Bir komşum vardı pek uzak
Sağlığından uzaktı yazımından şüphe edinilen
Bardağı vardı bükük ve anlamsızdı üzerimize afiyet
Bir kitabı vardı yalnızca o da turuncuydu sarı kütüphanesinde
Bir de korkumu vardı kuzey rüzgarlarından üşüyen
Güneyli yalnız bir kadın gibi gözleri titrek süzülen
Kağıtlarını ise hiç sormayın ben bile mem
Karalanmış defterim kadar çoktu komşum gibi mahremiyet
Ben hiç içki içmedim komşum da içmez
Arada bir kusardı gelen seslere bakılırsa
Ben gibiydi elbet ben de özümü sıvı atmağa kurmuşum
Eğik bir çizginin iki ucuyduk komşum ve ben
Komşumu anlatmayı en iyi dipnotlar becerir
Ben bir sınav çözüyorum o şiir olmayanları yazarken
Beceremiyoruz ikimiz de belli ki bazı şeyleri
Bakılırsa elbet ikimizin de dipnotlarda kırıntı kalmasına
Nedendir bilmiyorum komşumun yüreği
Biraz sıcaktır ama ürkektir deli kaynamasına bakmayın
Kar yağarken gocuğunu üstüne almayı unutma diyen ben
Komşumun -tekrarla- yüreğindeki alevi hesab etmemişim
Tek sayfayı doldurursa uzaktır geri kalan ticaretten
O orda olduğu gibi biter der ve ben şaşarım
İşte bu yüzdendir atılan dipnotlarımız
Bu yüzdendir şekeri demlenmemişsek atmamamız
Yine bir kırmızı mahlukat gibiyiz bugünlerde
Yeşiliz, kahveyiz, laciverdiz sigara içilmeyen yerlerde
Beter oluruz ben ve komşum gibi şey konu edildiğinde
Evimiz lojman, komşumunki ise ev değil
Her kelime imgelenmemelidir, diyordu ya
Haklıydı kendince beceriksizliğini dört işleme kattığında
Bitmiyorsa imge, çayını bitir uyu diyorsa bana
Eh, yani, tamam derim komşuluk bizim neyimize