Dizi izleme ve televizyon kültürüne sahip olmayan ben tarafından, her bölümü büyük bir keyif ile izlenen dizidir.
Uzun bir geçmişimiz var. İzlediğim ilk dizilerden idi.
Yıllara sığamayan dostlukları, aşkları ve maceraları ile hayatımda büyük bir yere sahip olan 5 dostun hikayesi.
Barney'in hayata bakış açısı, kırık kabine rağmen güçlü duruşu, yaratıcılığı ve hiçbir şeyi takmıyor gözüken ama tam tersi olan karakteri Patrick ile hayat buluyor. Dizinin kalbidir Patrick, ruhudur Barney. Finalde harcandı, yediremiyorum kendime.
Lily ve Marshall'ın birbirine olan bağlılığı, bu dünya da hala sadakati bulabileceğimizi gösterir bize. Ruh ikiziler, sevgi dolular, deli dolular... Birbirini tamamlıyorlar. Hayran oluyoruz, imreniyoruz aşklarına.
Ted, ah Ted. Dizinin kalbi kırık aşığı. Şansı bir türlü tutmayan insan. Bir insan aşk konusunda bu kadar şanssız olamaz. Hayat ona resmen, "Gerçek aşkı ara. Ruh ikizini bulacaksın." mesajları veriyor. Aramaktan vazgeçse bile yine birilerini deniyor ve çuvallıyor. Yazık yahu adama! Robin'e olan aşkı ise hoşlanmadığım özellikleri içinde. Finaldan sonra buna değinmek istemiyorum. Kalbim kırık çünkü.
Robin. Rock yıldızı, haber spikeri; çatlak Robin. Güzeller güzeli. O'da aşk konusunda Ted kadar sanşsız. Hırsı ile göz korkutan, güçlü kızlardan.
Son olarak finale değinmek istiyorum.
Yazık diyorum. Yıllarca saatlerimizi verip izlediğimiz, 6'ya tamamladığımız grup ile beraber güldüğümüz, ağladığımız, içtiğimiz, sızdığımız dizinin sonunun böyle bittiğini bilmek hayal kırıklığının daniskasını yaşattı resmen. Hani yazılı için saatlerce çalıştığımız konu vardır ya, yazılıda adı bile geçmez; hah, işte final böyle hissettirdi bana.
Basitti, vasattı, eksikti... Daha niceleri. Böyle bitmemeliydi.