Daniel çocuğun kendisine uzatmış olduğu sigara paketini tek kaşı kalkmış bir şekilde izledi ve tüm paketi çocuğun elinden aldı.
"Bunun için de fazla gençsin."
Çocuğun paketinden bir sigara çıkartıp yaktıktan sonra, kaldırıma oturdu ve çocuğu bir süre dinledi. Joe'da ne yazık ki zamanında kendisini sarmış olan gençlik ateşi vardı. Onun için iblislerin tünellerde pataklanması muhteşem bir şeydi ve çocuğun gözlerinde, bir gün kendisinin de böyle şeyler yapmak istediğini görebiliyordu. Bu tarz hayallerin sonu kötü bir ölümle sonlanırdı ve bir gün Daniel da bu sonla tanışacaktı.
İronik, diye düşündü Daniel. Çok küçük yaşta doğa üstü olaylarla tanışmamış ve monoton, herkes gibi bir yaşam yaşamak için nelerini vermezdi şimdi. Karşısındaki çocuk ise muhtemelen sırf bu olaylar yüzünden okuluna gitmiyor, günden güne bu dünyaya çekiliyordu.
"Hayal kırıklığına uğramanı istemem ama Joe, annen haklı. Genç yaşta ölüp gitmek istemiyorsan, bu işin peşini bırak, normal birisi ol. İnan bana, normal olmak kötü bir şey değil. Dövüşlere katılırsan..."
Sigaradan derince bir nefes aldı.
"Ya da buna devam edersen, erkenden buralardan gidersin."
Ağzından çıkan dumanın havada dağılışını bir süre izledikten sonra konuşmaya devam etti.
"Tabi bunu dün iblis öldüren, bugün de karşına geçmiş sigara tüttüren bir adam söyleyince pek inandırıcı olmadı. Neyse..."
Başka bir gün, başkası olsa Daniel şu bahsettiği şeyler konusunda Joe'yu uzun uzadıya uyarır, okuluna devam etmesini sağlardı. Ama çocuğun gözlerindeki ateşi görmüştü ve o ateş, büyük bir yıkım - fiziksel ya da ruhsal- yaşanmadan sönmüyordu. Bu işten vazgeçsin diye çocuğu dövecek hali yoktu ya.
"Fırıldak'ı arıyordum. Yeni bir dövüş varmış da..."