Pencereye alnımı dayıyorum. Sanki birisi zihnimdeki lastik tıpayı yerinden çıkarmış gibi. İçinde bulunduğum durumun absürdlüğü ve karanlığı üzerinde tek bir saniye bile harcamıyorum. Onun yerine, mutfağa yöneliyor, her akşam yatmadan önce yaptığım gibi buzdolabını açıp kendime bir bardak süt dolduruyorum. Elimde bardakla loş koridordan geçip odama varıyorum, ışığı açmıyorum ama. Yatağın üzerine oturup sütü içiyorum.