmedim. İkisini birden kiralamamız gerekebilir." diye ekledi.
"Arkada tek başına oturan kadın. Cüppeye benzeyen elbisesi olan. Caldeum akademisinden biri, boynundaki kolyeye bakarsak," gözlerini kısıp dikkatini o yöne çevirdi "Tarih, edebiyat ve dil bilimleri hakkında çalışmış." Philippa'nın bildiği, Azathoth'unsa yeni öğreneceği üzere Caldeum'dan mezun olanların bazıları özel sembollü kolyeler taşıyarak hangi alanlarda bilgi sahibi olduklarını dünyaya gösterirdi. Buna gösteriş merakı diyen de vardı, dürüstlük göstergesi olarak gören de. Cüppeli kadın içki ısmarlamıştı ancak bardağı doluydu, içmek yerine önündeki kağıt yığınlarını karıştırıp sürekli bir şeyler yazıyordu.
Onlar kadına bakarken yandan bir sürahinin kırılma sesi geldi. Herkes irkilerek o yöne döndü, ayakta iki kişi gördüler. Zengin denebilecek kıyafetler içinde, önüne şarap dökülmüş ve kızıp bağıran bir adamla mahcup görünüşlü, özür üstüne özür dileyen sarışın genç bir adam. Genç olan ayağı takılıp düşmüştü, düşerken de bir masaya vurmuştu. Masadaki şarap sürahisi de adamın üstüne devrilmişti. Genç adam eline bir bez alıp diğerinin üstündeki şarabı silmeye çalışıyordu ama nafile. Sonunda özürlerden bıkan adam diğerini başından savdı, masanın üstüne bir kese fırlatıp handan ayrıldı.
Azathoth olayı izlemeyi bitirip kendi masasına döndüğünde, şu ana kadar görmediği ve bundan sonra da çok ender görebileceği bir manzarayla karşılaştı. Philippa gülümsüyordu. Büyük bir gülümseme değildi bu, sadece dudakları biraz yukarı kıvrılmış, gözlerinin yanları biraz kırışmıştı ama bu Philippa için kesinlikle bir gülümseme sayılırdı. "Deminki çocuk," diye girdi söze, "Üstüne şarap devirirken çaktırmadan adamın para kesesini boşalttı. Hancı hesabın ödendiğini sanıyor ama çok yanılıyor. Eğer böyle birini arıyorsan bu çocuğa bir şans ver."