Konu: Twilight Serisi - Stephenie Meyer

[Duchesse]

Şu ana kadar hep gece evi vampit akedemisi gibi şeyler konuşuldu ama vampir modasını asıl başlatan serilerden biri alacakaranlık ve bece harika 

[Berre]

Şu ana kadar hep gece evi vampit akedemisi gibi şeyler konuşuldu ama vampir modasını asıl başlatan serilerden biri alacakaranlık ve bece harika 

Lütfen konuyu açmadan, konunun daha önce var olup olmadığını kontrol edin. Konular birleştirilmiştir.

[metallica]

Okumadım bu seriyi, okumayı düşünmüyorum ve tiksiniyorum bu ve bunun gibi serilerden. Vampirler ve güzel kızlar-yakışıklı erkekler-yasak aşk vs. vs. yan yana görünce midem kalkıyor. Sevenlere bir lafım yok ancak vampir romanı diyince aklıma Drakula, Korku Ağı, Carmilla gibi eserler geliyor. Kitapçıların Korku bölümündeki raflarda vampir akademisi serisi, gece evi serisi vs. serileri Stephen King, Dean Koontz, Peter Straub, Cliver Barker gibi yazarların kitaplarıyla yan yana görünce beynime kan sıçrıyor. Korku desen değil fantastik desen değil. Korku romanlarını çok sevdiğimden dolayı bu kadar nefret doluyum bu romanlara. Korku romanlarının görünürlüğünü azalttılar sanki, rafları işgal ettiler. Etsinler, ettikleri gibi yok olurlar. Kısa sürede umarım. Yayınevlerinden daha fazla vampirli kurtlu aşk romanı değil korku romanı talep ediyorum(z).

[Ira Arel]

Okumadım bu seriyi, okumayı düşünmüyorum ve tiksiniyorum bu ve bunun gibi serilerden. Vampirler ve güzel kızlar-yakışıklı erkekler-yasak aşk vs. vs. yan yana görünce midem kalkıyor. Sevenlere bir lafım yok ancak vampir romanı diyince aklıma Drakula, Korku Ağı, Carmilla gibi eserler geliyor. Kitapçıların Korku bölümündeki raflarda vampir akademisi serisi, gece evi serisi vs. serileri Stephen King, Dean Koontz, Peter Straub, Cliver Barker gibi yazarların kitaplarıyla yan yana görünce beynime kan sıçrıyor. Korku desen değil fantastik desen değil. Korku romanlarını çok sevdiğimden dolayı bu kadar nefret doluyum bu romanlara. Korku romanlarının görünürlüğünü azalttılar sanki, rafları işgal ettiler. Etsinler, ettikleri gibi yok olurlar. Kısa sürede umarım. Yayınevlerinden daha fazla vampirli kurtlu aşk romanı değil korku romanı talep ediyorum(z).

İnan zamanı geri alabilsem ben de okumazdım, Lakin kız arkadaşlarım çok övdüğü için tüm seriyi aynı anda aldığım için geri dönüşüm olmamıştı, mecbur okumak zorunda kalmıştım.

[Fiddler]

Bu konuyu hortlatmak istiyorum.
Hortlatılmaya ihtiyacı var bence.
Bu sitenin ve forumun her yerinde adeta "öğrenilmiş" bir nefretle Alacakaranlık, yazarı, ve benzeri yazarlar def ediliyor, aşağılanıyor.
Ben de bunu tartışmaya açmak istiyorum.
Bakalım çarmıha gerdiğimiz bir örnek ve onun muadili/kardeşi pek çok eser hakkında ne kadar doğru ve dolu olarak atıp tutuyoruz, ne kadarı sadece "onu sevmemek ve kötülemek" popüler eylem olduğu için yaptığımız eleştiriler.

Peşinen de söylüyorum ki, serinin tüm kitaplarını "bir çırpıda okudum", ve gerçekten beğendim. Altını çizmek istiyorum: İyi kitaplar olduklarını söylemiyorum, gerçekten beğendiğimi söylüyorum.

Alacakaranlık; tüm kitaplarını altışar defa, Bree Tanner'ın İkinci Hayatı'nı ise tam sekiz defa okuduğum seri. Hayatımda okuduğum ilk roman ve beni edebiyatla tanıştıran kitap. Ben de çok beğenerek okudum. Kitabın eleştirdiğim noktası; kitaptaki vampir tanımı bence berbat ve tanrısallaştırılmış, mükemmel varlıklar. Bu çok büyük bir eksi benim gözümde. Vampirle bahşedilmiş onca şeyin üstüne bir de şu süper güç olayı var ki, o daha da abes benim gözümde. Yani elementleri bükebilen vampir var! Bunun dışında ne yalan söyleyeyim ben beğeniyorum.

[Rosemary]

Açıkçası sırf meraktan bu seriye çok kez başlama isteği duydum lakin bir türlü başlayamadım. Bunun en büyük nedeninin çevre baskısı olduğunu düşünüyorum. Kime sorsam fena giydiriyorlar haliyle ben de soğuyorum. Seri hakkında pek bir şey bilmesem de kitaplarını elime alıp gezdirmeye utanır hale geldim. Sanki şu seriyi alsam tüm çevre benimle dalga geçecek gibi hissediyorum, saçma şeyler tabi bunlar.

Şunu bilmek istiyorum özünde. Zaman Çarkı, Yerdeniz, Tolkien, Lovecraft, Ejderha Mızrağı, Buz ve Ateşin Şarkısı, falan filan okumuş biri dönüp bu seriyi okursa zevk alma durumu nasıl olur. Gerçekten o samimiyeti yakalayabilir mi yoksa fazla sığ mı gelir.

[TheWalkingIdeas]

Sanırım 6. sınıftaydım, hoşlandığım bir kız vardı sırf onunla kitap hakkında sohbet edebilmek için başlamıştım.Tüm seriyi de okudum. O zamanlar okuduğumda beğenmiştim. Lakin o zaman ne Orwell, Huxley, Zamyatin, Burgess, Le Guin, Clarke, Asimov, Dostoyevski veyahut Lem okumuş idim. Diyeceksiniz bunlar fantastik değil ki, demek istediğim yazım ustalığı babında kıyaslayabileceğim herhangi bir örnek yoktu elimde.
Şimdi düşünüyorum da oldukça basit geliyor, klasik aşk kitaplarını piyasa yapsın diye yazılan kitaplara fantastik kılıfı giydirilmiş. Yaratılan karakterleri düşünüyorum, çok net şekilde İyi-kötü ayrımı olması rahatsız edici. Kurgusu desen hayran kalınacak bir tarafı yok. Yarattığı karakterler, kurtlar, vampirler ; bunlara bahşedilen özellikler... Bunları düşündüğümde tam da şimdi aklıma geldi, bunlardan iyi bir pc oyunu ortaya çıkar imiş.

[Lordmuti]

Bu seri önce belli bir kesimde meşhur oldu bildiğim kadarıyla. Sonra "çok satan" oldu, ardından fanboylar ve haterlar olarak ikiye ayrıldı insanlar. Ben serinin ilk kitabını belli bir kesimde meşhur olduğu o ilk zamanlarda okudum. Lisede içinde tek erkek olarak bulunduğum bir okuma grubu vardı, bu kitabı getirdiler dediler ki sen seversin içinde vampir var kurtadam var fantastik şeyler var, ben de tamam dedim başladım okumaya.

Dışarıdan "Kitap şöyle x, böyle y" diyen kötülemelere ya da anlamsız aşırı övgülere maruz kalmadığım için değerlendirmemin kendi kriterlerime göre objektif(bu da ironik oldu, kendime göreyse olay subjektiftir) olduğunu düşünüyorum. Akıcı bir kitap, okuması kolay. Ben böyle aşk meşk dolu eserleri okumaktan sıkılan bir insan olarak okurken çok az sıkıldım, kitabı bırakıp atmadım. Fantastik elementlerle süslü aşk kitabı okumak isteyenler için çok doğru bir eser. Aşkın ön plana alınması için fantastik öğelerde biraz işkembeden sallama durumu var gibi. Vampirlerin parlaması, insanlara sulanmadan efendi efendi hayvan kanı içmesi, süper dayanıklı, güçlü, kısacası abartılı olmaları falan filan. Çok uzun süre oldu okuyalı yanlış şeyler söylüyorsam düzeltin. İlk kitaptan sonrasını da okumadım, orada farklı şeyler varsa onları da bilmiyorum.

Fantastik soslu bu aşk kitabını eleştirenler neden bu kadar sert çıkıyor? Bunun en önemli nedeni bence bu serinin piyasaya "fantastik" kılıfında çıkarılmış olması ve devamında kendisi gibi yüzlerce klonun piyasayı doldurması. Bu eserleri okuyan insanların kendilerini bilirkişi ilan edip Alacakaranlık'ı eleştirenlere öfke kusması ve bu seriyi sevdikleri için diğer her şeye çamur atması da başka bir etken olabilir.

Kısacası bu ve bunun önderliğinde piyasaya sürülen benzer kitaplar ne uğruna methiyeler düzülecek kadar iyi ne de istiflenip yakılacak kadar lanetli değil. İçlerinde aşk teması oldukça büyük yer tutuyor, bundan hoşlanıyorsanız büyük ihtimalle bu kitapları okurken eğleneceksiniz. Kafa dağıtmak için uygunlar ama oturaklı bir fantastikte bulabileceğiniz kaliteyi beklemeyin.

[Grayswandir]

Fantastik soslu bu aşk kitabını eleştirenler neden bu kadar sert çıkıyor? Bunun en önemli nedeni bence bu serinin piyasaya "fantastik" kılıfında çıkarılmış olması ve devamında kendisi gibi yüzlerce klonun piyasayı doldurması. Bu eserleri okuyan insanların kendilerini bilirkişi ilan edip Alacakaranlık'ı eleştirenlere öfke kusması ve bu seriyi sevdikleri için diğer her şeye çamur atması da başka bir etken olabilir

Çok isabetli bir yorum bu. Okumadığım bir seri, okumayı da düşünmüyorum. Dolayısıyla hakkında uzun uzadıya atıp tutacak yetkinlikte değilim.  Bir eserin etrafındaki okur kitlesinden kalitesi hakkında az buçuk bir fikir elde edilebileceği görüşündeyim, fakat bu da her zaman tutmayabilir. Dolayısıyla aşağıda yazılanların hepsi okumadığı bir esere dair konuşan birinin fikirleridir, buna göre okuyunuz.

Öte yandan yorumlardan anladığım kadarıyla pek kaliteli bir eser olmadığını beğenenler dahil herkes kabul etmiş. Bunun ayırdına varılabildikten sonra okumakta, eğlenmekte herhangi bir sakınca görmüyorum, hele ki kişiyi sonrasında fantastik edebiyata yöneltiyorsa. Kendini bu tarz kitaplarla sınırlamasına sebep oluyorsa bu iyi değil elbette, ama bize ne canım, değil mi? Kendi sorunu, ve Alacakaranlık'tan yola çıkarak başka eserler, özellikle de fantastik edebiyat hakkında atıp tutmuyorsa beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Gidip Alacakaranlık fan sayfalarında millete sövecek değilim, kendileri bilir.

Kısaca ne okuduğunun bilincinde olduğu sürece herkes okuyabilir. Bunu okumak isteyip çekinenler için söylüyorum, baştan severek okuyanlar için bu önemli değil zaten. Bunlar iki gruba ayrılıyor dediğim gibi, ve bu grupların yalnızca biri ciddi okurları ilgilendiriyor. Keyif alıyorsanız okuyabilirsiniz, kendinizi suçlu hissetmenize gerek yok. Hem bunun ardından gerçekten yazınsal açıdan üstün bir eser okuduğunuzda aradaki farkı anlamak açısından da yararlı olacaktır sanıyorum.

Seriyle ilgili en büyük sıkıntım ise Lordmuti'nin söylediği gibi, fantastik adı altında sunulması ve kendisi gibi kitaplardan oluşan bir akım başlatması. Rafta Le Guin'le, Tolkien'le yan yana Alacakaranlık ve benzerlerini görünce insan ister istemez sinirleniyor yani. Rock şarkıcısı diye geçinip dandik pop şarkıları söyleyenler gibi düşünebiliriz biraz bunu. Şarkıyı sevebilirsiniz, ama ne olduğu da ortadadır neticede. Rock dinleyenler haklı olarak kızar, çünkü ortada asılsız bir iddia vardır. Bilmem ne kadar katılırsınız ama, Alacakaranlık'ın durumunu da buna benzetiyorum. Fantastik edebiyata bir parça saygısızlık olarak görüyorum açıkçası, ve beni en çok rahatsız eden nokta da bu.

[cankutpotter]

Seriyi okumadım, okumak gibi bir niyetim de yok. Hani belki neymiş, nesi var nesi yokmuş diye okuyabilirdim ama doğrusu olmasa da olur.

Kitap beğeni toplayabilir, iyi kötü her şey bir şekilde sevilir bir kesim tarafından; ama yukarıda da söylendiği gibi insan sevdiği şeyi yerine göre eleştirebilmeli.

Örneğin ben sağlam Harry Potter hayranıyım, beni fantastik edebiyatın içine çeken ilk göz ağrımdır, ne zaman büyü okulu temasıyla ortaya çıkan bir kitap görsem onu hatırlarım, filmlerini defalarca seyrettim, bütün kitaplarını da ikişer defa okudum -bir ara tekrar okumayı düşünüyorum aslında- ama Harry muhteşem bir karakter değil mesela. Bana kalırsa eleştirecek yanları var; onu çok sevmeme rağmen yeri geldiğinde eleştirebilirim. Ondan iyisinin de kötüsünün de olduğunun ayrıdındayım.

Alacakaranlığı sevmememin bir diğer sebebi üzerine fantastik sosu dökülmüş bir aşk romanı olması olabilir. Aslında bu konu da bir şey demeyeyim çünkü okumadım, Draculayı da okumadığım için bir şey demeeyim.

Ve son olarak, bir sürü ergenin ona müthiş ötesi bir şey muamelesi yapması! Gerçekten sinir bozucu...

[-Kötü karakteR-]

Başka bir konuyu arıyordum buna rastlayınca dedim buraya seri hakkında düşüncelerimi yazmadan olmaz.

Öncelikle seriye sıkıcı, kötü vs vs diye saydıranları(saçma demedim dikkat ederseniz) anlayamıyorum. Filmleri hadi neyse de kitaplara sıkıcı diyenleri hiç hiç anlamıyorum. Ya kitap okuma haterı ya da akıcı anlatım düşmanlığı olduğunu düşünürüm çünkü kitapların akıcı bir dili var. O tempoda sıkılınabileceğini sanmıyorum. Ha saçma gelebilir vampirlerin parlaması falan o ayrı konu. Benim kafamda temel bir vampir tanımı yok açıkçası herhangi bir kitapta nasıl tanımlanıyorsa öyle kabul ederim - Drakula'yı da okumadığım için bir vampir kitabının nasıl olması gerektiği hakkında bir yorum yapamam. Zaten vampir kitabı şöyle şöyle olmalıdır diye belli bir kıstas olduğunu da düşünmüyorum ya. Vampirler bu seride yanmak yerine parlar, Vampir Günlüklerinde yüzük olmadan yanar -seriyi 2. kitaptan sonra bırakmıştım o yüzükteki taşla ilgiliydi sanırım hatırlayamadım-  Vampir Akademisinde sadece Strigoi türündekiler yanar gibi. Diğer özellikleri de seri içinde nasıl anlatılıyorsa öyledir aynı türdeki başka bir kitap örnek gösterilerek şu şöyle olmalıydı yanlış diye yerilmesi bana anlamsız geliyor. Neticede vampirler de elfler, cüceler, ejderhalar gibi fantastik bir ögedir sadece. Yazar nasıl hayal ediyorsa kitaba öyle yansıtmıştır.

Şimdi bu seri niye sevilir? Üstüne fantastik kılıfı geçirilmiş romantik seri diye düşünülebilir ama romantik kısmı iyi işlenmişti. Edward'la Bella arasındaki o aşkı hissedebiliyordunuz okurken. Dediğim gibi sürükleyici bir anlatımı olduğu için off içim bayıldı gibi bir düşünce de aklınızın kenarına gelmiyordu. Bu serinin zamanında ergenler arasında popüler olduğu bir gerçek ve ilk kitabı ödünç aldığım zaman ben de o ergenlerden biriydim. Ve genel olarak kitap okumayı sevmeye bu seri ile başladım ilk göz ağrım yani bir kıymeti de var benim için. Daha sonraki yıllarda ortaya çıkan sıkıcı furyalarının gerçekten haklı mı olduğunu anlamak için Şafak Vakti'ni tekrar okudum ve hayır sıkıcı hiçbir yanı yoktu. Şimdi de ara sıra göz gezdiririm elimde bulunan Şafak Vakti ve Bree Tanner'ın İkinci Hayatı(evet bu kitabı aldım) kitaplarına. Neden Alacakaranlık'ı okumadım peki denetlemek için çünkü elimde yoktu - hala yok. Almayı da düşünmüyorum ama tabii elime geçtiği an bazı sahnelerini tekrar okuyacağım kitaplardan biri. GRRM, Rothfuss, Lynch gibi isimlerle tabii ki kıyaslamıyorum, kurgusu basit ve anlatımı her kitapta olabilecek kadar sıradan ama o yaşlarda okunmasının sebebi de bu.

(Tamam eleştiri buraya kadardı. Şimdi cıvımaya geçiyorum Benim kitap okumayı sevmemi ve bu sitede olmamı bu seriye borçlusunuz Genelde bu kadar uzun bir yazı yazmam şimdi bu kadar nasıl yazabildiğime dair hiçbir fikrim yok bu seriyi bu kadar seviyor işte bu kız düşüncesine yorabilirsiniz )