Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Kuzen

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 8
16
 çok hoşuma gitti diyebileceğim yegane şey bu. kısa filmin ayrıca güzeldi farklı bir an yaşadım sanki yazdıklarında müzikte ve görüntülerde.

17
Mitolojiler / Ynt: Pan
« : 11 Temmuz 2013, 13:08:18 »
 Berke sen neymişsin. Nasıl mı yapıyormuş o ne biçim bir soru ? Eleman flütü çalıyormuş etraftaki dişilerde de afrodizyak etkisi bırakıyormuş.

18
Düşler Limanı / Hey hahhaa
« : 10 Temmuz 2013, 18:28:08 »
 

 heey beni dinle aşağılanmış güzel insan
 kurutulmuş içindeki aşk ve biliyorum çok ezilmişsin
 farkında değilsin ama boşver siktiret
 ben seni dinliyorum şimdi sıra sende
 çirkin yüzlerimiz pis kokan vücutlarımız var
 eşek gibi çalışarak geldik bu rütbelere hayata karşı
 evet bir eşek gibi öleceksin ağlayanın bol olsun
 benimkiler ise kısa ve öz
 yas tutamayanlardanım
 seni de tutamadım diğerlerine karşı
 merak etme merak etme
 bir gün görürsen beni tanımayacaksın
 rezillik değil bu
 bardaklar kırılırcasına düşerken ellimden
 etrafta ot ve bira kokusu var
 sen nerdesin
 sen sen
 sen sıkılmış bakıyorsun uzaktan yobazlar diye
 dünya sikimizde değil mi sanıyorsun
 elbette sikimizde ama sadece orada
 dünya beni sevseydi belki de sizi de severdim
 sayın yargıç
 yargılayarak eğdirdiğin boyunlar
 kırdığın kalpler
 ayağına batan cam kırıkları
 hepsini siktiret
 sen beni dinle
 kendini değil çünkü yanlışsın
 körü körüne bağlısın
 dönekliğine
 hoşçakal demiyeceğim
 kötü kal
 hep kötü kal
 biraz da vicdan azabı çek
 sonra da sık kafana gitsin
  

19
Düşler Limanı / Ynt: Harfler ve Irkları
« : 09 Temmuz 2013, 23:04:04 »
 Güzel tespit ama senin deyişin ile " gerek yok "

20
Düşler Limanı / Ynt: Hiçlik
« : 09 Temmuz 2013, 21:51:52 »
 Bunları düşünmeye devam edeceksin belki intiharın kıyısına kadar sonra bir gün biri sana elini uzatacak. Sonra bir ara vereceksin, o eli kaybedince ise bunun bir hiçlik olmadığını bir şans ve lütuf olduğunu anlayacaksın. Bu hiçlik senin ilhamın ve hayat sebebin . Bu arada o dipnotu kaldır.

21
Şişedeki Mısralar / Ynt: Yeşil Saçlı Bir Peri
« : 09 Temmuz 2013, 12:17:12 »
 Çok hissettim yazdıklarını rüya gibi. Bazen bir yere doğru gidersin, gitmemek için bir sürü bahane bulur gitmek istemezsin ama yine de gidersin, işte öyle hissettim.

22
Düşler Limanı / Ynt: Yüzsüz
« : 08 Temmuz 2013, 20:29:33 »
 
 boğucu havanla solumak seni bir eziyet bana
 biliyorum hep şikayetçiyim
 bir dingili göklere çıkarırım
 ve odingilden nefret ederim
 bana biraz olsun bakayım deme
 beni tanıma
 sadece toz ol git

23
Düşler Limanı / Yüzsüz
« : 08 Temmuz 2013, 12:17:27 »


 Adam aynaya baktı
 Ama ayna önüne
 Adam yüzünü göremedi
 Ayna da,
 Sadece bir silüet
 Kendi etrafında dönen
 Birkaç özlem var içinde
 Geçmişe karşı
 Henüz var olmadığı.

24
Bazen şöyle derim herkes mutsuzdur bunu kabul etmeleri için sadece bir sebep ararlar bazıları ise bunu kabul etmiştir. Bu kabul ediş onları dışlar dış dünyaya, varsın dışlasın ben kendi içimde ikiyim zaten pek umursamam. Bazıları da bu sorunlardan kaçmak için psikiyaristlerden ilaç alırlar. Arkadaşlardan da tavsiye... Ama s.ktiret bunları sen sadece dışarıyı dinle senin içinde ise senin kuralların geçerli olsun.




dip not: başlığı ilk ihtiyarlığa meyilli adam diye okudum o yüzden ilgimi çekti.

25
Düşler Limanı / Ynt: Hayır. Aşk değil bu hoşlanmak...
« : 11 Nisan 2013, 19:19:40 »
 Gözümde canlandı, ilk yazıların aklıma geliyor da baya bi değiştik di mi ?

26
Şişedeki Mısralar / Ölüm
« : 15 Şubat 2013, 17:15:21 »
ölüm arkamızı kolluyor ellerinde solmuş çiçeklerle
zehiri içimize çekiyoruz öncekiler gibi
geçmişimizi yaşatan abilerimiz ölüyor
yıkılmazlar yine yıkılıyor
ölen değil
gören ölüyor aslında
ölümü onlar yaşıyor
ölen ise kaçıyor.

27
Yeraltı Edebiyatı / Ynt: Ölüm Pornosu
« : 09 Ocak 2013, 23:39:45 »
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1064904&Date=30.09.2011&CategoryID=77

Çevirmenine üç yıl hapis istemiyle dava açılmış.

Kim açtıysa ne has etmiş. Her yazılan değerlidir mantığı bana göre saçmalık çünkü toplumun bir ahlak düzeni var. O ahlak düzeninin altına düşürecek kitapların veya yayınların kaldırılması daha iyi.

Arkadaş bundan önceki bir tartışmada özgür düşünceden bahsediyordun. Ben pek anlayamadım seni.

28
Genel Kültür / Ynt: Gençliğe Hitabe
« : 09 Ocak 2013, 23:34:23 »
 Aman Aman neler olmuş kaçsam mı ne yapsam ? Arkadaşlar zaten konu kapanmıştı. Niye uzattınız ki bu kadar. Neyse... Daha temkinli olmak lazım.

29
Şişedeki Mısralar / Ynt: Seviyorum
« : 26 Aralık 2012, 17:42:40 »
 Gayet güzel bence. Hem biraz yeraltı hem de felsefi bir şiir olmuş, afiyetle okuduk :D Kalemine sağlık

30
Kurgu İskelesi / Ynt: Katilin Gözünden
« : 24 Aralık 2012, 20:56:55 »
 

 Ayak ağrım çok şiddetlenmiş, durmak bilmiyordu. Ne yürüyebiliyor ne de yatabiliyordum. Babam beni doktora götürde ve bir sürü teste maruz kaldım. Sonuç olarak çalışamıyordum ve işi bıraktım. İstanbul'a bir bilet aldım ve kara bahtıma her alet edavatı bozuk olan tek koltuk çıktı. On altı saatlik işkencem başlamıştı.


 Yol boyunca geride bıraktıklarımı düşündüm. Bıraktığım liseyi, sevgiliyi ve işi... İnsan dört dörtlük doğar aslında. Yani doğduğumuzda elimizde bir bardak su vardır. Kiminde bir kova kiminde bir okyanus ama bu limit hiç değişmez. Bardaksa bardak ve kovaysa kova olarak kalır o kapasite. Zaman içinde o bardağa bir şeyler katarız ve su taşar. Saf güzel su gider ve yerine binbir türlü karışımlar girer. Kısacası eğer bir şeyler kazanacaksak bir şeyler de vermemiz gerekir. Burada hayatın gerçek yüzünü ve sahte yüzünü gördüm. Bunları kazandım, hayatı ve mücadele edebilme yeteneğini kazandım ama hislerimi kaybettim. Değersizlik artık yoktu, var olan ise benim kendime bahşettiğim değerdi bundan sonra. Ne masumdum bir insan olarak ne de dürüst. Tiksinerek yaşadığımız hayatın bağımlılarıyız terk edemeyecek kadar zayıf. Chuck Palahnıuk'ın dediği gibi " Hepimiz aynı bokun lacivertleriyiz." Ve emin olun o kadar da özel değilsiniz dostlarım.

 
 Yol gerçekten de uzundu. Sabah saat beş sularında Susurluk Dinlenme Tesisleri'ne geldik. Susurluk'ta, ağustosta saat beşse yılın en güzel zamanı ve yeridir. Üfleyen serin rüzgar bana yaratanı hatırlatır ne kadar sevmesem de onu. Topallayarak indiğim otobüs geride, yaktığım sigaralar, attığım yarım adımlar ve gerisi, geride. Şu an ise yüzümü yıkıyorum tuvalette, ne zaman geldim ki ben buraya. Geç uyanma yaşıyor gibiyim.
Evimde hissettiğim bir iki yerden birisidir burası. Kendime geldiğimde sigara içiyorum gerisi silinmiş. " Hoşbulduk " diyorum boş araziye, kedi ve köpeklerine. Otobüs camına baktığımda farklı birini görüyorum, biraz daha huzurlu sanki. Kızarmış gözleri ağlamaktan değil çalışmaktan kızarmış bir adamın gözleri gibi. Ağzımdan çıkan dumanı burnumdan çekiyorum tekrar içmek için, hava aydınlanırken.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 8