Kayıt Ol

The Lost Room

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
The Lost Room
« : 17 Haziran 2012, 00:47:49 »

Kutsal kaynaklarımızdan Wikipedia der ki:

Alıntı
The Lost Room (Türkçe: Kayıp Oda), ABD'de Sci Fi Channel'da yayınlanmış olan bir bilim-kurgu mini dizisi. Dizi bir oda ve bu odadaki olağandışı güçlere sahip günlük objeler etrafında geçmektedir. Baş kahraman Joe Miller, odada kaybolan kızı Anna'yı kurtarmak için bu objeleri araştırmaktadır. 1960'larda Route 66'da tipik bir motel iken bir yıl sonra "olay" adı verilen durum sonucu gerçek zaman ve uzayın dışında bir kayıp oda belirmiştir.

Sci-Fi Channel'ın oldukça ses getiren 2006 yapımı bu 3 bölümlük mini dizisi IMDb'de 8.3 puan almıştır ve Lost Room bugüne kadar Sci-Fi Channel'ın hazırladığı en iyi dizilerden biri olarak gösterilmektedir.

IMDB sayfası için buyurun.

Sürükleyici ve insanı içine çeken, izlediğim en iyi televizyon yapımlarından biridir. Konusu yokmuş, fırsat varken açayım dedim. Alıntıda konu güzelce özetlenmiş lakin ben de bir-iki şey söylemek isterim.

Öncelikle her bölümü 1,5 saat süren üç bölümlük bu dizinin şahsımca en iyi yanlarından biri daha ilk dakikadan insanı içine çeken olaylar örgüsü. Süre ve bölüm sayısı kısıtlı diye izleyiciyi gereksiz detaylarla sıkmayıp, merak ettiğimiz cevapların bazılarına kısa sürede ulaştırıyorlar. Fakat üzülerek söylemeliyim ki dizi yarım kalıyor. Tahmin edildiği üzere reytinglerin kurbanı oldu. Son bölüm itibarıyla aklımıza birçok soru bırakarak ekranlara veda etti.

Bugün bu başlığı açmak için yabancı forumları biraz karıştırdım da, hâlâ devam etme ihtimali vamış. Kulislerde dönen (artık asparagas mı bilemeyeceğim) haberlere göre dünya genelinde dizi hakkında gerek izleyici gerekse profesyonellerden gelen olumlu eleştiriler neticesinde kanal diziyi devam ettirebilirmiş. Fakat onca yıldan sonra kadroyu tekrar toplayıp devamını o zamanki heyecanı verecek şekle  getirebilirler mi bilemeyeceğim.

Yine de para yılanı bile deliğinden çıkarır. Neden olmasın? Sizler de izleyin, bu güzel diziden mahrum kalmayın efenim. İyi seyirler.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: The Lost Room
« Yanıtla #1 : 17 Haziran 2012, 04:07:48 »
2007'de izlemiştim. Sonradan farkettik ki; Rüyagezer'in Günlüğü için en büyük esin kaynaklarımdan biriymiş. Bugüne kadar hala benim en sevdiğim mini-series idir kendisi (Bir de bildiğime göre bir reyting sorunsalı yüzünden bitmedi de, zaten 3 bölümlük bir mini seri olarak tasarlanıp hazırlanmıştı).

Bulabilirseniz kamera arkası belgeseli de neredeyse kendisi kadar keyiflidir. Ufuk açar. Özellikle fantastik öykülerde özgünlüğün nerelerden nasıl yakalanabileceğine dair çeşitli dersler sunar. Diyeceğim o odur ki 4,5 saatinizi harcamak için ilk anda aklıma gelen en iyi etkinliklerden bir tanesi olabilir bu mini diziyi izlemek.

Not: Evet, şu yazdığım şeyde sırasıyla önce mini-series, sonra mini seri, sonra da mini dizi dedim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..