Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Vega

Sayfa: [1] 2 3 ... 5
1
Dipsiz Konak / Dresden Dosyaları Rol Yapma Oyunu
« : 23 Temmuz 2015, 18:26:16 »
  Dresden Dosyaları forumda pek çok kişinin bildiği ve sevdiği bir seri. Yazarı Jim Butcher Dresdenverse'de oyun oynamak mümkün olsun diye iki tane kural kitabı yazmış. Çoğunda evreni romanlara kıyasla özetleyici ve ayrıntılı anlatmakla beraber nasıl karakter kağıdı doldurulacağını, büyü sistemini vs de açıklamış.

  Açıkçası ben bu evrende oyun oynamayı gerçekten isterim ve sizin de istekli olacağınızı umuyorum.  ;D Arzu edenlere mesajla pdfleri gönderebilirim -bu başlıkta yayınlarsam telif konusunda sorun çıkabileceğini düşündüm.

Not: GM olmak konusunda ilgim ve bilgim yoktur.


2
Eğlence & Mizah / Şeytani Kraliçenin El Rehberi
« : 20 Nisan 2015, 00:13:51 »

    1-Güzellik geçici, güçse kolay kaybedilebilir. İlki için ikinciyi riske atmayacağım.

    2-Sihirli aynamı ülkenin en güzeli konumumu elimde tutmak için değil düşmanlarımı gözetlemek için kullanacağım.

    3-Kendimi kahramanın gerçek aşkı veya herhangi bir güzel ve masum "aile üyesi"yle karşılaştırmayacağım. Köylü haspalar veya titrek hizmetçi standartlarında güzel olabilirler ama ben Şeytani Kraliçeyim ve mukayese edilemez.

    4-Planım gerçekleşmeden adaleli kahramanla seks yapmayacağım, tabii çocuğuna hamile olduğumu söylemek yararıma olacaksa başka.

    5-Tabii baştan çıkarmanın geniş cephaneliğimde yeri var ama farkındayım ki "şeytani" ve "kaşar" eş anlamlı şeyler değil. Bunun bilincinde olmayan kraliyet terzilerinin derileri haleflerinin önünde diri diri soyulacaktır.

    6-Önemli planları gerçekleştirirken topuklu giymek yok, hatta direk koşu ayakkabısı giyeceğim.

    7-Daracık cadı cübbem EN AZINDAN zincir zırh içerecek.

    8-Kahramanın kurlarıma karşılık vermemesine üzülmeyeceğim. Eğer bana karşı koyabiliyorsa kıskançlık krizine girmeyeceğim. Onun yerine omzumu silkip yoluna gitmesine izin verecek, kalenin kapısında icabına baktıracağım.

    9-Göz kırpmaları, imalı sözler ve beden dili bana istediğimi almamda yardımcı olmadığında iyi nişan alınmış bir yarı-otomatik de iş görür.

    10-Seks tabii ki kullanımımda olan bir silah, ama taramalılar da öyle. Eğer iki şık arasında kalırsam taramalıyı seçeceğim.

    11-Seçkin muhafızlarım ve ben kahramanın tüm silahlarını ve kaçış yöntemlerini elinden aldığımızı düşünmeyeceğiz. Sorgulamalar özel odalarda, kahraman tamamen çıplakken yapılacak. Bir taşla iki kuş.

    12-Adab-ı muaşereti göz önünde tutacak ve askerlerimi, entrikalarıma köstek olduğu zamanlar hariç, düzgün davranışlara teşvik edeceğim. Bu centilmen kahramanların yoluna çıkmamı engelleyecek ve numarayı bırakıp saldırganlaştığımda bir şaşırtma yaratacak.

    13-Sevgili oğlum, kocam veya bir başka kişi uğruna güç kullanmayacağım. Sırf onlar için acımasız ve hilekar olduğum gerçeğine müteşekkir kalmayabilirler. Bunun yerine gücümü sadece kendim için kullanacağım ve bu kişilere eğer isterlerse kullanmaları için beylikler bahşedeceğim.

    14-Eğer kahraman eski sevgililerimden biriyse (ki çoğu zaman öyleler), neden "eski" olduklarını unutmayacağım ve mahvlarına yol açarken bunu aklımda tutacağım.

    15-Eğer kahraman eski sevgilimse ve bunun farkında değilse bunu gizli tutacağım. Eğer kimliğim ortaya çıkmazsa zaaflarını, zayıflıklarını ve başka özel bilgileri daha rahat kullanabilirim.

    16-Eğer kahraman dünyayı ele geçirme planlarımda yardımcı olmayı kabul etmişse ihanetine davasının tamamen kaybedildiği ana kadar inanıp güvenmeyeceğim. Zaten böyle bir durumda prensipe mirensipe sahip olmadığı anlaşılır ve idam edilmesi en iyisidir.

    17-Beni tatmin edemeyen sevgililerimi katletmeyeceğim. Böyle bir politika müstakbel sevgililerimde performans endişesine sebep olur. Bunun yerine olağanüstü gayretleri ödüllendireceğim. Olağanüstü başarıları ise daha bile müsrifçe.

    18-Zehirli dişleri ve/veya pençeleri olan hayvan hizmetkarlarım örümcekler, yılanlar ve kuzgunlar yerine kedicikler, japon balıkları ve kanaryalar olacak.

    19-Zapt edilme tehlikesinde içinden sıyrılabileceğim kıyafetler giyeceğim. Yakalandığımda kurtuluşumu kolaylaştıracak ve yakalayanın dikkatini dağıtacak. Bu önemli bir kaç saniyede ya kaçacağım ya da silahını elinden alacağım.

    20-Uçuşan elbiseler yerine üzerime oturan kıyafler giyeceğim: hem daha seksi hem de firar esnasında bir yerlere takılma veya alev alma tahlikesi çok daha az.

    21-Eğer hizmetimde olan kocakarıdan birilerini zehirlemesini istersem zehrin uyku ilacı yerine hızlı ve ölümcül olmasını isteyeceğim.

    22-Amazon savaşçılarım ya çok katı lezbiyenlerden seçilecek ya da kendi haremlerine sahip olacaklar.

    23-Amazon savaşçılarım metal bikiniler yerine tam zırh giyecekler. Adı geçen bikiniler özel durumlarda giyilecek.

    24-Amazon savaşçılarım falanks gibi gelişmiş taktikler ve düşmana yaklaşırken 25 santimlik mızraklar gibi özel silahlar kullanacak. Tabii okçular sadaklarını 200 metre öteden boşalttıktan sonra.

    25-Esaretimdeki bir adamı manipüle etme girişmlerimi yeniden gözden geçireceğim. Muhtemelen bir amazon bu görevi daha az riskle gerçekleştirebilir.

    26-Kahramanın erkek yandaşları her zaman bir göz kırpışla, bir gerdan kırmayla, o da olmadı bir basit bir büyü veya iksirle baştan çıkarılabilir. En azından kahramanla gerçekleşecek o önemli yüzleşmeye kadar, ki o zamana yandaş hareketten uzak bir yerde hapsedilmelidir.


Bir bu kadarı da en kısa zamanda geliyor, orijinal dilinde okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

3
Harry Potter / Ölüm Lanetinin Kullanım Şartları
« : 11 Aralık 2013, 15:40:49 »
 Avada Kedavra sadece insanlar üzerinde kullanılabilen bir lanet değil. Spinner's End'de Bellatrix'in bir tilki üzerinde, Moody'nin[*]heheh[/*] bir örümcek üzerinde kullandığını görmüştük. Ateş Kadehi'nde Affedilmez Lanetler şöyle geçiyor: The use of any one of them on a fellow human being is enough to earn a life sentence in Azkaban. aşağı yukarı da anlamı şöyle: Bunlardan birinin tek bir insan üzerinde kullanımı Azkaban'da müebbet yatmaya yeterdir. Bu durumda sorum şu: Bir hayvan, kurtadam ya da herhangi bir büyülü yaratık üzerinde kullanımında sakınca var mıdır? Eğer benim henüz erişemediğim bir kaynağınız ya da sadece fikriniz varsa paylaşmanız makbule geçer^^

4
Sinema / The Craft // Cadılar Kulübü
« : 07 Aralık 2013, 20:16:59 »
The Craft



  Los Angeles'a taşınan ve Saint Benedict akademisi'ne başlayan Sarah, okuldaki ilk günlerinde, gruplaşmış öğrenciler arasında yalnızlık hisseder. Ta ki okulun sıkıcı ortamından uzaklaşmış üç genç kızla tanışıncaya kadar. Nancy, Bonnie ve Rochelle hakkında ilk duyduğu şeyler, birlikte dolaşan, herşeyleriyle diğer öğrencilerden farklı bir grup olduklarıdır. Büyüye yatkınlığı ile dikkati çeken Sarah da onlara katılır ve büyü için gerekli olan dört köşe tamamlanmış olur. İç ve dış dünyaları tahminlerinin ötesinde değişikliğe uğrayan dört genç kız, dışlanan olmanın da kendine özgü bir güç olduğuna ve özgür olmak anlamına geldiğini öğrenirler. Büyüleri işe yaramaya başladığında bu cadılar kulübü bir anda sınıf arkadaşlarından, ailelerinden ve erkek arkadaşlarından intikam alma şansına sahip olur.
[Divxplanet alıntısı bitti]

  The Craft cadılık dendiğinde ilk akla gelen, daha etrafta Sorcerer's Apprentice gibi görsel efektten oluşan filmler yokken yapılmış bir eser. 1996 yapımı. Practical Magic'le birlikte -ki o da şimdi yükleniyor- büyü, maji, cadılık temasıyla yapılmış en bilinen filmlerden. Şimdiye kadar konusunun açılmamış olmasına şaşırmadım değil.

  Filmin ilk yarısı gayet iyiyken sonlara doğru kötüleşiyor ve finalde berbatlıkta zirve yapıyor. İlk başta kızları altarlı maltarlı gayet gerçeğe yatkın ortamlarda görüyoruz. Ritüeller falan yapılıyor. O gizemli ve dramatik hava az çok sağlanıyor. Sonra bir trafik kazasını önlüyorlar, tamam göz yumulabilir, o kadar büyük bir şey sayılmaz. Ama daha sonra insanlar etrafta uçmaya başladığında öehh diyorsunuz. En azından ben öyle dedim. Ve film maalesef iyilerin zaferiyle bitiyor, baş rol kızımız herkese ayar veriyor mutlu son falan. Belki de saf salak karakterlere olan düşmanlığımdan belki de iyilerin kazanmasından bıkmamdan Bonnie'yi tutuyordum ben. Hayal kırıklığı yaşamadım değil.

  Eminim bir çoğunuz filmi izlemiştir. Sizin yorumlarınız ve görüşleriniz neler? Veya daha iyisi, bu temada önerebileceğiniz eserler var mı?

5
Kurgu İskelesi / Kutsanmış... Ya da, Lanetli?
« : 09 Kasım 2013, 23:17:21 »
+18 demem on sekiz yaşından küçük biri olduğum için tuhaf kaçacaktır. Ama küfür var. İleride sanırım erotizm de olacak. Bol bol şiddet de içeriyor. Okumazsanız anlayışla karşılarım ^^ Okuyun.


Giriş

 "İyi o zaman madem beğenmiyorsun siktir git!"
Annenizi ne kadar sevmeseniz de yine de sözleri acıtıyor bazen. Onu hiç umursamadığınızı sanırken göğsünüze öküz gibi oturuyor lafları. Hem kişiliği sinirlerinizi bozuyor, hem sizinle böyle konuşması, hem de sizin üzerinizde böyle bir etkisi olması.
 "İyi." dedim titreyen sesimle. "İyi, gidiyorum. Sen de kal burada." Salondan çıkıp hole geçtim. Ayakkabılarımı giyerken "Yetmiş yaşına gelip altına sıçarken seni huzur evinden başka bir şey paklamayacak" diye bağırdım ona. "Yalnız başına geberip gideceksin."
 Öfkeliyken ağlamaktan nefret ediyorum. Gözlerimi yakan ama bir türlü akmayan yaşlardan da. Göğsümü sarsan, sessiz tutmakta zorlandığım hıçkırıklardan da.
 "Nereye gidiyorsun bu saatte?" diye bağırdı içeriden.
 "Ananın amına" diye cevap verdim. Kapıyı hızla açıp dışarı çıktım. Gözlerim zaten kısıktı o an. Koridordaki ışıkla daha da kısıldı. Parlak beyaz ışık gözlerimi kamaştırıyordu. Haddinden fazla parlaktı gerçi. Bir an midemin bulandığını hissettim. Kendimi ağırlıksız hissediyordum. Başım dönüyordu. Sonra ışık söndü. Kendimi bambaşka bir yerde buldum.



 Açık havada olmamam gerekiyordu. Çıplak, kızıla çalan topraklara ve kilometrelerce ilerideki devasa dağa bakmamam gerekiyordu. Gökyüzünde uçan iki adamı KESİNLİKLE görmemem gerekiyordu.
Sıska adamın mor saçları vardı. Tuhaf, ortaçağa özgü gibi duran kıyafetler giymişti. Etrafında ateşin çevresinde görebileceğiniz, hafif bir titreşim vardı. Uçmasına yardımcı olacak kanatları ya da ne bileyim halısı falan yoktu. Öylece duruyordu gökyüzünde. Öbür adamın aksine. Siyahlı adam sırtından çıkan iblis kanatlarıyla ona doğru ilerliyordu. Kanatları pullu ya da tüylü değildi. Nasıl tarif etsem; gölgeden, karanlıktan yapılmış gibiydi. Pençemsi kara tırnaklarından birini mor adama yöneltti. Ufak bir gri ışık demeti parmak ucundan fırladı. Mor adam kenara çekilerek ışıktan kurtuldu -ki bu ömrümde gördüğüm en saçma şeydi, bir adam nasıl ışıktan kenara çekilerek kurtulabilir ki? BİR ADAM NASIL UÇABİLİR Kİ? Siyahlı adam mora doğru ilerlemeye devam etti. Ama aniden görünmez bir şeye çarpıp beş metre kadar geriye savruldu. Hafif sersemlemiş gibi görünse de kendini toparlayıp yine aynı şekilde adamın üstüne gitti. İki eliyle havayı iterek bir gölge dalgası oluşturdu ve bu sefer ıskalamadı. Mor adam hızla yere çakıldı.

 Kanatlı adam yanına gidip pullu kuyruğuyla boğazını kavradı ve de beş metre kadar havaya kaldırdı. Sonra beni şaşırtarak hiç beklemediğim bir şey yaptı: Uzandı ve moru dudaklarından öptü. Sıska adam çırpınıp kurtulmaya çalıştı ama beceremedi. Ten rengi gittikçe soldu ve kendini cesedimsi bir griye bıraktı. Dudaklarının çevresinde siyah çatlaklar cildinde, yüzünde yayılıyordu. Kanatlı adam kuyruğunu gevşetip boş bedeni bir et torbası gibi yere attı. Yüzünde muzaffer bir ifadeyle gerinirken etrafını mor bir hale sardı. Bir anlığına yarı saydam bir ejderha gördüğüme yemin edebilirdim.

 Sonra beni farketti. Yanıma doğru süzülürken kaskatıydım. Anlamadığım bir dilde bir şey sordu. İtalyanca ve Arapçaya benziyordu. Cevap vermeyince daha tehditkar bir hale bürünüp bana hırladı. Evet, bir adam hırlar mı hiç diye soracaksınız. Peki bir adamın kedilere benzeyen uzun köpek dişleri var mıdır? Hayır kediler olmadı... Bu adam bir kaplan gibi duruyordu.

 "Lütfen" dedim kekeleyerek "Ne dediğini anlamıyorum."

 Genç adamın yüzünden bir şaşkınlığın gölgesi geçti. Pençelerinden birini uzatıp alnıma dokundu. Mor gözleri hafifçe parladı. "İşte. Şimdi beni anlıyor musun?" dedi bir aptalla konuşur gibi ağır ağır.

 "Evet, evet anlayabiliyorum." dedim. Ama sesim, konuştuğum şey kendime yabancı geldi. O dili bilmeden nasıl farklı bir dilde konuşabilirdim ki?

 "Sen kimsin?" diye sordu merakla. "Geldiğini görmedim. Bir Beliren misin?"

 "Onun ne demek olduğunu bilmiyorum ama hayır değilim sanırım." dedim kafam karışık bir şekilde. "Az önce o adamı öldürdün mü sen?"

 "Öf boş ver sen onu." dedi sabırsızlıkla. Uzun parmaklarından biriyle çenemi tutup gözlerimin içine baktı. Hayır, gerçekten içine baktı. Ruhumu uzun uzun araştırır gibiydi. Panik oldum, çünkü bu herif romantik bir şeyler yapınca sonunun iyi bitmediğini anlamıştım. Budala olabilirim ama o kadar da değilim.

 "Tuhaf," diye mırıldandı. "Hiç büyü gücün yok. Buraya kadar yürümüş olmalısın ama sağ kalamazdın ki." Sonra yüzü aydınlandı. "Büyük bir savaşçı mısın? Evet öyle olmasın!" dedi hevesle. Sonra pek de kaslı maslı olmadığımı fark etmiş olsa gerek hevesi sönmüş bir balon gibi yok oldu. "Sen bir savaşçı değilsin. Sen bir büyücü değilsin. Eh nesin ki o zaman?" diye sordu bir bulmacayı çözemeyip hayal kırıklığına uğramış bir çocuğun edasıyla. Sonra homurdanıp kafasını iki yana salladı.
 "Sen bir böceksin. Bir solucan. Bir kurtçuk. Sizin gibi kurtçukları n'aparız biliyor musun?" dedi alayla. Umarım ezmiyorlardır, diye düşündüm.

 Dişleri, pençeleri, kanatları, kuyruğu ve kafasındaki iki siyah keçi boynuzu kayboldu. Geriye benden bir kaç yaş büyük, yakışıklı bir delikanlı kalmıştı. Elinden bir gölge filizlenip bileğime sarıldı. Biçimlenip ince bir zincire dönüştü. "Senin gibiler hizmet etmekten başka şeye yaramaz." Tam konuşacaktım ki uzun parmaklarından birini dudaklarıma koyup beni susturdu.

 "Gel, Kurtçuk," dedi. "Arkadaşlarımla buluşmam gerekiyordu. Geç kaldım."

6
Gezginler Kamarası / Gri Gökkuşakları
« : 13 Ocak 2013, 22:22:41 »
  Sanırım Gezginler Kamarası'nın yazısız kurallarından biri de olabildiğince anlamsız veya anlamı gizli veya absürt isimli konular açmak. Acaba becerebildim mi? Sanırım başlangıç için iyi, hem o kadar da umurumda değil aslında. Tek istediğim yazmak. Ve okutmak. Yazmak için yazıyorum klişesini sıçmayacağım, hayatımda duyduğum gördüğüm en ikiyüzlüce en salakça laf.

Buralar şimdi dutluk ama ileride bol bol yazı koyarım ben ya. Herhalde yani.

7
 Kitabı bulmak için bir iki sene uğraşmıştım sanırım ama şimdi çok da işime yaradığı söylenemez.

 Çok yıpranmış sayılmaz, ama gıcır gıcır ilk basıldığı zamanlardaki gibi de değil tabii. Herhangi bir sayfa eksikliği yok.

 Fiyatı elli tl'den başlatıyorum-malum bulunması zor, piyasada olmayan bir kitap. Ama sanırım indirim yapabilirim. Konu altından ya da pm ile iletişime geçebilirsiniz.

8
Buz ve Ateşin Şarkısı / Tartışma: Cersei Lannister
« : 04 Aralık 2012, 20:02:52 »



Cersei pek çok okurun ve izleyicinin sevmediği, hakir gördüğü bir karakter. Nedenlerini saymam gerekmiyordur elbette ama şöyle bir özet geçeyim: ensest, fesat, sayko, çoğumuzun favori karakteri Tyrion’la düşman/rakip/frenemy... Tabii bunlar benim için geçerli sebepler değil, özellikle sayko ve fesat karakterlere hastayken[*]swh[/*]

Çevremdeki izlerler ve okurlarla yaptığım sohbetler sonucu çoğu kadının Cersei’ye bayıldığını, erkeklerin de ona sinir olduğunu fark ettim. Bunun sebebi bence ne biliyor musunuz? Cersei muhteşem bir femme fatale örneği ve bu da erkekleri korkutuyor. Ataerkil bir toplumda yaşadığımız bir gerçek, en modern geçinenlerimizin bile bu bakış açısıyla düşündüğü/hareket ettiği daha büyük bir gerçek. Açıkçası sürekli sosyal anlamda ezdikleri kadınlardan birinin bu kadar zeki, güçlü ve tuttuğunu koparan biri olması beylere ters geldi, ürküttü diye düşünüyorum.

Peki Cersei’nin böyle olmasının sebebi ne? Çocukları için her şeyi yapmaya hazır sıradan bir anne olması tabii ki. Bir de bunun yanında çocukluğundan kalma penis envy’sinin psikolojisinde açtığı izler. Annesiz büyümesininin, babasını örnek almak zorunda hissetmesinin, belki de Elektra Kompleksi’nin izleri. Belki de ben bazı şeylere aşırı anlam yüklüyorum, her taşın altında yılan arıyorum. Ama Martin’in karakterlerini yaratırken tüm bunları düşünmüş olacağını sanıyorum.

Cersei Lannister daima bir erkek olmak, kılıç kuşanmak, kadınlarla sarayda oturmak yerine açık havada savaşmak istedi. Arya’dan pek de farklı değil bence. Sadece Ned gibi bir babası ya da kendisine kılıç yaptıracak bir abisi yoktu. Şatosundan çıkıp erkeklerin dünyasına karışmak için fırsatı olmadı. Aslında Arya-Brienne-Cersei arasında büyük benzerlikler görüyorum.

Peki siz Cersei Lannister hakkında ne düşünüyorsunuz?



Tumblr'da paylaşılmış bir post

9
Yazım eser miktarda spoiler içerebilir.



  Star Wars'un büyük bir dikkatle izlediğim ikinci üçlemesi ve yarım yamalak izlediğim orijinal üçlemesi boyunca karizmaları yüzünden Sithleri ve Dark Jediları[*]bkz. Dooku[/*] tuttuğum bir gerçek. Başta bunu sadece "kötüyüm ben kötüyüm nohaha" şeklinde gezdiğim için yapıyordum ama kafam biraz daha bir şeylere basmaya başladıktan sonra light side'ı gerçekten düşünmeye başladım. Şöyle bir bakınca onların da yaptığı pek çok olumsuz hareket vardı. Tabii bu iyiliği ve kötülüğü neyle tanımladığınıza göre değişir ama şöyle bir bahsetmek gerekirse;

  Jedi Mind Trick: Amaç ne olursa olsun birinin özgür iradesine müdahale etmek ne kadar doğru? Bu sadece kötü tarafa karşı kullanılsa bile -ki neye göre kötü kime göre kötü- bu düşmanın silahlarını ona karşı kullanmak değil midir? Ben bunu iki yüzlülük olarak tanımlarım açıkçası, daha da beteri, başkalarına karşı yapılan değil kendine karşı yapılan türler. Eğer saf bir şekilde iyi olduğuna inanıyorsan ve iddia ediyorsan kötü silahları nasıl kullanabilirsin?

  Kafalarına göre uyguladıkları şiddet: Eğer amaç bir suikastçiyi yakalamaksa veya kötü bir şeyi önlemekse Jediların bu uğurda istediklerini yaptıklarını görüyoruz. Kapıyı parçalamak mı? Ne olmuş yani alt tarafı özel mülke zarar. Güç konusunda seni fersah fersah aşan birinin bacaklarını kesip lavların ortasında bırakmak mı? Sadece daha fazla canın alınmasını önlemek için! Aslında burada bir ikileme düşmüyor değilim. Sonuçta ne çeşit bir hapishane Anakin'i içinde tutabilir ki? Ha Güç'ü bloklamak gibi bir teknik varsa bilemem.
Yine de sırf doğru buldukları şey için şiddet uygulamaları ne kadar doğru? Bunun Aziz Nesin'i öldürmek için bir oteli yakmaya çalışan yobazların yaptığı şeyden ne farkı var?[*]Lütfen bu benzetmeye çok takılmayın, konudan sapıp dini veya siyasi bir tartışma çıkarmak istemem[/*]

  Üyeleri duygusuzluğa ve sorgulamamazlığa yöneltmek: Anakin kendisine casusluk yapması emredildiğinde bir ikileme düşmüştü: Evet bu Light Side'ın yararına olacaktı ama ne kadar etikti? Ancak ustalar onun kafa karışıklığıyla veya ikilemiyle ilgilenmedi, sadece ne buyurdularsa onun yapılmasını beklediler. Size de diktatörlük gibi gelmiyor mu? Bunun yanı sıra Dark Side duyguları daha şiddetli hissetmek, Light Side ise hiç hissetmemekle ilgili[*]diye biliyorum.[/*] Bir insanı insan yapan unsurlardan değil midir duygularımız? Onları yok saymamızı isteyen bir öğreti ne kadar etik/doğru olabilir?

  Aslında bunlardan sonra görebiliyoruz ki Light Side ve Dark Side'ın pek fazla farkı yok. Sadece Sithler kara pelerinler giyiyor ve dosdoğru kendi çıkarları için davranıyor. Jedilarsa dolaylı yollardan. Ya siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Not: Lütfen fanboyluk damarınız kabarmasın ve "karşiiim sen nasıl sorguluyosun cedayları ya senin haddine miee" triplerine girmeyin. Bunlar sadece benim düşüncelerim.

10
Düşler Limanı / Hoşgeldin Eski Dost
« : 23 Ekim 2012, 17:22:51 »


  Hoşgeldin kış. Daha tam anlamıyla yanımızda değilsin gerçi; ama yine de seni hissedebiliyorum. Her ne kadar parka ve postallarımı giymek için altı aydır seni dört gözle bekliyor olsam da pişman olacağımı görebiliyorum şimdiden.
  
  Ve hoşgeldin sevgili depresyonum. Gerçi senden ayrılalı çok uzun bir zaman olmadı, bir parçam gibisin; tıpkı salak kedim Duman ve onun kuyruğu gibi. Kedimden bahsetmiş miydim? Dondurma, bir buçuk sene önce aldığım ama hala büyük gelen hırkam ve de odamın tavanlarıyla birlikte yaşamımın önemli bir parçası olacaklar yine. Her depresyon sancısında aynı şeyleri yaşamam çok abes değil mi?
  
  Merhaba yeni okul. Çok salaksın biliyorsun değil mi? Öğretmenlerin ayrı boktan, öğrencilerin ayrı boktan, sen ayrı boktansın. Her gün seksen dakika yol tepip de mutlu olmayı beklemeyin benden.
  
  Merhaba onuncu sınıflardaki çocuk. Glee izlemenden, izlerken ağlamandan, ayakkabılarından(hiç bir hetero erkek o kadar zevkli bir şey satın alamaz) ve daha pek çok işaretten sonra hedefim olduğunun farkında mısın? Evet daha doğru düzgün konuşmadık bile ama yine de mimledim seni. Çok aptalım gerçekten, ne kadar zeki olduğumu iddia etsem de.
  
  Merhaba yağmur bulutları. Siz tepemdeyken hiçbir işim rast gitmiyor farkında mısınız? Zaten bir şey yağdığı da yok, boşuna dikiliyorsunuz orada öyle. Güneşi falan engelliyorsunuz. Oysa ben Superman gibiyim, evet öyleyim, gücümü güneşten alırım. Üstüme düşürdüğünüz gölgeler beni boğuyor, farkında değil misiniz? O zaman neden hala dibimdesiniz?

  Merhaba kış, merhaba depresyon, hoşgeldin eski dost.  

11
FRP Genel / Percy Jackson ve Olimposlular FRP Sistemi
« : 09 Kasım 2011, 21:29:12 »
  Yaklaşık bir yıl falan oluyor bu sistemi oluşturmaya başlayalı. Aslında DnD'de biraz oynayarak yarattım. Irkları, sınıfları falan değiştirdim. Bu başlıkta da ilgilenen üyeler için yazılarımı paylaşacağım :)


Spoiler: Göster
Not:Yazılarımı art arda yayınlayacağım için flood olabilir. Yöneticilerden şimdiden özür diliyorum.

12
Kraliyet Meydanı / Dragomania Kartları
« : 07 Kasım 2011, 19:25:59 »
Merhaba,
Bugün Marvel'dan bir karakter bulmak için Top Trumps kartlarıma bakarken, bir zamanlar Cheetos'un dağıttığı Dragomania Kartlarına rastladım. Bir kaç dakika inceledikten sonra saçma bir şekilde saplantı haline geldi. Bütün koleksiyonu tamamlamaya çalışıyorum. Eğer elinizde bu kartlardan bulunuyorsa, benimle iletişime geçerseniz çok sevinirim. Hatırlamanız için Goggle'dan örnek kart resimleri (zar zor  :-\ ) buldum:
Spoiler: Göster



Bende bulunan kartlar;
Kara büyücü
Cadı
Sihirbaz
Mumya
Koruyucu
Altın Ejderha
Lav Adam
Mavi Ejderha
Dev Savaşçı
Viking
Melek
Kara Ejderha
Büyücü
Baltalı Savaşçı
Beyaz Ejderha
Şövalye
Barbar
Kahraman
Pegasus

İyi günler dilerim  :)

13
Tartışma Platformu / Time Dergisinden En Kötü 10 Büyücü
« : 05 Eylül 2011, 19:45:33 »
Time Dergisi böyle bir liste yapmış. Ne kadar yeni bilmiyorum, ama forumda göremediğim için ekleyeyim dedim.

10 Numara
Spoiler: Göster
Gargamel

Büyücü Gargamel, Şirinlerin baş düşmanıdır. Şeytani bir büyücü olmakla birlikte büyü yetenekleri çok kısıtlıdır, daha çok bir simyacıdır. Gargamel genellikle Şirinlerden çorba yapıp karnını doyurmak ya da Şirinleri büyüyle altına dönüştürmek için uğraşır. Siyah, eski ve yamalı bir cüppe giyer. Dişleri dökülmüştür. Çatısı samanlardan oluşan bakımsız bir kulübede, pirelerin ısırdığı kedisi Azman'la birlikte yaşar.


9 Numara
Spoiler: Göster
Kirke

Büyücü tanrıça Kirke, tıpkı Kalypso gibi Odysseus'un maceralarında başlıca rolü olan kişilerdendir. Güneşin kendisini temsil eden tanrı Helios ile Okeanos'un kızı olan Perseis'in kızıdır. Fakat bazı kaynaklarda Hekate'nin kızı olduğu ve büyücülüğü de ondan öğrendiği belirtilir. Kolkhis kralı Aietes'in ve Giritli Minos'un karısı Pasiphae'nin kız kardeşidir.

Kirke yalnız Odysseia'da değil, Argonaut'ların serüvenlerinde de boy göstermiştir. Efsaneler Kirke'nin Aiaie adasında oturduğunu belirtir. Bu adanın nerede olduğu günümüzde belli değildir. Fakat İtalya'nın Sardinya karşısındaki Etruria kıyılarında Capo Circeo diye anılan bir yer bulunmaktadır. Fakat burası bir ada değil, burundur.


8 Numara
Spoiler: Göster
Morgan le Fay

Kral Arthur'un kız kardeşi ve Avalon'un leydilerindendir. Hakkında yazılmış ve söylenmiş birçok rivayetler bulunmaktadır ve bunların en başında cadı olduğu ileri sürülmektedir. Bütün bunların temelinde, Britanya'da yaşadığı dönemde Hristiyanlığın çok hızlı benimsenmesi, yaygınlaşması sırasında paganlığı savunması ve önde gelen temsilcisi olması yatmaktadır. Bir efsaneye göre Morgause'la da bağı vardır, bu yüzden cadı olduğu kanısı yaygındır. Bazı efsaneler doğrudan Morgause ile aynı kişi olduğunu söyler. Genel kabule göre, Kral Arthur'un üvey kız kardeşidir. Igrane'in ve eski kocası Dük Tintagil Gorlois'in kızıdır. Teyzesi Vivien tarafından küçük yaşta Avalon'a götürülür, orada rahibelik eğitimi alır. Vivien'den sonra gölün leydisidir. Güçlü bir druiddir, kendisinden oldukça korkulur. Lancelot'a aşık olduğu, bu yüzden Guinevere'den hiç hazzetmediği de rivayet edilir. Bazı versiyonlarda kardeşi krala da düşmandır, tüm şövalyelerini tuzağa düşürmek için elinden geleni yapar. Güzel bir kadın olarak betimlenir. Fakat yine bazı uç hikayelerde yüzünün yarısı yanmış, topal ve yüzünü gizlemek için altın maskeyle dolaşan biri olarak anlatılır.


7 Numara
Spoiler: Göster
Ramayana

Ramayana Destanı'nda Lanka Kralı. Rama'nın nişanlısı Sita'yı kaçırıp hapsetmiş.[*]Bunun dışında pek bir Türkçe kaynak/bilgi bulamadım açıkçası.[/*]


6 Numara
Spoiler: Göster
Batının Kötü Cadısı

Batı'nın Kötü Cadısı çevredeki en kötü cadı oldu. 1939 yılında The Wizard of Oz, o ayaklarının üzerinde ayakkabı, başının tepesinde sivri şapka tamamen siyah giyinmiş bir yeşil derili, siğil kaplı kötü kadın olarak Margaret Hamilton tarafından canlandırıldı​​. O görünüşüyle, -uçmak için çürük, eski bir süpürge ile birlikte- hala her çocuğun Cadılar Bayramındaki cadı simgesidir.


5 Numara
Spoiler: Göster
Voldemort

Lord Voldemort, J.K. Rowling tarafından yazılmış Harry Potter serisinin ortaya çıkma nedenidir. Lord Voldemort aynı zamanda sadece Saf Kan Büyücü Irkından olanların Büyü Dünyasında yaşamasına izin veren Saf Kan Rejimi Hareketinin Manevi ve Siyasî Lideridir.

Tüm zamanların en korkunç ve kötü büyücüsü, sihirli dünyaya korku salan Lord Voldemort,belirli zaman aralığındaki birçok ölümün başlıca nedenidir.Lily ve James Potter`ı öldürdüğünde, Harry Potter'ı da öldürmeye çalışır, ama gönderdiği ölüm laneti Harry`nin alnından geri teperek çarptığı Karanlık Lord'u ölümcül derecede zayıflatır. Lord Voldemort kaçar ve sihir dünyası üzerinde kurduğu baskı kalkar. Karanlık Lord ve Ölüm Yiyenler denen yakın destekçileri, büyücüler ve normal insanlar dünyasında birçok işkence ve cinayetin sorumlusudur.


4 Numara
Spoiler: Göster
Baba Yaga

Kemiklerden yapılmış, çiti kafataslarından oluşan, zeminindeki dört horoz ayağıyla hareket eden bir evde yaşayan Baba Yaga, efsanelere göre insanları kaçırıp yer. Eski zamanlarda ebeveynlerin, çocukları yaramazlık yapmasın diye korkutmakta çok başarılı bir etkenmiş.[*]Bunda da pek bilgi bulamadım[/*]


3 Numara
Spoiler: Göster
Ku Klux Klan'ın Yaşlı Büyücüsü

Hakkında bir bilgi bulunamadı.


2 Numara
Spoiler: Göster
İmparator Palpatine

İmparator Palpatine, Galaktik Cumhuriyet in son Başkan ı ve Galaktik İmparatorluk'un ilk İmparatoru olup aynı zamanda Darth Sidious olarak da bilinir.

Palpatine Barışçıl bir gezegen olan Naboo'da doğmuştur. Güçle olan bağlantısını Jedi'lardan önce sezen Muunlist Sith Lordu Darth Plagueis tarafından eğitilmiştir. Ustası ona Darth Sidious adını verir. Fakat ustasının yaşam yaratabilme gücü ile ondan çok daha güçlü bir çırak yaratabileceğini anlamış ve bu yüzden onu uykusunda öldürmüştür. Böylece Darth Sidious, Sith Düzenin başına geçer ve Darth Plaugeis'in sağlında gizlice yetiştirdiği Zabrak öğrencisi Darth Maulla beraber, Darth Bane'in kurduğu İki Kuralı geleneğini devam ettirir. Darth Sidious'un daha sonraki çırakları sırasıyla, Darth Tyrannus(Kont Dooku), Darth Vader(Anakin Skywalker) olacaktır. Bunun dışında Sith Düzenine almadığı fakat ona gizli süikastçısı olarak hizmet edecek olan Mara Jade'ide bizzat kendisi yetiştirmiştir.


Veeeeeeee
1 Numara!
Spoiler: Göster
Sauron

Vala Aule’nin Maia’sı olan Sauron, dünyanın kara düşmanı olarak adlandırılan Vala Melkor’un sağ kolu idi. Başlangıçta Aule’nin Maia’sı olan Sauron, böylelik sonradan kötülüğe dönmüştü.

Karanlığın Çağları’nda Sauron, Melkor’un güçlü kalesi Utumno’nun Melkor’dan sonraki en güçlü ismi idi. Melkor Valar tarafından zincirlenip Undying Lands’e (Ölümüsüz Topraklar) götürüldüğünde onun yerine Angband’ı yönetmişti. Melkor ağaçları yok edip bir çağı kapattığında Angband’ı onun için ayakta tutan Sauron’du. Sonunda Valar’ın Melkor’u bir kez daha malup edip sonsuza kadar boşlukta kalmaya mahkum ettiklerinde ve Angband’ı yok ettiklerinde Sauron’da ortadan kayboldu.

Güneşin İkinci Çağı’nda Sauron tekrar ortaya çıktı. Fakat asıl kimliğini saklıyordu. Eregion’daki demirci elflerle dostluk kurdu. Elfler (Elves) ona Annatar yani “hediyeler veren” diyorlardı. Sauron bu yeni kimliği ile elflerle birlikte güç yüzüklerini yaptı. Ardından hepsine hükmetmek için Tek Yüzük’ü yaptı. Fakat elfler tarafından fark edildi ve böylece Sauron ile elfler arasından savaş başladı. 1500 yıl boyunca Sauron, Mordor’dan tüm Orta Dünya’ya kötülük saçmaya başladı. En sonunda Numenoreans’ın elflerin yardımına gelmesiyle kötülüğüne ara vermek zorunda kaldı. Numenor’un gücünü gören Sauron, onları savaşarak yenemeyeceğini fark etti ve Barad-Dûr’den çıkarak teslim oldu, Numenor’a götürüldü. Burada ölümlü insanların zayıflıklarını kullandı. Valar’ın onlardan korktuğunu kulaklarına fısıldadı. Gururları okşanan Numenor insanları zamanla onun düşman olduğunu unuttular ve en sonunda Valar’a karşı bir ordu gönderdiler. Bu Valar tarafından affedilmezdi. Numenor yok edildi, denizine gömüldü. Bu sırada Numenor’la birlikte denize gömülen Sauron fiziksel biçimini kaybetti.

Fakat Sauron bir Maia idi. Ruhu güçlüydü ve hala gücünün büyük kısmını aktardığı Yüzük duruyordu. Bu nedenle Mordor’a döndü. Artık olağanüstü korkuç bir kara savaşçı görünümündeydi ve kötülüklerine kaldığı yerden devam etti. Fakat Numenor’un yok edilişi sırasında bütün insanlar Valar’a karşı çıkmamışlardı. Kendilerine inançlı diyen bir grup insan Elendil önderliğinde Valar’a karşı açılan savaşa katılmamış ve Orta Dünya’ya gelmişlerdi. Elendil’in insanları Orta Dünya’ya yerleştiler ve krallıklar kurdular. Kaçınılmaz olarak bir süre sonra Sauron ile karşı karşıya geldiler. Elfler ve insanlar Son İttifak adı verilen bir ordu ile Sauron’a karşı koydular. Yıllar süren kuşatmanın ardından Sauron kara kalesinden çıktı ve savaşmaya başladı. Fakat Isildur Sauron’un parmağını kesip yüzüğü aldığında bürünmüş olduğu kara savaşçı görüntüsü de kayboldu. Fakat Sauron’un gücü Tek Yüzük’teydi bu nedenle Yüzük yok edilmediği sürece yok olmazdı. Isildur Yüzük’ü yok etmeyince Sauron’da yok olmadı.

Sauron son kez Orta Dünya’ya döndüğünde bu sefer kendini sadece büyük kapaksız bir kırmızı göz ile simgelemişti. 2000 yıl boyunca Mirkwood’da Dol-Guldur’da saklandı. Bu sırada Nazgul onun gelişi için orduları ve Mordor’u hazırlamaya başlamıştı bile. En sonunda Yüzük elinde olmasa bile kendini açık etti ve Mordor’a gitti. Barad-Dûr’u tekrar inşa etti. Fakat son hükümdarlığı kısa süreli oldu. Hobbit Bilbo Baggins tarafından bulunan Yüzük, Frodo Baggins tarafından yapılmış olduğu Mount Doom ateşine atılarak yok edildi. Yüzük’ün yok edilmesiyle birlikte gücünün çoğunu ona aktaran Sauron’da varlığını devam ettiremedi ve Yüzük ile birlikte yok oldu.

14
Ejderha Mızrağı / Ogreler Üzerine
« : 30 Mayıs 2011, 18:07:22 »
 Yaz Alevi Ejderhaları'nı okumuşsanız bilirsiniz evrenin yaratılışını. Ogreler başta güzeldi, sonradan yaptığı kötülükle çirkinleşmişti yanlış hatırlamıyorsam. Peki sizce bu adaletsizlik değil mi? Sonuçta Takhisis onları bu şekilde yaratmış ve onlar da doğalarında olan şeyi yapıyor. Ayrıca aynı şeyin Kromatiklerde de olmalıydı zaman. Onlar da kötü ama bakın ne kadar ihtişamlı ve zarif.
 Veya Kitiara mesela. Kötü birisi ama aynı zamanda da taş gibi hatun tabiri caizse. Bu mantıkla tüm kötü varlıklar çirkin olmalı. O zaman bu niye sadece irdalara yapıldı?

Buyrun tartışalım  :)

15
Yıldız Savaşları / Darth Maul Geri Dönüyor ?
« : 15 Mayıs 2011, 12:44:42 »


Bildiğiniz gibi Star Wars'ın 6 filmlik serisinden sonra devamı niteliğinde Clone Wars çizgi dizisi çıktı ve devam ediyor.(Şu an 3. Sezon bitti 4. Sezon bekleniyor). Üçüncü sezonda Mother Talzin Sihirli Küresine bakarak Savage'ye kardeşini (Darth Maul'u) bul demişti. Star Wars'ın resmi sitesinde biraz araştırma yaptım;

Star Wars'ın Republic Commando oyunundaki Delta Timi 4. Sezonda Karşımıza Çıkacak. Eski Clone kadrosu (Res,Cody,Five) de 4. Sezonda olacak. Ayrıca 4. Sezonda yeni Sith Lord'ları koymayı düşünüyorlar. Darth Maul ise 4. Sezonun fragmanlarında görünmüyor. Bunun sebebi birçok şey olabilir ( 5. Sezonda Reyting kazanmak için, izleyiciyi şaşırtmak için vs.). Fakat Talzin Savage'e Maul'ün tam yerini söylemişti. Valla eğer O, o kadar zaman bulamayacaksa bizzat gidip ben bulacağım. Öyle muhteşem bir Sith ÇIRAĞINI (Sith Lord'u değil fakat çoğu JEDI'dan Güçlü) orjinal filmlerin dışında animasyon olarak görmek de muhteşem olacak.

Ayrıca yeni sezonun Görüntüsü/Grafiği'de biraz değişecek ve daha gerçekci renkler kullanılacak. Echo (Tam emin değilim isminden Five'de olabilir) 3. Sezonun son bölümlerinde arkadaşlarını kurtarmak için ölmüştü. Bu gözleri Five'a çevirdi. Yeni sezonda farklı bir rütbeyle karşımıza çıkabilir.

Birde şunu söyleyebilirim; ilerki sezonlarda Clone Wars'dan çıkılıp daha ilerki konularada el atılacak (Yeni Cumhuriyet Dönemi/Sith Egemenliği).

3. Sezonda Darth Maul üzerinde çok duruldu (Dooku'ya suikast düzenlendiği bölümde). Bildiğiniz gibi Maul Obi-Wan tarafından enden ikiye bölünmüştü. Tabi o dönemdeki teknolojiyi bilemeyiz fakat tahminime göre Maul ileriki sezonlarda diziye girerse protez bacak benzeri birşeyle karşımıza çıkacak.
Darth Maul, Darth Sidius/Palpatin'in Çırağıydı. Geri dönerse hala ona itaat edip etmeyeceği muamma.
Sanırım ileriki sezonlar çok eğlenceli ve sürükleyici geçecek.
İyi Forumlar...
Batuhan Emral (Cellox')

board.m2-tr.com'dan alıntıdır.

Not: Bahsedilen, Maul'un kürede görülen bölümü ben de izledim. Ama Talzin tam olarak bir adres vermiyordu sanki?
Not2: Sadece Sith Lordlarına Darth ünvanı verilmiyor muydu? Yanlış mı hatırlıyorum?

Sayfa: [1] 2 3 ... 5