Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Godex

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 8
31
Müzik / Ynt: Günün şarkısı
« : 26 Aralık 2012, 21:18:28 »

32
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 19 Aralık 2012, 22:37:07 »
.. biraz zaman geçti üstümden.

Sesim - ki tükenmez diye kandrılmıştım , kesildi.
Bir dilim, aşk yarası.
Bir diğer dilim, hayat artığı.
Geri kalanı, isimsiz mezar yığını...

33
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 17 Aralık 2012, 22:37:10 »
ve
Kadın " Ben, " dedi

" Ben kendim de ölürüm Ecel !
Zahmet etme.
Zaten hiç yakışmaz senin aşk suretin,
Benim bayramlarıma... "

34
Düşler Limanı / Ynt: Ben'dim, Sen Beni Sevdin
« : 17 Aralık 2012, 22:32:00 »
Teşekkür ettim.
Bir şeyler ifade edebildiysem ne mutlu bana

35
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 14 Aralık 2012, 22:53:19 »
Bu gece


En iyisi, ben yazmalıyım,
Geceye, anlam katmalıyım...
ve Her bir yağmur  damlasına haykırmalıyım.
" Bu gece! "

Gecenin içinde kaybolmalı, zifire bulanmalıyım...
Islak sıçan ruhum, devi korkutmalıyım!
Belki de kahkalar atmalıyım.
" Bu gece ... "

ama Önce kendimden, nefret etmeliyim.
Bir bir hayalleri, katletmeliyim !
ve Sonra temizlenmeliyim...
" Bu gece. "

36
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikintimm
« : 14 Aralık 2012, 22:47:20 »

Birikenler (



1.)

" Sen, O'na değer ver Rabbim. "
Bir duadır bu
Ve dilime zikir olur her gece,
- Amin.


2.)

Bu el benim değil !
Nef'a da.
Ellerini kaldır.
Ve eğil, Efsus'da.

3.)

Vakit gece yarısı.
ve Uyanıklık; uyku nadası.
Nefret içinde kin, kin içinde aşk vardı!
Şimdi gam zamanı...
Aç şu ( sevgi ) çakranı !


4.)

Kuş uçuşu, uçtum bugün üstünden...
Üstümde bir beyaz bulut.
Ardımda, bir uçak dolusu ölüm korkusu!
Kanatlarımın altında, senli rüzgar kokusu.


5.)

 
Ezan'a denk gelir sessizliğim,
"Yine sustun?" dersin.
Gözlerimi üstünden indirir,
"Sadakte ve berirte." derim...
 

6.)

Garip bir film sahnesi;
Kötü adamdan saklanmak için dolaba saklanan çocuk gibi,
göğüs kafesimin ardında tir tir titriyor yüreğim şimdi.
Birazdan göğsümü yarıp piskopat bir neşeyle,
söküp alacakmışsın gibi.

37
Düşler Limanı / Ben'dim, Sen Beni Sevdin
« : 14 Aralık 2012, 22:20:02 »
... Ben'dim, Sen Beni Sevdin ...

 
Kara bir göldü yüzdüğüm, karanlığın gölgesinde. Durgun ve bir o kadar gürültülü, sanki şelaleler düşüyordu, üstüme... Bir yoğunluk vardı etrafta beni boğan! ve Kin! ve Nefret!

Ben Bul'dum, Sen beni gördün...
... derken birden suyum dalgalandı... İçime bir nur düştü sanki, öyle aydın. Kör oldum ve seni kalbimde buldum... Gözlerim gözlerine değdi, beni gördün.

Ben Sus'tum, Sen beni sana susattın!
Bir resim gibi kaldım öylece, bir süre... Sesim dilime yapıştı ve gölün gürültüsünü örttü sessizliğim!
Karanlığın sessizi daha bir ürkütücü oluyor, içimde, korkularım var..!
... ve Gönlüm ruhum kurumuş, zamanla, sende kaybolurken... Öyle bir şey ki bu; yansıması suya düşen bir yıldız kadar gerçek ve yalan! Yalanlığı gerçek olmayışından değil, yanılsamadan.
ama Yalansız, her geçen an daha çok susuyorum sana...

Ben Vazgeç'tim, Sen beni vazgeçilmez seçtin...
Susuzluğumla, açlığımla, hiç dinmeyen özlemlerimle kendimden geçiyorum sende...
Karanlığın sonu, def'i... Işığa saran bedenimi! Ben sevginde büyüyen, ben aşkınla büyülenen... Ben vazgeçtim kendimden! Sen olmaya, sende olmaya...
ve Senin...
Sen olmaya yüz tutmuş, yosun bağlarken bedenim, yeşerdi göl.
Karanlığın gölgesinde koyu yeşil su... Kanatları ışıl ışıl her buse konduğunda yüzüme, bir nilüfer açar ve Sen, kök salıp yüreğime , sahip oldun her şeye. Mor nur'dan bir sümbül ve beyaz ceviz kokusuyla...
Ben, vazgeçilmeyen...

Ben Konuş'tum, Sen konuştun...
" Şimdi, çiçeklerim var, umuda dair, mutluluğa dair... ve Sevgi... ve Aşk...
Tuttuğum dilek avuçlarımda, Sedef'den bir peri. Her an ama her an ruhuma Sedef işlemeli!!! " derken ben,
" Damarlarımda dolaşan bu aşk, hücrelerime huzur zerk eder, hayatıma aşı, ruhuma katıksın sevdiğim... " dedin sen...

Ben Öl'düm, Sen beni ölümsüz kıldın!
Öyle sessizdi ki ölümlerim, gidişlerim kadar ansız. Belli belirsiz anlamlar taşıyan ruhum, kendine isyan edip kaçar bedenimden ve terk edilmiş bir virane sessizliğinde kalır...
Boş kadehim, içime kan kırmızı şarap tadında dolan sensin. Benliğinle hayata perçinleyen ve yokluğumu varlığa çeviren...

Ölümü gasp edip beni ölümsüzlüğe iten!

Sen'din...


38
Harry Potter / Ynt: Hangi Kitap En İyi??
« : 12 Aralık 2012, 21:10:24 »
Sirius'un geçtiği her satırın tadı farklıdır bence. Bu sebepten Azkaban Tutsağı derim bende :)

39
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 11 Aralık 2012, 20:47:30 »
Başı sonu aynıydı aslında...
Asırlar önce kanıtlanmış da olsa,
Yağmur yağmazdı bağzı topraklara.
Herkes açtı oysa!

Yine de, bayılıyorum Dünya'nın basık kenarlarına..!

Anlamıyor olsalarda,
Anlatırdım oysa.
Sor bana!
"Aşk yaşar mı, umut almayan ruhta?"

Şimdi de; bayılıyorum aşkın pürüzsüz dudaklarına..!

40
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 09 Aralık 2012, 12:16:22 »
Yanlış yerde durduğum için,
ruhumu çekip götüren Tanrım;
lütfen hatalarıma af çıkar,
ruhuma bu gece ihtiyacım var!

41
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 05 Aralık 2012, 00:17:59 »
Ateş etrafında yalın ayak başlar,
Sessiz danslar....
Önce Tanrı'ya adanır adaklar,
Çaresiz kurbanlar...

Kimse bilmez nedenini.
Umudun ritmine kapılmış,
Kendimizden geçmişiz,
Umutsuzluğumuzda...

Sonra bağlanır gözler,
Kıvamsız bal mumuyla.
Umut kararır,
Umut uğruna...

Ateş hiç sönmez.
Yürekten tüter dumanı.
Hayat akışı tersine döner.
Her şey doğduğun gün biter...

42
Kurgu İskelesi / Geldiğ gibi gitmeyen...
« : 02 Aralık 2012, 23:06:10 »
Eûzü billâhi mineş şeytânir racîm

" Bu kızı kime verek ? "

   Dilimde ki duaya rağmen, fısıltıları duyuyor ve duymak
ile kalmayıp zihnimin bir köşesinde tekrarlıyordum... Bununla da
kalmayıp zihnimin başka bir köşesinde, Gecenin bir yarısı benim burada işim ne !
diye kendime kızabildiğimi farkettiğimde, yaptığımız ayin bozmasından daha çok
bu durumdan ürpermiştim.

ye saf dîş
bikatlamediyş


   Ürpermeme yardım eden bu korulukta olmamam gerektiğini iliklerime kadar hissetmiştim
o an. O hissi şu an bile çok net hatırlıyorum ve birinin gözlerinin üzerimde, hatta dudaklarımda
olduğunu. Bu hissetmekten öte bir şeydi, biliyordum!

ve innehû kâne yekulü sefîhünâ alâllahi şetatan

    Eğer gözlerim bağlı olmasaydı, her şeyi bir kenara bırakıp beni kimin izlediğini bulmaya
çalışarak, etrafı kolaçan eder dururdum. İşte tamda bu yüzden bağlamışlardı gözlerimi.
" Dikkatinin dağılmaması gerekiyor. " demişti Selim, gözlerimi annesinin eşyaları arasından
gizlice aldığı ipek eşarp ile bağlarken.

yeûzûne biricâlin minel cinni fezâdûhüm rahekan

" Cinlere verek... "

   Yerde yatan koca cüsse Kerem'e aitti. Korkusuz ve atılgan karakteri cüssesini dolduramadığından,
saçma ve salakça tüm fikirlere balıklama atlardı. O gece olduğu gibi...
   Benim aksime, onun gözleri bağlanmamıştı. Başka bir eşarp ile örtülmüştü sadece.
Zaten görevi ve rolü ölü gibi yatmaktı ve bu konuda yeterince başarılıydıda. Artık hepsi bu konuda başarılı...

yestemiıl âne yecid lehü şihâben rasaden

" Cinlere söyleyin kazma kürek getirsin... "

   Bilal'in o buz gibi soğuk sesi hâlâ kulaklarımda çınlar. Halkanın sonunda durup kulağına
fısıldananları her dile getirişinde, dudaklarımda hissettiğim gözler daha da yaklaşıyordu sanki ve  
bu saçmalığa bir son verip, diğerlerini de uyarıp bu yerden uzaklaşmak istiyordum, lakin
Kul ûhiye suresi dilime yapışmıştı adeta ve ben duramıyordum. O zamanlar farketmemiştim
ama içten içe durmakta istemiyordum.
   İlk fısıldayan Murat'tı ve bunu ikinci fısıldayan Erol ile defalarca yapmışlardı. Cengiz yani
üçüncü fısıldayan ise sadece bir kaç kere izlemiş ve bir kerede ölü olmuştu. En sonda Bilal vardı,
bu tür şeylere inanmazdı. Zaten her şey onu ikna etmek amacıyla yapılıyordu.
   " İkişer parmakla bu öküz gibi herif yerinden kalkar mı oğlum ! " diye tükürür gibi çıkışmıştı Erol,
Kerem'i işaret ederek.
    Kerem'i biraz süzdükten sonra " Hiç bir ilahi güç bu ayıyı yerinden kaldıramaz! " dedi Bilal
ve uzun bir süre yapılan münakaşanın ardından, Emirgan Korusu'nun kilitli parmaklıklarından
gecenin koynuna sinsice girmiştik.

" Bu ölüyü burdan kaldırak! "

femen yestemiıl âne yecid lehü şihâben rasaden

   İnce ve inanmazlık taşıyan  garip sesler ile bitirdim duayı. Gözlerimi açtığımda Kerem,
dört kişinin ikişer parmağı üstünde yatıyordu ve neredeyse bir metre yükselmişti. Murat ve
Erol büyük bir zafer kazanmışcasına sırıtıyorlardı. Hepsini tek tek süzerken, hiç birinin
farketmediği bir şey farkettim; Kerem'in biraz önce yattığı yerde kara bir kedi vardı ve
gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Gözlerini dudaklarıma dikmiş bakıyordu !
   Korku ve panik ile savurduğum küfür ile birlikte Kerem yere çarptı ama kalktığında ortalıkta
kedi yoktu.
Kafasını yere çarpan Kerem, " Geri zekalı herif! Naptını sanıyon sen ." diye üzerime yürürken,
etrafta deli gibi kediyi aradım ama ortalıktan kaybolmuştu ve doğal olarak hiç biri kedi hikayeme inanmamıştı.
    Yapılan uzun münakaşanın ardından, Bilal ikna olmamış bir halde, evlerimize dağılmıştık.

"ESSELÂMU ALEYKÜM"

    O güne kadar, hiç biri dua ile yapmamıştı bu ayini. Çağırdığım şey, her birine tek tek
fısıldamıştı ve bir hafta içinde her biri intihar etti. Kerem dışında, hepsi öldü.
Annesi okula gitsin diye uyandırmaya gitmişti bir sabah ve o günden beri neredeyse
her sabah uyandırmaya gider, bir umut!

VE ALEYKÜM SELÂM

   Kerem'in bitkisel hayata girmesinden sonra ki sabah uyandığımda, göğsümde
oturmuş ve gözlerimin içine bakıyordu. Şimdi her sabah o ölü gözlere bakarak uyanıyorum
ve bir tabak süt verip evden çıkıyorum...
 

43
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 02 Aralık 2012, 20:39:18 »
Uçurum!
Üstü bulut.
ve Saydım;
Altı ayrı umut...


Bir : Ellerin dizginler , içimde savaşan deliyi.

"Yamaca tutunmuş bir hanım eli.
Korkuma dizgin teni...
Dibine ne kadar uzak olsam da, içine çek beni!
Bırakma..."


İki : Gözün, ayrı ayrı öptüğünde ruhumu.

"Gözlerin kadar derin, hemen ardında...
Bulutlar, el yordamında.
Hatırlayamadığım bir deyim, sanki aklımda.
Bulut altı derin..."


Üç : Ses(siz) harf aklıma geldiğinde,

"Söz verilmiş bir  özlem bu, yazılmaya.
Gücü yetmez! dilin susmaya...
Sesine denk yelin, bulutları dağıtmaya.
Unutma..."


(D)Ört : Saçlarını yüreğimin sancısına...

"Ne zaman düşsem, uçuruma.
Saçlarına tutunur ruhum, ucu ucuna...
Yüzüm yâr'in bir yüzüne dokunsa,
Bir buğse kondurur saçların dudağıma..."

(B)Eş : Kokun, mutluluğun ahengine.

"Öyle eser ki önümden trafik,
Damağıma siner her bir renk...
Ruhum, tadına doyamadığım rengine aşık.
İntihara meğillenir nefesim, giderek..."



Altı, : Gülüşün kadar sıcak tenimin...

"Derin...
Derim...
ve Uçurum kenarında evim.
Baş ucunda beklerim..."


44
Şişedeki Mısralar / Ynt: Birikinti
« : 02 Aralık 2012, 14:15:52 »
Tanrılar Çıldırmış Olmalı

ve Tanrılar Çıldırdı sonunda...
Her şeyi karartıp ruhlarımızda ki, ölümü saldılar dört bir yana...
Ölemeyeceğini düşünen saf aşk..., yığılıp kaldı umutların ardında..
Kimsenin kalmadığı sokaklarda yalnızlık volta attı karanlıklara...
Karanlık kararttı içini, Kara bir duman gibi sinsice sardı kuytuları..
Ne mum kaldı etrafta titreyen ne de etrafında pervane...
Sessizliği besleyen zebaniler, çığlıklarını gizlediler bizden...
Sinsice çıldıran Tanrılar,hançerlediler her birimizi kalplerimizden...
Kanamadıkca kalplerimiz Kahpeliğe, gözleri döndü birden..
Her şeyden geçip, aşkımızı aldılar ellerimizden...
Kaldık ruhsuz bedenlerin içinde, sahteden...
Nefes almadan yaşamak, mutlu olmadan gülmek ve...
ve Yaşarmış gibi sahteden ağlamakların içinde...
Çıldırmış Tanrıların hizmetinde, yaşıyoruz gizliden
...


45
Kurgu İskelesi / Ynt: Kıpkısa Kulübü
« : 29 Kasım 2012, 23:45:42 »
" O! " dedi ve o'da öldü.

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 8