Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Slyffindor

Sayfa: 1 ... 7 8 [9] 10 11
121
Ermenistan'a bizden 10 puan aldı, herkes bunu eleştiriyor . Çıkıp "Sana ne lan olamaz mı?" diyesim geliyor yahu

122
Şişedeki Mısralar / Ynt: Dilber
« : 24 Mayıs 2008, 11:18:17 »
Harika Erdost, cidden harika
Ama boşver o olduğu yerde kalsın özle onu,
özlenilmek için o, sevilmek için..Bekleme ondan seni sevmesini..Uzakta biryerlerde olduğu gibi kalsın hep (=

123
Müzik / Ynt: Nirvana...
« : 24 Mayıs 2008, 10:50:15 »
"herkes sever" tabusundan nefret ettiğim grup, Şahsen o kadar çok beğenmiyorum

herkes sever tabusu mu? hayır bu sadece döneminin patlamış grubu grungeın zirvede olduğu grup.. evet onları anlayamıyorum bende bazen.. bazen bi bakıyoruz mtv maymunu olmuşlar bazen bi bakıyoruz para pul umurlarında değil.Ama dinlemeyi deneseydin severdin . bu kadar eleştirilmeksizin sayılması durumunu Kurt Donald Cobain in ölümüne bağlıyorum ben

124
Müzik / Ynt: Nirvana...
« : 24 Mayıs 2008, 10:21:59 »
Nirvana! Nirvana! hastasıyım delisiyim fanıyım!
Grunge müziği zirveye taşıyan grup!

çoğu şarkılarını ezbere ve Kurt ün o anlaşılmaz aksanına rağmen orijinaline uygun söyleyebildiğim grup

"i hate myself and  want to die" bir deli şarkıdır, dinlenmelidir sonra tekrar dinlenmelidir ;D

marijuana, breed, free bird, silver, cocaine girl, molly's lips, very ape, been a son, all apologies  ve birsürüsü hatta hepiciği favorilerim ..
Kurt ün sesnden her şarkıda ayrı bir etkileniyorum, öyle içten öyle can alıcı bir sesi varki...Yaşasaydı ah =/

125
Müzik / Ynt: Günün şarksı =)
« : 24 Mayıs 2008, 09:58:12 »
Yeni Türkü¨Maskeli Balo

126
Müzik / The Doors
« : 24 Mayıs 2008, 09:57:10 »


The Doors 1965 yılında Los Angeles, Kaliforniya`da kurulmuş Amerikalı rock grubu

1965`de başlayan ve 1971`de Jim Morrison`ın ölümüyle sona eren asıl süreçte etkileyici ve şiirsel şarkı sözleri, iyi düzenlenmiş müziğiyle öne çıkmış, bir kuşağın en önemli gruplarından biri olarak kabul edilir. Vokalist ve aynı zamanda şarkı sözlerinin de yazarı Jim Morrison`ın seksi görünümü, cazibesi ve sahne performansı da akla gelen ilk konulardan biridir.

"Break on Through (to the Other Side),", "L.A. Woman," "The End," "The Crystal Ship", "Light My Fire" genelde en iyi bilinen ve birer klasik haline gelmiş parçalarıdır. Özellikle yaklaşık 12 dakikalık "The End" grubun en sarsıcı parçalarından biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca "Light My Fire" için grubun güzel fakat üstüne en yapışmış parçasıdır demek de yanlış olmaz.Kurmuş olduğu Doors grubunun adı ise Aldous Huxley'in meskalin adlı uyuşturucu bir maddeyle yaşadığı gerçek deneyimlerini anlattığı Algı Kapıları isimli kitaptan esinlenmiştir.

Jim Morrison çocuk yaşta ailesiyle beraber bir seyahatte bir kazaya tanık oldu.. o kazada ölen kızılderili şamanının ruhunun kendi ruhuna karıştığını ve çok küçük yaşta ölümü tanıdığını söyledi1965 yılında UCLA (Kaliforniya Üniversitesi-Los Angeles) sinema öğrencileri )Jim (James Douglas) Morrison ve Ray Manzarek tarafından kuruldu. Morrison Moonlight Drive adlı parçayı ilk kez bu sırada Ray`e okudu, bu parça grubun kurulmasına vesile olmuştur. Jim`den etkilenen Ray o sıralardaki grubu "Rick and The Ravens"`tan ayrılmış; Robby Krieger ve John Densmore adında önceden tanıdığı arkadaşlarını yanlarına katarak grubu kurmuştu. Jim Morrison'a daha sonra hayranları Lizard King (kertenkele kral) ismini taktı ve bir çok konserinde söylediği I'm a lizard king I can do anything sözü ile özdeşleşti (ben kertenkele kralım ve her şeyi yapabilirim)

Kadrosu:
Jim Morrison - Vokal
Robby Krieger - Gitar
Ray Manzarek - Piyano, klavye
John Densmore - Davul





127
Yazarlar / Dean R. Koontz
« : 23 Mayıs 2008, 19:05:13 »
Isin kolayina kaçarak Dean Koontz'u; yapitlari kirk dile çevrilmis bir yazar, Amerika'nin en popüler gerilim romancisi, karanlik düslerin kurgu ustasi ya da The Times'da yazildigi gibi, bir edebiyat cambazi olarak tanimlayip konuyu kapatabiliriz.

Ama konu öyle kolay kolay kapanacak gibi degil. Dean Koontz'u tanimak için Brian Coffey'i, Deanne Dwyer'i, K.R. Dwyer'i, Leigt Nichols'u, Anthony North'u, Richard Paige'i, Owen West'i, David Axton'u, John Hill'i ve Aaron Wolfe'u, hatta DRK'yi tanisak hiç fena olmaz.

1945 dogumlu olan Koontz, 1967 yilinda 'Soft Come The Dragons' (Ejderler Sessizce Gelir) adli öyküsünü FSF (Fantasy and Science Fiction) dergisinde yayimlayarak bilimkurgu dünyasina adimini atar. Ilk romani olan 'Star Quest' (Yildiz Gezisi) 1968 yilinda yayimlanir. Bunun ardindan Dean Koontz, farkli isimlerle bes yil içinde yirmiden fazla bilimkurgu romani yayimlar.

Bilimkurgu öykülerinde insan olmanin sinirlarini zorlayan Koontz, canavarimsi çocuklarin, mutantlarin, cyborglarin ve robotlarin dünyasiyla tanistirir bizi. Karanlik bir üsluba sahip olan Koontz'un 1975'de yayimlanan ve geleneksel bilimkurgu çerçevesinde ele alabilecegimiz 'Nightmare Journey' (Kabus Yolculugu) adli romani, her ne kadar karmasik olsa da, zamanimizdan yüz bin yil sonra, kavranmasi mümkün olmayan uzayli bir zekâ tarafindan yildizlardan kovulan, dünyaya hapsedilen, radyasyon ve mutasyonlar içinde dinsel bir ortaçaga gerilemis olan insanligi anlatir.
Kariyerine bilimkurguyla baslayan Koontz, 1975'ten sonra korku üzerine yogunlasir ve bu türün en çok satan yazarlari arasina girer. Yukarida saydigimiz adlan kullanarak çok sayida roman yayinlayan Koontz'un tüm yapitlari 1980'lerden itibaren DRK ya da Dean Koontz adi altinda yeniden basilmaya baslanir.

Güney Kaliforniya'da yasayan, 1969'tan beri yalnizca yazarlik yaparak yasayan ve kitaplarinin satisi yüz elli milyona yaklasan Koontz, güldürüden fantazyaya, bilimkurgudan korkuya kadar degisen genis bir külliyata sahip. Bunlarla yetinmeyen Koontz, iki de deneme yazmis; elliyi askin kitap yazmanin ve çok satan bir yazar olmanin ipuçlanni vererek yeni yetisen yazarlara yol yordam ögretmis bu sayede. 1972'de yayimlanan 'Writing Popular Fiction' (Popüler Kurgu Yazmak) ve 1981'de yayimlanan 'How to Write Best Selling Fiction' (Çok Satan Kurgu Nasil Yazilir) adli kitaplar çok satmasi için degil, yazana çizene yönelik bir hayir islemek için kaleme alinmis.

Hayat, belki de bin bir yüzlü Dean Koontz'un bize oynadigi bir oyun. Her kitabinda ayri bir isimle karsimiza çikmasinin nedeni de belli degil henüz. Bu durum, Dean Koontz'a, ya da ne bileyim Brian Coffey'e, Deanne Dwyer'e, KR. Dwyer'e, Leigt Nichols'a, Anthony North'a, Richard Paige'e, Owen West'e, David Axton'a, John Hill'e, Aaron Wolfe'a, DRK'ya, gerçekte her kimse; iste ona, yakisiyor aslinda... Sen dünyanin en önemli bestseller yazarlarindan biri ol, hayatin herkesin gözünün önünde olsun, kitaplari neredeyse dünyanin tüm dillerine çevrilsin, yine de kimliginin üstündeki giz perdesi hâlâ tam olarak kalkmamis olsun. Üstüne üstlük, ansiklopedilere bile "yazarin portresi hala bulaniktir" diye geçsin adin...

Altay Öktem
Radikal Kitap
28 Aralik 2001
Sayfa 7


128
Yazarlar / Herbert George Wells
« : 23 Mayıs 2008, 19:03:22 »


Herbert George Wells (1866-1946), Bromley, Kent'te dogdu. Bir manifaturaci dükkanindaki iki yillik çiraklik dönemi de dahil olmak üzere yasama birkaç "yanlis baslangiç" yaparak basladiktan sonra, Güney Kensington'daki Normal Bilim Okulu'nun bursunu kazandi. Burada T.H. Huxley'den biyoloji dersleri aldi. 1890'da mezun olduktan sonra basladigi ögretmenlik kariyeri, saglik sorunlari nedeniyle pek de uzun sürmedi. 1893'te yasadigi iç buhrani atlatmaya basladigi siralarda çesitli makaleler ve kisa öyküler yazmaya ve çok geçmeden de yasamim gazetecilikten kazanmaya basladi.

Ilk romani Time Machine (Zaman Makinesi; 2000, Ithaki Yayinlari) 1895'te yayimlandi. Bu romani, 1897'de The Invisible Man (Görünmez Adam), 1898'de The War of The Worlds (Dünyalarin Savasi), 1901'de The First Men in The Moon (Ayda Ilk Insanlar), Anticipations, Manhind in the Making, A Modern Utopia ve diger bilimsel yapitlari izledi. Bunlarin yani sira, Dickens gelenegine bagli kalarak 1900'de The Wheels of Chance, Love and Mr. Lewisham, 1905'te Kipps, 1909'da Tono-Bungay ve 1910'da The History of Mr. Polly gibi romanlar da yaziyordu.

Ölümüne kadar romanlar, kisa öyküler, bilimkurgu, biyografik ve tarihi yazilar kaleme aldi. 1934'te yazdigi Experiment in Autobiography, yasamini, yapitlarini, düsüncelerini gözden geçirdigi otobiyografik bir yapittir.


129
Yazarlar / Richard A. Knaak
« : 23 Mayıs 2008, 18:04:48 »


1961 Chicago dogumlu Richard A. Knaak’in 1987’den beri yayinlanan eserleri Almanca, Italyanca, Fransizca,Danimarkaca, Japonca, Lehçe, Fince ve Rusçaya çevrildi.

Andre Norton’un Storm over Warlock eserini kesfetmesiyle fantastik ve bilim kurgu okumaya baslayan yazar, etkilendigi ustalar arasinda Edgar Rice Burroughs ve Edgar Allan Poe oldugunu söylüyor.

Diablo, Warcraft, Ejdermizragi, The Dragonrealm, The Ragnarok Manga Serilerine romanlar yazdi.


Genelde Blizzard kalemi olarak bilinir. Warcraft'dan "Ejderha'nın Günü" kitabını tavsiye ederim

130
Liman Kütüphanesi / Ynt: Nutuk - Mustafa Kemal Atatürk
« : 23 Mayıs 2008, 17:50:46 »
Bende tamda fotoğraftakini okuyorum(hala bitirmedim).
Okulda dolanırken elimde mutlaka bir kitap  olur bir hafta Nutuk vardı ve okuldayken günde sadece bir sayfasını okuyabiliyordum..Bir de bunun içinden poster çıkıyor. Herkes istemişti filanda vermemiştim. Sonra arkadaşlardan biri öyle bir şirinlikle istediki hayır diyemedim

131
Harry Potter / Ynt: Filmler sizi seriden soğutuyormu ?
« : 23 Mayıs 2008, 16:00:45 »
Fantastik edebiyatın hiçbir şekilde perdeye yansımasını istemiyorum ben. Fantastik bir kurgu okuyan için özneldir bir kere , bir nevi o gezegeni kafasında kendisi yaratır, kendisinden birşeyler katar okurken, tamamen kendisi hayal eder. Ama perdeye aktarıldığında ; aktaranın hayal gücüne kulluk yapıyoruz bir nevi ben kitabı okurken Harry yi Dan olarak düşünmek istemiyorum..Kendi Harry mi kendim yaratmak istiyorum yani. Filmler cidden çok sıkıcı, soğutucu, iğrendirici

132
Müzik / Yeni Türkü
« : 22 Mayıs 2008, 21:50:21 »


1978 yılında ODTÜ Mimarlık öğrencisi Derya Köroğlu, Hacettepe Tıp öğrencisi Zerrin Yaşar ve Hacettepe Tıp mezunu ve patoloji uzmanı Selim Atakan'ın Ankara'da kurduğu müzik grubu. Gruba isim babalığını şair ve yazar Yaşar Miraç yapmıştır. Yeni Türkü, sadece Yaşar Miraç'ın 1979'da Nisan-Haziran aylarında çıkan edebiyat dergisi değil, ayrıca halk türkülerinin yeniden yorumlanmasına dayanan Güney Amerika orijinli bir müzik akımıydı. Bu akımın dünyadaki temsilciliğini Şilili grup İnti İllimani yapmıştır.

Grup elemanlarından Zerrin Yaşar ve Selim Atakan 1979-1989 yılları arasında evli kalmışlardır. Grup ilk konserini Edip Akbayram ve Dostlar'ın alt kadrosunda bulunarak vermiş ve beğenilmiştir. Bu yüzden Edip Akbayram'ın konseri ertesi güne kalmıştır. Grup 1979 yılında ilk albümleri Buğdayın Türküsü'nü LP formatında çıkardı. Bu albümde sert sol söylem kullanılmıştı ve albüm çok az satmıştı. Ayrıca bu albümün dağıtımı 12 Eylül darbesinden sonra durdurulmuş ve yakılmıştır. Bu yüzden bu albüm bir efsane olmuş ve albümün koleksiyon değerinin yüksek olmasına yol açmıştır. Bu arada gruba Murat Buket, Tuğrul Bayrak, Eftal Küçük ve Tuncer Tezcan katıldı. Grubun 2. albümü olan Akdeniz Akdeniz 1983 yılında çıktı ve grup Türkiye çapında tanındı. 1985 yılında Çekirdek Sanatevi Kayıtları ve Film Müzikleri adlı albümleri çıktı. Bu yılın sonunda grupta bağlama çalan opera sanatçısı Tuncer Tezcan ve grupta buzuki, kemençe ve gitar çalan Eftal Küçük gruptan ayrıldı. Eftal Küçük, Tolga Çandar'la "Çağdaş Türkü" grubunu kurdu.

1986 yılında gruba aslen mimar olan Fuat Oburoğlu ile makine mühendisi olan Cengiz Onural katıldı. Aynı yıl Günebakan albümü çıktı. Aynı yılın sonunda Zerrin Atakan geçici olarak gruptan ayrıldı. Ertesi yıl Dünyanın Kapıları albümü çıktı. 1988 yılında çıkan Yeşilmişik albümünden sonra grup içindeki anlaşmazlıklar su yüzüne vurmaya başladı ve grupta solo vokal yapan Zerrin Atakan gruptan kesin olarak ayrıldı. 1989'da grupta blok flüt, yan flüt ve klarnet çalan Fuat Oburoğlu geçici olarak gruptan ayrıldı ve gruba Halis Bütünley ve Tayfun Duygulu dâhil oldu.

Grup, 1990'da Vira Vira albümünü çıkardı. Aynı yılın sonunda grubun kurucu üyelerinden olan ve grupta davul programlama yapan ve klavyeli çalgılar çalan Selim Atakan ile grupta bas gitar çalan Tuğrul Bayrak gruptan ayrıldı. Ertesi yıl Rumeli Konseri albümü çıktı. Grup bu albümde, önceki albümlerdeki sevilen şarkılara ek olarak ilk albümleri Buğdayın Türküsünden 4 parçaya yer verdi: Buğdayın Türküsü, Bekçi Kazım, Özgürlük (ilk versiyonundaki sondan önceki 2 mısra yok) ve Mahpushane Kapısı. Bu albümden sonra grupta solo vokal yapan ve davul çalan Halis Bütünley (aynı zamanda Yeşilmişik'in kayıtlarını yapmıştır) ve grupta klarnet çalan Tayfun Duygulu gruptan ayrıldı ve Fuat Oburoğlu gruba yeniden dâhil oldu.

1992 yılında Aşk Yeniden albümüyle en çok satan albüm ödülünü kazanan grup, 1994'te çıkan Külhani Şarkılar albümüyle bekleneni veremedi. 1995 yılında çıkan Süper Baba Film Müzikleri ve 1996'da bir seçki olan Her Dem Yeni albümlerini çıkaran grup, aynı yıl Telli Telli şarkısının 4 versiyonunun bulunduğu Telli Telli Remixes single'ını çıkardı. Külhani Şarkılar albümünden sonra grupta yeniden başlayan çekişme Derya Köroğlu dışındaki elemanların 1997'de gruptan ayrılmasına neden oldu. Bu elemanlar, Yedikule şarkısını seslendiren ve Külhani Şarkılar albümünde vokal yapan grubun flüt ve klarnetçisi Fuat Oburoğlu, grupta klasik kemençe ve gitar çalan Cengiz Onural ve grupta ud ve gitar çalan ve vokal yapan Murat Buket'ti. Ayrılan elemanlardan Cengiz Onural, film müzikleri yapan İncesaz ve Aria gruplarının kurucusu oldu.

Grubun dağılması üzerine grubun kurucularından Derya Köroğlu new-age tarzında Musikarium albümünü çıkardı. Daha sonra ayrılan elemanların yerine yeni elemanlar buldu. Bu elemanlar, bas gitarda Raci Pişmişoğlu, klasik kemençe ve vokalde Erdinç Şenol, udda Fatih Ahıskalı ve klavyeli çalgılarda Erkin Hadımoğlu. Grup 1999'da Yeni albümünü çıkardı. Ama bu albüm, grubun en az satanı oldu.

alıntı: özgür ansiklopedi

Türkiye'de gerçek sanat yapan nadide gruplardan biridir.Hayran olduğum bir gruptur.Çoğu şarkısını severim ama yine de hitleşmiş bir kaçını favorim olarak yazabilirim buraya : Aşk Yeniden, Fırtına, Telli Telli, Yağmurun Elleri, Yedikule, Çember , Maskeli Balo, Vira Vira...

133
Finalde oylamaya katılmayı düşünüyorum. Şahsen Lordi kazandığında, bende Finlandiya'ya oy vermiştim.. Ermenistan ı dinlemedim ama finale kalırlarsa duruma göre oy verebilirim

134
Çizgi & Anime / Ynt: Fantastik Dörtlü
« : 22 Mayıs 2008, 21:35:39 »
Her yapımdan bir rolü sahiplenirdim ya da aşık olurdum.Burdanda gümüş sörfçüyü seviyordum, halada seviyorum (=

135
Çizgi & Anime / Ynt: Şeker Kız Candy =D
« : 22 Mayıs 2008, 21:34:16 »
Soyadımdan ötürü üzerime etiketlenmiş çizgi karakter..Açık olacağım sevmiyorum ben bu kızı. Ortaokuldan mezun olurken  erkek arkadaşım herkese imzalattığım gömleğimin üzerine devasa bir biçimde Candy Girl yazmıştı. öyk hiç unutamıyorum. "Şeker..Şeker..Şeker.." gerek yok bu kadar şekerliğe.

Sayfa: 1 ... 7 8 [9] 10 11