Mikhail sessizce adamı dinledi, söylediği her cümleyi beynine kazıyordu. Fakat son cümlesiyle ciddi ifadesi bozuldu ve gülümsedi.
"Hayır, biz hep beraberdik. Muhtemelen saldırıdan kaçmıştır, beni arıyordur. Dimitri işte..."
İçkisini bir dikişte bitirdi ve boş bardağı masaya koydu. Alkolle pek arası yoktu aslında, neden böyle yaptığını bilmiyordu ama boğazını yakan alkol midesine indiğinde, kafasının zonklamasının hafiflediğini farketti. Bu iyiydi işte. Tekrar doldurması için bardağı hafifçe ileri iten Mikhail konuşmasına devam etti.
"Perevoz, Arzamas'ın neresinde kalıyor? Ve siz tam olarak burada ne yapıyorsunuz?"