Konular

31

Genel Kültür / Aşk stresi azaltıyor-muş

« : 10 Nisan 2008, 14:02:36 »

Memorial Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Abdullah Özkardeş, "Aşk duygusu başlangıçta strese yol açsa da daha sonraki dönemlerde güçlü bir stres azaltıcı oluyor" dedi.

Dr. Özkardeş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşkın dünyadaki her
insanın karşısına çıkabilecek bir duygu olduğunu belirterek, aşkta
hayranlıkla başlayan duyguların, daha sonra kişiye mutluluk vermeye
başladığını bildirdi.
Hastalıklarla mücadelede pozitif düşünce biçiminin büyük yararı olduğunu
ifade eden Özkardeş, aşkın, insanda yarattığı pozitif düşünceyle
hastalıklarla mücadelede önemli etken olduğunu belirtti.
Pozitif duyguların, özellikle stresli durumlarda insanın kendisini daha
iyi hissetmesini sağladığını ifade eden, Özkardeş, şunları kaydetti:
"Aşk, şefkat ve mutluluk duyguları, bağışıklık sistemini daha iyi hale
getirir ve hastalıklarla savaşmaya yardımcı olur. Aşk, pozitif psikoloji
ile yakından ilgilidir. Aşk duygusu başlangıçta strese yol açsa da daha
sonraki dönemlerde güçlü bir stres azaltıcı oluyor. Kişilerin stresli
durumlarla baş edebilmesine yardım ederek, sağlıklı ve doyurucu bir
yaşam için önemli bir etkeni oluşturur."
Aşkın ilk belirtilerinin uykusuzluk ve iştahsızlık olarak kendisini
gösterdiğini belirten Özkardeş, şöyle devam etti:
"Aşkın önemli iki belirtisi var. Uykusuzluk ve iştahsızlık. Birde
bunların yanında aşırı canlılık, enerji de varsa siz aşkın çemberine
girmişsiniz demektir. Aşk, duygulanım, dikkat, motivasyon ve hafıza ile
ilgili beyin alanlarını da aktif hale getirir. Bu yapıların
aktifleşmesi, stresin azaltılması gibi sonuçlar verir."

Alıntı:milliyet.com

32

Güncel / Özgü Namal'a Taciz

« : 10 Nisan 2008, 14:01:01 »

Oyuncu Özgü Namal önceki gece bir grup arkadaşıyla eğlenmek için gittiği Beyoğlu'nda yürürken bir tinercinin tacizine uğradı.

Özgü Namal'a bir şey sormak istediğini söyleyen tinerci, oyuncunun koluna girip çekiştirdi. Çok korkan Özgü Namal yanındaki arkadaşının yardımıyla tinercinin olası bir saldırısından korundu. Özgü Namal tinercinin takibinden kurtulmak için hemen bir bara girdi.




Seni kurtaranlar var ya kurtarılamayanlar..

33

Güncel / OKS Faciası =P

« : 09 Nisan 2008, 19:28:50 »

Eğer Türkiye’de yaşıyorsanız her şeye hazırlıklı olmalısınız. Devam etmekte olan bir dava için anayasa da değiştirilir, OKS’ye haftalar kala sınavda sorulacak soruların kapsamı da daraltılır.
Milli Eğitim Bakanlığı, geçen hafta yaptığı açıklamada, OKS’de yani Ortaöğretim Kurumları Giriş Sınavı’nda, bazı yeni düzenlemelere gittiğini duyurdu. Şimdiye kadar akılları neredeyse.
Bu açıklamaya göre, sayıları 120’yi bulan deneme okullarında öğrenim gören öğrencilerin mağdur olmamaları yani görmedikleri konulardan sorularla karşılaşmamaları için OKS soru seçiminde, deneme okulları ile normal ilköğretim okullarının ortak müfredatından soruların sorulacağı vurgulandı. Aslında en önemli gerekçe, ileride hukuki bir durum yaşanmaması. Ama şimdilik bunu söylemiyorlar.
Peki bu ortak konular hangileri? Belli değil. Peki öğrenciler hangi konulardan muaf? O da belli değil.
Şimdi böyle bir açıklama yapılmasının kime ne faydası var? Madem, gecikmeli de olsa böyle bir karar aldınız, bunu kamuoyuna niye açıklıyorsunuz! Bu, öğrencinin kafasını karıştırmanın ötesinde ne işe yaradı? Uygulasaydınız gitseydiniz! Size niye böyle yaptınız diyen mi olacaktı?
Ha eğer, biz şeffaf bir bakanlığız, her şeyi kamuoyuyla paylaşıyoruz diyorlarsa o başka. İşte o zaman diğer bilinmeyenleri de paylaşsınlar da tam şeffaflık olsun diyenler çıkabilir. Örneğin, hani sınavlar gibi, tercihler de birleştirilecekti? Ne oldu?..

Alıntı : Abbas Güçlü

yorum yapılacak bişey yok..O okulların nasıl seçildiğini bile bilmiyoruz?Abbas Güçlü'nün de dediği gibi Türkiye'de yaşıyorsanız herşey olabilir ve demokratik bir devlette böyle adaletsizlikde..O pilot okulunda okumayan çocuğun şansızlığı değil bu ülkedeki adaletsizliktir.

34

Güncel / Dünyanın en küçük kızı

« : 08 Nisan 2008, 16:10:47 »

Hindistan'lı 15 yaşındaki genç kız Jyoti Amge, 61 santimetrelik boyuyla “dünyanın en küçük kızı” olarak kayıtlara geçti.

Hindistan Rekorlar Kitabı’na giren Jyoti Amge, normal boyutlarda dünyaya gelmesine rağmen daha sonra çok az gelişti.

Bir cücelik türü olan ‘akondroplazi’den mustarip olan Amge, şu anda 15 yaşında olmasına rağmen yalnızca 61 cm boyunda ve 5 kg ağırlığında. Okulda kendisi için özel olarak hazırlanan minyatür bir sırada oturan Amge, ileride bir Bollywood yıldızı olmak istiyor. Amge, şimdiden Hindistan’ın popüler şarkıcılarından Mika Singh ile birlikte bir albüm çıkarmış.

Daha fazla resim için buyrun..

35

Güncel / Hackerlar beynimize mi giriyor ne?

« : 01 Nisan 2008, 18:21:47 »

Web sayfasından bilgisayarımıza bin bir türlü şey bulaşabileceğini biliyoruz. Peki beynimiz güvende mi? Artık değil...


Halk arasında 'sara' olarak da adlandırılan epilepsi, kronik bir nörolojik rahatsızlık. Dünyada yaklaşık 50 milyon kişide bulunan epilepsi, kimi zaman sadece çocukluk yaşlarında görünse de tedavi edilemeyen bir hastalık olduğundan dolayı ömür boyu tekrarlama riskine sahip. Yüzde 70'inin sebebi bilinmeyen bu hastalığa sahip olanların en büyük yardımcılarından biri de internet. Hem bilgilenme, hem de diğer hastalarla tecrübe ve tavsiyeleri paylaşma için web hizmetleri benzersiz seçenekler sunuyor.
Ne var ki geçtiğimiz hafta yaşanan bir olay epilepsi hastaları için aynı internetin korkutucu ve tehlikeli olabileceğini de gösterdi. ABD merkezli Epilepsi Vakfı'nın tartışma forumuna bilinmeyen kişilerce yazılan mesajlar ziyaret eden hastalarda ciddi migren ağrıları ve epilepsi krizlerini tetikledi. Gelen uyarı ve şikayetlerin ardından vakıf birkaç gün tartışma forumunu kapatarak söz konusu mesajları temizledi.
22 Mart tarihinde başlayan eylemde korsanlar otomatik bir yazılım sayesinde foruma içinde hareketli bir resim barındıran mesajdan yüzlerce yolladı. Normal kullanıcılar için sinir bozmaktan başka hiçbir etki yapmayacak bu olay epilepsi hastalarını allak bullak etti. Hareketli, yanıp sönen, parlak renkli ışık ve görsel unsurların bazılarında krizi tetiklediğini bilen siber saldırganlar 'başarıyı' yakaladı. Siteye mesaj yağdıran üyelerden birçoğu bu mesajlar yüzünden şifa bulmak için geldikleri sayfalarda krize girmişti!
Yapılan araştırmalarda saldırının kaynağının bir süre önce Scientology tarikatına karşı başlattığı kampanyayla adını duyuran Anonymous adlı grup olduğu ortaya çıktı. Epilepsi hastalarının yüzde 3'ü bu tip parlak ışık ve animasyonlarda krize giriyor.

36

Müzik Haberleri / Paris Hilton ve şovu

« : 29 Mart 2008, 20:40:54 »

Paris Hilton'un jüri üyesi olarak görev yaptığı Miss Turkey Güzellik Yarışması'nda Asena ile birlikte gerçekleştirdiği oryantal şov, dünyanın magazin gündemine oturdu.

Şov, video paylaşım sitesi YouTube'ta da büyük ilgi gördü. Siteye, yarışmanın gerçekleştiği 27 Mart gecesinden itibaren, Asena'yla Paris Hilton'un karşılıklı göbek atmasını içeren onlarca video eklendi.

Büyük bölümünün ABD'den yüklendiği dikkat çeken görüntüleri, dünyanın dört bir köşesinden üç milyonu aşkın kullanıcı izledi. Onbinlerce ziyaretçi, izledikleri oryantal şov görüntülerinin altına yorum yazdı.

Yorumcuların büyük kısmı, ikilinin sergilediği performansa ve Paris Hilton'un kıyafetine övgüler yağdırdı.

Resimler içün

Kıvıra bilse bari =P

youtube dan da siz bakın zaten izlenme rekorları kırıyor xD

37

Güncel / Başarısızlığın fotografları

« : 29 Mart 2008, 11:06:47 »

Her zaman başarılı olunacak diye bir kanun yok.Bunlarda başarısızlığın  fotoğrafları;

Görmek için tık tık

38

Sinema / Peri Tozu ~

« : 25 Mart 2008, 17:56:54 »

                                                       

Masallara inanan bir kızın, mutlu sonlara inanmayan bir adamı kendi mucizesine davet etme öyküsünü anlatan ‘Peri Tozu’ 4 Nisan Cuma günü izleyiciyle buluşacak...
 SİNEMA Paulo Coelho’nun ‘Simyacı’ kitabında, çocukken herkesin hayallerine inandığı, fakat büyürken zamanla hayallerin gerçekleşmeyeceğine ikna olduğu yazıyordu. Yönetmenliğini ve senaristliğini Ela Alyamaç’ın üstlendiği, başrollerini İpek Değer, Mehmet Ali Nuroğlu, Barış Yıldız, Serkan Ercan’ın paylaştığı ‘Peri Tozu’ filminde, büyürken inanılan hayallerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorgulanıyor. Çocukluğunda yalnızlıktan kurtulmak ve rüyalar ülkesine gitmek istediği için Peter Pan’ın gelip kendisini almasını bekleyen Deniz, yalnızlığından bir kardeş edinerek kurtulmuş, onunla kendi ‘rüyalar ülkesi’ni kurmuştur. Cem ise mutluluğa değin çocukluk hayallerini çoktan geride bırakmış, kendi kararlarını vermekten hep kaçınmış, geçmişiyle boğuşan bir gazetecidir. Tesadüfler her zaman yaptığı gibi zıt karakterleri bir araya getirir ve masal başlar.
Deniz, kardeşi gibi sevdiği Emre’nin kalp krizi geçirmesi üzerine, onu iyileştireceğine inandığı peri tozunu almak üzere Kapadokya’ya bir yolculuğa çıkar. Yolda Cem’le karşılaşır ve önce Cem’in geçmişiyle hesaplaşması; ardından Deniz’in peri tozunu almasıyla süren yolculuk, bizi iki karakterin iç dünyasına da götürür. Yirmi küsür yaşına geldiği halde ‘sihir’e inanmayı başarabilen bir kız ve ‘mutlu sonlara inanmam’ diyen bir adamdan oluşan bu çiftin yolculuğu, seyrederken sık sık ‘acaba karşısındakini ikna eden kim olacak?’ sorusunu sorduruyor. Aşk ve hayat anlamında umut veren, mucizeye ihtiyacı olanlara şefkatle göz kırpan bu film, Cem’in evrilip Deniz’e ikna olmasıyla son buluyor. ‘Simyacı’ya geri dönersek Coelho, beklediklerimizin ummadığımız formlarda karşımıza çıkabileceğini belirtip, karşımıza çıktığı anda ‘sihir’i tanımayı da ‘işaretleri okumak’ olarak dillendirmişti. Deniz, film boyunca hayatını değiştirmesi üzere Peter Pan’ı beklerken, Cem’le karşılaşıyor. Cem, bir Peter Pan metaforu olarak Deniz’in hayatını değiştirirken kendisi de denizin tesirinde kalarak değişiyor. Sadece yolun yolcuyu değil, yolcunun da yolu değiştirdiği bir aşk hikayesi anlatılıyor.
Erkeklerin değişeceğine inanmak pek çok kadına fazla iyimser gelebilir. Bunun filmde de olsa bir örneğini görebilmek için bile ‘Peri Tozu’ seyredilmeye değer...

39

Çizgi & Anime / Sailor Moon ~

« : 23 Mart 2008, 17:48:24 »

Konu  
Genelinde konu Usagi Tsukino ve onun hayatında gelişen olaylardır. Bir gün Luna adında bir kedi ona polislerin savaşamadığı düşmanlarla savaşması gerektiğini söyler ve onu savaşçıya dönüştürecek ay broşunu verir. Bundan sonra ise iyinin kötülerle savaşı başlar.Usagi Ay Savaşçısına dönüşür ve diğer gezegen savaşçılarını aramaya başlar. İlerleyen bölümlerde gezegen savaşçıları ona yardım etmek için ortaya çıkacaktır.

Karakterler

Usagi Tsukino - Ay Savaşçısı: Usagi, sulu gözlü, duygulu ve de tembel bir öğrencidir. Grubun lideri olup saldırılarında Ay'ın sihirli gücünü kullanmaktadır.Kimlikleri: Usagi, Sailor Moon, Usako, Super Sailor Moon, Eternal Sailor Moon, Prenses Neo-Queen Serenity, Prenses Serenity

Ami Mizuno - Merkür Savaşçısı: Anime 8. Bölümde ortaya çıkar. Elementi su olup görevi Usagi'ye yardım etmek ve prensesi bulmak/korumaktır. Çok zeki ve başarılı bir öğrencidir.İyi bir yüzücüdür.En korktuğu şey ise aşk mektuplarıdır.

Rei Hino - Mars Savaşçısı: Psikolojik güçlere sahip bir karakter, Hikawa Jinja tapınağında yaşamaktadır.sert bir mizacı vardır.Bölümlerde sık sık Usagi'yle tartışır.Mamoru'yla bir dönem çıkmıştır.

Makoto Kino - Jüpiter Savaşçısı: Oldukça güçlü bir o kadarda duygusal bir kızdır. Pasta yapmak en büyük zevkidir. Lezzetli de yapar.Adının anlamı "ağaçların bilgesi" dir.

Minako Aino - Venüs Savaşçısı: Minako, aşk ve güzellik için savaşır. Tam da tarif edildiği gibidir. Çok eğlenceli, mutlu olmayı seven biri. İdeali yıldız olmak.

Aşağıdaki karakterler Sailor Moon S ile ortaya çıkarlar.

Hotaru Tomoe - Satürn Savaşçısı: Kendi halinde, içine kapanık sessiz bir kız. En sevdiği arkadaşı Chibi-Usa ile vakit geçirmeyi sevmektedir.

Michiru Kaioh - Neptün Savaşçısı: Harika keman çalan ve resim yapabilen, sanatın tüm dallarında aktif bir karakter. Haruka'nın sevgilisidir.Güzelliği ile herkesi kendine hayran bırakır.

Haruka Tenou - Uranüs Savaşçısı: İnsanları etkilemeyi iyi bilmektedir, erkeğe benzer ve özellikle yarış sporlarında çok iyidir.Michiru'nun sevgilisidir,.Okuldaki tüm kızlar ve erkekler ona hayrandır.

Setsuna Meiou - Plüto Savaşçısı: En olgun savaşçıdır. Savaşçı kıyafeti siyah renklidir ve Outer Senshilerin lideri konumundadır.Ölüm kralıdır.Günlük hayattaki ideali ise moda tasarımcısı olmaktır.

Önemli sayılabilecek diğer karakterler şu şekilde:

Mamoru Chiba - Gizemli/Maskeli Şovalye: Usagi ve arkadaşları kötüyle savaşında zor durumda kaldığında gül fırlatma sahnesi ile beliren karakter.Diğer Adları: Prens Endymion, Kral Endymion, Moonlight Prince, Ay Işığı Şovalyesi, Dünyanın Koruyucusu, Tuxedo Kamen, Tuxedo Mask, Smokinli Şovalye, Gizemli Şovalye, Gizemli Prens...

Chibi-Usa - Yeni Ay Savaşçısı: Chibi tarzında çizilmiş bir karakter, Usagi ve Mamoru'nun gelecekten gelen kızlarıdır.Usagi'yle hiç anlaşamamasına rağmen ideali onun gibi olmaktır.Savaşçıların en küçüğüdür.

40

Sinema / Sihirli Dünyalar/Aşkı Yakala/Ella

« : 23 Mart 2008, 14:41:14 »

                                             

                                                   

Resimleri büyütmeye çalıştım ama kötü durdular.

Amerika'nın popüler genç yıldızı Anne Hataway'in başrolde oynadığı eğlenceli bir aile filmi olan Sihirli Dünyalar (Ella Enchanted, 2004) ekrana geliyor. Peri masallarını anımsatan hikaye 1947 New York doğumlu Amerikalı hikâye yazarı Gail Carson Levine'ın aynı adlı eserinden uyarlanmış. Kitap Amerika'da en popüler gençlik kitapları arasında yer alıyor.
                                           

Kitabımızda budur.

                                                               Yönetmen: Tommy O’Haver
                                                              Yapım: ABD-İrlanda-İngiltere, 2004
                                                                    Süre: 96 dak.
                                                 Oyuncular: Anne Hathaway, Hugh Dancy, Cary Elwes

Doğduğu gün Ella'ya Peri Vaftiz Annesi tarafından lanetli bir hediye verilmiştir: Ella hayatı boyunca verilen tüm emirleri yerine getirecektir! Kendisinden yararlanılmasından bıkan Ella, arkadaşı konuşan kitap ile beraber Peri Vaftiz Annesi'ni bulmak ve bu laneti ortadan kaldırmak için macera dolu bir yolculuğa çıkar. Bu basit gibi görünen görev, yol boyunca karşılaştıkları kötü kalpli üvey kız kardeşler, devler, elfler, canavarlar ve en önemlisi de beyaz atlı prens sayesinde inanılmaz bir maceraya dönüşecektir.

Benim yorumum ;
Kız önceleri saf birine benziyor açıkcası.Ama daha sonra Prens'İn başına gelecekleri öğreniyor ve kurtarmaya çalışıyor.Ama tabiki biraz da aşk filmi olmasından dolayı yanlış anlaşılmalar söz konusu oluyor.Prens Ella'nın onu öldürmeye çalıştığını sanıyor.Tam başka biri prens öldürürken Ella onu kurtarıyor.

Güzel bir yapım..Filmin çoğu konusu aşktır.Haberiniz olsun..Tabi cinler perilerde eksik değildir.

41

Tartışma Platformu / Fantastik Edebiyat'a nasıl başladınız?

« : 23 Mart 2008, 00:55:18 »

Fantastik Kurgu Edebiyat'a nasıl başladınız ve bu kadar bağımlı yapmasının sebebi nedir?

Anlatınız efem?

Ben Harry Potter la başladım ve hayatımda ilk bitirdiğim kitaptır Felsefe Taşı (2.sınıfta başlamıştım).Sonra başka kitaplar falan okuyunca başka dünyalar ırklar çıkınca beklediğim şeyler olmayınca (hani bilindik klasik şeyler ) ve ben bir de böyle değişik şeyler orataya koyanları severim.Bu nedenle benle bağımlılık yaptı..

42

Liman Kütüphanesi / Kitabı Nasıl Okursunuz?

« : 21 Mart 2008, 21:58:44 »

 Hadi bakalım kitapları nasıl okuduğunuzu anlatın bizlere =P
 
 Yatarak mı , masada mı , amuda kalkarak mı , kitabı ilk aldığınızda son sayfasına mı okursunuz ilk vs vs vs.Nasıl kitap okuduğunuzu şeyettirin =P Kitap okurken bişey mi yersiniz?Yoksa fanteziniz otobüste mi okumak =P..

 

43

Sinema / Filmleri nerede seyredersiniz?

« : 21 Mart 2008, 21:53:45 »

 Filmleri sinemada izlemek mi?

 Yoksa dvdsini,vcdsini alıp yada kiralayıp evde izlemek mi?

 Siz hangisinizi tercih ediyorsunuz?

  Yorumları alalım 

 Şunu söliyim tabiki devamlı sinemaya gidemeyiz,ama ağır basan hangisiyse,mesela çok fazla film kiralıyor olabilirsiniz ama sinemada izlemek daha çok hoşunuza gidiyordur.İşte hoşunuza şeyedin (kelime bulamadım buraya yawww  :ehi )

 Başlık da tam uyumlu gelmedi bana ama başka koyacak bi başlık yok =P
 

44

Güncel / Koku ele verdi

« : 14 Mart 2008, 15:31:26 »

Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde, yaklaşık bir ay önce kardeşini başını baltayla keserek öldürdüğü ve eve sakladığı
öne sürülen zanlı, eve ziyarete gelen yakınlarının kokudan şüphelenerek polisi aramasıyla yakalandı.

İddiaya göre, İsmetpaşa Mahallesi’nde yatalak ve akli dengesinin yerinde olmadığı belirtilen annesi Gülseren I. (48) ve kardeşi Gökhan I. (20) ile birlikte yaşayan Salih Okan I. (22), yaklaşık bir ay önce tartıştığı kardeşi Gökhan I’nın başına taşla vurdu.

Başına taşla vurulunca bayılan kardeşini, baltayla boğazını keserek öldüren zanlı, Gökhan I’nın iki parçaya ayrılan vücudunu çarşaf ve battaniye ile sararak evin bir odasına sakladı.

Annesiyle aynı evde yaşamaya devam eden zanlı, kardeşinin cesedinin bulunduğu odayı zaman zaman havalandırarak parfüm sıktı. Salih Okan I, olaydan bir süre sonra annesini ziyaret için gelen akrabası Canan Y. ve eşi İsmail Y’yi eve sokmadı.

Canan Y, uzun süredir göremediği yengesini merak ederek eşiyle dün akşam yeniden ziyaret gelince, evin bir odasından kötü koku geldiğini hissetti. Kokunun odadaki kirli çamaşırlardan kaynaklandığını öne süren Salih Okan I’nın davranışlarından şüphelenen Canan Y. ve eşi İsmail Y, durumu polise bildirdi.

İhbar üzerine evde yapılan aramada, Gökhan I’nın çürümeye yüz tutmuş cesedi, çarşaf ve battaniyeye sarılı vaziyette bulundu. Bu sırada evde bulunan zanlı, gözaltına alındı.

Yetkililer, zanlının sorgulamasının devam ettiğini, Gökhan I’nın cesedinin ise Bursa Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini kaydettiler.

Kaynak : A.A

45

Başka Kurgular / Da Vinci Şifresi - Dan Brown

« : 14 Mart 2008, 14:58:50 »

Harvard  Üniversitesi'nde simgebilim profesörü olan Robert Langdon , Paris'te iş gezisinden bir gece yarısı ,Louvre'un yaşlı müdürünün müzede ölü bulunduğu haberi gelir...

  Tüm olaylar müzenin yaşlı müdürünün ölmüyle başlar..Yaşlı müdür ölürken bazı simgeler bırakmıştır.Bu simgeleri anlamak ancak çok iyi  yetişmiş bir simgebilimci tarafından çözüleilirdi..Bu arada yaşlı müdürümüz şifreleme işinde uzman gibiydi.Langdon otelin odasından apar topar Fransız polisleri tarafından götürülür.Ve müzeye doğru yol alır.Müzede adamın cesediyle karşılaşınca şaşırır.Neden böyle işaretler bırakmak istemişti..

 Langdon bunları düşünürken Fache'nın düşünceleri başkaydı : Langdon masum muydu yoksa katil miydi?

Birden sahneye Sophie Neveu çıkar...Bu kızda gizemli birşeyler vardır.

Langdon ve Sophie müdürün bıraktığı izleri , şifreleri çözerek bir sonucu ulaşmaya çalışırlar..

Kitabı okurken şaşırmamak elde değildir..Kitabın için bazı gerçek şifreler de saklıdır. =P Tarih meraklıları , komplo düşgünleri  , bulmaca çözmeyi sevenlere yönelik bir kitap..Kurgulaması müthiş.Beklenmedik yerde herşey olabilir ve kitap bittikten sonra ağzınız açık kalabilir..Dan Brown çok başarılı bir iş çıkarmış