Yorum yapmak için oldukça kısa ama es geçilmeyecek derecede de "insanı dürten" bir adet hikayemsi-yazımsı-bölümümsü şey! Ne olduğu konusun da çok fazla fikir sahibi değilim.İşte yazdıklarının bende yarattığı etki bu oldu. Devamı olursa, yazarsan ne olduğunu da anlayabiliriz.
Tarz hoşuma gitmedi dersem sana haksızlık etmiş olurum. Ancak; cümle bozuklukları, küçük büyük harf kullanılmayışı, bazı yerlerdeki edim eksiklikleri yazının büyüsünü bozuyor.
"Aktaracam, olacam, uyuyacam, gömülecem"lerin yazının gidişatı gereği olduğu kanısındayım.Fakat küçük harf kullanma konusunda neden bu kadar ısrarcılık?
Tamam anlıyorum; iç dünyasını verdiğin canlı, muhtemelen bu dünya ya ait değil. Bu lehçe ya da telaffuz da onun getirisi ama yazıya da bu şekilde aktarımı , yani imla düzenlemeleri olmadan aktarımı hoş durmamış.
Telaffuzu farklıdır mutlaka.Katılıyorum. Bir iblis, ifrit , akuma ya da öcünün benim gibi konuşmasını; ruhunu yabancı bir varlıkla paylaşan birinin benim duygularımı paylaşmasını beklemiyorum.Ama onların oralarda dahi yazım kuralları vardır. Leyla ve Mecnun varsa noktalı virgül ve ya soru işareti de vardır, buna eminim.
Zor olduğunu görebiliyorum, dilerim bu şekilde devamını getirmekte güçlük çekmezsin.
Yoksun işte. Yokluğun, dağlarda günlerce Leylasını arayan Mecnunun başını göğe kaldırıp baktığında, gözünden akan gözyaşı kadar acı verici .
Betimlemeler, kelimelerin çok sevimli; benzetmelerin çok anlamlı.
Eksikler giderilir ya da yazının devamında girişle ilgili bir açıklığa kavuşursa iyi gidecek.Merak uyandırma konusunda başarılı olduğunu görüyorum. Bir "devam" vardır umarım.