16
Kurgu İskelesi / Ynt: Sevaplar ve Günahlar
« : 26 Mart 2016, 10:12:44 »
İlginiz ve yorumunuç için çok teşekkür ederim 
İletileri Göster
Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
17
Kurgu İskelesi / Ynt: Sevaplar ve Günahlar
« : 12 Mart 2016, 20:21:06 »
Estağfurullah, güzel bir şeyler yazabilmişsek ne mutlu Okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkürler
Okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkürler 18
Kurgu İskelesi / Ynt: Sevaplar ve Günahlar
« : 12 Mart 2016, 12:56:13 »
Okuduğun ve güzel yorumunu eksik etmediğin için teşekkürler grikunduz
Evet, klişe yönleri var. Hatta yukarıdaki yorumlarda bundan bahsettim. İlginç hallere getirilebilirdi elbette ama bir olay örgüsünden çok içimdekileri dışarı vurmak için yazmıştım. Klişeliğinin nedeni de bu sanırım. Tekrar yorumun için teşekkürler
Evet, klişe yönleri var. Hatta yukarıdaki yorumlarda bundan bahsettim. İlginç hallere getirilebilirdi elbette ama bir olay örgüsünden çok içimdekileri dışarı vurmak için yazmıştım. Klişeliğinin nedeni de bu sanırım. Tekrar yorumun için teşekkürler
19
Çizgi & Anime / Ynt: En Güçlü 10 Anime karakteri
« : 11 Mart 2016, 13:14:12 »
Dragon Ball Super serisini düşününce liste altüst oluyor aslında... Whis, Beerus bunların 6. evren tipleri, bunların bilmediğimiz diğer evren tipleri, diğer evrendeki karakterler (Uzar gider) Goku'dan daha güçlü. E tabi Goku sonunda en güçlü olacaktır herhalde orası ayrı mesele 
Her ne kadar animenin işleyişinden* nefret etsem de Goku candır, diğerleri patlicandır. (Tabi Saitama'nın eline de su dökemez şu an için, orası da ayrı mesele )
*(eğer dövüş varsa 20 dakikanın 5 dakikası konuşma 5 dakikası "vaaaahaaaa" diyerekten Kİ yükseltme ve güçlenme sonraki 5 dakikası "evet güçlendin ama dur ben daha güçlüyüm" diyerek geyik yapma, ve kalırsa 2 dakika yumruk atmadan ibaret. Z serisine dert yanardım yavaş ilerliyor diye de Super serisi daha beter yahu.)
Her ne kadar animenin işleyişinden* nefret etsem de Goku candır, diğerleri patlicandır. (Tabi Saitama'nın eline de su dökemez şu an için, orası da ayrı mesele )*(eğer dövüş varsa 20 dakikanın 5 dakikası konuşma 5 dakikası "vaaaahaaaa" diyerekten Kİ yükseltme ve güçlenme sonraki 5 dakikası "evet güçlendin ama dur ben daha güçlüyüm" diyerek geyik yapma, ve kalırsa 2 dakika yumruk atmadan ibaret. Z serisine dert yanardım yavaş ilerliyor diye de Super serisi daha beter yahu.)
20
Kurgu İskelesi / Ynt: Sevaplar ve Günahlar
« : 06 Mart 2016, 13:03:52 »
Yıllar sonra gelen yorumlar da insanı ayrı sevindiriyormuş, ben de onu tecrübe edindim Okuduğunuz ve düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Farklı düşüncelere neden olduysam ne mutlu bana
Okuduğunuz ve düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Farklı düşüncelere neden olduysam ne mutlu bana
21
Oyunlar / Ynt: Hearthstone
« : 29 Aralık 2015, 19:30:04 »
Aylarca oynamadıktan sonra birkaç ay önce "gireyim hele özledim" diyerek tekrar yükledim.
"Oooo aylardır yoksun ortada, neden gittin ki, bak oyun aslında ne kadar şahane, geleni geçeni yeniyorsun ya işte, neden gittin ki..." der gibi karşıladı beni oyun. Uzun zamandır hileli olduğunu düşünmemi resmen pekiştirdi diyebilirim. Şöyle ki, ilk gün 45 oyunda 2 mağlubiyet ile ilerledim. Brawl ile ilk defa karşılaşmıştım ki o haftaki brawl rastgele deste veriyordu ve her tur kartların mana costları rastgele değişiyordu. Ve bana ilk elden 8-9 manalık kartları 1 mana yapıyordu. (Şaka veya abartı değildir) Duruma o kadar alıştım ki elimde 8-9 manalık kartları bırakıyordum oyuna girerken. Verdiği legendlerin de haddi hesabı yoktu. 15 de 15 çektim. Son günüydü bu brawlın ve namağlup, mücadelesiz bir oyun da sıktığı için devam etmedim.
Ranked ise 30 oyunda 2 oyun kaybettim. Gelen elleri anlatamam. 30 el yani, bu kadar mı şans olur? Ki oyuna ilk başladığım zaman karşılaştığım durumun diğer tarafı ben oldum. Şöyle ki "yahu daha elimde kart yok karşıma 10 tane legend olan adam koyuyor, oha yaa" dediğim zamanlar vardı oyuna ilk başladığım zamanlar. Bu 30 elin 5-10 arası kadar karşılaştığım rakipler işte benim ilk oyuna girdiğim halim gibiydi. Kartlarından çok rahat anlaşılıyordu oyuna yeni başladıkları.
Tabi bu durum uzun sürmedi. Sonraki 2 gün tam istediğim gibiydi aslında. Eş değer rakipler ve gerçek mücadele. Öyle 2-3 turda canınızı yarıya düşürmeler yok, boardı kaybettiğinizde sonraki tur kazanıp sonra yine kaybedip sonra yine kazandığınız mücadeleler, elinizi kilitlemeyen ve strateji yapmanıza olanak sağlayan RNG ile çekilen kartlar, ve aynı şekilde rakip sağlam eli olan rakipler... 2 oyun al, 1 kaybet, 1 kazan, 2 kaybet şeklinde, olması gerektiği gibi ilerliyordu oyun.
Ama bu da uzun sürmedi ve sonraki 2 gün eski formuna döndü. "Yine mi sen! Hala para yatırmadın mı? Hala beleşe mi oynuyorsun!!! Tamam, sen de dur, sonuçta kalabalık olmaya itiyacımız var ama çok da yenme, yenil bolca ki kart alma ihtiyacı duy pis beleşçi!!!" der gibiydi. "İşte hatırladığım Hearthstone" dedim. Aynı desteyle oynama rağmen 20-25 oyunda 2-3 oyun kazanabildim. "E bazen iyi olur bazen olmaz şans bu" diyenler vardır elbet. Yok arkadaşım şans bu kadar saçmalamaz. Güne göre şans mı olur yahu. O günden sonra da tamamen sildim ve bir daha yüklememe kararı aldım. Zevk için oynadığımız oyunda sinir stres sahibi olacaktık yoksa
"Oooo aylardır yoksun ortada, neden gittin ki, bak oyun aslında ne kadar şahane, geleni geçeni yeniyorsun ya işte, neden gittin ki..." der gibi karşıladı beni oyun. Uzun zamandır hileli olduğunu düşünmemi resmen pekiştirdi diyebilirim. Şöyle ki, ilk gün 45 oyunda 2 mağlubiyet ile ilerledim. Brawl ile ilk defa karşılaşmıştım ki o haftaki brawl rastgele deste veriyordu ve her tur kartların mana costları rastgele değişiyordu. Ve bana ilk elden 8-9 manalık kartları 1 mana yapıyordu. (Şaka veya abartı değildir) Duruma o kadar alıştım ki elimde 8-9 manalık kartları bırakıyordum oyuna girerken. Verdiği legendlerin de haddi hesabı yoktu. 15 de 15 çektim. Son günüydü bu brawlın ve namağlup, mücadelesiz bir oyun da sıktığı için devam etmedim.
Ranked ise 30 oyunda 2 oyun kaybettim. Gelen elleri anlatamam. 30 el yani, bu kadar mı şans olur? Ki oyuna ilk başladığım zaman karşılaştığım durumun diğer tarafı ben oldum. Şöyle ki "yahu daha elimde kart yok karşıma 10 tane legend olan adam koyuyor, oha yaa" dediğim zamanlar vardı oyuna ilk başladığım zamanlar. Bu 30 elin 5-10 arası kadar karşılaştığım rakipler işte benim ilk oyuna girdiğim halim gibiydi. Kartlarından çok rahat anlaşılıyordu oyuna yeni başladıkları.
Tabi bu durum uzun sürmedi. Sonraki 2 gün tam istediğim gibiydi aslında. Eş değer rakipler ve gerçek mücadele. Öyle 2-3 turda canınızı yarıya düşürmeler yok, boardı kaybettiğinizde sonraki tur kazanıp sonra yine kaybedip sonra yine kazandığınız mücadeleler, elinizi kilitlemeyen ve strateji yapmanıza olanak sağlayan RNG ile çekilen kartlar, ve aynı şekilde rakip sağlam eli olan rakipler... 2 oyun al, 1 kaybet, 1 kazan, 2 kaybet şeklinde, olması gerektiği gibi ilerliyordu oyun.
Ama bu da uzun sürmedi ve sonraki 2 gün eski formuna döndü. "Yine mi sen! Hala para yatırmadın mı? Hala beleşe mi oynuyorsun!!! Tamam, sen de dur, sonuçta kalabalık olmaya itiyacımız var ama çok da yenme, yenil bolca ki kart alma ihtiyacı duy pis beleşçi!!!" der gibiydi. "İşte hatırladığım Hearthstone" dedim. Aynı desteyle oynama rağmen 20-25 oyunda 2-3 oyun kazanabildim. "E bazen iyi olur bazen olmaz şans bu" diyenler vardır elbet. Yok arkadaşım şans bu kadar saçmalamaz. Güne göre şans mı olur yahu. O günden sonra da tamamen sildim ve bir daha yüklememe kararı aldım. Zevk için oynadığımız oyunda sinir stres sahibi olacaktık yoksa
22
Çizgi & Anime / Ynt: One-Punch Man
« : 23 Aralık 2015, 14:56:47 »
8. bölümde başlamıştım bu animeye. 12 bölüm sürecek denilmesi ve bayağı övülmesi ile merak edip "nasıl olsa 12 bölüm sürecek seversem izlerim hemencecik" diyerek ilk bölümünü izledim. Şimdi ise "ulen mangası devam ediyor ya, ne gerek vardı bitirmeye" diyecek kıvamdayım. Manga okuyan biri değilim ama bunu takip ediyorum artık.
Ve üzülerek de söylemem gerekir ki, artık (mecburen) Goku'nun tacı elinden alınmış bulunmakta Saitama'nın hala bir zaafı veya gücünün sınırı var mı bilemiyoruz çünkü :/ Elbette bir gönderme ve dalga unsuru ile başladığı için belki Saitama'yı böyle bir kategoriye sokamayız diye düşünenler olsa da, yine de komediden çok dövüş animesidir One Punch Man... Haliyle kim daha güçlü tartışmalarına da kesinlikle girilmelidir
Ve üzülerek de söylemem gerekir ki, artık (mecburen) Goku'nun tacı elinden alınmış bulunmakta
Saitama'nın hala bir zaafı veya gücünün sınırı var mı bilemiyoruz çünkü :/ Elbette bir gönderme ve dalga unsuru ile başladığı için belki Saitama'yı böyle bir kategoriye sokamayız diye düşünenler olsa da, yine de komediden çok dövüş animesidir One Punch Man... Haliyle kim daha güçlü tartışmalarına da kesinlikle girilmelidir
23
Güncel / Ynt: Star Wars'u Neden Bu Kadar Seviyoruz?
« : 17 Aralık 2015, 13:58:12 »
Bir filmi özel veya sevilen yapan, izleyen için ilkleri yaşatmasıdır bence. Star Wars zamanının çok ilerisinde bir filmdi. Gerek içeriğiyle, gerek senaryosuyla görülmemiş bir filmdi. Hele kendimden hatırlıyorum da 90 lı yıllarda izlediğim, içinde 3-5 CGI efekt olan filmlerde dibim düşüyordu. Günümüzdekiler ise neredeyse gerçek gibi ama o dönemlerdeki gibi artık heyecanlandırmıyor. Yani bir alışılmışlık var.
Star Wars sevmeyenler de ilk deneyimleri olmamasından kaynaklanmaktadır diye düşünüyorum. Açıkçası ben de sevenlerden değilim ama sevmeyen de değilim. Yani güzel seri ancak gereğinden fazla abartılıyor günümüzde. Dediğim gibi 70'lerde yapılmışlığını göz önüne alınca saygım fazlasıyla var, ama günümüz izleyicisinden de aynı saygıyı veya ilkiymiş gibi sevmesini de beklememeliyiz. (Ki bunu 30 yaşındaki biri olarak ve film serisini baya ufakken izlemiş olmama rağmen söylüyorum.)
Star Wars evreninde sevdiğim şey deneysel bir film olmasyıdı. Yeni şeyleri denemek adına elini taşın altına koymuştu George Lucas. Senaryosunda ise zamanının ilerisinde bir kurguyu barındırmasını çok sevmiştim. Ama sevmediğim şeyler ise bilimkurgu gibi lanse edilmesine rağmen bilimkurgudan uzak olmasıydı. Ve mutlak iyi, mutlak kötü anlayışını pek sevemiyorum sanırım. Herkes kendine göre iyidir sonuçta...
Neyse, özetle demem o ki "yok efendim film şahane, beğenmeyenler ne bilir ki zaten" veya "film çöp, bunun neresini beğeniyorsunuz" ikilemlerinden bıktık. Herkes, her şeyi beğenmek zorunda değil Ne de olsa mutlak iyi ve mutlak kötü diye bir şey yoktur 
Star Wars sevmeyenler de ilk deneyimleri olmamasından kaynaklanmaktadır diye düşünüyorum. Açıkçası ben de sevenlerden değilim ama sevmeyen de değilim. Yani güzel seri ancak gereğinden fazla abartılıyor günümüzde. Dediğim gibi 70'lerde yapılmışlığını göz önüne alınca saygım fazlasıyla var, ama günümüz izleyicisinden de aynı saygıyı veya ilkiymiş gibi sevmesini de beklememeliyiz. (Ki bunu 30 yaşındaki biri olarak ve film serisini baya ufakken izlemiş olmama rağmen söylüyorum.)
Star Wars evreninde sevdiğim şey deneysel bir film olmasyıdı. Yeni şeyleri denemek adına elini taşın altına koymuştu George Lucas. Senaryosunda ise zamanının ilerisinde bir kurguyu barındırmasını çok sevmiştim. Ama sevmediğim şeyler ise bilimkurgu gibi lanse edilmesine rağmen bilimkurgudan uzak olmasıydı. Ve mutlak iyi, mutlak kötü anlayışını pek sevemiyorum sanırım. Herkes kendine göre iyidir sonuçta...
Neyse, özetle demem o ki "yok efendim film şahane, beğenmeyenler ne bilir ki zaten" veya "film çöp, bunun neresini beğeniyorsunuz" ikilemlerinden bıktık. Herkes, her şeyi beğenmek zorunda değil
Ne de olsa mutlak iyi ve mutlak kötü diye bir şey yoktur
24
Eğlence & Mizah / Ynt: Nick'lerinizin Anlamları
« : 08 Aralık 2015, 20:28:57 »
Profil resmimdeki şekline benzer şekilde, deniz kenarında kuma kırmızı kumlarla yazılmış olarak rüyamda gördüm. Evet, çok ilginç rüyalar görebiliyorum O zamanlar beni etkilediği için uyandığımda kağıda döktüm. Daha önce nick olarak kullanmamıştım, rıhtımdan önce bir yerde kullandım sadece.
O zamanlar beni etkilediği için uyandığımda kağıda döktüm. Daha önce nick olarak kullanmamıştım, rıhtımdan önce bir yerde kullandım sadece.
25
Tartışma Platformu / Ynt: Eski Çağlarda Ateş
« : 08 Aralık 2015, 20:28:38 »
Düşününce gerçekten ilginç bir konu. Yani o kadar meşaleler, şamdanlar, dev mumlar ile donatılmış avizeler biliriz ama onları hangi ateş kaynağıyla yakmışlar acaba Tamam, bir mum yaktıktan sonrası kolay ama o ilk mum ne ile yakılmış.
Tabi merak ile biraz araştırınca kav çakmağı ile yakıldığını öğrendim. Merak edenler ayrıntılarına bakabilir:
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87akmak
Tabi konu fantastik edebiyat olunca ateş yakmayı da kendi hayalgücünüze bırakabilirsiniz. Mesela su ile temas edince açığa alev çıkaran bir ağacın yapraklarını kullanan bir fantastik eser yazabilirsiniz. Tabi bu ağacın kendisi yanmıyor olmalı Bu tip ilginç ayrıntılar hem dünyanızı şekillendirmekte de yardımcı olabilir. Yağmur yağdığında böyle yaprakların olduğu bir ormanı düşünsenize. Hele ki kahramanlarımızın yolu tam da oradan geçiyormuş, tesadüf ya 
(bu arada neden su derseniz, yapraklar elektroliz görevi görüyor ve yapılarındaki elektrik akımıyla açığa çıkan hidrojeni yakıyor gibi bir düşünce ile yine istemeden de olsa bilimkurguya bağladım )
Gerçekçilikten kopmadan yazmak istiyorsanız da yine kendinize özgü şeyler eklemeniz yararınıza olur bence. Yazdıklarınıza derinlik katar. Tabi bunlar alternatif seçenekler. Yine de gerçeklikten kopmamak yazarın kendisine kalmış
Tamam, bir mum yaktıktan sonrası kolay ama o ilk mum ne ile yakılmış.Tabi merak ile biraz araştırınca kav çakmağı ile yakıldığını öğrendim. Merak edenler ayrıntılarına bakabilir:
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87akmak
Tabi konu fantastik edebiyat olunca ateş yakmayı da kendi hayalgücünüze bırakabilirsiniz. Mesela su ile temas edince açığa alev çıkaran bir ağacın yapraklarını kullanan bir fantastik eser yazabilirsiniz. Tabi bu ağacın kendisi yanmıyor olmalı
Bu tip ilginç ayrıntılar hem dünyanızı şekillendirmekte de yardımcı olabilir. Yağmur yağdığında böyle yaprakların olduğu bir ormanı düşünsenize. Hele ki kahramanlarımızın yolu tam da oradan geçiyormuş, tesadüf ya (bu arada neden su derseniz, yapraklar elektroliz görevi görüyor ve yapılarındaki elektrik akımıyla açığa çıkan hidrojeni yakıyor gibi bir düşünce ile yine istemeden de olsa bilimkurguya bağladım )Gerçekçilikten kopmadan yazmak istiyorsanız da yine kendinize özgü şeyler eklemeniz yararınıza olur bence. Yazdıklarınıza derinlik katar. Tabi bunlar alternatif seçenekler. Yine de gerçeklikten kopmamak yazarın kendisine kalmış
26
Tartışma Platformu / Ynt: Edebiyat Bölümlerinde Yaratıcı Yazarlık
« : 28 Haziran 2015, 02:27:32 »
Sadece edebiyat değil bütün bölümlerde aynı şey geçerli. Mantık ve uygulamaya dayalı bölümlerde bile ezbere dayalı sistem söz konusu olunca mezun olduktan sonra torpiliniz, şansınız veya kendi işinizi kuracak paranız yoksa mesleğinizi yapamıyorsunuz. Sonra çıkıp makine mühendisi şarkıcı oluyor, fizik bölümü okuyan kitap yazıyor, edebiyat okuyan kasiyer oluyor falan filan...
Ülkemizdeki eğitim sisteminin çarpıklığıdır adam akıllı kalkınamamızın nedeni. He bir de "o işte iyi para var onu yapmalıyım" veya "şu işten kolayca para kazanıyorlarmış" kafasından kurtulup "yapabileceğim en iyi iş budur, ve bunu en kaliteli şekilde yapacağım" kafasına geçebilmemiz gerekiyor. Bu kafaya geçebilsek eğitimciler "adam akıllı eğitim vemeliyim, geleceği şekillendirecek gençleri eğitmeliyim", eğitim alanlar da "bu işi seviyorum ve çok para kazanamasam bile en güzelini ortaya çıkaracağım" der ve bir bakarsınız ülkemiz zirveye oynuyor (hayaller hayaller... Ama ülkemizde gerçekten bu kapasite var)
Ama ne yazık ki sistem bu şekilde işlemediğinden ülkemizde başarı babanızın parasıyla, torpilinizle ve varsa şansınızla orantılıdır kısacası.
Ülkemizdeki eğitim sisteminin çarpıklığıdır adam akıllı kalkınamamızın nedeni. He bir de "o işte iyi para var onu yapmalıyım" veya "şu işten kolayca para kazanıyorlarmış" kafasından kurtulup "yapabileceğim en iyi iş budur, ve bunu en kaliteli şekilde yapacağım" kafasına geçebilmemiz gerekiyor. Bu kafaya geçebilsek eğitimciler "adam akıllı eğitim vemeliyim, geleceği şekillendirecek gençleri eğitmeliyim", eğitim alanlar da "bu işi seviyorum ve çok para kazanamasam bile en güzelini ortaya çıkaracağım" der ve bir bakarsınız ülkemiz zirveye oynuyor (hayaller hayaller... Ama ülkemizde gerçekten bu kapasite var)
Ama ne yazık ki sistem bu şekilde işlemediğinden ülkemizde başarı babanızın parasıyla, torpilinizle ve varsa şansınızla orantılıdır kısacası.
27
Oyunlar / Ynt: Genel Oyun Tartışmaları
« : 03 Haziran 2015, 20:25:00 »
Ben de aksine umarım Obsidian izinden gitmezler diyorum Zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek başlayayım söze en iyisi. Şahsen Fallout 3, New Vegas'tan bir kaç gömlek daha güzeldi. İlk Vegas çıkacağı zaman ve içindeki kimi özellikler ağzımı sulandırsa da oyunu oynayınca eklenti paketleri dışında ciddi anlamda beni atmosfere sokan bir yanı hiç olmadı. Futuristik Western yapmaya çalışmış ama onu da başaramamışlar izlenimi vardı bende sürekli.
Ama Fallout 3 öyle mi? Oyunda her girdiğiniz binada farklı şeyler ile karşılaşmanız ve her binayı tamamen gezmenin baya uzun sürdüğü, (Vegas'ta binalar ve gezilmelik yerler kuru kalabalıktan ibaretti, girip çıkıyordunuz ve bitiyordu) her Megaton'a döndüğünüzde "evime geldim çok şükür" hissi uyandıran gerçek bir distopyaydı.
Obsidian belki başarılı bir firma, kurgu konusunda da iyi olabilir, ama oyunlarına şahsen bir türlü ısınamıyorum. Survival özelliğini ne çok bekleyip de oyun içinde hiç işe yaramayan ve kullanılmayan bir özellik olması, silahların vuruş hissiyatı eksikliği, farklı sonların (yine şahsen) tam tad vermemesi... Evet farklı bir izden gidiyorduk ama ne bileyim çok da o havaya giremedim şahsen. Bu arada Fallout 3'ü ve New Vegas'ı defalarca bitirmiş biriyim, Vegas çok kötü demiyorum güzel oyundu ama Fallout 3'ün yakınına bile yaklaşamaz (yine yeniden bence )
Bethesda açık dünya oyunu yapma konusunda en iyi firmalardan biri olduğunu inkar edemeyiz. Eminim yeni oyunda da çok güzel şeyler bizi bekliyor olacaktır.
Zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek başlayayım söze en iyisi. Şahsen Fallout 3, New Vegas'tan bir kaç gömlek daha güzeldi. İlk Vegas çıkacağı zaman ve içindeki kimi özellikler ağzımı sulandırsa da oyunu oynayınca eklenti paketleri dışında ciddi anlamda beni atmosfere sokan bir yanı hiç olmadı. Futuristik Western yapmaya çalışmış ama onu da başaramamışlar izlenimi vardı bende sürekli.Ama Fallout 3 öyle mi? Oyunda her girdiğiniz binada farklı şeyler ile karşılaşmanız ve her binayı tamamen gezmenin baya uzun sürdüğü, (Vegas'ta binalar ve gezilmelik yerler kuru kalabalıktan ibaretti, girip çıkıyordunuz ve bitiyordu) her Megaton'a döndüğünüzde "evime geldim çok şükür" hissi uyandıran gerçek bir distopyaydı.
Obsidian belki başarılı bir firma, kurgu konusunda da iyi olabilir, ama oyunlarına şahsen bir türlü ısınamıyorum. Survival özelliğini ne çok bekleyip de oyun içinde hiç işe yaramayan ve kullanılmayan bir özellik olması, silahların vuruş hissiyatı eksikliği, farklı sonların (yine şahsen) tam tad vermemesi... Evet farklı bir izden gidiyorduk ama ne bileyim çok da o havaya giremedim şahsen. Bu arada Fallout 3'ü ve New Vegas'ı defalarca bitirmiş biriyim, Vegas çok kötü demiyorum güzel oyundu ama Fallout 3'ün yakınına bile yaklaşamaz (yine yeniden bence
)Bethesda açık dünya oyunu yapma konusunda en iyi firmalardan biri olduğunu inkar edemeyiz. Eminim yeni oyunda da çok güzel şeyler bizi bekliyor olacaktır.
28
Oyunlar / Ynt: Agar.io
« : 20 Mayıs 2015, 18:11:44 »
Eskiden Spore diye bir oyun vardı. Minicik bakteri olarak oyuna başlayıp evrimleşerek hayvan olup, sonra kabile kurup, ardından ülkeler oluşturup, en son uzaya çıkıp diğer uzaylıları ve gezegenleri ele geçiriyordunuz. Bu oyun da onun bakteri versiyonunun daha basit hali. Oradan gelen bir tecrübe de yok değil hani
Hatta bir de videosunu koyalım. Hey gidi günler hey
https://www.youtube.com/watch?v=LDhPWjGRyp4
Hatta bir de videosunu koyalım. Hey gidi günler hey
https://www.youtube.com/watch?v=LDhPWjGRyp4
29
Oyunlar / Ynt: Agar.io
« : 20 Mayıs 2015, 12:05:59 »
Tekli oyunda 9300 puan rekorum vardı. Grayswandir'in dediği gibi birincilik sabır ve biraz şans ile hemen geliyor. Yeterki ufakken çalıların (mayın, virüs, yeşil şeyler, artık herkes farklı bir şey diyor onlara ) yakınında durmaya gayret gösterin ve onları kullanmayı iyi bilin.
Ama kesinlikle oyunun zevki takım oynamaktan geçiyor. Son bir haftadır arkadaşla oyunun altını üstüne getirdik hatta. ÇılgınLaz nickimle oynuyorum ve girdiğimiz oyunları domine ettikten sonra "Kültürleninlan" nickli arkadaşa tüm mal varlığımı vererek etrafa kültür saçıyoruz
Yine de uzak durulması gereken oyun. Tam Hearthstone'dan kurtuldum derken bu çıktı arkadaş :/
) yakınında durmaya gayret gösterin ve onları kullanmayı iyi bilin.Ama kesinlikle oyunun zevki takım oynamaktan geçiyor. Son bir haftadır arkadaşla oyunun altını üstüne getirdik hatta. ÇılgınLaz nickimle oynuyorum ve girdiğimiz oyunları domine ettikten sonra "Kültürleninlan" nickli arkadaşa tüm mal varlığımı vererek etrafa kültür saçıyoruz
Yine de uzak durulması gereken oyun. Tam Hearthstone'dan kurtuldum derken bu çıktı arkadaş :/
30
Oyunlar / Ynt: [Blizzard] Heroes of the Storm
« : 02 Mayıs 2015, 18:13:26 »
E-Postamı kontrol edince gördüm ki 4 tane key de bende varmış Oynamadığım ve pek oynamaya niyetli olmadığım için Key isteyen arkadaşlar mesaj atabilir...
Oynamadığım ve pek oynamaya niyetli olmadığım için Key isteyen arkadaşlar mesaj atabilir...