Edebiyat dünyasının ve şimdilerde televizyon dünyasının görünmez, bakılmaz kahramanlarından bahsedelim istiyorum. Hak ettikleri saygıyı ve önemi onlara sunalım istiyorum. Görünür olsunlar istiyorum. Adları ön kapakta da olsun, emeklerinin karşılığını hem maddi hem manevi alsınlar istiyorum. Kitapları anarken çevirmeninden mutlaka bahsedilsin istiyorum. Bunca isteğimin çözümü burası değil elbet ama buradan da bir kıvılcım büyüsün istiyorum. Özellikle çevirmenlerden, çeviriden bahsedelim, çok emek vereni, baştan savanı tartışalım konuşalım, istiyorum. Bunun üzerine bahsi açılacak çok mesele var belki ama daha hızlı ve daha az "sıkıcı" olması sebebiyle önce sevdiğimiz çevirmenlerden bahsedelim istiyorum. Daha sonra kendiliğinden değişir belki tartışmanın/konuşmanın seyri. Ne dersiniz?
En sevdiğim çevirmenler ve onları keşfetmemi sağlayan kitaplar:Aylin Ülçer, Köpekbalığı Metinleri, Steven Hall (İngilizce'den)
Tevfik Turan, Koku, Patrick Süskind (Almanca'dan)
Zeynep Heyzen Ateş, 2666, Roberto Bolaño (İspanyolca'dan)
Funda Uncu, Chuck Palahniuk çevirileri (İngilizce'den)
Nur Yener, Ben, Lucifer, Glen Duncan (İngilizce'den)
Esat Ören, Çağrı, Stephen King (İngilizce'den)
Niran Elçi, Kıyamet Gösterisi, Neil Gaiman ve Terry Pratchett (İngilizce'den)
Sönmez Güven, Kahkahalar Ülkesi, Jonathan Carroll (İngilizce'den)
Algan Sezgintüredi, Felsefenin Öldüğü Gün, Casey Maddox (İngilizce'den)
Belkıs Çorakçı Dişbudak, Trevanian çevirileri (İngilizce'den)
daha çok var ama giriş için yeterli.