Corlac Thunderpeak, küçük bir kasabada, Murhand'da doğdu. Çocukluğunun tamamını ve gençliğinin ilk dönemlerini ailesinin kasaba çevresindeki tarlalarında çalışıp ekin hasat ederek geçirirdi. On üç yaşındayken, her yıl ekin hasatından sonra yapılan panayıra katıldığında hayatı büyük ölçüde değişecekti. Her sene kasabaya gezgin şarkıcılar, tüccarlar ve kuzeydeki bir manastırda yaşayan keşişler ve rahipler gelirdi panayır için. Manastırdan gelenler ise köyden eğitebilecekleri yetenekli çocukları alıp birkaç yıllığına götürürlerdi.
İşte o panayırda Corlac ve birkaç diğer çocuk seçildi. Diğerleri rahiplik için sıkı bir din eğitimi alırken, o bu konuyla fazla ilgilenmiyordu. Kısa süre sonra çocuğun bir rahip olamayacağı anlaşıldı ve öğretmenleri tarafından daha da serbest bırakıldı. Corlac artık manastırın ayak işlerini yapan bir umutsuz vak'a olmuştu.
Bir sene sonra, ailesine geri dönmek üzere rahipler ve keşişlerle yola çıktı Corlac. Oradaki hayatından haz etmiyordu zaten, utanç içinde de olsa evine döneceğine sevindi. Lakin yolda, Thali Ormanı'nın içinde haydutlar tarafından kıstırıldılar. Rahipler panayırda halkı eğlendirmek için kullanabilecekleri birkaç basit büyü ve iyileştirme büyüleri dışında tamamen savunmasızdılar, her yıl geçtikleri bu yerde tehlike beklemiyorlardı.
Ama yanlarında keşişler vardı. Savunmasız ve silahsız görünen bu yaşlı adamları kolayca haklayabileceklerini düşünen haydutlar saldırdı. Keşişler kırılmaz disiplinleriyle darbelerden kaçıyor, bir yara alsalar da savaşı bırakmıyorlardı. Keşişlerin karşı saldırısından birkaç dakika sonra haydutlardan eser kalmamıştı ortada.
Corlac bu gösteriden oldukça etkilendi ve en yaşlı keşişin yanına gidip bu sanat hakkında birçok şey sormaya başladı. Adam, genç çırağın sorularını bitmez tükenmez bir sabırla yanıtlıyordu. Sonunda yol bitti ve Murhand'a vardılar. Corlac rahiplere veda edip evine dönmek üzere hareketlenmişti; lakin durduruldu. Yaşlı keşiş, kendileri gibi bir keşiş olmak isteyip istemediğini sordu Corlac'a. Corlac da bu işe dünden razı, kabul etti pek tabii.
Rahiplik eğitiminden de uzun ve yorucu bir eğitim aldı manastırda. Dört sene sonra, on sekiz yaşındayken ustası gelip ona öğretebileceği bir şey kalmadığını, eğer isterse Murhand'ın güneyindeki büyük şehir Tharn'a gidip oradaki büyük tarikat manastırında eğitimine devam edebileceğini söyledi. Corlac ustasından icazet alıp güneye doğru yola çıktı.
Oradaki büyük tarikat manastırında beş sene daha eğitim aldıktan sonra, neredeyse kırılmaz bir iç disipline ve bitmez tükenmez bir çevikliğe sahip olmuştu. Çocukluğunda ekin biçmek için kullandığı oraklara benzer bir silah olan kama kullanmak konusunda da ayrıca ustalaşmıştı. Birkaç ay sonra, yirmi dört yaşında, şehirde tanıştığı bir maceracı grubuna katılmak üzere manastırdan ayrıldı. Birlikte birçok badireler atlattılar, pek çok yeri gezdiler ve birbirleriyle sıkı birer dost oldular.
Şimdi de bu "büyülü" kasabanın gizemini çözmek üzere buradalar.