Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Legolas

Sayfa: 1 ... 4 5 [6] 7 8 ... 18
76
Genel Kültür / Septizm (Kuşkuculuk)
« : 06 Nisan 2008, 13:22:30 »
İng. scpticisme Fr. scepticisme, Alm. skeptizismus Es. t. hisbaniyye, reybiye)

En genel anlamda herhangi bir şeyden duyulan belirgin kuşku; kuşkulanma tutumu. Eski Yunanca'da "gözlemek", "incelemek" anlamına gelen skeptesheia sözcüğünden türetilmiş felsefe terimi.

Yerleşik Felsefe dilinde, kesin bir tutum almamayı, enson bir yargıya varmamayı ilke edinmiş; bütün değerlerden, inançlardan, bilgi savlarından ilkece kuşku duymanın doğruluğunu savunan felsefe anlayışı.

Kuşkuculuk, düşünülebilecek hiçbir konuda kesin bilgi diye bir şeyin olmadığını, olsa bile insanın eldeki verileriyle kesin bilgilere ulaşmasının olanaklı olmadığını öne sürerek, nesnel bilgiyi ve nesnel bilme olanağını bütünüyle yok- saymaktadır. Buna karşı açık ve seçik doğruya, kendisinden kuşku duyulamayacak sağlam bilgiye ulaşmak için sağlam bir dayanak bulana dek bütün bilgilerin kuşkuya açılarak sınanıp sorgulanması ise "yöntembilgisel kuşkuculuk" diye adlandırılmaktadır. Her türden düşünce uğraşısında doğrulan yanlışlardan ayırmak amacıyla bütün bilgilerin tek tek yeni baştan gözden geçirilmesini öngören bu kuşkuculuk anlayışı, kimileyin "olumlamacı kuşkuculuk" ya da "geçici kuşkuculuk" diye de anılmaktadır. Bu anlamıyla kuşkuculuk modern felsefenin kurucusu Descartes tarafından geliştirilmiştir. Bunun yanında gerçekliğin özünü bilmenin ilkece olanaksız olduğunu ileri süren bütün metafızik öğretiler de kuşkuculuk deyişiyle nitelendirilmektedir. Bilgi olanaklarının son derece sınırlı olduğunu, şaşmaz bir kesinlikle hiçbir şeyin bilinemeyeceğini, topu topu bir takım kişiye özel, doğruluğu her zaman için kuşkuya açık görüşlerin bulunabileceğini savunan genel kuşkuculuk öğretisi yanında, kuşkuculuğun ilk bakışta iki ayrı biçimi daha bulunmaktadır. "Sonuna dek götürülmüş kuşkuculuk" diye adlandırılan ilk biçim her türlü bilgi olanağını yadsıyarak işin doğası gereği hiçbir şeyin hiçbir koşulda bilinemeyeceğini savunur. Bu kuşkuculuk anlayışı yer yer felsefe metinlerinde "olumsuzlamacı kuşkuculuk" ya da "sürekli kuşkuculuk" diye de geçmektedir. Buna karşı "olumsal kuşkuculuk" ya da "ölçülü kuşkuculuk" diye adlandırılan ikinci biçim bilgi olanağını yalnızca belli alanlarda daha yumuşak bir dille yadsıyarak, belli şeylerin bilgisine '. belli çekinceler göz önünde bulundurmak koşuluyla varılabileceğini düşünmektedir. "Alan kuşkuculuğu" diye de adlandırılan bu kuşkuculuk biçiminde, metafızik gibi belli araştırma alanlarında bilgi edinilemeyeceği ya da algılama gibi belli yetilerin bilgi sağlamayacakları gibi düşüncelerle elemeci-ayıklamacı bir kuşkuculuk tutumu söz konusudur. Kuşkuculuğun bu daha ılımlı biçimi, bir bütün ' olarak bilgi olanağını bütün alanlarda yadsımadan ancak belli alanlarda kuşkuculuğun işletilmesinden yanadır.

Kuşkuculuğun varolan bütün değerlere karşı olumsuzlayıcı bir tutumun sergilendiği, bencil olmayan değerlerin bunların varlığına duyulan inançsızlık nedeniyle yoksaydığı, insanlığın temel değer ve ülkülerinin geçerliliğinin toptan kuşkuya açıldığı "Kinizm" ile karıştırılmaması gerekir. Yine kuşkuculuğun, felsefe ilkelerinin neliği gibi enson soruların ilkece yanıtlanamaz olduğunun, bu tür konularda araştırma yapmanın gereksizliğinin, dolayısıyla bu tür konularda yargıda ' bulunmaktan kaçınmanın doğruluğunun savunulduğu bir başka felsefe anlayışı "bilinemezcilik" ile de arasında çok ince ayrımlar bulunmaktadır. Felsefe tarihinin bilinen en eski kuşkuculuğu Eski Yunan'ın gezgin düşünürleri sofıstlerce temellendirilmiştir. Başta Protagoras ile Gorgias olmak üzere bütün sofistler, herkesçe benimsenecek ortak genelgeçer doğruların olmadığını, doğrunun her bireye ayrı görünen bir şey olarak kişiden kişiye değiştiğini savunarak felsefece düşünmeyi olanaksız kılacak denli ileri götürmüşlerdir kuşkuculuğu. "Sofıst Öğreti"nin olmazsa olmaz bileşeni kuşkuculuk, Eski Yunan'da özellikle yapılan siyasal tartışmalarda karşı tarafın savunduğu düşünceyi kuşkuculuk yoluyla çürüten sofıstlere büyük bir retorik üstünlük sağlamıştır. Eskiçağ kuşkuculuğunun dizgeli bir biçimde temellerini atan Elisli Pyrrhon, Felsefe tarihçileri arasında genellikle kuşkuculuğun da kurucusu olarak görülmektedir. Bilginin değerini yücelterek göklere çıkartan Stoacılar ile Epikurosçulara karşı Pyrrhon, düşünce kesinliği varsayımına dayanan bilgi olanağını salt öznel yorumlarla ilintili bir konu sayarak bütünüyle yadsımış usa dayalı düşüncelerle şaşmaz kesinliklere varılamayacağını öne sürmüştür.

Yöntembilgisel kuşkuculuğuyla modern çağa damgasını vuran Descartes, verimsizliği nedeniyle tıkanmış olduğunu düşündüğü geleneksel kuşkuculuk anlayışına yeni bir yön çizerek bir anlamda kuşkuculuğun önünü açmıştır. İnsan zihninin hiçbir zaman kesin nesnel doğrulara ulaşamayacağı düşüncesi üstüne bina edilmiş eskiçağ kuşkuculuğunun, yerini kuşkunun bilgiye ulaşmada izlenecek bir yöntem olarak yeniden tanımlandığı yeniçağ kuşkuculuğuna bırakması bir anlamda modern felsefe döneminin başlangıcını da yansıtmaktadır. Descartes bu yeni kuşkuculuk anlayışını temellendirirken eski kuşkucuları biraz da tiye alarak şu sözlerle eleştirmektedir: "Kuşkucular salt kuşkulanmak için kuşkulanmışlardır." Descartes 'ın söylediğinden anlaşıla- cağı üzere, eski kuşkuculuk için kuşku enson amaçken, yeni kuşkuculuk için kuşku ulaşılması gereken amaç yönünde bir araçtır. Nitekim yeniçağın önemli düşünürü Bacon, yeniçağ kuşkuculuğunu eskiçağ kuşkuculuğundan ayıran en belirgin özelliği şöyle dile getirmiştir: "Kuşkudan yola çıkarsak sağlam sonuçlara ulaşırız; kesinliklerden yola çıkarsak işi kuşkulanmakla sona erdiririz." Montaigne, Bayle ve Hume da daha ılımlı bir kuşkuculuğu savunmakla birlikte kuşkuculuğun yeniçağdaki en ö- nemli temsilcileri arasında gelmektedirler. Bu yeniçağ düşünürlerinin anlayışında kuşkuculuk, doğruya vatma yolunda atılması gereken hem zorunlu bir ilk adımdır hem de varılan sonuçların sınanması için sürekli yeniden kendisine geri dönülen düşünsel bir sağlama yöntemidir. Daha açık söylemek gerekirse, bu düşünürlere göre kuşkuculuk dar görüşlülüğe ya da katıkafalığa karşı usa esneklik kazandıran bir araştırma tutkusunun en dogal dışavurumudur.

Öte yanda Kant'ın eleştirel felsefesinde ileri sürülen kuşkuculuk anlayışı, eleştirel bir tutumun ışığı altında neyi bilip neyi bilemeyeceğimizi belirleyip kesinleme amacı gütmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Kant ' ın felsefe söz dağarında kuşkuculuk terimi "eleştirel" nitelecinde etkili bir biçimde içerilmektedir. Kimi felsefe tarihçilerine göre, Kant'ın kuşkuculuğu yeni- çağ kuşkuculuğunun en özgün yorumu olarak kuşkuculuğun doruk noktalarından birine karşılık gelmektedir.

Her tür bilgi savını şüpheyle karşılayan ve bunların temellerini etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen tutum. şüphecilik felsefe tarihi boyunca yerleşik kanılar ve inançları sarsmış felsefe, bilim ve özellikle dinde birçok anlayışın değişmesine ortam hazırlamıştır.

antikçağda thales’ten beri ortaya atılan felsefesel açıklamalarının çokluğu doğal olarak eleştiriyi ve şüpheyi gerektirmiştir. antikçağ Yunan, bilgiciliğinin kurucusu protagoras tarihsel süreçte ilk şüphelenen düşünürdür. protagoras “ her şeyin ölçüsü insandır. her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. üşüyen için rüzgar soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. her şey için birbirine tümüyle karşıt iki söz söylenebilir” der. demek ki herkes için gerekli kesin ve mutlak bir bilgi edinmek sonsuzdur. protagoras’ın şüpheciliği göreli şüpheciliktir.

şüphecilik elis’li pyrrhon’la birlikte okullaşır. bilgi sorununu sistematik olarak ilk inceleyen şüpheci pyrrhon’dur.

descartes’de bir şüphecidir. onun şüpheciliğine yöntemli şüphe denir. descartes, şüpheciliği kesin bilgiyi buluncaya kadar tüm bilgileri gözden geçirme anlamında bir yöntem olarak kullanmıştır.

pyrrhon, platon ve aristoteles okulları arasında bir karşıtlığı sezmiştir ve bu karşıtlığı daha sonra stoa ve epikuras okullarında derinleşmesini izlemiştir. bu gözlemleri pyrrhon’a felsefe öğretilerine karşı güvensizliği ve bundan ötürü de şüpheyi aşılamıştır.

pyrrhon’un şüpheciliği bu temel maddede açıklanabilir.

1)Nesnelerin gerçek yasası kavranılmaz.

2)Öyleyse nesneler karşı tutumuz yargıdan kaçınma olmalıdır

3)Ancak bu tutumlardır ki ruhsal dinginlik’e ulaşabilir.


Alıntı...

77
Bilim & Teknoloji / Logitech’in 3D faresi
« : 05 Nisan 2008, 16:22:03 »
Logitech, sanal dünya Second Life için özel bir 3D fare serisi üretti...
Bir Wiimote gibi olmayabilir ama 3Dconnexion da üçüncü boyutu yakalayabiliyor. Sanal dünya Second Life’ın yaratıcısı Linden Lab, bu hafta üyelerine yeni oyuncaklar kullanabileceklerini açıkladı. Logitech’İn 3D fare serisi 3Dconnexion, Second Life içinde rahatlıkla gezebiliyor.


Second Life üyeleri artık 3Dconnexion’un SpaceNavigator, SpaceExplorer ve SpacePilot farelerinden birini avatarlarını kontol etmek, uçmak ve objeler yaratmak için kullanabilecekler. Elbette, 3Dconnexion fare serisi seçenekler gibi iki boyutlu  işlevler için de kullanılabiliyor.

3D fare hem Mac hem de Windows işletim sistemleriyle çalışabilecek. Hatta Logitech temsilcilerinin söylediğine göre Linux kullanıcıları da bu fareyi kullanabilecekler. Cihazlar Linden Lab’le anlaşıldığı için öncelikle Second Life’da kullanılacak. Şu anda daha diğer sanal dünya veya 3D çoklu oyunculu oyunlarla uyumlu değil. Fakat Logitech, Second Life’ın bir adım olduğunu, yavaş yavaş diğer sanal dünyalara ve oyunlara da açılacaklarını ifade etti.

Kaynak:cnettürkiye

78
Bilim & Teknoloji / Exilim EX-S10, artık Türkiye’de
« : 05 Nisan 2008, 16:18:51 »
Nisan ayından itibaren tekno marketler ve Casio Exilim bayilerinde yerini alan Ex-S10’un satış fiyatı 599 YTL. 
Dört farklı Auto Shutter özelliği sayesinde, titrek ve somurtkan fotoğraf devrini kapayan Ex-S10, isterseniz gülümsemenizi takip ederek, isterseniz poz vermek için hareketsiz kaldığınızda ya da görüntünüz kadrajı doldurduğunda otomatik olarak fotoğrafınızı çekebiliyor.

Casio’nun gömlek cebinde taşınabilecek kadar ufak boyutlara sahip yeni modeli Exilim S10, küçük boyutlarının yanı sıra, 10.1 megapixel çözünürlüğü, 3X optik zoom özelliği ve farklı hafıza kartlarının desteklemesi ile dijital fotoğraf makineleri arasında farklı bir alternatif olarak ortaya  çıkıyor.



Exilim S10’da bulunan Bulanıklık Azaltıcı, Kendi Kendine Portre, Gülümseme Algılayıcı ve Pan otomatik çekim özellikleri, fotoğraf çekmeyi eğlenceli hale getiriyor. Bulanıklık Azaltıcı otomatik çekim özelliğini seçtiğinizde EX-S10, görüntüyü analiz ederek, kadraj içerisindeki ana konu hareketsizleştiğinde, otomatik olarak fotoğrafını çekiyor.

Kendi Kendine Portre özelliğini seçtiğinizde ise Exilim EX-S10, görüntünüzün kadrajı doldurmasını bekliyor ve görüntünüz kadrajı doldurduğunda otomatik olarak fotoğrafınızı çekiyor.

Dördüncü otomatik çekim özelliği olan Pan özelliği ise, koşan çocuğunuzu veya hızlı hareket eden bir nesneyi net çekmenizi sağlıyor. Çekmek istediğiniz nesneyi kadraja alıp Exilim EX-S10’i onunla birlikte hareket ettirdiğinizde, nesne çerçevenin önüne geldiği sırada otomatik olarak çekim gerçekleşiyor.

Exilim EX-S10 modeli ayrıca, 36 – 108 mm (35 mm eşdeğeri) odak aralığı, 2.7 inç süper net ekranı, SDHC, SD, MMC ve MMC Plus hafıza kartları desteği ile fotoğraf çekerken her türlü ihtiyacınızı karşılayabilecek özellikleri sunuyor...
             

Kaynak:cnettürkiye

79
Bilim & Teknoloji / Nokia’da ilginç düet
« : 05 Nisan 2008, 16:16:31 »
Eğlence bölümünün başkan yardımcısı olan Ojanpera, görevi dolayısıyla şirketin tüm müzik, oyun, video ve sosyal network ilişkilerinden sorumlu. Bu görevlerin içine Nokia Music Store ve Comes With Music de dahil.

Stewart’ı ise en iyi; Eurythmics’in bir yarısı olan müzisyen/prodüktör kimliğiyle tanıyoruz. Şubat ayında Stewart Nokia’nın yeni Artist Advisory Council’ının (sanatçı danışma konseyi) kurucu üyelerinden olarak adlandırılmıştı. Fakat bu ikisinin göz aşinalığının dışında ortak yanları var.

Stewart, teknoloji ve dijital dünyanın sanata ve hayranlara nasıl yarayacağı konusunda güçlü fikirlere sahip. Hatta konseyin yaratılması ardındaki itici güç de Stewart. Bu arada Ojanpera da Nokia’nın eğlence içeriği servislerini sosyal network ağlarıyla birleştirerek sanartçıların ve hayranlarının daha iyi iletişim kurabilmesini istiyor. İşte ikisini aynı yola koyan bu ortak istekleri... 


Kaynak:cnettürkiye

80
Bilim & Teknoloji / Datron MS 1221
« : 05 Nisan 2008, 16:14:42 »


Ürüne Genel Bakış

Artısı: Kamera,parmak izi okuyucu, HDMI bağlantısı

Eksisi: Bağlantı sorunları yaşanabiliyor, RAM eksik kalıyor, gün ışığı altında ekran çok parlıyor

Sonuç: MS1221, kendi sınıfında en çok özelliğe sahip dizüstü bilgisayarlardan bir tanesi. Fakat performans açısından eksiklikleri var.

Datron, bugüne kadar çoğunlukla 15 ya da 17 inç dizüstü bilgisayarlarıyla karşımıza çıkmıştı. Bu sene bir fark yaratarak ultra taşınabilir 12 inç kategorisine MS1221 modeliyle giriş yaptı.

MSI’ın Red Dot tasarım ödülünü kazanan PR200 kasasını kullanan MS1221, gerçekten de ilk bakışta oldukça çekici gözüküyor... Şıklıktan dem vurmuşken önce tasarımına bir göz atalım isterseniz...

MSI PR 200’ün tersine MS1221’de mat siyah renk kasanın tamamına hakim bir konumda duruyor... Sadece klavyenin hemen üzerinde duran hoparlörler ve kısa yol tuşlarını barındıran alan, metalik gri renge sahip. Kapağı açmadan önce ilk dikkat çeken Datron’un logosu oluyor. Önceki modellerde kullanılan ‘Datron’ yazısı yerini hoş bir logoya bırakmış...

Özellikler
MS1221, isteğe bağlı olarak farklı konfigürasyonlarda bulunabiliyor. Bizim incelemek için elimizde bulunan konfigürasyon; Core 2 Duo T7250 CPU ve 2Ghz’den güç alıyor. Fakat böyle kuvvetlendirilmiş bir makineye 1 GB RAM biraz az kalmış. Özellikle Vista ile kullanmak isterseniz artı 1 GB RAM gerçekten ihtiyaç olacaktır.

MS1221, kendi kategorisi içinde en çok özelliğe sahip olan dizüstü bilgisayarlardan bir tanesi... Üzerinde; görüntülü konuşma için 1.3 megapiksel kamera ve güvenlik için parmak izi okuyucu bulundurmanın dışında kendi sınıfında pek sık görülmeyen bir özellik olan HDMI bağlantısına da sahip. Daha evvel de bahsettiğimiz HDMI bağlantısı sayesinde MS1221’i bir televizyona bağlayarak daha kaliteli bir görüntü elde etmeniz mümkün. Fakat HDMI bağlantısı, üzerinde Blu-ray sürücüsü olan bir dizüstü bilgisayarda tam olarak işlev görecek bir özellik aslında. Yine de yüksek çözünürlüklü videoları televizyonunuzda görmek istediğinizde MS1221 sizi yarı yolda bırakmayacak belli ki...

Performans
Performansına gelince daha evvel de bahsettiğimiz gibi 1 GB RAM, sahip olduğu konfigürasyon içerisinde biraz zayıf kalıyor. Üzerine ilk olarak Windows Vista işletim sistemi kurduk daha sonra da Windows XP... Söylemeliyiz ki; MS1221, XP’de gösterdiği performansı aynı hızda Vista’da sağlayamıyor ne yazık ki.

Bir sorun da kablosuz bağlantıda yaşanabiliyor. Dışarıda kablosuz bağlantıdan faydalanmak istiyorsanız çok uzak bir kaynak veya kalabalık bir network seçmemeniz sizin hayrınıza olacaktır. Çünkü böyle bir durumda MS1221 bağlantıyı korumakta biraz zorlanabiliyor. Fakat evinizdeki kablosuz ağında veya bir kafedeki kalabalıktan etkilenecek kadar büyük bir sorun olmadığı için çok büyütmeye de gerek yok.

MS1221’in 1280 x 800 piksel çözünürlüğe sahip parlak ekranı, gün ışığı altında oldukça zor görülüyor. Hele bir de pil üzerinden çalışıyorsanız hem ekranın karanlığı hem de parlaklığı görmeyi çok zor bir hale getirebiliyor. Fakat direk ışığın ekrana vurmadığı ortamlarda ekran, oldukça canlı renkler ve keskin bir görünüm sunuyor. Film performansı da bu görüntü kalitesinden payını fazlasıyla alıyor. Elbette, 12 inç ekran; film izlemek için elverişli bir boyut sayılmaz. Fakat hem taşınabilir olsun hem de yolda canım sıkılmasın diyorsanız ideal bir çözüm sunuyor diyebiliriz.

Sonuç olarak; MS1221, 12 inç’lik dizüstü bilgisayarlar arasında en çok özelliğe sahip olanlardan bir tanesi diyebiliriz. Fakat performans açısından revize edilmeli...

Kaynak:cnettürkiye

81
Sinema / "Dawn of the dead"-Ölülerin Şafağı
« : 03 Nisan 2008, 20:41:37 »


Yapım Yılı: 2003
Süre: 95 dk

Oyuncular

Sarah Polley
-- Ana
Ving Rhames
-- Kenneth
Jake Weber
-- Michael
Mekhi Phifer
-- Andre
Ty Burrell
-- Steve
Michael Kelly
-- CJ
Kevin Zegers
-- Terry
Michael Barry
-- Bart
Lindy Booth
-- Nicole
Jayne Eastwood
-- Norma

Yönetmen
Zack Snyder

Senarist
James Gunn

Yapımcı
Marc Abraham
Eric Newman

Müzik
Tyler Bates

Görüntü Yönetmeni
Matthew Leonetti

Kurgu
Niven Howie

Yapım Tasarım
Andrew Neskoromny

Sanat Yönetmeni
Arvinder Grewal

Executive Producer
Armyan Bernstein
 

Konusu

Neden başladı... nerede başladı - BİLİNMİYOR.

Her ne olduysa, nasıl başladıysa, bir gece içinde dünya, gerçeküstü boyutlarlardaki nedeni anlaşılamayan, açıklanamayan ve öldürücü bu belanın işgal ettiği ve ölülerin ölmediği, yaşayan bir kabusa dönüşür. Bir dahaki öğünlerini arzulayan cesetler, şimdi de canlıların etleriyle beslenme konusundaki doymak bilmeyen iştahlarıyla yönlendirilmiş olarak geriye kalan birkaç canlıya doğru yol alıyorlardır.

Wisconsin’deki banliyöye ait evinden korkunç bir şekilde kaçışın sonrasında, Ana Clark, içinde bir polis memuru olan Kenneth; mütevazi bir elektronik satış görevlisi olan Michael; bir kabadayı olan Andre ve hamile eşinin bulunduğu küçük bir gruba rastlar. Bu grup bir 20. yüzyıl kalesi olan –terkedilmiş ve zenginlere hitap eden banliyöye ait alışveriş merkezinde– barınacak yer arıyorlardır.

Dış dünya gittikçe korkunç bir hale gelmeye başladıkça, çürüyen zombilerin sürekli ordusu bıkmadan alışveriş merkezinin içine sızmak için çabaladıkça, hayatta kalanlar da ölmeyenlerle, birbirleriyle ve kendi korku ve şüpheleriyle mücadele ediyorlar. Bir zamanlar dünya olan yerden arta kalanında ablukaya alınan merkez sakinleri -ki şu anda bu insanlığın son gruplarından biridir- birlikte hareket etmeyi ve hayatta kalmak, daha önemlisi insan olarak kalmak için verdikleri mücadelede mümkün olan her kaynağı kullanmalıdır. Cehennemde yer kalmadığında, ölüler dünyaya yürürler.

82
Güncel / Bu deney dünyanın sonunu getirebilir.
« : 01 Nisan 2008, 19:50:30 »
İsviçre'de Cern Araştırma Merkezi tarafından 14 yılda geliştirilen ve 8 milyar dolara mâl olan dev makine bu yaz çalışacak. Bilim adamları da küçük bir "big bang" yaratacak makineyi takip ederek dünyanın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacak.

İşte o resimler

Kaynak:Mynet

83
Güncel / Çağın fobisi "cep telefonsuz kalmak"
« : 01 Nisan 2008, 19:42:11 »
Ankara (AA)- Çağın yeni fobisinin, "nomofobi" adı verilen, cep telefonuyla iletişim olanağından uzak kalma korkusu olduğu belirtildi. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, 13 milyon İngilizin "21. yüzyılın bu yeni bağımlılığından" mustarip olduğu ortaya çıktı.

Cep telefonuna bu kadar bağımlılığın sebebinin, insanların aileleri ve arkadaşlarıyla sürekli temas halinde olma arzusu olduğu belirtildi. Bu insanlar cep telefonlarına o kadar bağımlı oluyorlar ki, telefonun şarjının bitmesi veya telefonu nereye koyduğunu bulamamak streslerini hayli artırıyor.

Araştırmaya katılan her iki kişiden biri telefonlarını asla kapatmadığını söyledi. Her 10 kişiden biri de işleri dolayısıyla her zaman ulaşılabilir olmak istediğini belirtti.
Uzmanlar, "nomofobi"nin cep telefonu kullanıcılarının yüzde 53'ünü etkileyebildiğini, erkeklerin yüzde 58, kadınlarınsa yüzde 48'inin şarjları bittiğinde, kontörleri tükendiğinde, telefonlarını kaybettiklerinde veya kapsama alanı dışına düştüklerinde endişelerinin arttığını söylediklerini bildirdiler.

"Thisislondon" internet sitesindeki habere göre, araştırma 2100 cep telefonu kullanıcısı üzerinde yapıldı. "Nomofobi", İngilizce "no mobile phobia" cümlesinden türetildi.

Kaynak:Mynet

84
Güncel / Expo'yu kaybeden İzmir'de hayal kırıklığı
« : 01 Nisan 2008, 19:39:13 »
İZMİR (İHA) - İzmir'in EXPO 2015 yarışını kaybettiğinin açıklanmasıyla Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen EXPO Şöleni'nde büyük hayal kırıklığı yaşandı.

Resmi açıklamadan önce televizyon kanallarından EXPO'yu İzmir'in kazandığının belirtilmesi üzerine büyük bir mutluluk yaşayan meydan, resmi sonuçlarda yarışı Milano'nun kazandığının görülmesi üzerine büyük hayal kırıklığı yaşadı. Resmi açıklamadan önce İzmir'in kazandığına yönelik altyazılara dayanarak sahneye çıkan ve bir konuşma yapan Vali Kıraç, zaferi bebeklere armağan ettiğini belirterek, EXPO sürecinde emeği geçen herkesi kutladı. Vali Kıraç'ın konuşması sırasında gözlerinin dolduğu görüldü.

Sonucun resmi olmadığı bilgisinin gelmesi üzerine Vali Kıraç ve beraberindekiler, sahne kenarında resmi sonucu bekledi. EXPO 2015'e Milano'nun ev sahipliği yapacağının duyurulması üzerine tekrar sahneye çıkan Vali Kıraç, yaptığı konuşmada, "Maalesef Milano kazandı. Ama bu bizim kaybettiğimiz anlamına gelmez, kaybettirildik. İzmir en güçlü adaydı. Pes etmek yok. Ancak bu haksız kararı çok çabuk sindiremeyiz" dedi.

Sonucun öğrenilmesinin ardından tepkilerini dile getiren vatandaşlar ise, sonucun 1 Nisan şakası olduğuna inanmak istediklerini ifade ederek, İzmir'in bu sonucu hak etmediğini ve çok üzüldüklerini belirttiler. Vali Kıraç'ın konuşmasının ardından Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalık dağıldı.

Kaynak:Mynet

85
Bilim & Teknoloji / Sony’nin gadget geçidi
« : 30 Mart 2008, 12:37:39 »
Sony, bu hafta Las Vegas’ta verdiği bir davette yeni Blu-ray oynatıcılarını, dizüstü bilgisayarlarını, MP3 çalarlarını ve daha birçok ürününün son modellerini tanıttı.

Sony, burada gördüğünüz BDP-S550 Blu-ray oynatıcı ile büyük ses getirmeyi planlıyor. Yeni bağımsız oynatıcılar BDP-S350 ve BDP-S550, Blu-ray Profile 2.0 uyumluluğu ve DTS-HD Master Audio desteği gibi özellikler taşıyor.



Sony’nin yeni Vaio dizüstü bilgisayarları; yeni renkler, desenler ve uyarlanmış klavye harf karakterlerine sahip olacak. Sony’nin "Graphic Splash Expression Collection"ı "Victorian Lace" ve "Flora" gibi renk isimleri taşıyor. Desenler ve renkler isteğe göre karıştırılabiliyor ve eşleştirilebiliyor. Limitli edisyon olarak çıkarılacak olan bu 1200 dizüstü için tasarım kişiselleştimeleri ücretsiz olacak. Fakat en ilgi çekici yanı klavyenin de üç tasarımcının dizayn ettiği harf karakterlerinden seçilebilir olması...



Sony, Şubat’ta açıkladığı yeni seri Walkman’leri için birçok aksesuar da sunuyor. Bu MDR-NC40 kulaklıklar, rahatlık sağlamak için ekstra hafifler. Gürültü önleyici özelliği AAA pil sayesinde çalışıyor ve 40 saate yakın ömrü var. Ayrıca katlanan kulanklıklar ufak bir kutuya sığarak yolculuk esnasında sağlam kalabiliyor.




Sony’nin yeni ev sinema sistemi S-AIR kablosuz teknolojisine sahip. Burada görünen Sony DAV-HDX279W, bu teknoloji sayesinde arka hoparlörlere kablosuz olarak bağlanabiliyor.

Bu garip görünüşlü kulaklıklar, Sony’nin odyofillere sunduğu bir armağan. FPR-V1, tam boy bir HiFi kulaklığın ses kalitesini taşınabilir boyutlardaki bir kulaklığa taşıyor. Kulaklıklar temel olarak 1 inçlik hoparlörlerden oluşuyor. Bunlar kulağınızın 1cm kadar ilerisinde dururken midler ve tizlerle başa çıkıyorlar. Bu arada düşük frekanslar ise kulak kanalınıza direk olarak gelen genişletilmiş bas refleks tüpleri tarafından veriliyor. AA pille çalışan kulaklık amplifikatörü bu güçle 200 saatlik dinleme imkanı sunuyor.



Kaynak:cnettürkiye

86
Bilim & Teknoloji / XP, Vista’dan güçlü
« : 30 Mart 2008, 12:31:52 »
Microsoft’un baskılarına rağmen insanların hala XP’yi seçiyor olması bir süre daha aramızda kalacağının habercisi...
Microsoft herkesi Vista’ya yönlendirmeye çalışsa da bir de işin pazar gerçekleri var. Hala bir çok insan XP’lerinden vazgeçmeye niyetli gözükmüyor. CNET.com’da yapılan ankette “Vista’ya geçmeye hazır mısınız?” diye sorulan soruya yüzde 1,9’luk oranda ‘Evet zamanıdır’ cevabı, yüzde 20,5 ‘zaten kullanıyorum’cevabı, yüzde 37,7 ‘Asla’ cevabı ve yüzde 45,9 oranda ‘Elimden geldiğince erteliyorum’ cevabı geldi...                                                 
Microsoft, Ocak’ta büyük firmaların bilgisayarlarında artık XP görmeyeceğimizi açıklamıştı ama XP ilk infazı ertelemiş görünüyor... Fima şimdi XP’nin infazını Haziran’a atmış olsa bile böyle giderse ikinci bir erteleme yaşanabilir...

Kaynak:cnettürkiye

87
Format savaşının bitmesiyle piyasada ekonomik Blu-ray oynatıcılar bulmak mümkün hale geldi. PS3 de en ekonomik Blu-ray oynatıcı olma özelliğini kaybetti. Fakat Sony, bu sefer de Playstation 3’ü özel bir Blu-ray oynatıcı yapma yolunda adımlar atmaya başladı.

Yeni sunacakları firmware güncellemesi, PS3 dışında hiçbir Blu-ray oynatıcıda şimdilik bulamayacağınız özellikler getiriyor. Sony’nin söylediğine göre; yeni firmware güncellemesi, kullanıcıların BD-Live denen bir özellikten yararlanmalarını sağlıyor. BD-Live, Blu-ray filmlerle ilgili ‘ekstra içerik ve özellikler’ indirmeyi sağlıyor. Sony’nin savunduğuna göre; BD-Live, Blu-ray disklerin içeriğinin taze kalmasını sağlayacak ve bazı durumlarda sadece BD-Live kullanıcılarının erişebildiği özel içeriklere sahip olacaklar. 

Bu güncellemeyle PS3, BD-Live kullanan tek Blu-ray oynatıcı olma özelliği taşıyacak. Sony; BD-Live ile PS3’ün Blu-ray hanedanlığını sürdürmesini için akıllıca bir hamle yaptı. Fakat,  Nintendo Wii ve Microsoft Xbox 360’ın  tam ensesinde olduğunu düşünürsek; hızla kendini geliştirmeye devam etmeli...



Kaynak:cnettürkiye

88
Bilim & Teknoloji / HTC Touch
« : 30 Mart 2008, 12:27:09 »


Ürüne Genel Bakış


Artısı: Akıllı dokunmatik ekran; Windows Mobile 6 platformu; Wi-Fi, 2 megapiksel kamera

Eksisi: El yazısı tanıma çok iyi çalışmıyor; küçük sanal klavye hızlı metin girişi için yeterli değil; SIM kart ve bellek kartı yuvasının yeri çok kullanışlı değil; uygulamalar sırasında performans yavaş

Sonuç: HTC Touch en genel tabiri ile standart cep telefonundan, akıllı telefona terfi etmek isteyen kullanıcılar için, BlackBerry gibi kurumsal ürünlere göre daha sportif duruşlu bir alternatif.


Windows Mobile platformu kullanan birçok akıllı telefonun arkasındaki marka olan HTC'yi, geniş yelpazede sunduğu ürün gamı ile tanıyoruz. Ürünlerinde incelik, küçüklük ve gücü ön plana çıkaran markanın, akıllı telefon tasarımları arasında yerini bulan HTC Touch, tasarımı ile HTC'nin sıradışı geleneğini sürdürüyor.

HTC Touch, en büyük farkını, parmağın ekran üzerindeki hareketlerini algılayan TouchFlo ekran özelliği ile ortaya çıkarıyor. İyi düşünülmüş bu ekran özelliğinin sorunsuz çalışması, kullanıcı tarafında eşsiz bir deneyimi ortaya çıkarabilirdi. Fakat, ekranın bunun için yeterince büyük olmaması ve örneğin; adres defterine yeni kişiler eklerken stylus (işaret kalemi) kullanmanın adeta zorunluluk haline gelmesi, bu eşsiz deneyimin önündeki en büyük engeli oluşturuyor.

Bunun ile birlikte, HTC Touch Dual'de olduğu gibi QWERTY klavyenin olmayışı e-posta ve metin girişini günlük hayatının öncelikleri arasında sayan kullanıcılara vereceğimiz kötü haber. Bu eksikliğin üstesinden gelmek için, HTC sanal klavyenin yanı sıra, el yazısı tanıma özelliğini eklemesine rağmen, cihazın ekrana yazılan harfleri tanımada çok başarılı olduğunu söylemek zor. Eğer doktorsanız, hiç bu özelliği kullanmaya yeltenmeyin bile.

HTC Touch en genel tabiri ile standart cep telefonundan, akıllı telefona terfi etmek isteyen kullanıcılar için, BlackBerry gibi kurumsal ürünlere göre daha sportif duruşlu bir alternatif. Bu yüzden ürünü kullanırken, devamlı işimizi takip etmemiz gerektiği hissine kapılmadık. Tasarımda karşılaştığımız birkaç küçük detay ve ara sıra yaşadığımız performans sorununun dışında günlük hayatta iş görecek bir ürün test ettik. Eğer sanal klavye ve dokunmatik ekrana alışmak, çok zamanınızı alacaksa alternatif olara HTC Touch Dual'i tavsiye ederiz.

Tasarım

HTC Touch'un tasarımında ilk göze çarpan hiç kuşkusuz, TouchFlo arayüzünü destekleyen dokunmatik ekranı. Kendi özel kalemi (stylus) ile kolay bir şekilde kontrol edilebilen ürünün dokunmatik ekranından, bir kurşun kalemin silgili kısmı kullanılarak daha da verimli işleyiş elde edilebiliyor. Bu iki araçtan ikisine de sahip değilseniz, işinizi parmağınızla da görmeniz mümkün. Ama, parmak ucunun büyüklüğü ile kontrol kolaylığı ters orantı gösteriyor.

Boyutları 99.9x58x13.9 mm ve ağırlığı 122g olan ürünün ince gövdesi elde tutuşu ve taşınmasını rahat kılıyor. HTC Touch, gövdesini kaplayan yarı sert kaplama sayesinde de, cihazın elden kaymasını engelleyip, kavramayı artıran tutuşa imkan tanıyor.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi 2.8 inç ekran boyutu, 65K renk desteği ve 240x320 ekran çözünürlüğü olan HTC Touch'un en öne çıkan özelliği ekranındaki TouchFlo özelliği. Özellik sayesinde parmağı kaydırarak ya da ekrana hafifçe vurarak, kontrolleri ve seçme işlemlerini gerçekleştirmek mümkün. Bu özelliğe ek olarak konulan, bazı arayüz ve menü değişiklikleri de SMS, uygulama ve diğer gerekli bilgilere çabuk şekilde erişmeyi sağlıyor.

Eğer daha önce Windows Mobile tabanlı bir cihaz kullandıysanız, HTC Touch'nin ana ekranından başlayan yeni duruş ve hissi rahatça farkedeceksiniz. Ana ekrandaki, kişiler, takvim, mesajlar, sık kullanılan uygulamalar ve hatta hava durumuna tek tıklama ile ulaşmayı sağlayan arayüz çok hoşumuza gitti. Parmağın, ana ekran üzerinde HTC logosuna yakın bir yerden yukarı doğru kaydırılması, sizi yeni 3 boyutlu bir ekrana taşıyor. Bu arayüzü kullanarak, uygulama, kişiler ve multimedya içeriğini parmağın hareketleri kontrol etmek keyifli bir deneyim haline geliyor. Bu arayüzden çıkmak için ise ilk başta yapılan, parmağı yukarı kaydırma hareketinin tam tersini olan aşağı doğru kaydırma yapmak yeterli oluyor.

Ekran parmağı kaydırma ile dokundurma arasındaki farkı ayırt etmede başarılı. Bunun sağladığı avantaj özellikle internet sayfası ve belge incelerken karşımıza çıktı. Herhangi bir belge ya da internet sayfası okurken, parmağın aşağıdan yukarıya hareketi, sayfanın kaydırılmasını, parmağın tek dokunuşu da sayfanın bu hareketini durdurmayı sağlıyor. Aynı özellik numara listenizden isim sırasına göre kişi ararken de kolaylık getiriyor.

HTC Touch'ta gözlerimizin en çok neyi aradığına gelirsek; elbette cevabımız tam QWERTY klavye oldu. Tasarımın küçüklüğü, tam klavyenin eklenmesinin önüne geçerken, kullanıcıları küçük boyutlu sanal klavye ile el yazısı tanıma özelliğine mahkum bırakıyor. Sanal klavye ile hızlı metin girişi çok kolay değil; çünkü harf ve rakamların boyutu parmak uçları için yeterince büyük değil. Bu yüzden cihazın kendi kalemini kullanmak zorunluluk gerektiriyor. El yazısı tanıma özelliği kullanışlı ve hızlı metin girmek için iyi bir alternatif olsa da; harfleri tanımada yaşanan problem, sık sık girişi yapılan yanlış metni silmeyi gerektirdiği için yine zaman kaybına neden oluyor. Burada kısaca şunu söylemek gerekir ki; ürün e-postaları ile çok haşır neşir olan ve gün boyu bu trafiği yaşayan profesyoneller için çok doğru bir tercih değil.

Ürünün üzerindeki butonlara baktığımızda; ekranın hemen altında konuşma başlatma ve sonlandırma butonları ile birlikte beş yönlü navigasyon butonu var. Sağ tarafta kamera etkinleştirme butonu ile iyi gizlenmiş SIM kart ve microSD yuvaları bulunuyor. Son saydıklarım, bir koruma kapağı ile muhafaza edilirken ilk bakışta farkedilmesi zor. Sol tarafta ise ses ayarı butonu, altta USB girişi ve boyunluk tutturma kısmı ile üstte açma-kapama butonu bulunuyor. Son olarak arka kısımda hoparlör, kamera ve kendi kendini çekme aynasından oluşan üçlü yer alıyor.

Özellikler

Üründe, özellik bakımından yeni arayüzünün dışında gelen devrim niteliğinde bir değişiklik bulunmuyor. HTC Touch bu anlamda Windows Mobile 6 Professional platformunu kullanan, sınıfının diğer telefonlarından kesin çizgiler ile ayrılmıyor.

Kablosuz bağlantı olarak üründe Wi-Fi ve Bluetooth 2.0 bulunurken ne yazık ki 3G desteğine rastlamıyoruz. Hoş bu erişim henüz altyapısına ülkemizde kavuşmuş olmasa da, ilerleyen dönemde kablosuz ağ bulamadığınız takdirde internete erişmeniz EDGE hızında olacak. Kablosuz ağ demişken; cihazın bu bağlantısının oldukça başarılı çalıştığını söyleyelim. Gerek şifre korumalı gerekse korumasız ağlara bağlanma hızı oldukça tatmin edici. İnternette gezinirken, görüntü kayması ya da resimlerde bozulma gibi sorunlar ile karşılaşmamak da bizi memnun etti.

Bluetooth bağlantısına baktığımızda ise kablosuz kulaklık, eller serbest kitleri, dosya paylaşma ve Bluetooth kulaklıklar için A2DP desteklenen özellikler arasında yer alıyor.

Arka kısımda yer alan kamera, bu kategorideki modellerin standardını aşamıyor. 2 megapiksel çözünürlük, 8x zum, video kayıt özelliklerine sahip olan kamera, beş farklı çözünürlük kalitesi ve dört resim kalitesi ayarı sunuyor. Üründe gece çekimlerinin vazgeçilmezi olan flaş ise bulunmuyor.

Sesli ve sessiz video kaydı yapabilen HTC Touch, MPEG4, Hareketli JPEG ve H.263 formatlarını destekliyor. Sadece iki çözünürlük seçeneği olsa da, kameradan gelen beyaz ayarı ve renk efektleri ile çekim özellikleri zenginleşiyor.

Resim kalitesini genel olarak beğendik. Her ne kadar resmin ortasında hafif bir bulanıklık kendini gösterse ve sarı tonun az da olsa fazlalığı göze takılsa da, çözünürlük iyi, renkler de çoğunluk ile parlaktı. Yalnız, resim çekerken bulanıklığı engellemek ve iyi kalitede görüntü elde etmek için ürünün titretilmesini minumuma indirmek gerekti. Resim kalitesine karşın video kalitesi daha düşük ve resimlere kıyasla daha fazla pikselleşme oluşturdu.

Performans


İstanbul'un kalabalık sokak ve mekanlarında test ettiğimiz HTC Touch, çağrı kalitesi olarak tatmin edici performans sağladı. Tren istasyonunda yaptığımız konuşmalar da, trenin geçişi sırasında karşıdaki kişi ile ses trafiğini devam ettirebildik. Bu gürültü karşısında bizi yarı yolda bırakmayan ürün, şehiriçi trafik gürültüsünde ise herhangi bir duyma ya da sesimizin karşı tarafa iletilmesi problemini ortaya çıkarmadı.

Ses iletimi konusunda başarılı olan ürünün çağrı konusunda aksadığı nokta yine en beğendiğimiz TouchFlo ekran özelliği nedeni ile oldu. Konuşma sırasında ekranın yüze yaslanmasının, sanki ekrana dokunarak komut verilmiş işlevi görmesi çoğu zaman konuşmanın yarıda kesilmesine neden oldu. Bunun üstesinden gelmenin yolunu tahmin edeceğiniz gibi pratik olarak, ekranı yüzümüze değdirmemekte bulduk. Ama HTC'nin bizim pratik yolumuz yerine daha işlevsel bir çözüm bulması kullanıcı tarafında memnun edici etki yaratacaktır.

201MHz TI OMAP850 işlemciye sahip cihaz, genel performans değerlendirmesi yaptığımızda çok hızlı olmayan bir ürün. Üründe sık sık birkaç saniyelik uygulama başlatma gecikmeleri yaşadık. Multimedya içeriği oynatırken de bu durumla karşılaştık. Medya çalar ile ana menü arasında geçişlerde kısa da olsa gecikmeler oluştu.

Ses kalitesi de standart düzeyde olan HTC Touch, bas eksikliği hissedilmesine rağmen fazla gürültülü olmayan ortamlarda keyifli müzik dinlemeye olanak sağladı. Ses kalitesi kulaklık ile bariz şekilde daha kaliteli alınabiliyor.

5 saat konuşma ve 8.3 gün bekleme süresi biçilen HTC Touch, multimedya, kablosuz internet ve standart sürede konuşmanın yapıldığı gün sonunda şarj cihazını arıyor.


Kaynak:cnettürkiye

89
Bilim & Teknoloji / Motorola'nın niyeti cepte 3 boyut
« : 30 Mart 2008, 12:24:42 »
Motorola için telefon konsepti tasarlayan Paris merkezli Lysandre Follet, yeni geliştirdiği tasarım ile önümüzdeki dönemin cep telefonlarında 3 boyutlu çekim yapabilen kameralar ile donatılacağının ilk işaretlerinden birini veriyor.

Tasarım modelinin arka kısmına iki kamera yerleştiren firma, standart modellerdekikinin aksine iki modulü yan yana kullanıyor. Öncelikli amacı, 3 boyutlu kamera kaydı yapması açık şekilde anlaşılan tasarım hakkında, Bluetooth ve Wi-Fi bağlantı özellikleri dışında verilmiş ayrıntılı bilgi bulunmuyor.

90
Bilim & Teknoloji / OpenOffice Microsoft'u gözüne kestirdi
« : 29 Mart 2008, 18:15:03 »
OpenOffice.org üretkenlik yazılımının en son sürümünü duyurdu. Yeni sürüm içerdiği geliştirmelerle Microsoft ile aradaki açığı kapatırken MS Office uygulamalarından OpenOffice'e geçişi de kolaylaştırıyor.

OpenOffice.org'un yeni sürümü 2.4'ün veritabanı şimdi MS-Access 2007 için destek sunarken  MySQL, Oracle JDBC ve HSQL yetenekleri de geliştirilmiş durumda. Kelime İşlem uygulaması Writer'ın "bul ve değiştir" fonksiyonunda gelişmeler sağlanırken, yeni kısayol tuşları ve baskı hazırlığında da iyileştirmeler sağlanmış. PDF dokümanı hazırlamak kosunda da OpenOfficede beş yeni özellik yer alıyor.

Şema ve çizim özelliklerinde de iyileştirmeler yapılan yazılımın Impress sunum paketinde 3D geçiş efektleri sunumlara renk katıyor. Eylül ayında pazara sunulması beklenen 3.0 versiyonuna geçiş için önemli bir adım olan 2.4 Microsoft Office 2007 dosya formatları ve Açık Dosya Formatlarını da destekleyecek.

Kaynak:cnettürkiye

Sayfa: 1 ... 4 5 [6] 7 8 ... 18