Kayıt Ol

Adnan'ın Yeni Otobüsü

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Adnan'ın Yeni Otobüsü
« : 04 Eylül 2011, 17:29:14 »
Adnan’ın Yeni Otobüsü

Küçük bir ilçede, mütevazi bir hayat sürüyordum. Günlerim birbirini sakince kovaladıkça, güneş, karların ardından sırıtmaya başlıyordu. Dokuz yaşındaydım ve hayatımın çok iyi gittiği söylenemezdi. Ne gözle görülür bir başarı elde etmiş, ne elle tutulur bir sevgili edinmiştim. Yalnızdım ve insanları, özellikle dişi olanlarını, etkileyebilecek hiçbir şeye sahip değildim. O kış, yeni bir mont almıştık bana ama çok etkili olduğunu söylemem mümkün değil. Okuldaki bir iki kişi de yeni mont almışlardı ve onlarınki daha güzel görünüyordu.

Zaten havalar ısınmıştı. Artık okuldan gelip top atılana kadar televizyon izlemek zorunda değildim. Aslında o dönemlerde de kendimize yapacak bir şey bulmuştuk. Köyün o mevkiye yakın oturan birkaç çocuğundan biri olduğum için gururluydum. Evimizin karşısında küçük bir park vardı ve bu parkın, yan tarafında, yolun diğer kenarında top atılırdı. Bu işi üstlenmiş olan adam pisti, ağzından sigarasını düşürmezdi ve çocukları hiç sevmezdi, yaklaştırmazdı ki yakından izleyelim! Karşıda, parkın kenarındaki duvara çıkar, kulaklarımızı tıkayıp arkamızı döner ve beklerdik. Topun atıldığını duyduğumuz anda, ses tellerimizin müsaade ettiği yoğunlukta bir çığlıkla çimlere uçardık.

Üzerimde kot ceket, altımda siyah pantolon, başımda siyah şapka vardı. Kot ceketin köşelerini tutar, yukarı doğru çeker ve kendime kanat yapardım. O zaman benden daha ciddisi ya da güçlüsü yoktu. Diğer salaklar o duvardan aşağı atladıklarında bacakları, suratları falan acıyacaktı. Benim kanatlarım vardı, ben Batman’dim. Onlar düşerken, ben uçacaktım, bana gıptayla bakacaklardı, üzerlerinden geçecek ve yardımıma muhtaç olduklarını hissettirecektim. Ertesi gün okulda bundan söz edeceklerdi. “Nasıl da uçuyordu!” diyecekler ve “Süper çocuk ya” sözleriyle karşılık bulacaklardı. Ben de nazik, alttan alan bir tebessümle, yanlarından geçip sırama oturacaktım.

Elbet geçti o günler, güneş daha uzun durmaya başladı gökyüzünde. Montlar naftalinlenip kaldırıldı burçlara, ceketler zamanla daha az kullanıldı. Bisikletler çatılardan indirildi. Artık güç, bisikletlerimizi nasıl kullandığımızı göstermeye gelmişti. Yokuştan aşağı son hız iniyor, ama birbirimizi yenemiyorduk. Tek elimizi bırakıp kullanıyorduk ve bir kaçı elemine oluyordu. İki elini de bırakanlar kraldı!

Derken bir gün, uzun teneffüste bir haber aldık. Belediye yeni otobüs almış, kullanımını şoför Adnan’a tahsis etmiş. Adnan para vermiştir diye söz dolandı çocuklar arasında. Öyledir tabii, koca otobüs, niye Adnan’a versinler! Bütün teneffüs, otobüsün tartışmasını yaptık. Haberi getiren çocuk çok şey biliyordu. Otobüs kocamandı! ABS’liydi –bizim bisikletler de öyleydi- hiç sallanmazdı, içindeyken kendini bulutların üstünde gibi hissederdin. Yeşil, kırmızı renkleri vardı, diğer otobüslerden farklı olduğunu belli ediyordu!

Derslerde defterlerimize gizlice otobüsün resmini çizdik. Belediyenin önüne gidip otobüsü görmek için sabırsızlanıyorduk. Zil çalar çalmaz çantaları toplayıp otobüslerin durduğu meydana koştuk. Hepimizin ağzı açık kalmıştı, yandaki otobüsle aynı büyüklükte de olsa, gözümüzde devasa bir araç karşımızda duruyordu. Şimdi tüm yarış, Adnan’ın yeni otobüsüne ilk hangimizin bineceği üzerineydi. Anneme yaptığım ısrarlar sonucu, hafta sonuna denk gelen ertesi gün şehre gitmeye ikna ettim.

Gece geçmek bilmedi, sanki herkes benden gizli otobüsün anahtarını çalmış, eğlenceden eğlenceye uçuyordu. Sabah olduğunda büyük bir hevesle kalkıp hazırlanmıştım. Otobüse giden o kısa ama cennetlik yol, bitmeyecek gibiydi. Şanslıydım ama! Sırada yeni araç vardı, o kalkacaktı.

Bindik ve hemen en öne oturdum. Diken üstünde oturuyordum sanki, koltukların kokusu ve hafiften tozlanmış camlar dikkatimi çekmiyordu, sağa sola, arkaya bakıyordum. İlçe sınırlarından çıkana kadar soğuk terler küçük bedenimi kaplamıştı. En sonunda, annemin "Düzgün otur bak ayıplarlar" ikazlarına karşın, kalkıp koltuğumun üzerinde dikildim ve arkama döndüm. Sonuçta, bu hayatın çilelerini çekmek zorunda olan o değildi, ertesi gün okulda diğer çocuklara hesap vermeyecekti ki nerden bilsin? Alttan aldım. Bir de gördüğüm manzaranın dehşet verici güzelliğinin etkisindeydim, bunun tadını çıkararak uzun uzun baktım.

Ardından muzaffer bir edayla yerime oturdum.

Kimse yoktu. İlk binen ben olmuştum.

Şimdi görsünlerdi bakalım.

Eylül 2011
Özgürcan Uzunyaşa
try again fail again fail better

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: Adnan'ın Yeni Otobüsü
« Yanıtla #1 : 04 Eylül 2011, 21:29:22 »
Ufak tefek ayrıntılarla sanki kot ceketini kanat yapan çocuk benmişim gibi hissetmemi sağlamışsın. Tam bir Türk çocuğu olması farklı bir huzur verdi, bunu ufak detaylarla yakalamak ustalık olsa gerek. Tebrikler.

Bir tek ufak sorun var, o da; devam edecek gibi bitmiş olması.
May the force, be with you.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adnan'ın Yeni Otobüsü
« Yanıtla #2 : 05 Eylül 2011, 02:14:10 »
Bir soruysa, hayır devam etmeyecek, tek atımlık bir hap bu :) Bir şeyler hissettirebildiysem ne güzel.

Not: Kısmen gerçektir, bazı küçük yerlerde yeni alınan otobüsler için kurban kesilip mehter takımı çağrılır.
try again fail again fail better

Çevrimdışı vangoghspoison

  • **
  • 79
  • Rom: 2
  • I'm everything. My spirit talks.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adnan'ın Yeni Otobüsü
« Yanıtla #3 : 05 Eylül 2011, 04:09:42 »
Tam bir Türk çocuğu yorumuna katılıyorum. Çok içten. Bana çocukların endişelendikleri şeylerin ne kadar değişik ve şimdiye nazaran önemsiz olduğunu hatırlatıp çocukluğuma özlemi hatırlattı. Elinize sağlık.