Konu: Süreyya Sami Polisiyesi - Barış Uygur

[Berre]

Haftalık mizah dergisi Uykusuz‘dan da tanıdığımız Barış Uygur’un 2004’te yazmaya başladığı, ancak farklı nedenlerle yakın zamanda tamamlayabildiği kitabı “Feriköy Mezarlığı’nda Randevu” İletişim Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Kitap kendi içinde bir bütün olsa da aslında Süreyya Sami adındaki yalnız bir adamın hayatını anlatan uzun soluklu polisiye serinin ilk romanı.

“Annem yıllar önce bana ’Bir kadın aranmak istemiyorsa, onu asla arama. Bazı kadınlar, sen onları ara diye aranmak istemiyormuş gibi yapabilir. Onları da arama. Aranmak isteyen bir kadını da arama, bırak o seni bulsun,’ demişti. Annemin bütün öğütlerine uysaydım zaten şimdi bambaşka yerlerde olmam gerekirdi.

Ama bu öğüdüne uymanın pratikte mümkün olup olmadığını bilmiyorum. Aslında basit görünüyordu: ’Asla kadınları arama.’ Doğrusunu isterseniz arayacak pek kadın tanıdığım da söylenemez. Onları da aramayarak kaybetmek çok mantıklı gelmiyor. Şimdi tek yaptığım şey bir kadını, üstelik tanımadığım bir kadını aramak. Üzgünüm anne.”

Kitabın düzeltisini Aytel Koçal yaparken, editörlüğünü Tanıl Bora ve Levent Cantek beraber üstleniyor. Kapağı da Suat Aysu’nun elinden çıkıyor. Tanıtım ve künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.

[Fırtınakıran]

Basan yayınevi İletişim olunca ciddi anlamda meraklandım. Murat Menteş, Alper Canıgüz, Sezgin Kaymaz ve hatta Emrah Serbes'i basan bir yayınevinden ağzımızda Türk lokumu tadı bırakacak, bizden bir roman olacağını umuyorum. Bu saydığım yazarlar yayınevinin gözümde saygın bir yere gelmesine neden oldu. Barış Uygar'ın kitabı da umarım onlar kadar seveceğim bir lezzet bırakır.

[Fëanor]

  Yazarın Barış Uygur olduğu düşünülürse mizah yönünün ağır basacağını tahmin ediyorum. Uykusuz'da her hafta takip ettiğim bir yazar ve kalemine güvenim tam.

[DarLy OpuS]

İlk duyduğumda epey heyecanlandırmıştı bu haber beni. Barış Uygur'u severek takip ediyorum. Kitaptan da çok umutluyum, haydi hayırlısı.

[LegalMc]

Kitapta hiçbir şey olmasa da güldürür. Barış Uygur adı fazla duyulmamış kaliteli mizahçılarımızdandır.

[Elijah]

Bu adamın sadece 'doğmamış çocuğa mektup" yazısını okuyun, içinizde direk "bu kitabı okumalıyım" dürtüsü peydahlanacaktır. Akıl Fikir Ofisi'ni biraz gündeme dayalı olduğu için fazla takip etmesem de yazılarıyla bende hayranlık uyandırmıştır. Büyük ihtimalle sizde de uyandıracaktır. Alın okuyun.

Spoiler: Göster

Bu arada kendisinin biraz anarşist bir ruhu vardır, bu da benim açımdan yazarın bir artısıdır.

[TheSpell]

Barış Uygur varsa ben de varım diyorum!

[magicalbronze]

Barış Uygur’un kaleme aldığı, Süreyya Sami Polisiyesi adlı uzun soluklu serinin ikinci kitabı “Cehennem Çiftliğinden Kaçış“, raflardaki yerini aldı.

Başkarakterimiz bu sever yeni bir serüvenle 2009 yılına gidiyor.

    “Yapabilir misin?”

    “Neyi yapabilir miyim Cemil?”

    “Kızımı geri getirebilir misin? Onu bu orospu çocuklarının elinden kurtarabilir misin? Hiç kimse bunu yapabilecek durumda değil.

    Hiç kimsenin maçası sıkmıyor, sıksa da resmi görev ellerini kollarını bağlıyor. Her dakika gözaltına alabilirler. Bu adamların izini sürmeye kalkanı mimliyorlar, iz sürdürmüyorlar. Tanıdığım insanlar arasında bunu yapabilecek tek kişi sensin. Süreyya, bunu yapabilir misin?”

AKP yeniden kazanmıştı, pek bir şey değişmemişti. Aynı göğe bakıyorduk işte. Trafik gene o trafik, hep aynı sakalet, hep aynı yaveler… Martılar Haliç kokuyor, Kürt bebeler Beyoğlu tramvayına asılıyordu, akşam vapuru hep kalabalıktı. Kimseye ne yapacağını söylemeden geliyordu gece. Süreyya Sami sırt ağrılarıyla uyanıyordu. Samsun yakıyordu üst üste. Göz ucuyla Türkiye Kupası finaline, Alex’e bakıyordu. Eski gazeteleri okuyordu. Parası yoktu. Bir şey arıyordu ama sanki hep eksile eksile arıyordu.

Bir gün devresi çıkageldi, yardım istiyordu. Sinematek’in barında elini tuttuğu kadını hatırladı. Bal rengi gözlü kız kayıptı. İçinde yıllar önce kurulmuş saatli bir bomba patladı.

Reis Efendi’den Zeynep’i geri almalıydı. Hangi cehennemdeydi o çiftlik? 38’lik Colt, dördüncü seriydi.

İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabın editörlüğünü Tanıl Bora ve Levent Cantek, kapak görselini ise yine Suat Aysu üstlenmiş. Künye bilgisi ve tanıtım yazısı için buraya tıklayabilirsiniz. Ayrıca kitabın ilk dokuz sayfasını okumak için de buraya tıklayabilirsiniz.