Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Ira Arel

Sayfa: [1]
1
Diğer Fantastik Eserler / Ira Arel ve Anka Mabedi
« : 29 Mayıs 2016, 13:40:49 »
Merhaba arkadaşlar.
Uzun süre önce başladığım romanımı nihayet bitirip yayınlatabildim. (Bu konuda bilgi almak isteyenler öm ile bana ulaşabilirler)

Kitabım fantastik macera türünde, aşağıda kısa bir tanıtım yazısı mevcut.
Biliyorsunuz, ülkemizde fantastik romanlar sevilmiyor, üstüne fantastik okuyanlara, "Daha yararlı bir şeyler oku." "O sana ne katacak?" gibi sorular soruluyor. Bu konuda sizden destek istiyorum. D&R gibi sitelerde kitabım mevcut, kitap alırken sepete benim kitabımı da ekletirseniz sevinirim.
Ve eğer beğenirseniz (veya beğenmezseniz) yorumlarınızı da beklerim.



Alıntı
Ira Arel üç uzuvla doğan bir ölüm perisidir. Birkaç asır öncesine kadar, ölüm perileri hatta büyücüler içinde dahi o dönemin en güçlü insanı olduğu düşünülen üç uzuvla doğanlar, son üç uzuvla doğanların rehavet, kibir ve insanların sorunlarına çözüm bulamama gibi sebeplerin ardından insanların gözünden düşmüş ve kötü ünle anılan bir efsaneye dönüşmüştür.
   Ira’nın üç uzuvla doğan olduğu diğer insanlardan saklanmış sadece eğitmenleri bu gerçeğe vakıf olmuşlardır. Bir de en yakın iki arkadaşı; Mirza Kadem ve Sare Asya. Ira’nın üç uzuvla doğan olduğunun gizlenmesinin diğer sebebi ise huzur içinde yaşayan ölüm perileri ve büyücülerin arasını açan ve kendisine katılmayan ölüm perilerine dahi işkence ederek onları öldüren Barbaros’un, ölüm perilerini kendi çatısı altında toplayabilecek başka bir ölüm perisinin yaşamasına izin vermeyeceği gerçeğidir.
   Ira hem üç uzuvla doğanların lekelenen ününü hem de köylerini basıp içinde Ira’nın ve Sare’nin ailesinin de olduğu köy sakinlerini öldüren Ecellerden intikamını alabilmek için tüm vaktini kendini geliştirmeye adamıştır. (Eceller, Barbaros’un müritlerine verdiği isimdir.)
   Ira, Mirza ve Sare nihayet Barbaros’un peşine düşmeye karar verip yola koyulduktan kısa bir süre sonra korkunç bir çatışmanın izlerini taşıyan bir evde kadim dilde yazılmış bir parşömen bulurlar. Kendilerinin okuyamadığı bu parşömeni büyücülerin yurdu olan Hümredan’da okuyabilecek birilerini bulabileceklerini ümit ederler ve böylece Büyücüler İmparatorunu görmek için gitmeyi düşündükleri Hümredan’a gitmek için yeni bir sebepleri daha olur.
   Hümredan yolunda küçük bir kavganın ardından gruba, kendi yaşlarında bir büyücü olan Azra Güliz de katılır. Azra tek boynuzlu bir ata sahiptir.
   Hümredan’a vardıklarında grup Büyücüler İmparatoru Nasuh ile görüşür. Ira’nın üç uzuvla doğan olduğunu öğrendiğinde tüm dikkatini ona veren Nasuh, Ira’nın Barbaros’la düello edip hayatta kaldığını bildiği tek kişidir. Ira, Nasuh’tan Barbaros hakkında bilgiler alır.
   Sare ise Büyücüler İmparatoru’nun ellerindeki parşömeni okuyabileceğini düşünerek, Ira’dan parşömeni ona vermesini ister. Büyücüler İmparatoru parşömeni alıp inceledikten sonra Sare’yi onaylayarak, parşömenin içeriğini onlara aktarır.
      **
   Nasuh’tan  aldıkları bilgiler doğrultusunda çöle giren grup, orada daha önce hiç duymadıkları türün bir üyesiyle karşılaşırlar…
   Çölde geçirdikleri bir sürenin ardından küçük sayılamayacak bir Ecel grubuyla rast gelirler ve dövüşmek zorunda kalırlar. Bu olayın ardından yolları çölün dışına çıksa da nihayetinde çölde tekrar Ecellerle karşılaşırlar. Hem de bu sefer sayıları çok daha fazladır ve başlarında da Barbaros vardır.

Bu arada, ilgilenen arkadaşlardan ikisine kitabımı hediye edeceğim. Hediyeyi kazanan arkadaşları çekilişle belirleyeceğim.

2
“En büyük ego bile fark edilmeyi ister.”

SAVAŞ, DEHŞET VE KORKU…

DERZULYA’DA GÜÇSÜZLERE YER YOK!!!



Sarp alaylı bir ifadeyle güldü. "Anlamıyorsun değil mi? Milyarlarca insanın ölümünden bahsediyorsun. Öyle bir düzenden bahsediyorsun ki, insanların zalim yöneticilere ve korkunç, küçük tanrılara taparak yaşayacağı dehşet çağı... Sürgündeki var veya yok, kendi kafandaki çarpık bir fantezi dünyası oluşturuyorsun. İyi ama benim farkım ne olacak o zaman John. Herkes avcı olacak. Kötülük sıradan olacak. Oysa biliyor musun belki de ben kötülüğü, avcılığı farklı olmak için seçmişimdir. Çoğunluk olan şey sıradandır John. Ben şu anda farklıyım, olağanüstüyüm, hâkim olan ahlakın, iyi ve kötü kavramlarının dışındayım. Bu dünyanın kendi yarattığı yaşam stilinin tek temsilcisi olan bir türüm. Asiyim. Oysa senin düzenin beni sıradan yapacak. Dejenere olmaya, çürümeye ve çürütmeye mahkûm iktidar yapacak.
Ben bu olamam.

"Ben sıradan olamam."

Yeni basımdan sonra kapak değişiyor.






Mabedin derinliklerindeki daire şeklindeki bir odada Sin’in gördüğü en şaşırtıcı yaratık vardı. Cavlaklar onu insan sanıyordu, çünkü tıpkı robot gibi gerçeğinin üzeri örtülmüştü. Sin’in gördüğü ise bütün vücudunu kaplayan dövmelerinden alevler çıkan canlı bir ateşti.

“Sen ve ben”, diye fısıldadı… “Levh-i Mahfuz.”

Bedenindeki dövme harfler yavaş yavaş ortaya çıkmıştı. Hepsi mora yakın alevler içindeydi.

Bir şarkı mırıldanıyordu. Odadaki meşaleler sönmüştü, tek ışık kaynağı onun bedeniydi. Sin Sufi adına büyü denen bir gücün harekete geçtiğini anlamıştı.

“Ağır bir yüküm var,” dedi. “Binlerce yıldır taşıyorum onu. Paylaşmam gerekiyor. Heykel kadar hareketsiz ve bebek kadar çaresiz görünsen de çok güçlüsün. Sin, binlerce yıldır beklediği ilahım. Sende onun damgası var.” Yakıcı parmakları, derisinin üzerindeki Sin yazısı üzerinde geziyordu. Bu harfleri tanıyordu.

“Ama önce sana bir hikâye anlatmalıyım.”



Asi hakkındaki eskimiş düşüncelerim.
2005 yılında çıkan bir kitap Asi, o zaman Sarı İstila'nın çıkış tarihi 2007 olarak ilan edilmiş ama yıllardır sürekli ertelenmenin sonucunda nihayet 2013 yılında Sin : Sarı İstila adıyla bize bağışlandı. O yüzden kitap içeriğine pek giremeyeceğim, çünkü birkaç kez okumama rağmen içeriği unuttum ve kitabı da verdiğim arkadaşım kaybetti.
Şuan için söyleyeceğim, pek Türk Romanı okumayan ben, o zamanlar tesadüf eseri aldığım bu kitabı çok ama çok beğenmiştim ki okuyan nadir kişiler de benimle aynı görüşü paylaşmışlardır hep. Bir Türk yazardan Fantastik bir kitap olması da cabası. Kısaca yeni bir dünya yaratılıyor ve bu dünyayı yaratanlardan biri, onlara karşı çıkıyor, dünya geriye gidiyor, büyü, daha önce hiçbir romanda bahsi geçmeyen yaratıklar, kılıçlar, oklar... Lotr kadar olmasa da anlatımı o şekilde ve Orta Dünya kadar olmasa da, geniş bir dünyası ve farklı ırkları var. Umalım ki, Sin de bize o tadı versin.

Not: Bu iki kitap Derzulya Serisi Habis Üçlemesi'ne aittir. Diğer üçlemelerden iki kitap çıkmıştı ve isimleri Kızıl Vaiz ve Zifir'dir ki onların okumaya değer bir yanı yoktur.

3
Harry Potter / Kitapta geçmeyen ama merak ettikleriniz?
« : 29 Mayıs 2010, 23:15:34 »
Her ne kadar HP devri kapanalı çok olsa da aklıma takılan şeyler oluyor. Bunlardan birisi mesela;

Sihir Bakanlığında katlar arası merdiven var mı? (tahminime göre yok, çünkü Harry 5.kitapta ki savaş esnasında asansör bekliyordu, merdiven olsa beklemezdi sanırım asansörü o durumda)

Bir de; Dumbledore neden sürekli Fawkes'ı kullanarak seyahat etmiyor, yine 5. kitapta Buharlaşma ve Cisimlenme olmamasına rağmen Hogwarts'tan Cisimleniyordu. Mesela Testralleri anlatırken Hagrid, Dumbledore cisimlenmek istmediğinde bunları kullanıyor, ben bu durumda Fawkes'ı kullanmasını isterdim, ya da en azından mağara ya giderken, denizde yüzmek zorunda kalmazlardı yanında Harry varken.

4
Harry Potter / Zümrüdüanka Yoldaşlığı komik replikler
« : 22 Mayıs 2008, 12:04:51 »
arkadaşlar bunlar tamamen bana ait ve sırasıyla yazdım hepsini eklentiler yaparsanz sevinirim

sy:15
Vernon Enişte: "Haberleri dinlemek ha! Ynine mi?"
"Eh, ne de olsa her gün değişior." dedi Harry.

sy 16
"Aptal değiliz herhalde," dedi Vernon Enişte
Bir anda tepsinin tası atan Harry "Bak işte bu yeni haber," dedi ve daha Dursyler onu çağıramadan...

sy 25
Dudley"Bana hakaret etti."
Harry " Öyle mi? Yoksa sana arka ayakları üzerinde yürümeyi öğrenmiş bir domuza benzediğini mi söyledi? Öyleyse eğer, buna 2hakaret etmek2 demezler, Dud, bu , gerçeğin ta kendisi."

sy 26
Dudley" geceleri bu kadar cesur değilsin ama, ha" diye pis pis güldü.
"Şu anda gece zaten, Dİdoşçuk. Hava böyle kararınca ona gece diyoruz."

sy 27(bu da Dudley'den Harry'nin rüyalarıyla alay ederken)
"Cedric'i öldürme Cedric'i öldürme! Cedric de kim -erkek arkadaşın mı?"

sy 51(Harry patronus büyüsü yaptığı için duruşmaya davet edilior baykuş postasıyla tabi Vernon Enişte de bunu okuor.)
"Şimdi ne oldu? Seni bir şeye mahküm ettiler mi? Sizin gürhta ölüm cezası varmı?" die ekledi umutla, sanki sonradan aklına gelmişçesine.
"Bir duruşmaya gitmem gerekio" dedi Harry
"Yani orada mı mahkum edecekler?"
"Galiba"
"Umudumu yitirmeyeyim öyleyse," dedi Vernon Enişte pis pis.

sy 52
Dudley'yi omuzlarından tutup sarstı, ruhunun içeride takırdadığını duyabilecek mi diye deneme yapıordu sanki.(Petuniz Teyze)

sy 78(Harry Priveta Drive'dan çıkarılırken)
Harry, teyzenle eniştene bir mektup bıraktım, endişelenmesinler-"
"Endişelenmezler," dedi HArry.
"-güvendesin-"
"Bu olsa olsa morallerini bozar."
"-onları bir dahaki yaza göreceksin diye."
"Mecburmuyum?"

sy 96 (Harry Ron ve Hermione'den ZA hakkında bilgi alırken)
Ron: "Bir kısmı da bir şeyi koruyor." dedi. "Hep koruma görevinden söz ediorlar."
Harry alayla, "Ben olmayayım sakın?" die sordu. "Aa, evet," dedi Ron, yüzünde her şeyi yeni anlamaya başlayan birnin ifadesiyle.(Alında Harry'den çok kehaneti koruolar ama genede komik:))

sy 97 (işste Fred&George farkı)
"Selam, Harry," dedi George, ona gülümseyerek. "Senin kulak okşayıcı sesini duyduk gibi geldi de."
"Öfkeni böyle içine atmamlısın Harry," dedi Fred, o da gülümsüyordu. "Hepsini boşalt gitsin. Elli mil ötede seni duymamış bir iki kişi kalmış olabilir."

113
"Mudungusla tanıştın değil mi Harry?"
"Bri adım mı söyledi?" diye mırıldandı Mundungus, uykulu uykulu. "Sirius ne dediyse o ossun." Pek kirli elini oy veriyormuş gibi havaya kaldırdı.

118
Mrs Weasley "oradaki perdeler de Doksi dolu, yarın bi el atsak diyordum."
"Sabırsızlıkla bekliyorum" dedi Sirius.

147(Kreacher'ın ikizlere yorumu:))
"İşte bu da ikizi, ne acayip küçük canavarlar bunlar."

192
Madam Bones "Neye benziyorlardı?"
Mrs Figg "Şey, bir tanesi iriyarı, öbürüyse hayli sıskaydı-"
"Hayır ruh emicileri tarif et." dedi Madam Bones.

195(Harry'Nin Umbridge'i ilk görüşü)
Cadı, küçük kız sesi gibi titrek ve tiz bir sesle konuşunca Harry şaşırdı kaldı, vıraklamsını bekliyordu.

207 208
"Bilioyordum!" diye bağırdı Ron, havayı yumruklayarak "Sen hep paçayı kurtarırsın!"
"Seni aklamak zorundaydılar." dedi Hermione; Harry mutfağa girdiği anda endişeden resmen bayılacak gibiydi, şimdiyse titreyen eliyle gözlerini kapatıyordu. "Zaten sana karşı dava açacak gerekçeleri yoktu, hem de hiç."
"Yine de herke pek rahatlamış görünüyor," dedi Harry gülümseyerek, "yani hepinizin kurtulacağımı bildiği düşünülürse."

214 215(Sanki sınıf başkanı seçilen kardeşleri değilmiş gibi üzlüorlar:D)
Fred "Yüzde yüz sen olursun diye düşünüyorduk!" dedi.
Sesinde, sanki Harry onları bir şekilde aldatmış gibi bir ton vardı.
George gücenmiş gibi, "Dumbledore mutlaka seni seçer sanıyorduk!" dedi

216 217 (Wrs Weasley Ron'a alacağı pijamanın rengini sorarken)
George alaycı alaycı sırıtarak,"Rozetine uysun diye kırmızıyla altın sarısı al," dedi
Mrs Weasley "Neyine uysun diye?"
"Rozetine," dedi Fred, kötü haberi bir an önce verip kurtulmak istermiş gibi bir edayla, "Güzel, pırıl pırıl, yeni sınıf başkanı rozetine."

245
Luna gözlerini Harry'den ayıramayarak"Sen Harry Potter'sın." diye ekledi
"Biliyorum," dedi Harry.

249
Luna "Sen Padma Patil'le Noel Balosu'na gitmiştin," dedi
Ron "Evet, biliyorum,gittim,"

262 (Harry ilk kez Testralleri gördüğünde)
Luna "Endişelenm. Senin aklın da benimki kadar başında."

274 275
Nick "Gry. ve Sly. arasındaki rekabete rağmen, ben Kanlı Baron'la tartışmayı hayal dahi etmem."
"Ondan ödün patlıyor da ondan." dedi Ron.

278
Parvati, Umbridge için, "Onun dostu olurum ama bi şartla: O hırkayı giymemi istemesin."

282
Ron'dan birinci sınıf öğrencilerine(sınıf başkanı ya):
"Hey-hey size söylüyorum! yerden bitmeler!"

297(SBD ler yaklaşınca öğrencilerin telaşını anlatıor Fred ve George bizimkilere)
George mutlu mutlu,"Bizim sınıfın yarısı SBD ler yaklaşırken küçük sinir krizleri geçirdi," dedi "Gözyaşları, huysuzluk nöbetleri...Patricia Stimpson bayılıp duruyordu..."
"Kenneth Towler bir sürü çıban çıkarmıştı, hatırlıyormusun?" dedi Fred, anılarını yad eden biri edasıyla.
"Pijamasının içine Yumrudoks tozu koymuştun da ondan." dedi George.
"Öyle yha" diye sırıttı Fred. "Unutmuştum... Bazen hepsini hatırda tutmak zor oluyor, değil mi?"

298 (Hermione'nin F&G 'ye şaka dükkanı açmak için mazlemeri nerden kurdugunu sorması üzerine aldıgı cvp)
Fred: "Bize soru sormazsan, biz de sana yalan sölemeyiz, Hermione,"

326
McGonagall: " Ders yılı başlangıcında Umbridge'i dinledin mi Potter?"
"evet" dedi Harry "...Sihir Bakanlığı Hogwarts' a müdahale etmeye çalışıor" dedi Harry
"Eh hiç deilse Hermione Granger'ı dinlediğin için memnunum" dedi McGonagall.

379
Angelina'dan Ron'a "Bir takım arkadaşına pas verirken onu süpürgesinden düşürmemeye çalış, olur mu? BU iş için Bludger'lar var"

404
"B, Beklenenin Üstünde" dedi Geroge. "Ben hep Fred'le benim 'B' almamız gerektiğini düşünmüşümdür, çünkü sırf sınavlara gelmekle bile beklenenin üstüne çıktık."

416
Umbridge "Merak ettim, Profesör, acaba teftişinizin tarihi ve saatiyle ilgili notumu aldı-"
"Belli ki almışım, yoksa size sınıfımda ne aradığınızı sorardım." dedi McGonagall.

526 (Lee Jordan maç anlatıyorsa direkt yazın. Her zmn çoşturmuştur beni hele FT de kiler)
"Ve şimdi de Johnson - Quaffle, Johnson'da, ne oyuncu bu kız ama, yılalrdır aynı şeyi söylüyorum, hala benimle çıkmıyor-"

540 541 (Harry Fred ve George Malfoy' a daldıktan sonra cezlar konusulurken)
"Ya hiçbirşey yapmamış olmasına rağmen Fred'e de yasak koymasına ne demeli?!" dedi Alicia hiddetle.
"Bir şey yapmadımsa benim kabahatim değil," dedi Fred "siz üçünüz beni bıraksaydınız o küçük pisliği dayaktan pelteye çevirrdm."

652
Sirius Kreacher için: "Çamaşır kurutma dolabına girip oracaıkta ölmüş te olabilr... ama şimdiden ümitlenmeyeyim."

709 710(yeni kararname ile öğretmenler yalnız dersleriyle alakalı konusacaklardı)
Lee Jordan, Umbridge'e , yeni kuralın koşullarına göre, sınıfın arkasında Patlamalı Pişti oynadıkalrı için Fred ve Geroge'u azarlama izni olmadığını belirtmişti.
"Patlamalı Pişti'nin KSKS ile hiç alakası yoq, Profesör! Bu sizin dersinizle ilgili bir bilgi değil!"
Harry onu bir daha gördüğünde elinn üstü feci şekilde kanıyordu.

724 (Harry'den Cho'nun ağlamasına ilginç bir yorum)
"Niye Cerdic'ten söz etmek istedik ki sanki? Niye insan kılığında bir su hortumu gibi davranmasına yol açan konuları açıp duruor ki?"

802(Dumb Sihir Bakanını ve yanındaki 3 kişiyi kendi odasında hakladıktan sonra)
Phineas Nigellus: "Biliyor musunuz, Bakanım, birçok konuda Dumbledore'la aynı fikirde değilim... ama stil sahibi olduğunu inkar edemezsiniz..."

834 835
Lily James'in kendini beğenmiş tavırlarını anlattıktan sonra
James "Nesi var bunun?"
"Satır aralarını okuyacak olursak, seni biraz fazla kibirli buluyor derim, abi" dedi Sirius.

848 849
"Hernione," dedi Ron alçak ve kızgın bir sesle, "Harry'yi azarlamaktan vazgeçip Binns'i dinleyecek misin, yoksa kendi notlarımı kendim tutmam mı gerecekcek?"

867
Fred ve George kaçarken
"Görüşmeyiz" dedi Fred
"Evet, zahmet edip de arayı açmamaya kalkma," dedi George.

923
Ron Kehanet sınavında küreden çirkin burnu siğilli bir adamı iyice tarif ettikten sonra onun sınavcının küreye aynsıması olduğunu anlıyor:

1090(Malfoy'un babası Azkaban'a gittikten sonra Harry ile karşılaşması)(Harry'den seri bozmalar)
Malfoy "Sen öldün Potter,"
Harry "Komik,insan da artık ortada dolaşamayacağımı sanır..."

Malfoy "Ödeyeceksin, Babama yaptıklarının bedelini sana ben ödeteceğim..."
Harry "Ay, bak şimdi ödüm patladı. Herhalde siz üçünüzle kıyaslanınca Voldemort ısınma idmanıydı sadece ha?"

Malfoy"Sen dur. Hakkından geleceğim. Babamı hapse koyamazsın-"
éBen koydum sanıyordum," dedi Harry

(sonra asalar çekilde ve o esnada):
"Potter! Ne yapıyorsun Potter?" dedi Snape
Harry: "Malfoy'a ne lanet yapsam diye karar vermeye çalışıyorum, efendim."


buyrun tekrar yayında...

5
ÖY sy 11 de Yaxley ve Snape Voldemort'un üs olarak kullandığı Malfoy Malikanesi'ne gitmek için evin biraz dışına ışınlanıyorlar, bir kır yoluna oradan yürüyerek de Malfoy Malikanesi'ne gidiyorlar, kapılar mühürlü falan. Aynı şekilde sy 417 de Greyback bizim üçlüyü yakalayıp onların kim olduğunu anladığında onları Malfoyların Malikanesi'ne götürüyor ama gene aynı şekilde aynı kır yoluna ışınlanıyorlar, yani Evin içine ışınlanamıyorsun ya da bahçesine, tıpkı Hogwarts gibi. Ama sy 435 de Harry "Ron, yakala - ve GİT!" diye bağırarak Malfoy'un elinden aldığı asalardan birini ona atıyor ve kendiside Griphook denen cincüce ve Dobby'yi tutup buharlaşmak için olduğu yerde dönüyor ve Bill ve Fleur'un evi Denizkabuğu Kulübesi'ne geliyorlar.
Sizcede ışınlanmaları biraz garip değil mi??? ışınlanmanın yasak olduğu bir yerde:D


Bir başka hata; öğreniyoruz ki Harry'nin pelerini hakiki Görünmezlik Pelerini ve Ölüm Yadigarı olan bu Pelerin altındaki kişiyi hiçbir şekilde açığa çıkarmaz(ÖY sy 379 Mr Lovegood'dan Hermi'ye " ...Biz giyeni cidden ve sahiden, tamamen görünmez hale getiren ve ebediyyen dayanan, üstüne ne büyü yapılırsa yapılsın sürekli ve NÜFUS EDİLMEZ gizlenme sağlayan bir pelerinden söz ediyoruz. Bunun gibi kaç pelerin gördünüz, Miss Granger?) ama hatırlayacaksınız Ateş Kadehi'nde sahte Moody onu pelerin altından görebiliyordu o ünlü elektrik mavisi gözüyle, oysa Ölüm Yadigarı olan bu Pelerin hiç bir sihirle altındaki kişiyi açığa çıkaramazdı =)))


Melez Prens sy 223 de Melez Prens'in kitabının bir köşesinde "Levicorpus(s-sz") yazıyor, Harry "s-sz" yi sözsüz olarak yorumluyor ve Levicorpus diye düşünüp, Ron'u ayak bileklerinden yukarı kaldırıyor.
ÖY sy 493 te Bellatrix'in kasasından Helga H.'un Kupa'sını ararlarken, Hermione asasını kaldırıyor, Harry'ye doğrultuyor ve fısıldıyor: "Levicorpus" Ayak bileğinden havaya kaldırıldı Harry...
Sözsüz yapılması gereken bi büyüydü, fısıldanarak yapılan bir büyü değil.

Bunlar da tamamen bana aittir, lütfen kanıtınız olmadıkça alıntı demeyin!!!

6
 Slughorn'un KSKS değilde iksir öğretmeni olduğunu öğrenmenin şoku ile Hermione, Harry'ye "Ama Harry,Slughorn'un KSKS dersini vereceğini söylemiştin!" dior. Harry'de "Ben öyle sanıyordum." diyor.(MP/sy157)

Oysa sy90'da Harry Dumbeledore'la dolaşmasını anlatırken; "Heyecanlı bir yanı yoktu ki. Benim yaşlı bir öğretmeni emeklilikten vazgeçsin diye ikna etmesine yadımcı olmamı istedi. Adı, Horace Slughorn." diyor.
--
--
--
"Evet... evet, şimdi Umbridge gittiğine göre, belli ki yeni bir KSKS hocasına ihtiyacımız var, değil mi? Ee,peki , nasıl biri?"

Anlaşıldığı gibi Harry, Slughorn için KSKS öğretmeni demiyor, Hermione söylüyor. Ama sy157 de Harry kendisinin öğle dediğini kabullenerek bir kitap hatasına yol açıyor:)




Riddle'ın yetimhanedeki odasına Dumbledore'ın girişini Düşünseli'nden Harry'ye gösterirken '...İçinde eski bir gardırop ve demir bir karyola hariç hiçbir şey olmayan, küçük ve sade bir odaydı.'(MP/sy250)

'Dumbledore, sert tahta iskemleyi Riddle'ın yanına çekti,...'(MP/sy251)

Acaba sert tahta iskemle nerden çıktı:)



Scrimgeour Dumbledore'un cenazesinde, Harry'nin ölürken Dumbeldore'un yanında olğunu söylüor, kanıtlarını gösteriyor: "Biri Dumbledore öldükten sonra Kule'nin tepesinde bir Ölüm Yiyen'i Sersemletmiş...."(MP/sy591)

'Kule'nin tepesini terk eden son kişi olan vahşi yüzlü Ölüm Yiyen kapıda kaybolmak üzereyken, Görünmezlik Pelerini'ni üstünden attı.  "Petrificus Totalus!"(MP/sy546)

Yani Kule'deki Ölüm Yiyen'e sersemletme büyüsü yapılmadı, Petrficus Totalus yapıldı. Şimdi diyeceksiniz ki sonuçta sersemletildi. Dikkat edin Bakan "...Sersemletmiş" diyor. "S" harfi büyük yani sersemletme olayından değil Sersemletme Büyüsü'nden bahsediyor. Özel isim oldğu için baş harfi büyük.




                Evet MP yayınlanalı çok oldu ama ben bunları hep kendime sakladım ancak tekrar site açarsam kendi siteme koyarım diye ama sonradan vazgeçtim. Aslında Ölüm Yadigarları'yla alakalı 2 hata daha var ama kitabım arkadaşımda olduğu için onları sonra yayınlayacağım İNŞ. Ve bütün bunlar kendi emeğimdir, virgülünden noktasına kadar...

Sayfa: [1]