Hakmarun:
Diğer kıtalardan çok uzakta olan bu kıta-ada, çoğu kayıt altına alınmamış, unutulmuş, efsanelerle karışmış binlerce yıllık tarihe sahiptir. Yıkık dökük, terk edilmiş sayısız kadim şehir harabesi bunun ispatıdır adeta. Hakmarun diğer diyarlardan oldukça ayrık olmasına rağmen muazzam yaşamsal çeşitliliği vardır. Bunun sebebi; kıtanın her tarafındaki binlerce görünmez boyut kapılarıdır. Kimi havada, kimi yer seviyesine yakın, hatta kimi de yerin altında olan bu sayısız boyut kapıları sadece tek yönde çalışır. Sayısız bilinmedik diyardan emdikleri her şeyi Hakmarun’a doğru gönderirler. Bunlara boyut girdaplarının çıkışları demek daha doğru olur. Yolda yürürken birden havadaki bir delikten su, taş, toprak döküldüğünü görerek hatta değişik bir boyuttan gelen mistik bir yaratıkla burun buruna gelerek şaşırabilirsiniz. Eski bilgeler, “Hakmarun Evrenin çöplüğüdür!” demişler. Bu boyut kapıları çıplak gözle görülemez, ancak bu konuda altıncı hissi ve büyüsel yetenekleri olanlar yerlerini farkedebilir. Gerçi yerleri tespit edilen kapıların hiçbirini aksi yöne çevirebilmek mümkün olmamıştır.
Hakmarun normalde sıcak iklime sahip bir kıtadır ama kuzeyde “Soğuk Vadi” denilen muazzam genişlikteki arazide, binlerce boyut kapısından, aralıksız şekilde kar yağar. Bu kapılardan kar, fırtına şeklinde adeta fışkırmaktadır. Soğuk Vadi’de bu yüzden hiç durmadan devam eden bir kar fırtınası durumu vardır. Soğuk ve sıcak havanın temas etmesi sonucu, Soğuk vadinin etrafında daima geniş bir sis çemberi bulunur. Eriyen karların beslediği coşkun nehirler kıtanın batı tarafını çok verimli bir yapıya dönüştürmüştür ancak nehirlerin uğramadığı doğuı tarafı çorak ve verimsiz topraklarla kaplıdır.
Hakmarun’un bugünkü durumu:
52 yıl süren doğu-batı savaşı biteli henüz 2 sene olmuştur. Hadron Kralı Sebastian ile Maruk Kralı Hector yıllardan beri, zamanında dedelerinin başlattıkları savaşı devam ettiriyorlardı. Ancak savaştıracak doğru dürüst askerleri kalmadığında barış yapmanın kaçınılmaz olduğunu anladılar. Artık insan ırkında her erkek başına üç kadın düşmektedir, çünkü erkeklerin çoğu savaşlarda can vermiştir. Ordular küçülmüş, ancak şehirleri koruyacak ve bazen de ana yollarda devriye gezecek mıhafız alaylarına dönüşmüşlerdir.
Hadron, batının başkentidir. Mandari ile Sandor şehirleri ve aradaki kasabalar, Hadron krallığına bağlıdır. Her ırktan karışık nüfusa sahip olsalar da bu yerleşimlerde insanlar baskındır.
Dwarflar, yani cüceler çoğunlukla Burakin ve Runedar adındaki dağların içine oyulmuş şehirlerinde yaşarlar. Demir ve gümüş madenleri işletirler.
Elfler ise çoğunlukla batı tarafındaki tılsımlı ormanları mesken edinmiştir. Herenya, kader gölünün ortasında yükselen en büyük elf şehridir.
Adanın doğu tarafında, çorak toprakların ötesinde, deniz kıyısında egzotik şehir Maruk bulunur. Balıkçılık işleri başlıca geçim kaynaklarıdır. Ayrıca demir, kömür, altın, gümüş ve değerli taşlar bakımından zengin madenlerin işletilmesi de Maruk krallığının kontrolü altındadır.
Doğu ile batının tam arasında fildişi kuleleriyle Fluxo bulunur. Fluxo kralı Torinn yıllarca doğu-batı şavaşında, iki tarafın ordularını şehrinin önünden geçerken seyretti ama şavaşta tarafsız kalmayı bildi. Elfler ve cüceler Hadron’u desteklemişlerdi, Maruk’un ise orc şehri Lagruum’dan kopup gelen gece çapulcularından başka müttefiki yoktu. Kral Torin iki tarafı barıştırmak için çok çaba sarfetmiştir ve sonunda barış antlaşmaları da Fluxo’da imzalanmıştır. Şimdi iki taraftan gelen tüccarlar Fluxo pazarlarında ticaret yapıyor. Her ırktan karışık bir yapıya sahip olan Fluxo, elinde bulundurduğu ticaret kozlarıyla ve kendini şavaşlarda hırpalamadığı için, şimdi en zengin kent konumundadır. Fluxo sokaklarında Arcane ve Divine sihirlerini kullanmak yasaklanmıştır ve cezası ağırdır. Nüfus kayıtları dikkatli tutulur ve geçici olarak uğrayanlara kapıları açık olduğu hâlde, göçmenlere kolay kolay izin verilmez.
Tam da bütün Hakmarun barış havasının zevkine varmaya başlamışken, son aylarda çıkan bazı karanlık dedikodular duyanların tüylerini ürpertmeye başladı. Sisli vadinin soğuk bataklığında garip şeyler döndüğünden bahsediliyordu. Geceleri, namevtlerin, yaşayan ölülerin korkunç çığlıkları duyuluyordu. Kimine göre savaşta ölen binlerce asker “undead” namevte dönüştürülmüştü ve dönüştürülmeye devam ediyordu. Hatta kadim zamanlardan kalma Necrotox şehrinin harabelerinde uğursuz bir gücün palazlandığı, Ghoul Kral Doresain’in ve namevtlerin iblis prensi Orcus’un Hakmarun’a dehşetli kıyameti getirmek üzere hazırlandığına dair korkunç hikâyeler kulaktan kulağa yayılıyordu.