Ben de deliliğin kuş olan Türkçenin sakız halinde yere düşmüş yabancı sözcükleri ekmek sanıp yerken ölmesi olduğunu düşünüyorum. Bu kuş Orta Asya'da bir tür olsun, Anadolu'da bir tür, Sibirya'da bir tür. Özünde tek bir kuşken şimdi kaç farklı biçimde. Burada tarihi bir süreç var diyorum. İki günde bir yeni çıkan kavramları olduğu gibi alacağız duruma mı geleceğiz yani?
Ha chest, ha witcher, hiçbir fark yok. Birini ötekinden ayıran bir şey görmüyorum. Dile böyle sözcük geçmez.
Anglo-saksonlar vs. karışmış olabilir, ezbere de konuştum

Ama Roma'nın İngilitere adasının yarısına kadar girip daha fazla ilerleyemeyince dillerini bozmaya başlıyor diye biliyorum. Diyelim hepten yanlış biliyorum. Ha öyle, ha böyle bozulmuş bir dil, nasıl bozulduğu beni bağlamaz. Alfabesinde si-ey-ar diye okuduğun üç harfi yan yana koyup kar (car) diye okuyorsun. K nereden geldi

Daha düne kadar okullarında Latince dersi verip tüm kavramlarına Latince ad koymalar nedendi o halde? Ha yine ben yanlış biliyorum, apayrı bir nedendendi. Ne değişir? Dediğim gibi, bu adamlar Latincedeki gibi sözcük türetemiyor. Kök yok, ek yok, elde avuçta bir şey kalmamış. Deli mantığıyla sözcük türetiyorlar. Kendimizi bunlarla mı yarıştıracağız? Bizim elde tank var, tankı dövme yaparak geliştireceğimizi sanıyoruz.
Şunu da söyleyeyim, o saydıklarınız sanayiyle vs ilgisi yok, televizyonun tv oluşunu anlarım, zaten sözcük birleştirme bizde de olan bir şey, ama sözcükleri ortadan anlamına göre değil de kafana göre bölüp yapıştırıcı ile tutturur gibi birleştirirsen oradan bir tırt çıkmaz. İngilizce sözcük türetmeye gelince vasat bir dil. En fazla başharfleri birleştirirler, günümüzde de tamamen akıl dışı, tamamen görüntüye dayalı yeni bir türetme çıktı ortaya. Anlama dayalı değil, ezbere, göze dayalı bir sözcük yapısı var. Ölmüş dil, helvasını yiyorlar. Türkün aklı böyle çalışmaz. Böyle sözcük dağarcığı olmaz.
Bu ülkeye yayımcılığın bir RTÜK'ü gerekiyor.