Sansür tabi ki tamamen çözüm değil. Bilinç bunun temelini oluşturuyor, bunları biliyorum. Ancak sansürün sadece bu ülkede olduğunu söylemek biraz yanlış. Mesela şu listede Grinin Elli Tonu filminin ülkelere göre yaş sınırı var.
http://tr.euronews.com/2015/02/20/grinin-elli-tonu-fifty-shades-of-grey-ulkeler-yas-sinirinda-anlasamadiBu kitapların çoğunda bu filmdekine benzer sahneler olduğuna eminim. Kötü Çocuk filmi +13 ancak kitabında böyle bir yaş sınırı bulunmuyor. Sorun şu ki filme konulan yaş sınırı kitaplara neden konulmuyor. Eminim +18 veya +16 ibaresi olan kitaplara ebeveynler temkinli yaklaşacaklar.
Mesela bir örnek:
https://www.wattpad.com/story/55257477-serseri-%c3%b6%c4%9fretmenBuradaki kız lise 4'e gidiyor. Yazılar edebiyat olmaktan çıkıp fantezi hikâyelerine dönüşüyor böyle hikâyelerde. Bunu yazamaz demiyorum isteyen istediğini yazmakta özgür bu ülkede. Yazsın yayınlasın. Hükümet tarafından vatan haini ilan edilen Can Dündar'ın kitapları hala satılıyor. Keza Abdullah Öcalan'ın da kitaplarını bulabilirsiniz Kitapyurdu'nda. Çok uç noktalarda bazı iş bilmezlerin sorunlu kararlar aldığı oluyor elbet ancak çokta uzun sürmüyor bu absürt kararlar. Şeker Portakalı buna bir örnek. Ancak şu an yasaklı değil.
Yine çok uç noktadan bir örnek resmedeyim. Özgürlükleri savunuyorsak ailelerin çocuklarına baskı uygulamaması da gerekiyor. İstediği tarzda okumalı, izlemeli çocuklar. Kendi yollarını bulabilmeli. Mesela 10 yaşındaki bir çocuk Nypomaniac izlemesi sorun olmamalı.
Tabi ki 1984 gibi olsun demiyorum. Bütün işin de aslında ailede bittiğini biliyorum ancak bu çocukların çocukları olduğunda ne olacak? Bu benim işim değil, onların özgürlüğü onların çocukları olacak tabi. Bunlar farazi muhabbetler aslında temel nokta, filmlerdeki gibi yaş sınırı getirilmeli mi?
Sert yazdığımı düşünmeyin sakın. Muhabbet eder kıvamında söylüyorum bunları, yazarken yanlış anlaşılmalar epey oluyor çünkü.