İlk cildini iki gündür okumaktayım. Hikayelerle ilgili söylenecek bir şey yok elbette. Çeviri ve baskı kalitesi de beni tatmin etti. Gerçekten rahatsız olduğum tek bir nokta var diyebilirim, aslında başka kimse de söz etmemiş ama. Orijinalinde de böyle mi bilmiyorum ama hiç paragraf ayrımı, boşluk verilmeden basılmış olması biraz kafa karıştırabiliyor. Özellikle zamandan zamana, sahneden sahneye atlanan yerlerde paragraflara ayrılmış olsa daha rahat anlaşılacak. İki kişi konuşurken bir anda aynı satırda başka bir sahneye geçiliyor mesela, "Hö, noluyor yahu, bu adam nereden geldi ki şimdi?" falan diye kalıyorum. Tek sıkıntım bu oldu okurken. Onun dışında ufak yazım, noktalama hataları da tespit ettim ama çok mühim değiller.
Not: Büyük büyük basarak 400 sayfalık kitabı 600 küsür sayfaya çıkardıklarını da fark etmedik sanmasınlar.

Yine bir şey demiyoruz, yeter ki basılsın ama gereğinden fazla büyük gerçekten.
Edit: Kitabı bitirmiş bulunmaktayım, ve fark ettim ki o hatalar başta düşündüğüm kadar az değil. Çevrilmemiş, farklı farklı çevrilmiş isimler, noktalama hataları, yazım hataları ve çeviri yanlışlıkları var kitapta. Her sayfada yok ama yine de insanın dikkatini çekecek kadar fazlalar. Kısa hikayelerden oluştuğu için bir noktaya kadar görmezden gelinebiliyor, bir roman olsaydı daha büyük sorun çıkarırdı bütün bunlar diye düşünüyorum. Fakat yine de sonraki ciltlerin biraz daha özen gösterilerek hazırlanmasını umuyorum, PKD gibi bir yazarın hikayeleri bundan daha iyisini hak ediyor.