"Kuleyi gördüğümde içeriye girmem gerektiğini anladım Marvin. İçeriye girdiğimde bir kişi gördüm. Siyah saçları
kaşlarının oraya geliyordu. Yani saçı gözlerini kapatıyordu beni görmediğini sandım."
"Peki sonra ne yaptın Drasmus?"
"Uyandım."
"Gerçekten mi ben senin rüyanı mı dinledim."
"Bu aslında bir plan karşıdaki kuleyi görüyor musun? Neden sadece orası bulutlu? Cevap ver. Karşılık vermemiz lazım."
"Silahları göster o zaman." Silahları çıkarttım ve ağzının açık olduğunu öğrendim. Ya eski olduğu için ya da çok iyi olduğu için şaşırdı.
"Ama bunlar kılıç."
"Gözlerin iyi çalışıyor." dedim.
"Kılıçlara gerek yok. Orada bir şey olduğunu sanmıyorum."
"Sadece bir çıkıp baksak."
"O zaman bu eski kılıçlar yerine benim tasarladığım silahı kullansak. İlk lazerli silah." bunu demişti. Çünkü o bir silah tasarımcısı olmak istiyordu.
"Ne olur olmaz ben genede kılıçları alacağım."
"İyi sen bilirsin."
"Bari bir giyinelim. Bu kıyafetlerle mi çıkacağız adamın karşısına."
"Tamam. Deri ceketi giy ve gelirken sakızı getir."
"On dakikaya buradayım." ve ayrıldık. Üzerimi değiştirdikten sonra geri geldim. Elindeki sakızı aldım.
"Sakız çiğneyince aşırı havalı oluyor."
"Hadi önüne bak." ikimiz de gidiyorduk. Elime bir tabanca uzattı. Bende ona bir kılıç uzattım. Kapının önüne geldiğimizde filmlerdeki gibi kendiliğinden açıldı. En üst kattan bir kahkaha sesi geliyordu.
"Ha ha ha! Dünyanın sahibine merhaba, dünyaya hoşça kal demelisiniz." Üst kata doğru çıkarken tabancayı da hazırda bekletiyorduk. Uzun beyaz saçları olan adamın eczacı gömleği vardı. İsminin olması gereken yerde "Bay Gölge" yazıyordu. Kırmızı gözlerini bize çevirdi.
"Siz kimsiniz be çocuklar!" ve yerdeyiz. Elindeki asa ile bir şey yaptı ama bize değdirmedi. Tabancaları çıkarttık. Ben kafasına Marvin ise önemli yere sıktı. Hiçbir işe yaramadı.
"Kılıcı çıkart Marvin." Aynı anda kılıçlarımızı çektik. Aynı yerlere tekrar vurdu. Galiba Marvin'in vurması sebebi ile yere yıkıldı. Biz ise gülmekten yere yıkıldık. O kadar kolay olmuştu ki. Bunun bir rüya olduğunu düşündüm. Kendimi sıktım ama uyanmadım. Yok edici makineyi kapattık ve aşağı indik. Ne yazık ki korkudan sakızı yutmuştum.
Eleştirilerinizi lütfen yazınız. İlk yazımdır.
