Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - milenya

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 17
16
Yazarın bildiği ve kurguda yaptığı her şeyi açıklaması gerekmez fakat biraz matematiksel olarak düşünürsek üç bilinmeyenli bir denklemin sonucu ve diğer iki bilinmeyeni cepte ise sonucu görür görmez bilinmeyen ortaya çıkar. Örneği ise ters köşe finali olan kurgularda olur. Bunu nasıl kaçırdım  :ne , deriz.

a+b+c=d olsun:

Diyelim a'yı görmedik ama kitabın da gidişatının farkındayız(b,c elde), eee o zaman d'yi görünce a'da pat diye belirmez mi? Yazar her şeyi vermeyebilir ama sonuca doğru giderken, kurgunun çizgisinde bir açık ya da pürüz bırakırsa okur elbet sonuçta rahatsız olmakta haklıdır. Yazarın bazen her şeyi vermeyişi bize 'kurgu içinde keşfetme' dediğimiz güzel anlar yaşatabilir, kimi zaman da bu belirsizlik fiyaskoya sebebiyet verir.


Yazarların okurlara olan açıklamaları ile -sadece bir kitabını okuduğum- Rowling ile karşılaşmıştım ilk. Albus'un eşcinsel olduğunu açıklamıştı. Okurun biri de itiraz etmişti doğru hatırlıyorsam, tartışmışlardı. Gülüp geçtiğimi anımsıyorum, yazarken yine komik geldi. :)


17
Liman Kütüphanesi / Ynt: İndirimler
« : 14 Eylül 2017, 16:46:24 »
Alışık olmadığım bir telefondan yazıyorum simdideb kusura bakılmasın. BKM kitapta %41 indirim var. Özellikle Pegasus Yayinevi için ilk gez gördüm bu indirimi. Gece ve Gunduz nöbetini hemen aldim. Ayrıca iş bankası ve everestte de ayni indirimler mevcut. Koşun alın bence.

18
Kurgu İskelesi / Ynt: Dört Duvar Ardında
« : 29 Ağustos 2017, 02:11:22 »
Eh öykücük desek yeri, kısacık ama içi dolu... İlk göz ağrılarından biri buysa ne güzel, benim ilk göz ağrılarım şimdi dönüp okusam baş ağrılarına sebep olur. Kısa bir öykü için oldukça akıcı ve dayatma bilgilerden arındırılmıştı. Kaleminize sağlık.

19
 Uzun zamandır bilim-kurgu ve başta gelen klasik yabancı, Türk romanları okuduktan sonra nihayet güzel bir ara yakaladım ve tuğla gibi mümkün mertebe fantastik bir şeyler okuyayım dedim, Locke Lamora'nın Yalanları'na başlayıverdim.  Ne yazık ki aradığımı henüz bulamadım.
 
 Kitap hakkında içinde spoiler olmayan her türlü inceleme ve yorumu okuyup başladım. İçeriği, teması, ne tür ögeler barındırdığından haberdar olduğum için nasıl bir şeyle karşılaşacağımı biliyordum. Büyük beklentim de yoktu ama ilk 160 sayfayı devirdim ve gerçekten kafamda oluşan kurgu acayip puslu. Ana karakteri imajine edemedim, diyalogların bazıları çok boş geliyor. Üç sayfayı canla başla kıkırdayarak ya da merakla okuyorsam, bir başka üç sayfada bitse de gitsek derdine giriyorum. Yine de daha başlarındayım ilk 160 sayfada beni biraz çalkantıda bıraksa da adam akıllı bir yorum yapmak için erken.

20
Ben sorayım madem güzel oyun devam etsin. (Kabahat ve Eziyet'i bilemedim tek :( )

Eskici
Prefabrik Dişi
Manual Turunçgil

Abartmamaya çalıştım, cevaplandıktan sonra spoiler kutusu içine koyarım asılları öylesi daha doğru gibi.

Spoiler: Göster

 Antikacı
 Kurma Kız
 Otomatik Portakal

21
Duyurular / Ynt: Bir Aylık Aranın Ardından, Döndük!
« : 01 Ağustos 2017, 20:18:02 »
Her gün sabah akşam bakıyordum açılmış mı diye, her şey çok güzel olmuş yeniden burada olmak güzel.

22
Çizgi & Anime / Ynt: En Son İzlediğiniz Anime?
« : 28 Mayıs 2017, 23:59:34 »
Her yıl kısa bir anime izler bırakırım, eski günleri yad etmiş olurum. Geçen sene Mirai Nikki'yi izlemiştim ve epey beğenmiştim. Anlatılanlar kadar iyiydi. Bu sene Tokyo Ghoul'u bitirdim henüz ve gerçekten memnun kaldım lakin etrafımdaki insanlar o kadar şişirmişler, o kadar övmüşler ki yeminle son bölümü bittiğinde hayal kırıklığına uğradım.

Hortlak ve zombi benim temalarım değil ama gerçekten konuyu güzel işlemişler. Her beklediğiniz hemen olmuyor, bazen de beklenmedik sürprizler çıkıyor. Olaya biraz psikolojik açıdan bakmaya çalışılmış, şiddet sahnelere açık saçık değil daha çarpıcı mavi tonlarında negatiflerle gösterilmiş. Bazen hiç gösterilmiyor, sadece seslerden ve yüz şekillerinden durumun çirkinliğini hayal etmek bize bırakılıyor ama yok yine de insanların çok şişirdiğini düşünüyorum. İzlenesi ama anlatıldığı kadar harika değil bence.

Şimdi ise kendimi tutamadım hem manga hem anime olarak sonuna geldiğim Naruto'nun çocuğunu okumaya başladım. Hemen ardından animesini de takibe aldım. Onun için de fazla Naruto olmuş diyebilirim. Erkek evlat anneye gram benzemez mi, sanırsın Boruto babasının klonu. Bir de ninja dünyasında acayip bir erkek hegemonyası dönüyor onu iyice anladım. Narutoda daha feciydi bu durum, bunda biraz daha dengelenmiş. Bu tarz mangalar için genel de böyle, muhtemelen Japon kültürünün bir yansıması.

23
 Dresden, Temeraire (yayın evi sağ olsun); Milenyum Serisi(yazarın vefatı), Gediksavaşları(kitapların basımı durdu, bende yarım kaldı :) ), Taht Oyunları zaten malum, Türk yazarlardan da bir seriye başlayıp bitirenlerin sayısı az, alıştık demem o ki.  
 
 Ben az çok Rothfuss'u takip ediyordum cidden her seferinde bir bahaneyle bir şeyler geveliyor, ben artık bunun işine geldiğini ve tembellik ettiğini düşünüyorum ya da dikkati çok dağıldı ama gerçekten bunca zamandır aynı eserin üzerinde değişiklikler yaptığını sanmıyorum. Belki de Twitch'de oyun yayını yapmak daha çok hoşuna gidiyordur artık :D

24
Yaz Şövalyesi

Nihayet okuyup bitirdim. Hayalet Tehlikesi daha benlikti fakat bunda da bir çok soru cevap bulmuş oldu. Sayfaların altına düşülen göndermelerle ilgili notlar harikaydı. Olmasa bir çok şeyi kaçırırdım ve özellikle 'perilere inanmıyorum' demenin bir yerlerde bir tanesi öldürmesi inancını o notlarda öğrenmiş oldum. İsimlerle büyü arasındaki bağı da en iyi açıklayan kısım da bu kitaptaydı. Aşağıda ipucu kutucuğu ile devam edeyim.

Spoiler: Göster
Öncelikle Billy kesinlikle bir Micheal değildi. Karakter bir sağ kol değilde figuran gibiydi, kurguda kapladığı yer çok küçüktü bu yüzden Micheal gibi birinin yokluğunu hissettim. Susan da yoktu malum, polis kızımız Murphy içine girdiği her bölümü güzelleştirdi açıkçası. En çok o alışveriş mağazası kısmını beğenmiş olabilirim aksiyon bakımından.

Elaine de aynı şekilde yetersizdi. Hatta sanırım bu kitaba ısanamadıysam hep ondan ötürü. Çıkışı sürpriz olmadı ne okurken okuyucuya ne de sanki Harry'e. Harry bile bekliyormuş bir yerden çıkmasını gibi, hızlı kabullenişler kitabıydı.

Peri anne > Mab :D Benim için bir itici taraf daha. Peri anne fanı olarak da tatmin olmadım.

Kitabın içinde yer alan düğüm ve çözümleri okumak finalini okumaktan daha keyifliydi. Koskoca leydisin sen, metalden iğneler taşıyan küçümenlere mi yar olacaktın :(

Her şeye değinmek istiyorum aslında, Kış ve Yaz'a, Anne-Kraliçe-Leydi hiyerarşisine, bu kitapta beni memnun eden nadir oluşumlardan biri olan Beyaz Konsey'e... Kısaca daha çok hoşuma gitmeyen şeyleri yazdım geri kalan her şey güzeldi.


İkinci kitaptan iyi, üçüncü kitaptan kötüydü benim için.

25
Kitabı okurken her ne kadar kanserden çokça yakınımı kaybetmemiş olsam da aşırı hüzünlenmiştim. Empatiyi ne derece sağladığınızla alakalı. Zaten kitap tamamen duygu seliyle yazılmış, amaç psikolojik açılımlar ya da kabullenemeyişin altında yatan bilinci analiz etmekten çok bunların nasıl yaşandığını göstermek.

"Ha Trainspotting’de dayı beyin bira bardağını arkaya savurması ha malum ev dağıtışı."

Bu cümle çok sığ olmuş mesela.  Bu şekilde düşününce çoğu kitaptan aldığınız keyif azalır. Bir şeyler okurken bunun daha iyisi, daha başarılısı ya da başka şekli şöyle şöyle bir eserde de var, o zaman bu eser o kadar da abartılmamalı düşüncesi yanlış.

"Ama yorumlarınızda çok da övmeyin bence. Yoksa bu defa, herkes anlamış yine bir ben anlamadım moduna girip üzülüyorum gerçekten. Proust övün, Camus övün, Clarke övün ki anlamamışsam bile net benim hatam diyeyim..."

Dediğim gibi kitap size bir çocuğun travmasını belli başlı yollarla anlatıyor, anlaşılmayacak bir şey yok. Kitaplar analizi yapılıp, alt metinleri okunduktan sonra elimizde kalanlar mı yalnızca? Benim yüreğimi dağladı, sonunda kalbim de sıkıştı kederden ve sırf bunu yaşatabildiği ve amacının da bu oluşu bana hedefi 12'den vurmuş bir kitap olduğunu düşündürdü. Beğenmemiş olmanız normal ama kitabı övmeyin demek gerçekten yanlış.

Basitçe bir tabirle kitap yüreğinize dokunan cinsten. Adanayı da övecektim de elim varmadı :)

26
Kurgu İskelesi / Ynt: Öldürülen Köpek (Öykü)
« : 01 Mayıs 2017, 16:31:01 »
Öncelikle foruma hoş geldiniz.  :)

"Bu hikayede öldürme istediğinin korkunçluğunu okuyacaksınız." Öncelikle bu uyarı niteliğindeki cümleyi silmeniz şiddetle tavsiye edilir.

"...en bu köpeği öldürüp sonsuz sessizliğe gönderecektim. Onu bu gece öldürmeyecektim, biraz daha yaşamasına izini verecektim." Bu cümle okunurken rahatsızlık veriyor ve akıcılığı baltalıyor. Metin boyunca sıkça yapılmış, art arda yapılan uzun ve lüzmu olmayan çekimlemeler yazıda robotik bir his uyandırıyor.

Noktalama işaretleri içinde olmayan virgüller, noktalar, soru işaretleri, ayrı yazılmayan onca kelime ve ek vs...  Hikayeyi okumak adım başı düşe, takıla yürümek gibi. Bu konudaki bariz eksiğinizi oturup TDK ya da düzgün bir kaynaktan yazım ve imla kurallarını sanki bir araştırma yazısı okuyormuş gibi inceleyip sürekli uygulamak ve kendi adıma da sürekli yaptığım "iyi" Türk yazarların kitaplarını okurken dümdüz okumak yerine nerede ne yaptığına dikkat ederek, gerekirse bir sayfayı on dakikada okuyarak irdelemeniz. Ben kaplumbağa süratiyle okurum mesela bu açığımı kapamak için ve işe yaradığını görebiliyorum. Ne kadar iyi bir okur olursanız o kadar iyi yazar olabilirsiniz. 
 
Son eleştirilerimde -bakarsanız görebilirsiniz- hep imla ve yazım hatalarına bir iki cümle ile yer ayırıp geçmeye çalışıyorum lakin dediğim gibi sizinki kurgunuzu ve hikayenin bütünlüğünü sağlam baltalamış.

Foruma tekrardan hoş geldiniz, kendinizi geliştirmek için müthiş bir yer Rıhtım. İlhamınızın devamını ve hep daha iyisini temenni ederim.

27
Dizi başlamış lakin bulamadım. Nereden bulabilirim? İndirme yada online izleme fark etmez.

28
Eğlence & Mizah / Ynt: İtiraflar
« : 26 Nisan 2017, 23:19:41 »
Yazabiliyorum, öyleyse yazarım. "KhAriZmaThic d£sC@rTeS - Watpadd 2017"

29
Düşler Limanı / Ynt: Adı Janset Olsun
« : 22 Nisan 2017, 04:48:11 »
Buram buram Yeşilçam kokan, romantik bir öykü olmuş. Hele
Alıntı
"Nasıl özlemişim seni kuzum."
cümlesi kafamda Belgin Doruk'un sesiyle canlandı her ne kadar erkek bir karakter söylemiş olsa da.  :D

İlk bir iki paragraf iyi gitti sonra yazım hataları iyice depreşti. Virgüllerin ardından boşluklar bırakılmamış tahminen bir kopyala yapıştır hatası, bir kez okununca düzeltilecek hatalar da mevcuttu. Benim gibi bu şeylere takılan kişiler hikayeyi yarıda bırakabilir, düzeltilmesi elzem kanımca.

'Toz pembe'den neredeyse gına geliyordu. Bir noktadan sonra tekrarlanması lüzumsuz bir hal almıştı, ilk üç paragrafta toz pembe bakış açısı zaten okuyucuya yedirilmişti. Janset ile pembe rengini özdeşleştirdikten sonra okuyucunun aklında belirecek olan rengi zaten oturtmuş olduğunuz için sadece ondan bahsetmeniz kafi.

Aşk temasıyla yazılmış bir öykü için çok sığ buldum bazı yerleri. Kalbinin atışından, özlemden, -sık sık- renklerden bahsedilmiş ve kavuşma anı tamamen bir diyalogla geçmiş, oldukça Yeşilçamvari bir diyalogla. Daha derin bağlamlar kullanılabilir, aşkın abiye tarafındansa duru yanı ön plana çıkarılabilirdi az da olsa. Temayı işleyişinizi kendi açımdan değerlendirirsem bu gibi eksiklikler vardı, bu tamamen öznel bir yorum bunda anlaşalım çünkü hiç bir şekilde bu böyledir bu şöyledir gibi bir yorum yapılmaz yazarın işleyiş biçimine.

Kolay okunan, sürükleyici bir hikayeydi -ki böylesi bir yazım görüldüğü kadar kolay değildir- ve dediğim gibi bunu baltalayan yazım hataları, noktalama sıkıntıları ve bazı kelimeler vardı. '...arkaürürdü?' kelimesi ben ivmeyi arttıra arttıra okurken tökezlememe sebep oldu çünkü bu kelimenin kullanış şeklini daha önce arsız bir şekilde görmüştüm bunun tam olarak anlamı ya da kökeni hakkında bilginiz varsa açıklamanız aydınlatıcı olacaktır.

Elinize sağlık, azminizin devamını dilerim. Yeni gelmişsiniz sanırım rıhtıma, hoş geldiniz umarım sizin için güzel bir keşif olur.  :)

30
Şimdi biri çıkıp, "Arkadaşlar yayın 2018 Nisan'da," diyecek sonra gözyaşları sel olup taşacak.  Tekin değil buralar ben söyleyeyim. :D

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 17