Kayıp Rıhtım Arşiv Forum
Kurgu Güncesi => Tartışma Platformu => Konuyu başlatan: BlackOut - 23 Şubat 2016, 14:15:59
-
Merhaba, öncelikle umarım doğru yere başlık açıyorum. Tartışma konusu olarak gördüğüm şey ise şu: Etkileyici bir özgeçmiş nasıl olmalıdır? Bu internette arayıp bulacağımız birinin iş başvurusu olarak kullanacağı özgeçmiş değil de bir yazarın (amatör veya yayınlanmış bir yazarın) özgeçmişi. Sorum şu, siz bir kitabı elinize aldığınızda ilk sayfalarda veya kitabın arkasında olan yazarla ilgili bölümde neler gördüğünüzde etkileniyorsunuz? (Örneğin ben Robert Jordan'ın Mark Twain ve Jules Verne hayranı olduğunu okuduğumda ani bir sempati başlamıştı yazara karşı.). Neleri merak ediyorsunuz? Yani bu kısa tutulması gerektiğine inandığım kısacık yazıda yazar kendi ile ilgili neleri söylemeli? Neleri söylememeli? Deneyimli ellerin de bulunduğu Kayıp Rıhtım bu konuda ne düşünüyor?
-
İyi akşamlar:
Bu konu üzerinde konuşmamız gerektiğini düşünüyorum...
-
İş hayatına atılacak bir arkadaşımız, özgeçmişi için tavsiye istiyor sandım bir an. :) Öyle değilmiş.
Sorum şu, siz bir kitabı elinize aldığınızda ilk sayfalarda veya kitabın arkasında olan yazarla ilgili bölümde neler gördüğünüzde etkileniyorsunuz? Neleri merak ediyorsunuz? Yani bu kısa tutulması gerektiğine inandığım kısacık yazıda yazar kendi ile ilgili neleri söylemeli? Neleri söylememeli?
Okur olarak, yazarın yazmak dışında yaptığı şeyleri merak ediyorum ben. Para kazanmak için girdiği farklı işler veya ciddi vakit ayırdığı hobileri gibi... Nelerden beslendiğini anlamak istiyorum. Bu anlamda Dune serisinin ilk kitabında (eski baskılardan biriydi) yer alan, Frank Herbert'in kısa biyografisini okumaktan çok hoşlanmıştım.
Bununla birlikte yazarların aileleri ile ilgili bilgilerin detaylandırılması gereksiz bence. Yazar üç kez evlendiyse örneğin, üç eşinin de adlarını bilmeme gerek yok diye düşünüyorum.
Aynı şekilde alınan tüm ödüllerin tek tek yazılmasını da sevimsiz buluyorum. Özellikle bazıları sırf ödülleri sıralamak için eklenmiş gibi görünüyor. O kısımlar da hiç ilginç değil. :)
-
Sayhh'a katılıyorum. Hangi ilkokula gitti, hangi liseyi bitirdi falan... Bunları yazanlar da var. Bence ilginç değil ve okura bir şey ifade etmiyor. Okurun ilgisini çekecek, yazarı samimi bulmasını sağlayacak şeyler olmalı.
-
Sayhh'a katılıyorum. Hangi ilkokula gitti, hangi liseyi bitirdi falan... Bunları yazarlar da var. Bence ilginç değil ve okura bir şey ifade etmiyor. Okurun ilgisini çekecek, yazarı samimi bulmasını sağlayacak şeyler olmalı.
O zaman bir özgeçmişte neler olmalı. Okurun ilgisi nasıl çekilir. Abartarak mı yoksa hayallerle süsleyerek mi yazılmalı? Hayal derken ham hayallerden söz etmiyorum, ulaşılmak istenilen yer beklentilerimizi vb. Bu konuda iyi örnekler biliyor musunuz.
-
Bence tanıtım yazısı olarak yazar kitapla ilgili kurguyu nasıl oluşturmuş (tabii çok ayrıntılı değil, neyden ilham alarak yola çıkmış vs.) yazarken ne gibi sıkıntılarla karşılaşmış, kitabı yazarken ki amacı neydi? Bu tür bilgilere samimi şekilde yanıt veren yazar bende (diğer belirttiği şeylerden) daha fazla etki bırakır. Yazarın hangi kitabı beğendiği ya da hangi ünlü yazarların hayranı olduğunu ise pek umursamam. O zaman sanki "şunun hayranıyım, onun takipçileri benim eserimi de okusun" imajı veriyor gibi geliyor bana. Belki ben abartıyorum ama itici geliyor yine de. Ayrıca arka kapakta başka yazarların o eser hakkındaki beğeni dolu sözlerine yer verilmesi de pek estetik gelmiyor bana.
-
Ayrıca arka kapakta başka yazarların o eser hakkındaki beğeni dolu sözlerine yer verilmesi de pek estetik gelmiyor bana.
Ben o arka kapak övgülerinden nefret ediyorum. Öyle sözler söylüyorlar ki beni bunalıma sokuyor. Birincisi beklentiyi bazen o kadar yükseltiyor ki kitaba başlayınca ben mi göremiyorum bunun güzelliğini diye kendinizi sorgulatıyor. İkincisi kişisel bir problem, yine yazara öyle güzel methiyeler düzüyorlar ki kendi kendime "Hiç bu kadar iyi olamayacağım." dememe neden oluyor.
Hayran olduğu yazarlar konusuna hiç sizin gözünüzle bakmamıştım. Yeni bir bakış açısı.
Dipnot: Beğendiğimiz özgeçmişleri paylaşıp, hangi noktaların iyi olduğunu belirtebiliriz. Örneklerle pekiştirmeyi hep daha verimli bulmuşumdur.
Ben başlayayım: Albert Camus - Tersi ve Yüzü'nün arka kapağındaki kendi paragrafı.
"Brice Parain, sık sık, yazdıklarımın en iyisini bu küçük kitabın içerdiğini ileri sürer. Hayır aldanıyor. Çünkü insan, yirmi iki yaşında yazı yazmasını pek bilmez. Ama Parain'in söylemek istediğini anlıyorum. Bu acemice sayfalarda sonradan yazdıklarımdakinden daha çok gerçek aşk bulunduğunu söylemek istiyor. Haksız da değil. Bu sayfaların yazıldığı zamandan beri yaşlandım, çok şeyler görüp geçirdim...". Devam ediyor ama benim değineceğim nokta burayı kapsıyor.
Altı çizili cümleyi birkaç sene önce okumama rağmen hala kafamda yankılanır. Bana da umut verir. Yazarın ne kadar alçak gönüllü davrandığını belirtmeye gerek bile yok. Alçak gönüllü insanları hep sevmişimdir.
Bu bir özgeçmiş örneği olmasa da okurun ilk bakacağı arka kapaktaki yazıdır. Konudan sapmış gibi olmuş ama neyse. Daha güzel örnekler bulunabilir.