Oldukça eğlenceli ve keyifli bir gün geçirdik. Çıkış saatlerine yakın gelen baş ağrısı da olmasa günü leziz kapatacaktık. Zira eve gidince kendimi direk yatağa attım, ne alıp almadığıma bile bakmadan.
Neyse efenim konuya dönelim. Günü güzel kılan tek sebep, uzun süredir görülmemiş dostlarla buluşup sohbet etmek, kısa da olsa selamlaşmak ve düzenlenen panele katılmaktı. Onun dışında indirimlerden hiç ama hiç memnun olmadım. Ben sadece Kabalcı indirimi azaltmış diye düşünürken meğer tüm yayınevlerinde durum aynı imiş. Açıkçası o kadar yol teptikten sonra internette yapılan indirimlerin yanına bile yaklaşmayan fiyatlar görmek sinir bozucuydu.
Dolayısıyla çok fazla kitap almadım. Ama en hoş yanlarından biri de şuydu ki, Orçun'un kitabı yok satıyormuş. Hele son kalan iki kitaptan bir tanesinin satışında az da olsa katkıda bulunmak hoş bir deneyim oldu. Ayrıcaaa... Tüm kitaplar bittikten sonra konuştuğumuz stant yetkilisi arkadaşa seslenmek istiyorum: Bir daha bir kitapla dalga geçer şekilde konuşacaksan ilk olarak o kitabı oku, ikinci olarak kuracağın cümleleri "iki" kere düşün. Ayıp. Sonra kendi kendini küçük düşürmüş olursun.
Yine akılda kalan anlardan birisi olarak şunu hatırlıyorum. Çıkışta servisle Bakırköy'e geldikten sonra deniz otobüsüne yetişmemiz için tam 6 dakika kalmıştı. Şoför amca bizi ters bir yerde bıraktığından ve akşam karanlığında yönümüzü de bulamadığımızdan bir an orada kalıp 1 saat boyunca bekleyeceğiz sandık. Kapıyı gördüğümüzde vapurun kalkıyor olduğu anonsunu duyduk. Tabii o ara biz de depara kalktık. Yosun Abla'nın arkadamızdan "Ben daha koşamayacağım," deyişini duyduk, pes etti sandık. Fakat ben bir an sonra kendime gelip cebimden akbilimi aradığımda Yosun Abla'nın çoktan içeriye girmiş olduğunu ve çabuk olun der şeklinde elini sallayışını gördüm. Ne ara pes etmekten vazgeçti, ne ara içeri girdi anlamadım. Allahtan o anki şaşkınlığımı çabucak attım da Bengü ve Bahri'yle beraber içeri girdim. Bir saat beklemekten yırttık.
Ekipte kimler vardı peki? Yosun Abla (kahlan amnell), Orçun (Fiddler), Bengü, Bahri (Denaro Forbin), Aslı (Chiyo), ara ara göz kırpan Emre (emuk)[*]Merhaba, ben emuk.[/*][*]Hatırladınız mı?[/*] ve Bu Yayınevi standından bizlere göz kırpan Serhan (Buzmavisi). Kimlerle karşılaştık? Barış Müstecaplıoğlu, Yiğit Değer Bengi, Gülşah Elikbank, Doğu Yücel, Egemen Görçek ve tanıdık yayınevi yetkilileri.
Böyle de sonlandırdık işte günümüzü. Katılan tüm dostlara selamlar.