Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - alper

Sayfa: 1 ... 4 5 [6] 7 8 ... 10
76
Sinema / Ynt: Kanlı Elmas~Blood Diamond
« : 15 Eylül 2010, 17:02:40 »
Di Caprio'nun oyunculuğuna hayran kaldığım bir filmdi. Aksanı, mimikleri, ve aksiyon sahnelerinde çıkardığı sesler çok gerçekçiydi. Hatta en iyi filmi diyebilirim, evet diyebilirim, dedim.

77
Sinema / Ynt: Film İndeksi
« : 15 Eylül 2010, 13:43:41 »
Başlığı açan kişi ne yazdıysa o haliyle indekse eklenmiş o yüzden karşık duruyor sanırım.

:) ellerinize sağlık

78
Kurgu İskelesi / Ynt: Denge // Bölüm VII
« : 15 Eylül 2010, 01:22:57 »
Hikayeye bugün başladım üşenmeden sonuna kadar okudum, aslında üşenmek pek aklıma gelmedi okurken. :) Okuduğum bölümler harikaydı devamının da aynı olacağına eminim, çünkü belirli bir ivme yakalanmış.

Bir eleştrim olacak; önceki bölümlerde kafamda fazlasıyla soru birikiyordu hafif hafif endişelenmeye başlamıştım bir "Lost" vakası olmasın diye, yanıldığımı anladım çok güzel bağlandı. Fakat çok hızlı oldu verilen cevaplar, neredeyse cevaplanmayan bir şey kalmadı bir iki paragrafta. Cevapların hepsine hemen kavuşmak rahatsız etti beni. Belki de bana arka arkaya okuyunca öyle gelmiştir bilmiyorum. Yine de yazayım dedim içimden gelenleri.

Bu kadar uzun süre okumadığım için kızdım kendime oysa ki harika bir hikayeymiş, devamını bekliyorum, sıkıştıran takipçilere ben de katıldım. :)

Not: Gnome ilk ortaya çıktığında mavi saçlıydı, bu aralar pembe saç moda sanırım. :D
Not2: Arka arkaya okuyan, hafızası taze olan birinin yapabileceği tüm uyuzlukları yaptım sanırım, af diliyorum.

79
Düşler Limanı / Ynt: Traum
« : 14 Eylül 2010, 17:11:52 »
Aslında gerçek hayata dair şeyler yazmayı fantastikten daha çok sevmiyorum, fantastik kurgular daha çok ilgimi çeker. Ancak son zamanlarda beni gerçekliğe iten hayatımdaki bazı olaylardan dolayı fantastikten epey uzak kaldım, bu yüzden tekrar giriş yapmaya korkuyorum diyebilirim. Bir iki kitap okuyup tekrar gaza gelmem lazım sanırım fantastikler konusunda. :)

Diğer yorumu da okudum karakter ölümleri fazlalaşmış gerçekten buralarda, dikkat edeceğim. Kuşlu, böcekli neşeli öyküler yazmak istiyorum aslında ama kalemi elime alınca karamsar şeyler geliyor aklıma, bilinçaltı herhalde. Bekle beni kurgu iskelesi :)

80
Kurgu İskelesi / Ynt: Sandık
« : 14 Eylül 2010, 17:03:42 »
Tarihsel bir fantastik öğe okuyacağımı düşündüğümden heyecanlandım gerçekten :) Başarılar diliyor, merakla bekliyor, Hoşgeldiniz diyorum.

81
Kurgu İskelesi / Ynt: Sandık
« : 14 Eylül 2010, 14:25:22 »
Sanırım tarihin içinden kurguladığınız bir hikaye anlatacaksınız, fantastik bir öğeye rastlayamadım ama devamını merakla bekliyorum. Dikkat ettiğim ufak bir yeri belirtmek istiyorum, tüm Fransız şehirleri yerle bir olmadı, zira Almanlar Fransa'ya girdiğinde bombardıman altında kalan birlikler geri çekilmiş, Paris Almanlara teslim edilmişti. Paris'e gitme fırsatı elde edebildiniz mi bilmiyorum, şehir açık hava müzesi gibi olup savaşla ilgili herhangi bir yıkıntı barındırmamaktadır.

Belki kurgunuz için tarihte belli yerleri değiştirmişsinizdir eğer öyleyse sonsuz saygı duyuyor, affınıza sığınıyorum. Devam edin lütfen merak ettim gerçekten nasıl devam edeceğinizi.

82
Sinema / Ynt: En Son İzlediğiniz Film?
« : 14 Eylül 2010, 01:19:37 »
It Might Get Loud

Çok sevdim, en güzel belgesel tarzlı film diyebilirim. Jimmy Page ve Jack White harika iş çıkarmış, tecrübelerini harika bir yolla, müzik yoluyla aktarmışlar. Araya sıkıştırdıkları mizahi sözler ve anlatımları da bir o kadar muhteşem. Bir müzik ustasının hangi duygularla beslendiğini, hangi yollarda büyüdüğünü merak eden, müziğe meraklı kişiler varsa kesinlikle izlemelidir. Yoksa The Edge gibi olur, çalarken Jimmy Page'in eline bakarsınız, benden söylemesi :)

Açılış sahnesine hayran kaldım, Jack White'ın rahat tavırlarına rağmen aslında üzerinde uğraşılmış bir sahne olduğunu tahmin ediyorum, hafif bir işgüzarlık sezdim rolünde. Sanki sahne hemen bitsin de bir sonrakine geçelim gerginliği vardı üzerinde. Gösteriş için bir sahneydi yani ama sonuç olarak hayran kaldım, güzel düşünülmüş. Müziğin karmaşıklığını ama aslında temelinin çok basit olduğu anlatan hoş bir ironi yakalamışlar.

Çok yazdım, son olarak Jimmy Page'in çalarken yüz ifadesi gayet sevimli oluyor.

bkz: Heyecandan yerinde duramamak. Filmi buraya yazdığın ve izleyip izlemediğimi kontrol ettiğin için teşekkür ederim Laughing Madcap. Hee Control demişken...  nerde benim şu film kutum :D

83
Düşler Limanı / Ynt: En Değerli Varlığıma!
« : 13 Eylül 2010, 13:05:35 »
Samimi yorumun için çok teşekkür ederim :)
Kızını ve bizleri arkasında bırakmak zorunda kalan çok sevdiğim bir arkadaşımdı vefat eden. Evladını ne kadar çok sevdiğini her fırsatta bize anlatırdı. O aklıma geldi, onu onurlandırmak adına yazdım.
Hikayesi bu şekilde değildi tabii ki ama az çok gerçeklik payı var.

84
Televizyon / Ynt: Gönlümüzün Şampiyonları
« : 13 Eylül 2010, 12:57:50 »
Bütün basketbolcuları ve Bogdan Tanjevic'i çabalarından dolayı alkışlıyorum.Türkiye'nin istediği zaman yapabileceklerini herkese gösterdiler.

Bu büyük zaferi bize tattıran Bogdan Tanjevic'e şifalar diliyorum, umarım iyileşir. Bizim için yaptığı fedakarlık onun hayatı için gerçekten çok büyük bir fedakarlık. Dile getirmek istemiyorum ama bir şey olursa dünya basketbolu ve Türkiye çok fazla şey kaybedecek. Umarım iyileşir...

85
Düşler Limanı / En Değerli Varlığıma!
« : 13 Eylül 2010, 02:47:06 »
"Köpükler bu sefer çok az baba yaa!" teknenin demirlerinden aşağı sarkıp minik parmağıyla suyu gösteriyordu.
Okuduğum kitabı kapatıp yudumladığım kolayla birlikte sehpaya bırakarak ayağa kalktım, sırtımdaki ısıyı, güneşin yakışını yeni hissetmiştim. Gerindim, kahvaltıdan sonra kaç saat geçtiğini farketmemiş olacaktım ki tekrar acıktığımı hissettim. Hafif dalgalı suyla bir olan haylaz güneş, kızımın yüzünde ve benimkinde şekilli ışık oyunları oynuyor, bizimle alay edip kendini eğlendiriyordu. Kızımın yanına gittim sıkı sıkı sarılıp "Canım kızım" dedim.
"Burada bekle bakalım şimdi gelirim, sonra birlikte köpük sayacağız anlaştık mı?" Kafasını yukarı aşağı salladı, teknenin hızını arttırmak için güç ünitesine yöneldim. Motora bağlı olan, boğa boynuzunu andıran demir çubukları hızlıca ileri ittim ve istediğim tepkiyi anında aldı kulaklarım "Yuppiiiiii ! köpük köpük ! her yer köpük ! seni çok seviyorum babaaa hadi gel saya-" Gözlerim sabitlendi, kızımı görüyor, duyuyor ama herhangi bir tepki veremiyordum, beynim kilitlenmişti adeta.

Tanrı'ya her gün şükrediyordum, bu kusursuz meleğini bana göndermeye layık gördüğü için. Küçücük, savunmasız, ama cesur ve sevecen tam babasının kızı ! Biraz böbürlenmek iyidir dedim, insanların gözüne yaptıklarımı sokmazsam belki de hiç görmeyecekler düşüncesiyle. Zamanında ne kadar hata yapmışım "Keşke" dedim kendime, keşke mutluluğun burada küçük bir parçamda olduğunu daha önce görseymişim. Anılarım aklıma gelince gözlerim doldu, malum anılar her zaman mutlu etmez insanları.
 
Söz verdiğim gibi geri dönüp yanına oturmak için eğildiğim sırada, dokunmaya bile kıyamadığım şerbetli yanaklarına istemeden sevinç ve endişe dolu göz damlamı düşürüvermiştim. Bana baktı, gözlerimdeki endişeyi görmüş olacaktı ki "Baba üzülme ben ağlamadım, sanırım denizden geldi" dedi. Canımmm dedim içimden, "Çok seviyorum seni" annesine söyleyemediğim sözler ağzımdan biranda çıkıvermişti. "Birtanem sen iste ölürüm bile" gibi salakça bir erkek sözü diyecektim ki bunun gerçek olma ihtimali bile, meleğimi yalnız bırakma düşüncesi bile, ensemdeki tüylerimi ürpertti, dilimi tuttum. "Ben de seni baba" "Hadi köpükleri sayalım, ben on on ve sekiz tane saydım hihihihi geçtim senii" diyerek baş parmağım boyutundaki ellerini bana gösteriyordu. Karnımın üzerine yatıp köpüklere doğru elimi uzattım. Midemden  soğuk bir dalga yayıldı, sanırım bu kısım güneş almadığından teknenin arkası soğuktu, karnımı üşütmüş olmalıydım. Elimi uzatıp yer ile göbeğimin arasına soktum. Bir taraf aşırı sıcak diğer taraf ise buz gibiydi. "Tekne sıcakmış hayret!" Kitap okurken kolayı fazla kaçırdığımı düşündüm, sağlığıma daha çok önem- Ah!
"BABAAA !" "İyiyim ben aşkım" "BABAAAAA" "Canım iyiyim dedim ya merak etme"
"Aaah!" Tekne sert bir dalgaya gelmiş olmalıydı havaya uçmuştum. Kızım hala teknede güvendeydi, aferin bebeğime tutunmuş olmalıydı bir yerlere. Babası sert dalga yüzünden yukarı uçarken, o yine yerinde sapasağlam kalarak babasını alt etmişti. Yalnız anlam verememiştim, kızım yerdeki bir adama ağlayarak sarılıyordu, bir süre sonra sakinleşti. Aniden kafasını kaldırdı ve nasıl yaparsın bunu dercesine minik kolları yerdeki adama sarılıyken kılıç gibi keskin bakışlarını havada asılı kaldığım yere çevirdi. Bakışlar adeta gözlerimi delip geçiyordu. Konuşmasına, bağırmasına gerek yoktu o gözler her şeyi söylüyordu...

Ah dedim, canım parçam son bir kez sarılabilseydim sana ya. Görünmez bir el tarafından geri çekiliyordum, gözlerimi minik bedeninden alamadım meleğimin, gittikçe küçülüyor, engin denizin içinde kayboluyordu kocaman tekneyle birlikte. Ne yapacaktı şimdi kızım, "Tekne sıcakmış hayret!" söylediğim son söz bu mu yani, son bir kez endişelenmemesini tembihleyemedim mi bebeğime, onu ne kadar sevdiğimi. Ağlamaya çalıştım bu sefer derin bir korkuyla ama olmadı, sisli puslu bir hava hakim oldu etrafa, bilincim kaybol-

86
Evet Durant ayrı bir insan orası ayrı, topu potaya sokması parmağını burnuna sokmaktan farksız onun için.

Bir ara bir vidyo/belgesel vardı LeBron James ile ilgili. Günde kaç km koşuyorum, kaç şut atıyorum, kaç smaç basıyorum tarzı bir şeydi tam hatırlamıyorum. Sonu da, siz benim şutlarımdaki başarıma hala tesadüf mü diyorsunuz şeklinde bitiyordu.

O atletik yapı doğuştan gelmiyor, şişko siyahları da biliyoruz. Çalışma ile her şey.

Bizim 12 Dev Adam'ımız da çalıştı ve müthiş bir başarı elde etti. Bir klişe de benden, çalışınca oluyormuş.


87
Turnuvadaki en iyi Sırbistan'ı, en kötü Türkiye yendi benim gözlemlediğim. Söyleyecek çok söz yok kahpe felek son anda döndü bize.

Önümüzdeki maçtan galip gelmemiz için Amerika'nın oynamaması gerekir, Odom ile Durant insan değil çünkü. Atletik yapıları şu ana kadar karşılaştığımız takımlara hiç benzemiyor. Sahaya yüreğini koymak, seyirciden gazı almak evet iyi hoş ama, Sam Amca'nın bile basketbol oynadığı bir ülkeden bahsediyoruz, sokakta doğan çocuğun elinde basketbol topu var, gerçekçi olalım biraz.

Bence geldikleri yeri kabullenip onları gururlandırmak en saygılı davranış olacaktır. Fazlasını beklemek onları yeniden strese sokmak demektir. Stres altında bugün nasıl oynadıklarını gördük. Böyle bir oyunu, Sırpların "ucu ucuna yendiler" laf sokuşturmalarını haketmiyor bu takım. Bileklerinin hakkıyla geldiler, yenileceklerse de ezilmeden sportmence yenilmeleri gerekir. Sinan Güler'in üstüste yaptığı 3 faulü gördü herkes, Sinan abi o faulleri yapacak ve yaptığı faulleri farketmeyecek kadar hırçınlaşmıştı, stres yüzünden. Bizim basınımızın abartma huyundan kaynaklanan büyük bir stres vardı takımın üzerinde. Tüm reklamlarda "uçuyoruz,konuyoruz" bu kadar gaza gerek yok, evet seyirci coşuyor ama oyuncular çöküyor. Maç biter bitmez nefes nefese olan çocuğun ağzından yetmiş milyonun yüzünü kara çıkarmadık sözü çıkıyor. Amaç bizim yüzümüzü kara çıkarmamak değil, sizin kazandığınız zaten çok büyük bir zafer. Bundan doymayan medya utansın.

Buarada
Spoiler: Göster
Kazandııık. KEREM TUNÇERİ.. KAZANDIĞĞĞĞK.. KEREM TUNÇERİ.. KAZANDIĞĞĞKKK KEREM TUNÇERİ.. KAZANDIIIĞĞĞK KEREM TUNÇERİ
:D hoş bir düet

88
Herkesin karşılık beklemeden çalışmasına, para kazanmamasına komünizm gözüyle de bakabilirsin, imece gözüyle de bakabilirsin. Bu biraz olaya nasıl bakmak istediğinle de alakalı. Eşcinseli, maçosu, feministi gerçek dünyada yok mu, pekala var ? Ee çocuklara gerçekleri göstermek bu kadar yumuşak haliyle sakıncalı bir şey midir ki elbette değildir. En azından bana kötü bir etkisi olmadı.

Paranoya haline getirilmiş bu biraz.

89
Güncel / Ynt: Bayram
« : 10 Eylül 2010, 20:57:10 »
Herkesin bayramını kutlar, herkesin bayramını kutlarım!

90
Güncel / Ynt: Bayramınız Kutlu Olsun
« : 09 Eylül 2010, 12:08:55 »
Sizin de bayramınız kutlu olsun. O şekerler pek tatlı değil ama, kaldırsan iyi olur sanırım.

Sayfa: 1 ... 4 5 [6] 7 8 ... 10