Kayıt Ol

Goddamn Geists - Nina & Valerio

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Valerio Melchor Salinas
« Yanıtla #60 : 10 Ekim 2011, 19:02:27 »
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #61 : 12 Ekim 2011, 23:18:05 »
Otele gelişlerinin üzerinden bir hafta geçti.

Sabah uyandıklarında, giysiler odanın her tarafına saçılmış, oldukça dağınık bir durumda. Bir kaç gündür temizlikçinin odaya girmesine izin vermemelerinden kaynaklı tabii. Her şeyin sahtesi ile polislerden olabildiğince uzak durmaya çalışarak kalıyorlar otelde. İki kere rüşvet vermesi bile gerekti Valerio'nun.

Güneş yavaş yavaş doğup kemiklerini ısıtıyor.

Nina
Valerio
#rekt

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #62 : 14 Ekim 2011, 00:40:48 »
1 Haftadır ne arayan var ne soran. Şehrin polis teşkilatı dışında tabi.

İşe 1 haftadır gitmiyorum ki bu hayatımda ilk kez gerçekleşen bir durum. En uzun tatilim bile 4 gün sürmüştü, onda da yataktan kalkamayacak kadar hasta olmuştum. İzni hastalıktan dolayı falan almadım, hayır. İzin günümde hasta oldum.

Son bir hafta içinde hiç bir filmde görmediğim kadar garip olay gördüm. Ama şu son bir hafta, belki de hayatımın en huzurlu haftasıydı. Geriye dönüp bakıyorum da, hayatımı masa başı işiyle geçirmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu daha önce görmeliymişim. Daha doğrusu; daha önce intihar etmeliymişim...

Kafamı yastığımdan kaldırmadan bunları düşünebilmek bile benim için büyük bir şey. Ama hayatın akışına alışmak lazım. Adapte olmalıyız, ikinci hayatlarımızı öncekiler gibi boşa harcamamalıyız. Geçmiş hatalarımızı tekrarlamamalıyız. Eşimle aynı yatakta uyanmayı bile özlediğime inanamıyorum.

Nina'yı uyandırmayacak kadar hafif bir şekilde öptükten sonra yataktan kalkıp odanın haline şöyle bir baktım. Buradan gitmemizin vakti gelmişti artık. 1 hafta, etrafın sakinleşmesi için yeterli bir süre olmalıydı. Eğer erkenden kendimize bir araç bulabilirsek kuzeye doğru yola çıkabilir ve akşama kadar bir başka şehirde yeni hayatlarımıza başlıyor olabilirdik. Bu kez her şey yolunda gidebilirdi.

Duş alırken yolculuk planını düşünüyordum. Her iş seyahatine tek kişilik bilet alan benim gibi bir adam için yanımda birinin de olması beni heyecanlandırdığı kadar mutlu da ediyordu. Özellikle de o kişinin onu öldürdüğüm güne dek benden nefret eden karım olması, bu duyguyu daha da keskin bir hale getiriyordu.

Sabahları fazla düşünmenin getirdiği baş ağrısı hafiften kendini gösterirken üzerime bulabildiğim en temiz kıyafetler olan bir kot pantolon ile basit bir penye geçirdim. Nina'yı uyandırmak istemiyordum, kahvaltılık bir şeyler alıp odada yiyebilirdik ve sonra hızlıca toparlanırdık. Kapı kolunu elimden geldiğince sessiz bir biçimde açarken bir yandan da onu uyandıracak kadar ses çıkardım mı diye Nina'ya bakıyordum. Uyku konusunda benden daha yetenekli olduğu kesindi.

Kahvaltının verildiği kafeye giderken kendimi ilginç bir şekilde mutlu hissediyordum.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #63 : 14 Ekim 2011, 01:11:57 »
Gölgeler...

Gözlerimi açtığımda her yerde onlar vardı. Yarı açık, kalın, kadife perdelere vuran güneş ışığı nasıl da altlarından sızıyordu. Banyonun açık kapısından odaya doğru uzananlar da onlar değil miydi? Odanın içinde, güneş ışığının bir türlü tam olarak giremediği bu yerde sadece onlar ve ben vardım. Valerio mu? Uyandığımda çoktan gitmişti. Bu durumu dert etmedim. Uyurken olduğu gibi uyanırken de genelde yanımda olmuyordu zaten. Şimdi de olmaması bir şeyi değiştirmezdi.
Yalan. Bal gibi de bu durum içime bir sıkıntı düşürmüştü. Oysa 1 hafta öncesine kadar hem kendime  hem de çevreme ne güzel de yalan söylüyordum.

Yataktan kalkıp giyinirken de bana eşlik ettiler. Karanlıktan ölesiye korkan bir kadın için gölgelerin de belli bir rahatsız ediciliği olmalıydı. Oradaydılar, ama varlıkları güven vericiydi. Bana seslenişlerini hayal ediyor ve varlıklarıyla kendimi bambaşka hissediyordum. Giyindikten sonra tuvalet aynasının önüne oturuken yüzümde sakin bir gülümseme vardı. Yüzüme sürülen makyaj malzemelerinin renkleri bile onların loş karanlığı kadar aydınlık değildi o an gözümde.

Hazırdım. Elime telefonu alıp kocamın cep numarasını çevirdiğimdeyse tüm bunlar dağılmış ve içime uyandığımda gelen o sıkıntı düşmüştü. Geçmişin izleri bana işkence etmek için telefonun başında bekliyordu.

"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor."

(Birkaç saat sonra)

"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor."

(5 saat sonra)

"Ne demek iş seyahatim bir hafta daha uzadı! Zaten nereydese bir aydır oradasın! Ama haftaya tatile gidecektik, her şey hazırdı!"

Kafamı iki yana sallayarak bu kötü anıları uzaklaştırmaya çalıştım. Artık iş de ona engel olacak her türlü şey de yoktu.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #64 : 14 Ekim 2011, 10:45:22 »
Valerio açık büfeye gittiğinde, masasında oturup bir kaç gence dik dik bakan Vincent'ı görüyor. Ara ara konuştuğu, suskun adam... Tabağına bolca doldurmuş olduğu yemeklerini hızlı hızlı yerken, bir yandan bir şeyleri tartıyor gibi.

2-3 masa dışında da boş bir masa yok pek restoranda.

Bir kaç dakika sonra Nina iniyor ve Valerio'yu hemen orada, yemek alırken görüyor.
#rekt

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #65 : 14 Ekim 2011, 17:33:22 »
Ölmek hayatımızda çok şeyi değiştirmişti ama bazı şeyler sabit kalmaya devam ediyordu. Örneğin, Valerio halen daha çalan telefonunu ilk seferde açmıyordu.

Yemek salonuna indiğimde onu bulacağımı da düşünmüyordum açıkçası. Ama oradaydı. Önüne dizilmiş sayısız kahvaltılık çeşitlerinin üzerine ciddiyetle eğilmiş, neyi alacağına karar vermeye çalışıyordu. Bir an girişte durup onu süzdüm. Kocam... erkeğim... katilim...

Buna rağmen yanına gidip kollarımı boynuna dolarken bir an bile tereddüt etmemiştim.

Yüzümde tatlı bir gülümsemeyle bir an geri çekilip ona baktım. "Seni aradım, ama cevap vermedin. Neden beni uyandırmadın?" ve ardından uzun bir öpücük. Ama zihnim başka şeyler söylüyordu.

"Telefonlarınıza halen daha bakmıyorsunuz Bay Salinas. Ne o? Yoksa karınla 4 günden fazla geçirmek zor mu geldi!"

Cevap vermesini beklerken gözlerim onun omzunun üzerinden arkasına doğru kaydı. Şu ilerideki Marcone değil miydi? Kime bakıyordu öyle? Gözlerimle bakışlarını takip ettim ve az ileride oturan gençleri gördüm.

"Kahve almıyor musun? Buranın kahvesi çok güzeldir. Bana daha önce Andre tavsiye etmişti." Bir an tüylerim diken diken oldu. "Şey Andre, yani Andrea'yı hatırlıyorsun değil mi? Yan komuşumuz, üç oğlu vardı hani. Birkaç kez bize yemeğe gelmişlerdi. İlk kez onunla gelmiştim buraya."
Sırtımdan aşağı soğuk terler dökülse de yalan söylemediğim gerçeğiyle avunuyordum.

Andrea Sapkowski, ya da bilinen adıyla Andre. Valerio'nun onu unutacağını sanmıyorum, çünkü o erkek gibi bir kadındı ve kolay kolay bulunacak türden de değildi. Bu nedenledir ki herkes ona Andre demeyi tercih ediyordu. Ama Valerio'nun bilmediği bir şey vardı. Andre fitili ateşleyen kişiydi.

"Salak kız! Kes ağlamayı! Kocanın seni aldatmadığına gerçekten inanıyor musun? Sen halen daha onun oralarda yalnız olduğu gerçeğiyle kendini avut. Sence hangi erkek böyle bir fırsatı kaçırır ki? Ben senin yerinde olsaydım, bu gençlik ve fizikle kocamın üzerine bir sünger çeker, kendi hayatımı yaşardım. Sanki o şu an bunları yapmıyormuş gibi, hah!"

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #66 : 14 Ekim 2011, 18:34:10 »
"Seni aradım, ama cevap vermedin. Neden beni uyandırmadın?"

''Bir kez olsun kahvaltını ayağına getirmek istemiştim aslına bakarsan, sanırım bu işlerde pek iyi değilim.''

Bir yandan gülerken bir yandan da söylediğim şeydeki doğruluk payının aklımı kemirdiğini fark ettim. Gerçekten, bu tarz şeylerde iyi değildim.

"Kahve almıyor musun? Buranın kahvesi çok güzeldir. Bana daha önce Andre tavsiye etmişti."

Andre mi?

"Şey Andre, yani Andrea'yı hatırlıyorsun değil mi? Yan komuşumuz, üç oğlu vardı hani. Birkaç kez bize yemeğe gelmişlerdi. İlk kez onunla gelmiştim buraya."

Andrea. Ah, tabi ya, şu erkekten bozma kadın. Paranoyaklaşıyorsun Valerio, Nina'nın böyle bir gaf yapacağını düşündüğüne inanamıyorum.

Hatırladığımı belli edercesine kafamı sallarken yapmacık bir şekilde gülümsemeye çalıştım fakat başarılı olduğumdan emin değilim. Bu yüzdendir ki kafamı çevirip sözü edilen kahveye uzanarak yüzümün görülmesini engelledim. Eh, artık ona daha çok güvenmem gerekiyordu.

''İki tane kahve, pekala. Nina, kahvaltıdan sonra toparlanalım diyorum. Burada yetericne kaldık, artık bu kasvetli şehirde durmamızı gerektiren bir şey olduğunu sanmıyorum.''

Gülümsedim. Bu kez içten...

''Sana sözünü verdiğim şu tatili sonunda yapabileceğiz sanırım.''
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #67 : 15 Ekim 2011, 05:14:42 »
Spoiler: Göster
Fırtınakıran, devam et sen. Pek bir şey yapmadınız bu tur çünkü, bir şey diyemiyorum. :) Algılama zarı, Wits + Composure atın.
#rekt

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #68 : 15 Ekim 2011, 11:06:25 »
''İki tane kahve, pekala. Nina, kahvaltıdan sonra toparlanalım diyorum. Burada yetericne kaldık, artık bu kasvetli şehirde durmamızı gerektiren bir şey olduğunu sanmıyorum.''

Ohh, yanlış anlamadı.

''Sana sözünü verdiğim şu tatili sonunda yapabileceğiz sanırım.''

Bu sözü defalarca vermişti ama ne zaman gerçekleştiğini hatırlamıyorum bile. En son ne zaman tatile gitmiştik, balayında mı? Saçmalıyordum. Ona haksızlık ediyordum. Bir iş gezisine beni de götürmüştü ya.

"Sahi mi?" bir an için gülümsesem de fazla uzun süremedi. Bir gerçeği atlıyorduk. Ona doğru yaklaşıp fısıldadım, "İyi de peşimizde polisler varken sence rahatça buradan ayrılabilir miyiz?"

Canımdan bezmiştim. Ortada ölü ya da yaralı yoktu. Silah seslerine geldilerse bile ikimiz de yaşıyorduk. Valeroi'nun rüşvet verdiği polisler ikimizi de canlı olarak görmüştü. Öyleyse sorun neydi? Bizden ne istiyorlardı? Eh, vergi kaçırmak gibi şeylere bulaşmadıysa tabii.

Aynı kısık ses tonuyla devam ettim.

"Şu son gelen polise neden bizi takip ettiklerini sormuş muydun? Bizi bu kadar hararetle aramalarına rağmen ben halen daha mantıklı bir açıklama bulamıyorum."

Hatta artık polislerin polis olduğundan bile şüpheliyim.

"Bak, şurada boş bir masa var." ilerideki 2-3 boş masadan birini işaret ettim.

Spoiler: Göster
[blockquote]Yuvarlandı 4d10 : 8, 10, 10, 8, toplam 36[/blockquote]

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #69 : 16 Ekim 2011, 00:50:17 »
"İyi de peşimizde polisler varken sence rahatça buradan ayrılabilir miyiz?"

''Polisler teknik olarak peşimizde değil, fakat bir çevirmeye girersek rahatça devam edemeyeceğimiz doğru. Rüşvetle kurtulmayı deneyebiliriz, bu şehirde namusuyla çalışan kimsenin kaldığını sanmıyorum.''

"Şu son gelen polise neden bizi takip ettiklerini sormuş muydun? Bizi bu kadar hararetle aramalarına rağmen ben halen daha mantıklı bir açıklama bulamıyorum."

Sormuştum, ama cevap alamamıştım. Nereden bilebilirdi ki zaten, tek bildiği kendisine söylenenleri yapmaktı. Şunu yakala, şunu kovala, şunu tutukla...

''Sordum fakat sadece şüpheli sıfatıyla arandığımızı söyledi. Ayrıntısını bilmiyorlar ki bilmelerini de beklemiyordum zaten. Olay şu silahla alakalı olmalı, evde ateş etmek her vatandaşın yapacağı bir şey değil sonuçta.''

Hele ki hayat arkadaşına ateş etmek...

Elimde iki tepsiyle Nina'nın gösterdiği boş masalardan birine doğru ilerlerken koluma girmesi için onu bekledim. Endişelerin kafamdaki yerlerine dönmelerini engellemek için içinde bulunduğum anın tadını çıkarmalıydım.

Spoiler: Göster
This dice roll has been tampered with!
Yuvarlandı 4d10 : 6, 3, 9, 8, toplam 26
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #70 : 18 Ekim 2011, 10:55:01 »
Masalardan birisine çökmüş bir kaç genç görüyorsunuz. Çoğunlukla siyah giyinmiş, dağınık saçlara sahipler. İçlerinden bir tanesi elinde bir kağıda bir şeyler karalıyor, diğerleri de yemek yemiyor zaten. Vincent'a baktıklarını fark ediyorsunuz ara ara.
#rekt

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #71 : 18 Ekim 2011, 19:01:56 »
''Sordum fakat sadece şüpheli sıfatıyla arandığımızı söyledi. Ayrıntısını bilmiyorlar ki bilmelerini de beklemiyordum zaten. Olay şu silahla alakalı olmalı, evde ateş etmek her vatandaşın yapacağı bir şey değil sonuçta.''

İnsanlar birbirimizi öldüremek gibi fantezilerimiz olduğunu nereden bilsin?

"Anlıyorum." dedim koluna girerken. Evde olanları ima etmesi canımı sıkmıştı. Zaten zihinimin bir köşesinde çöreklenmiş hayaliyle yeterince işkence ediyordu. Konunun gündeme gelmesi gerginleşmeme hatta ondan uzaklaşmama neden olmuştu. Yanımda durması o an katlanılmaz gelmişti. O yüzden koluna girerken pek de istekli olduğumu söyleyemeyeceğim. Bir kere yapmıştı, neden tekrar etmesindi ki?

Bu düşüncelere dalmış bir halde masaya doğru yürürken gözüme yeni tanıştığımız Vincent ve ona bakan gençler takıldı. Biri ne karalıyor öyle?

Oturduğumuzda da gençlere bakmadan edemedim. Ekmekten bir dilim alıp peynirin tadına bakarken bile göz ucuyla onları süzüyordum. Kılık ve kıyafetleri göz önüne alındığında burada kalabilecek türden insanlara benzemiyorlardı. Vincent'a baktığımdaysa onun da ara ara gençlere bir bakış attığını fark ettim. Vincent... Onun da sakladığı bir şeyler var gibi. Tıpkı bizim gibi.
Ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama her ne oluyorsa ortada bir tekinsizlik vardı.

Kahve fincanını tutacakken elimi içine daldırdım. Çok da yüksek olmayan, kısa bir acı nidasıyla elimi çekerken sağ elimin işaret ve orta parmağını yaktığımı fark ettim. Bir bu eksikti. Parmaklarımı peçeteyle silerken söyleniyordum.

"Of, ne kadar aptalım!"

Parmaklarım sızlıyor ve giderek kızarıyordu. Yine de o an canımı sıkan ne acı ne de yanan parmaklarımdı. Bu ara tuhaf şeyler olmuştu ve işte bunlardan biri de önümde duruyordu. Saatlerce duştan çıkmamam bunun göstergelerinden biri değildiyse neydi? Hiçbir şey söylemesem de parmaklarımı o kahveye göz göre göre daldırmıştım işte. Onun akışkanlığında beni çeken bir şeyler vardı.


Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #72 : 20 Ekim 2011, 22:47:45 »
Ah, çok güzel. Zaten o geceyi hatırlatmak zorundaydın Valerio, öyle değil mi?

''Dikkat et-''

Çok geç.

''Ah Nina, kahvenin sıcak olup olmadığını bana da sorabilirdin.''

Yanan elini silmesi için peçete uzatırken Vincent'ın ayağa kalktığını gördüm. Bakışlarım istemsizce o yöne kaydı; adamı pek fazla tanımıyor olsam da karşılaştığımız birkaç kez onun da Nina ile benim gibi garip bir havası olduğunu fark etmiştim. Şimdi de refleks olarak ne yapacağını merak ederek kendisini izleyen gençlerin masasına gidişini izledim. Yalnız...

Bana mı öyle geliyordu, yoksa yürürken oluşturduğu hava akımını görebiliyor muydum?

Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #73 : 24 Ekim 2011, 16:19:14 »
Valerio ve Nina'nın masasına bir kadın oturdu birden bire. İkisinin de karşısına gelecek şekilde, yüzünde garip bir ifadeyle.
#rekt

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Chapter 1 - Nina & Valerio
« Yanıtla #74 : 24 Ekim 2011, 18:40:38 »
''Ah Nina, kahvenin sıcak olup olmadığını bana da sorabilirdin.''

"Ya, ne demezsin. Bir dahakine bunu akıl edebilirim umarım." dedim sesimdeki tersleyen tona hakim olmayarak.

Parmaklarım halen sızlıyordu. Dudaklarıma götürüp yanma hissini yok etmek için üflemeye başladım. Ben bu işle meşgulken bir kıpırtı hissettim. Gözüme bir şey çarpmıştı. Kafamı kaldırdığımda bir kadın masamızda oturuyordu. Ufak bir hayret nidasıyla yerimden sıçrarken kadına irileşmiş gözlerle bakakaldım. Ne ara ortaya çıkıp, ne ara masamıza oturmuştu? Elimi hafifçe göğüsümün üzerine koyarken kadını şaşkınlıkla süzdüm.

Davetsiz misafirimizin surat ifadesi neye yorulurdu bilmiyorum ama kesinlikle garipti. Başka zaman olsa kadına nazik bir şekilde yanlış masaya oturduğunu ima ederdim. Ancak son bir haftadır yaşadıklarımı göz önünde bulundurunca, kadının tuhaf yüz ifadesi tüylerimi diken diken etmişti. Etrafıma hızlı bir bakış attım. Acaba onu sadece ben -ya da biz- mi görüyordum?

Elimi göğüsümden yavaşça indirirken tedirginliğimi dizginleyemedim. Sesim istemsizce titremişti.

"Af-aferdersiniz hanımefendi." sesimi kısık tutmaya özen göstermiştim. "Bir şey mi istemiştiniz?"

O an kocama dönüp bakmak bile aklıma gelmemişti.