Kayıt Ol

Kargaların Ziyafeti

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #30 : 02 Aralık 2012, 02:21:21 »
Spoiler: Göster


Bitti ve kitaplıktaki yerini aldı. Yanlız ben bu seriye çok bağlandım, bitince ne olacak hiç bilmiyorum.

Maedhros'a katılıyorum. Ben de çok bağlandım Buz ve Ateşin Şarkısı'na ve gerçekten beni etkilediğine inanıyorum okurken. Bitince ne yapacağım? Ama o korkunç günün gelmesine daha çok var.

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #31 : 02 Aralık 2012, 10:46:52 »
Boş bulunduğum ve hiçbir şekilde o anda okumakta olduğum kitapları okumak istemediğim bir anda, aldım elime Kargaların Ziyafeti'ni ve "bakalım nasıl bir çeviri olmuş, orijinali ile arasında ne kadar fark var" diyerek ilk iki bölümünü okudum. Şimdilik öyle sıkıcı, yorucu kelimeler yok. Genel itibariyle güzel.

Kendimi kitaba tamamen verdiğimde gördüğüm tüm teoriler, aldığım tüm spoilerlar vs. hepsini unutmaya çalışacağım ve kitabı öyle okuyacağım. Umarım yine o zevki alırım.

Çevrimdışı Arthur515

  • **
  • 101
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #32 : 02 Aralık 2012, 20:10:10 »
Spoiler: Göster


Bitti ve kitaplıktaki yerini aldı. Yanlız ben bu seriye çok bağlandım, bitince ne olacak hiç bilmiyorum.

Kesinlikle öyle... Kitabı aldım okuyorum sanırım ilk kısmı yarın biter bu arada A Dance With Dragons gerçekten harika bir kitap olacak gibi görünüyor :)

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #33 : 23 Aralık 2012, 15:38:47 »
Kargaların Ziyafeti'ni bitireli 2 hafta kadar oldu ama kitap hakkında bir yorum yazamamıştım. Hazır şöyle sessiz, güzel ve sıcak bir ortam bulmuşken birkaç şey söyleyeyim.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Seriden beklentileri sadece "aksiyon, savaş ve vurdu kırdı" olan bazı kesimler var ve bu kesimlerce sağda solda yazılmış olan "bu cilt çok sıkıcı yea" gibi yorumlar mevcut. Bunlar çok can sıkıcı şeyler. Kargaların Ziyafeti serinin bel kemiğidir, köprü niteliği taşır. Buna zaten kitabın sonunda Martin'in kendi ağzından kurduğu cümlelerle şahit oluyorsunuz. 4. ve 5.kitap aslında bir bütün. 4.kitabı 1.kısım, 5.kitabı da 2.kısım olarak düşünebiliriz. Kitapla ilgili yazılan olumsuz eleştirilere kulaklarınızı tıkayın ve okuyun.

Buz ve Ateşin Şarkısı serisine bağımlı olan kişilerden biriyim ben de. Bu kadar donanımlı ve usta eli değmiş bir seri okuduktan sonra diğer seriler tat vermemeye başlıyor çünkü. Sadece dizisini takip edenlere güzel bir önerim olacak, bu seriyi okuyun. Gerçekten.

İlk üç kitaba nazaran temposu düşük bir kitap okumuş olduk, ki Buz ve Ateşin Şarkısı hayranlarının pek de alışık olmadığı bir durum bu. Birçok okurun favori karakterleri de yoktu bu ciltte üstelik. Ama Martin ne yaptı? Tabii ki de doğru olanı yaptı ve hem kendine hem de biz okurlara biraz nefes aldırdı. Yoksa boğulup giderdik şu Westeros'un kanlı topraklarında, mazallah.

Buradan sonra bir spoiler kutucuğu ekleyeyim ben, ne olur ne olmaz. Henüz okumamış olanlar tıklamasınlar.

Spoiler: Göster
İlk kısım ve ikinci kısım arasında bir kıyaslama yapmak gerekirse eğer, ilk kısmın ilk bölümü biraz kafaları karıştırmış olsa da, ikinci kısmın sonlarında bu bölümle ilgili teoriler üreterek çözmeye çalıştık. Elijah ve Legal Mc'nin de bahsetmiş olduğu gibi Pate adlı karakter kuvvetle muhtemel bir yüzsüz adam.*

Bunun haricinde artık ayyuka çıkmış bir gerçek daha var, o da şudur:  Kehanette yer alan valonqar Tyrion değil, Jaime’dir, demek isterdim. Ama henüz erken.  Okumakta olduğumuz serinin yazarının Martin olduğu gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Martin bu, ne yapsa yeridir. Her zaman ters köşeye yatırır okurlarını. Bu yüzdendir ki, bu konuda bu kadar erken konuşmak istemiyorum ben. Bakarsınız Tyrion gelmiş ve o pis, rutubetli  zindanda soğuktan donmak üzere, açlıktan ölmek üzere olan tatlı ablacığı Cersei’e bir arbalet salıvermiş. Olamaz mı? Valla olur, şaşırmam yani.

Evet, Cersei demişken, sanırım güzel kraliçemizin sonu yakın. Jaime’nin yardım isteğini geri çevirmesine çok şaşırdım ama son zamanlarda araları bir hayli açıktı zaten. Neyse, bekleyip göreceğiz.

Ayrıca sevindiğim bir nokta da şurası; Podrick Payne Tyrion gittikten sonra sahipsiz kalmadı en azından. Tarth Bakiresi’yle oldukça iyi anlaşıyor gibi. Tabii onların yolculukları da bir hayli meşakkatli. Koskoca Diyar’da 13 yaşında uzun boylu, kızıl saçlı bir bakire aramak kolay mı? Elbette değil. Yedi onlara yardım etsin ne diyelim. Tabii önce düştükleri durumdan kurtulmaları gerek.

Arya'yı de tebrik etmeden geçemeyeceğim. Yaşı küçük ama yaptıkları büyük. Okurken en zevk aldığım bölümler Arya'nınkiler oluyor bazen.


Neyse efendim, fazla uzatmaya gerek yok.  Kargaların Ziyafeti hiç de küçümsenemeyecek olaylar içeriyor. Harikulade bir tarihe tanıklık ediyoruz. Ejderhaların Dansı’yla kaldığımız yerden devam. Ve beklemeye de devam.

NOT: Sibel Alaş’ın bilgisayarına kahve dökülmüş. Panik yapmayın kitapta herhangi bir zarar yok. Çeviriye kaldığı yerden devam ediyor.

Çevrimdışı Godfrey

  • *
  • 20
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #34 : 31 Aralık 2012, 15:59:29 »
Daha elime geçmedi ama en yakın zamanda okuyacağım.

Çevrimdışı E0nwe

  • **
  • 92
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #35 : 07 Mayıs 2013, 23:35:14 »
Bende seriyi yeni bitirenlerdenim. Açıkcası sıkılan arkadaşlara nazaran seriyi okurken hiç sıkılmadım ve ikinci bölümü iki gün gibi bir sürede bitirdim. Tabi diğer kitaplara göre, özellikle 3.kitaba göre, vurucu saç baş yoldurucu olaylar ve hadiseler yoktu. Ama Martin amca yazmış da yazmış, yazmış da yazmış, sonra bakmış olmayacak böyle ikiye ayıralım demiş. Aynı zaman diliminde geçen fakat farklı karakterleri anlatan bir kitap çıkarmış ortaya.

Bunları spoiler içine alsak daha sağlıklı olur.

Spoiler: Göster
Seriye yeni katılan Victarion Greyjoy hakkında bir kaç kelime etmek gerekirse;  Greyjoy hanedanını tekrar sevmeme sebep olan ve diğer iki kardeşine göre daha da aklı başında hareket eden birisi gibi gözüktü gözüme. Şu ana kadar Greyjoy hanedanını hep boş ve işe yaramaz bir  hanedan olarak bilirdim fakat görünüşe göre öyle olmayacak, ve ileride olayların odak noktası haline gelecek. Nasıl mı? Cevap; "Euron Greyjoy." Gidilmedik yerlere gidip orada, bilgi tecrübe ve çok kıymetli bir alet ele geçirmiş. Şu ana kadar iki tane bildiğimiz büyülü boru var. Birisi sur'un ötesindeki krala ait fakat şu anda gece nöbetçilerinin elinde olan, efsaneye göre (tam olarak bilinmedik) sur'u yıkabilecek güçte olan bir boru. Diğeri ise Euron'un Valyria'dan bulduğu ve "Ejdarha Borusu" diye taktim ettiği borudur. Kitabın ikinci kısmındaki Greyjoy'lar hakkındaki son bölümde, Euron'un kardeşi Victarion'a, donanmasını denizin öte tarafına geçirip Daenerys'i bulmasını emrediyor. Yani Greyjoy'ları bol bol göreceğiz.

Kitapta Cersei bölümleri bir hayli fazlaydı fakat Cersei'nin neler düşündüğünü duymak hoştu.(her ne kadar bası kısımlarda sıkılsam da...)  Cersei dıştan ve diğer karakterlerin gözünden, yapısı ve kişiliği bakımından çok güçlü bir karakter gibi duruyor, hatta serinin en güçlü bayan karakteri desek yanlış olmaz. Fakat cersei'nin iç dünyasını okuduğumuz zaman aslında ne kadar zayıf bir karakter yapısına sahip olduğunu görüyoruz. Sürekli küçük kardeşi Tyrion'dan korkan ve kendisini babası ile kıyaslayan bir düzine Cersei bölümü okuduk. Ayrıca Kehanette var olan valonqar da var. Martin'i az çok tanıyoruz, nasıl ters köşe ettiğini, nasıl saçımızı başımızı yoldurduğunu az çok biliyoruz. Şimdi Cersei küçük kardeşi Tyrion'dan şüpheleniyor fakat ben en baştan beri Jaime diyordum. Jaime bir kaç dakika olsa da daha küçük. Fakat şu da var; Valyria dilinde valonqar kız kardeş anlamına da gelebiliyormuş. Aynı Azor Hai'nin prens değil prenses olabileceği gibi. Cersei'nin ölümü Arya'nın elinden olabilir gibi me geliyor. Tabi bu bir teori, sonu ne olursa olsun Martin bizi şaşırtacak.

Kitapta merak ettiğim bir çok noktandan sadece birisi olan; Qyburn'un yürüttüğü gizli deney. Dediğine göre onu yedi krallıkta yenebilecek hiçbir şövalye yokmuş ve ortada dolaşan dedikodulara göre yaptırdığı zırhı taşıyabilecek bir insanoğlu çıkmazmış. Qyburn Gregor Clegane öldükten (sözde) sonra deneyine başlıyor. Diyarda Ejdarhaların gelmesi ile de büyü bir hayli güçlendi ve Qyburn'un konuşmasına bakacak olursak karanlık sanatlarla bir hayli ilgili ve zamanında haşır neşir olmuş. Thoros'un Beric dondarrion'u dirilttiği gibi Qyburn'da Gregor Cleagane'i diriltmiş olabilir mi? Kafasını Dorne'ye gönderdiklerini söylüyorlar fakat hali hazırda bu bir yalan da olabilir. Benim kafamı kurcalayan bir kaç sorudan birisi de buydu. Sizin görüşlerinizi de almak isterim.  


Ayrıca sizinle Sandor Clegane hakkındaki bir teoriyi paylaşmak istiyorum. Sadece teori istemeyen bakmayabilir.

Spoiler: Göster
Kitabın ikinci kısmında rahip Brienne ve ekibini bir yere götürüyor ve orada mezar kazan bir adam görüyoruz. Fakat Brienne adamı tam göremediği için betimleyemiyor. O mezarı kazan adamın Tazı yani Sandor Clegane olabileceği teorisi dolaşıyor etrafta. Nasıl mı? Clegane'in atını bilirsiniz, ismi sanırsam yabancıydı. Bu at Clegane'in söylediğine göre, kendisinden başka hiç kimse sakinleştiremez ve gene kendisinden başka hiç kimseye itaat etmez. Fakat oradaki adam  -kıdemli üyeydi sanırsam- tazının öldüğünü ve ahırda duran atın onun olduğunu söylüyor. Burayı okurken bende aslında şüpheye düştüm, adam Brienne'ye tazının öldüğünü üsteleyerek söylüyor ve onu aramanın zaman kaybı olacağından bahsediyor.


Çevrimdışı daifunka_vc

  • ***
  • 618
  • Rom: 20
  • Kronik Öğrenci
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #36 : 08 Mayıs 2013, 01:09:05 »

Spoiler: Göster

Kitapta merak ettiğim bir çok noktandan sadece birisi olan; Qyburn'un yürüttüğü gizli deney. Dediğine göre onu yedi krallıkta yenebilecek hiçbir şövalye yokmuş ve ortada dolaşan dedikodulara göre yaptırdığı zırhı taşıyabilecek bir insanoğlu çıkmazmış. Qyburn Gregor Clegane öldükten (sözde) sonra deneyine başlıyor. Diyarda Ejdarhaların gelmesi ile de büyü bir hayli güçlendi ve Qyburn'un konuşmasına bakacak olursak karanlık sanatlarla bir hayli ilgili ve zamanında haşır neşir olmuş. Thoros'un Beric dondarrion'u dirilttiği gibi Qyburn'da Gregor Cleagane'i diriltmiş olabilir mi? Kafasını Dorne'ye gönderdiklerini söylüyorlar fakat hali hazırda bu bir yalan da olabilir. Benim kafamı kurcalayan bir kaç sorudan birisi de buydu. Sizin görüşlerinizi de almak isterim. 


5. kitaptan da bilgi vereceğim, o yüzden açmak istemeyebilirsin.
Spoiler: Göster
Kafası bence Dorne'a gidiyor. Şu üç şeyden yola çıktım: İlki Bran'in (sanırım birinci kitaptı) görmüş olduğu rüya. Orada 3 gölgeden bahsediyordu. Gölgelerden biri bir tazının (Hound'u böyle çevirmişler galiba) yüzüne sahipti. (Sandor Clegane) İkincisi güneşten bir zırh giyiyordu. (Oberyn Martell olabilir) Üçüncü gölge bunların üzerinde yükseliyor ve dev gibi olup taştan bir zırh giydiği anlatılıyordu. Miğferinin önünü açıtğında başının olması gereken yerde sadece karanlığın ve yoğun siyah bir kanın olduğundan bahsediliyordu. Bu son kişi, bence, Ser Robert Strong adıyla Kingsguard'a katılan namıdiğer Gregor Clegane. Nitekim ikinci sebebime geldiğimizde bu Robert Strong'un hiç bir zaman miğferini çıkarmadığı, konuşmadığı, yemediği ve tuvalete falan da hiç gitmediğinden bahsediliyor. Eh, buradan yola çıkarak kafasının yerinde olmadığını söyleyebiliriz. Üçüncü sebep olarak da (güçlü bir sebep olmasa da) Doran Martell'e gelen kafatasının gayet büyük olmasını söyleyebilirim. :D


Ayrıca sizinle Sandor Clegane hakkındaki bir teoriyi paylaşmak istiyorum. Sadece teori istemeyen bakmayabilir.

Spoiler: Göster
Kitabın ikinci kısmında rahip Brienne ve ekibini bir yere götürüyor ve orada mezar kazan bir adam görüyoruz. Fakat Brienne adamı tam göremediği için betimleyemiyor. O mezarı kazan adamın Tazı yani Sandor Clegane olabileceği teorisi dolaşıyor etrafta. Nasıl mı? Clegane'in atını bilirsiniz, ismi sanırsam yabancıydı. Bu at Clegane'in söylediğine göre, kendisinden başka hiç kimse sakinleştiremez ve gene kendisinden başka hiç kimseye itaat etmez. Fakat oradaki adam  -kıdemli üyeydi sanırsam- tazının öldüğünü ve ahırda duran atın onun olduğunu söylüyor. Burayı okurken bende aslında şüpheye düştüm, adam Brienne'ye tazının öldüğünü üsteleyerek söylüyor ve onu aramanın zaman kaybı olacağından bahsediyor.


Spoiler: Göster
Ve bahsettiğimiz kişi aksıyor. Sandor'un neresinden ciddi şekilde yaralandığını da hatırlayalım. :D Ve Brienne'e üstüne basa basa Brienne'in 'tanıdığı' adamın artık öldüğü söyleniyor. Yani Sandor Clegane'in eski kimliğini geride bırakıp o adadaki keşişlerin arasına katılması kuvvetle muhtemel.
There are two secrets to becoming great. One is never to reveal all that you know. - PS:T

Çevrimdışı E0nwe

  • **
  • 92
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #37 : 08 Mayıs 2013, 13:06:46 »
@daifunka_vc

Dayanamadım baktım ama mutluyum. :D


Birde;
Spoiler: Göster
Sandor Clegane hakkında yazdıklarından sonra daha da emin oldum.

Çevrimdışı Solinari

  • *
  • 6
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kargaların Ziyafeti
« Yanıtla #38 : 18 Ocak 2014, 15:32:29 »
Şu anda elimde olan kitap. :D
Okumak için biraz geç kaldım ama biran önce bitirip Ejderhaların Dansı'nı alacağım.
Bu kitapta yeni yeni karakterler giriyor.Gidişat güzel ama insan eski karakterleri de özlemiyor değil. :'(