47
« : 11 Temmuz 2009, 12:07:19 »
Vücudum kaskatı kesilmiş, üzerime gelen şeyi korkuyla izliyordum. İşaret parmağıyla beni gösterir halde yavaşça üzerime doğru geliyordu. Hareketlerini tam olarak seçemiyordum ama üzerinden akan parıltılar az da olsa anlamama yardımcı oluyordu. Delicesine bir korku kaplamıştı üzerimi. Kaçmak istiyordum ama ayaklarımı oynatamıyordum. Çığlık atmaya çalıştım ama sadece kendimi yorduğumu farkettim. Hiçbirşey yapamaz halde ölümün bana yaklaştığını anlayabiliyordum. Anlayamadığım fısıltılar geliyordu kulağıma. Yapmak istediğim daha çok şey vardı böylece gidemezdim. Bütün dünya durmuş gibiydi. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Yüzüm gözyaşlarımla ıslanmış halde orada öylece duruyordum. Sonra onu hissettim. Buz gibi eliyle kolumu kavramıştı. Hiç beklenmeyecek kadar yumuşak ama bir o kadar da soğuk. Yüzümden birkaç santim ötede durduğunu hissedebiliyordum. Artık hiçbirşeyin beni kurtaramayacağını biliyordum ve kendimi ona bıraktım. Bedenim boş bir çuval gibi yere devrildi. Hiçbirşey hissetmiyor ya da hissedemiyordum. Beni tutup kaldırdı ve tüm inancımı, sevgimi, korkularımı herşeyimi benden almaya başladı. Gözlerim neredeyse kapanacaktı. Tam ölümle kucaklaşacağım anda aniden yere düştüm ve onu gördüm. Yaratıkla mücadele eden bir kadın. Yere düştüğüm andan sonra etraf yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı bu yüzden kurtarıcımın yüzünü seçebiliyordum. Simsiyah, parlak dalgalı saçları omuzlarına düşüyordu. Yüzünde tiksinen bir ifadeyle yaratığa bakıyordu ve tıpkı Buse'nin fabrikadaki adama yaptığı gibi, anlaşılmaz şeyler söylüyordu. Ona daha fazla bakamayarak gözlerimi kapadım.