Kayıt Ol

Güneş Hırsızları - Doğu Yücel

Çevrimdışı Elendil_XX

  • ***
  • 504
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« : 13 Aralık 2014, 20:45:35 »

Kitap Tanıtımı:

Hayalet Kitap ve Varolmayanlar’ın ardından öyküye dönen Doğu Yücel, Güneş Hırsızları ile okuru karanlıkta güneşi aramaya çağırıyor.

Güneş Hırsızları hayal gücüyle şaşırtan, sivri diliyle tabuları sarsan, ince mizahıyla gülümseten 12 istasyonlu bir “arama kurtarma” yolculuğu. Bu yolculuk boyunca eski bir sinema salonunda sihirli bir deneyim de yaşayacaksınız, kendinizi ilk uzaylı-insanoğlu buluşmasının başrolünde de bulacaksınız. Uzak bir gelecekte Güneş’e doğru uçtuğunuz da olacak, ilk çağlarda bir mağarada ölüm kalım savaşı verdiğiniz de…
Büyülü gerçekçilikten distopya edebiyatına, masallardan şehir efsanelerine geniş bir yelpazede anlatılan öyküler günümüzün ironik bir resmini çiziyor. Ayakları yere basan ama ayaklarınızı yerden kesmeyi ihmal etmeyen öyküler bunlar.

Güneş Hırsızları’nı okuduktan sonra dünyaya ve tabii ki güneşe bambaşka bir gözle bakacaksınız.


----------------------------------------------------------------------------------------------------

Kitap hakkında ki yorumum:

Doğu Yücel’den okuduğum ilk kitap oldu “Güneş Hırsızları”.

Ne zamandır yazarın kitaplarını okumaya niyetliydim, hazır yeni kitabı da taze çıkmışken artık başlamanın zamanı geldi diyerek bu güzel öyküleriyle başlangıç yapmış oldum.

Yazar’ın çok akıcı ve hoş bir anlatım tarzı var, okurken kesinlikle sıkılmıyorsunuz. Zaten öykülerin çoğu kısa öyküler sıkılmaya kalmadan bitiveriyor. Ama kısa olmasına rağmen okuru o öyküler de ki dünyaya sokmayı iyi beceriyor, karakterlerin duygu ve düşünceleri çok iyi yansıtılmış.

Kitapta toplam 12 öykü var. Açıkçası ilk bir kaç öykü gerçekten çok basit geldi bana. Ama kitap ilerledikçe ve öykülerin tarzı değiştikçe bunların bir tür ısınma turu olduğunu anlıyorsunuz. Özellikle “Aynasız Güzelin Masalı” fantastik-masal türünde okuduğum en özgün hikayelerden biriydi, gerçekten çok hoştu.

Ama asıl “Dünya’nın Sahiplerine Bakmıştık” ile başlayan ve kitaba adını veren “Güneş Hırsızları” ile sona eren soft bilimkurgu öyküleri tek kelimeyle harika olmuş. Bu öyküler de ki göndermeler çok hoşuma gitti. Hele bir "Üçüncü Türle Aşırı Yakın İlişkiler" diye bir öykü var ki evlere şenlik. ;D

Favori öyküme gelirsek, kesinlikle “Hayatın Gıcık Anlamı”. Kitabı okumayı düşünmüyorsanız bile bu öyküyü mutlaka ama mutlaka okuyun. Bu kadar şahane, bu kadar müthiş ince mesajlar barındıran bir öykü uzun zamandır okumamıştım. Özellikle mizahı gülmekten yerlere yatıracak cinsten, aklıma geldikçe hala kıkır kıkır gülmek geliyor içimden, yazarımız bu öyküyü yazarken çok eğlenmiş belli.

Sonuç olarak kitabı beğendim, tavsiye de ediyorum. Yücel'in diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumak isterim.

Kitapta ki en sevdiğim bölüm'den bir alıntı. :)

"Din adamları rapçiler gibi hızla savlarını tekrarlarken olup bitene kafası basmayan Ozzy Osbourne, yanında duran George Lucas'ın elindeki ışın kılıcını aldı. Düğmesine bastı.
"Ciuv ciuv" diyerek havada salladı ışıklı oyuncağı..."

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #1 : 19 Aralık 2014, 01:07:53 »
Doğu Yücel'den "Bradbury"vari öyküler

Sanırım bir yazı kaleme alacak olsam, tam da böyle bir başlık kullanırdım. Doğu Yücel edebi dilini o kadar naif ve güzel bir şekilde konuşturmuş ki bu 12 öyküde, etkilenmemek elde değil.

Doğu Yücel'in öykü diline daha önceden aşinayım. Özellikle onun kaleminden okuduğum ilk öykü olan "Ölümsüzlüğün gıcık sırrı"nı her hatırlayışımda, suratımda bir sırıtış belirir. Bu kitapta bulunan öyküler daha fazlasını yaşattı bana.

Hani yazılarında yabancı isim kullananlara soruyorlar, "Neden Türkçe isim değil?" diye. Çoğu "Ya ama öyle yapınca çok komik duruyor, etkisi kaçıyor," diye cevap veriyorlar. İşte bundan sonra bu tip yazar adaylarıyla karşılaştığımda önereceğim kitap belli. Güneş Hırsızları'nda bulunan bazı öyküler, olayın isimlerle alakası olmadığını net bir şekilde gösteriyor. Güzel bir kurgu ve bu kurguyu sağlam cümlelerle kağıda aktarmayı başardığında ortaya çıkan edebi metni gözler önüne seriyor.

"Bradbury"vari dememdeki sebep neydi peki? Ray Bradbury'nin dilimize çevrilmiş tüm öykülerini okumuşumdur neredeyse. Ver her seferinde, o öyküler bittiğinde aklımda "Bunu ben niye yazmadım ki?!" sorusu belirir. Evet, Doğu Yücel de öyküleriyle bu soruyu sordurttu. "Bunları neden ben yazmadım?!" Öyküleri okuduğunuzda, kaleme alınan cümleler sayesinde açık ve net şekilde kavradığınız hikayeler sizleri maceraya öyle sinsice ortak ediyor ki, sanki o cümleler hep zihninizdeymiş gibi geliyor. Birisinin o cümleleri çekip çıkarması gerekiyormuş da o kişi bunları yazan kişiymiş diye düşünüyorsunuz. Edebiyatın gücü de burada başlıyor işte. Yücel, o gücü kullanmasını gayet iyi biliyor.

Buradaki öykülerin hepsine tek tek değinmek, üzerlerinde konuşmak isterdim fakat lafı fazla uzatmamak gerek. Bir iki tanesinin sonu hariç, genel olarak tüm öyküleri beğendiğimi söyleyebilirim. Keyifle okudum ve sizlere de tavsiye ederim. Geciktirmeyin, zira başladınız mı bitiyor hemen. İyi okumalar.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #2 : 19 Aralık 2014, 08:30:04 »
Güneş Hırsızları beni adıyla tavlayan bir kitap. Doğu Yücel'den de okuyacağım ilk kitap olacak.

Beni şu an kütüphanede beklemeye devam ediyor. Göz göze geldiğimiz her an başlayayım diyorum, fakat sonra diğerleri çarpıyor gözüme.

Senenin bitmesine yakın bir sürü güzel kitap çıktı. Ben de derin bir kararsızlık içinde dönüp duruyorum, sıra hangisinde olsun diye. Ama bu yorumlardan sonra Güneş Hırsızları'nı biraz daha öne çekmem gerektiğini gördüm.

Ben okuyana kadar başkaları da okusun da kitabı bitirince flood yapmış olmayayım :D.

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #3 : 19 Aralık 2014, 18:15:47 »
İşbu mesaj Hazal abla flood yapmasın diye yazılmıştır.

Kitaba yeni başladım sayılır ve sekiz adet öyküyü okudum bile. Geriye kaldı dört ama çabucak bitmesin diye bekletiyorum. Tıpkı ilk öykü kitabı Düşler, Kabuslar ve Gelecek Masalları'nda olduğu gibi Doğu Yücel yine enfes fikirlerle tüm öykülerini bir yerden sonra fantastik, bilimkurgu ve büyülü gerçekçilik sınıfına sokuyor ve bunu o kadar başarılı bir şekilde yapıyor ki, Hakan ağbinin de dediği gibi, Türk isimleri olsa dahi hiç sırıtmıyor. Dili yağ gibi, akıp gidiyor. Öykülerin isimleri ise birbirinden güzel, insanda yazma isteği uyandırıyor.

Kitabı bitirdiğimde -yukarıdaki cümlelerimin de içerisinde bulunması muhtemel olan- bir inceleme yayınlanacak portalda, şimdiden duyurmuş olayım bunu da.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #4 : 23 Aralık 2014, 08:40:44 »
Doğukan floodu engellediğine göre yazabilirim 8).

Doğu Yücel'den okuduğum ilk kitaptı Güneş Hırsızları. Beni önce adı sonra da kapağıyla tavlamıştı. Tamam tamam, bir de bu forumdaki sevenlerinin dinmeyen olumlu yorumları :).

2 günde bitirdim. Yaklaşık 300 sayfalık bir kitap olmasına karşın (296 sayfa) bu kadar hızlı okuyacağımı beklemiyordum.

Doğu Yücel tam olarak beklediğim gibi çıktı aslında. Öykülerin tarzı ve seçilen konular şaşırtıcı biçimde kitabı okumadan önce düşündüklerim gibiydi. Bunda muhtemelen yazara dair okuduğum yorumların etkisi var. Her neyse. Kitaba dönecek olursak, ben bu öyküleri beğendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Evet, her öykü kitabında olduğu gibi bazı öyküleri daha çok bazılarını daha az beğendim.

En çok beğendiğim etmenler yazarın bir sanatçı olarak gösterdiği duruştu. Emek Sineması'nın akıbeti için yazdığı öykü, Gezi olayları, Üçüncü Türden Yakınlaşmalar filmine yaptığı atıflı öyküsü vs.

Dili oldukça akıcıydı. Bazı betimlemelerini keyifle okudum. Ancak araya kattığı 2 pulp fiction öyküde biraz üzüldüm. Böyle bir sürpriz yapması hoş olsa da bu kitaba pulp fiction'ı pek yakıştıramadım. O da yazarın tercihi :).

Güneş Hırsızları öyküsü özgün bir yapıya sahip olmakla birlikte, düşündüğüm türden bir öykü çıkmadı. Eğlenceliydi açıkçası. Konu da güzel seçilmiş, her gün gördüğümüz güneşin etkisi irdelenmişti. Ayrıca şunu hissetmemek mümkün değil: Yücel bu öykülerinde Asimov'un Nightfall'undan bir hayli esinlenmiş. Ana fikri oradan aldığını düşünüyorum. Buna da kızmadım. Asimov'un o öyküsü gerçekten o konu hakkında yazma isteği veriyor insana.
Bu öyküyü şu an olduğundan daha çok sevmek istemiştim. Pek olmadı :). Bunda Asimov'un bir etkisi yok :D. Fakat genel anlamda Yücel'in öyküleri için seçtiği konuları beğendim. Doğu Yücel kitaplarının basılmasını hakeden bir yazar benim gözümde. Başarılarını hakettiğini düşünüyorum.

Eleştirisiz olur mu ama? Söz konusu bensem, olmaz :P. O nedenle kitaba dair tek bir eleştirim olacak. Doğu Yücel dine bakış açısını ve inançsızlığını öykülerine fazlaca konu etmiş. Bundan rahatsızlık duymadım. Sonuçta ünlü atesitlerden Le Guin favori yazarlarım arasındadır. Fakat Yücel'in bunu aynı kitaptaki pek çok öyküde gözümüze sokması biraz sıktı. Benzer cümle kalıplarıyla, benzer ifadelerle yapıyordu bunu. Bazı yerlerde "E bunun benzerini şu öyküsünde de dememiş miydi?" diye durup düşünürken buldum kendimi. Çok doğrudan olunca tekrarlar kaçınılmaz olmuş.

Yalnız şimdi bir dış bakış da yapmak istiyorum. 6 senedir bu forumdayım ve pek çok öykü okudum. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Doğu Yücel'in öykülerinde bu forumda severek takip ettiğim (zamanında) bazı üyelerin tadı vardı. O üyelerin bir kısmı gitti, az bir kısmı hala burada. Yani Doğu Yücel bu forumdan çıkma bir yazar olsaydı hiç yadırgamazdım. Öte yandan içimizde böylesine tanınmış bir yazarın ayarında kişiler olmasına da çok sevindim. Kayıp Rıhtım adına şımardım, böbürlendim ve birtakım saçma duygulara kapıldım.

Güneş Hırsızları benim için forumdaki (ve hatta seçkideki) güzel öykülerden bir derleme gibiydi yahu. Bu düşünceyi kafamdan atamıyorum. Kendisiyle bu kitapla tanıştığım için mutlu oldum. Tavsiye de ediyorum.

Çevrimdışı Bengü

  • **
  • 305
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #5 : 23 Aralık 2014, 21:27:59 »
Şöyle bir olay var, onu da buraya ekleyelim. Kitabı okuyan ya da okumayanlar orada olmak isterler belki. Bir aksilik olmazsa ben oradayım.

Çevrimdışı TheWalkingIdeas

  • **
  • 348
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #6 : 11 Şubat 2015, 11:43:40 »
     Doğu Yücel'in okuduğum ilk kitabı. Tüyap'ta kitabı alıp kendisine imzalattıktan sonra ufak bir konuşmadan sonra Varolmayanlar'ı seveceğimi söyledi. Onu da alıp 3 günde bitirip bir hafta sonraki söyleşisine gidip imzalatmıştım. Sonra da ilk öykü kitabını okuyarak devam ettim, sadece Hayalet Kitap kaldı okumadığım onu da fırsat bulduğumda okuyacağım.

     Kitap yeni çıktığında birkaç ay öncesinde Doğu abiye attığım maillerden düzenleyerek kitabı tanıtma amaçlı bir yazı yazmıştım bloguma fakat burada paylaşmamıştım. Aynen alıntılıyorum:

Güneş Hırsızları "On Bir Öykü ve Bir Distopya

"
NEDEN OKUMALISINIZ?
                       Öncelikle bu kitabı neden okumalısınız sorusuna cevap vermek doğru olur sanıyorum. Günümüzde romanların üstünlüğünün olduğu bir dünyada yaşıyoruz ki öykü kitapları pek yazılmaz oldu; en önemsendiği dönemde bile özellikle ülkemizde öykü kitabı denince insanlar geri durur önemsemezdi(Hala öyle olduğu kanısındayım). Böyle bir ortamda öykü kitabı yazmak, hatta sadece yazma çabasında bulunmak bile takdire şayan bir olay. Zaten ben de takdire şayan gördüğüm için bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim, belki birkaç kişi yazımı görür de meraklanıp kitaba ulaşır, amacıyla yazıyorum.

                         Ufak birkaç genel yargıdan bahsettikten sonra her öyküye ayrıca değineceğim.Hikayeler birbirinden bağımsız da görünse genel fikir anlamında birbirinden çok uzak kalmıyor sanıyorum. On iki tane şahane öykü var ki bir tanesi distopyadır(Kitaba ismini veren öykü). Kitap kesinlikle hayal gücünüzü gelişmenizi sağlayacak(Boşuna hayal gücünün yazarı dememişler, hayalperest demiyorum bakınız). Bolca ahlak,din ve siyasi -tabiki sistem eleştirisi de- eleştiri bulacaksınız kitapta, eleştirmeyi sorgulamayı seven biriyseniz bu çok hoşunuza gidecektir. Siz de farkındasınızdır bulunduğumuz şartlarda din veyahut ahlak eleştirisi yapmak -özellikle din eleştirisi- pek kolay değil ; “Hayatın Gıcık Anlamı” isimli öyküde bu din eleştirisi muazzam bir şekilde var, zaten en sevdiğim öyküdür. Kitap bittiğinde belki fark etmediğiniz şeylerin farkına varıp sorgulamaya başlayacaksınız, kesinlikle bolca hayal gücü depolayacaksınız ancak bir şey daha var ki bu da çok önemli kitap sizce bolca umut verecek. Son zamanlarda umuda fazlasıyla ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Lafı fazla uzatıp öykülere sarkmadan lafımı burada bitireyim, öykülere tek tek ve ufak ufak değineceğim,  “spoiler”ı en aza indirmeye özen göstereceğim farkında olmadan dozu kaçırırsam da kusuruma bakmayınız lütfen. Ağır spoiler içeren bölümleri “----Spoiler----” yazıları arasına alıverdim.

 

 
Rüya Tarifleri

                        Bu öykü benim gibi karamsar birine umut aşılamayı başardıysa eminim bu aşıdan herkes yararlanmıştır. Yediğimiz şeylerin uykumuzu etkilediği bilimsel bir gerçek, gerçeklikten ne kadar uzaklaşmış görünse de çok uzaklaşmadığı kanısındayım. Hayattaki iniş çıkışların her zaman devam ettiği çok güzel vurgulanmış, henüz yaşı ufak arkadaşlar önüne çıkan her engelde hayatın bittiği yanılsamasına kapılıyorlar. En çok dikkatimi çeken ayrıntı ise karakterin cinsiyetinin çok kusursuz şekilde yansıtılmış olması, herkes bunu beceremez ki öyküyü yazarın ismi olmaksızın okusaydım bir kadının yazdığını düşünebilirdim.


 
Sinemaya Tek Başına Gidenler
                      Birçok kez sinemaya tek gitmiş birimi ki eminim bu sorundan müzdarip olan binlercemiz var, benim yalnızlıkta genelde öyküdeki gibi sorumsuz arkadaşlardan kaynaklanıyor. İnsanlar kişisel zevkleri için arkadaşlarını ihmal etmemeli -Kahrolası sorumsuz insanlar-.  Öyküyü okurken film senaryosu olabileceğini düşündüm, kurgulanışı ve konusu çok uygun geldi ; tabi bu haliyle ancak kısa film olabilir ama üstünde çalışılırsa neden olmasın.

 
Karanlığın Ortasında
                     Biraz mitolojik bir öykü. Aynı anda benzer durumların çok farklı şekilde ortaya çıkabileceğinin ayrıdına varmanızı sağlıyor. İlkel mağara insanıyla günümüz insanının bazı durumlarda aynı noktaya gelebildiğini görmemiz gerek belki de ; belki de hala ilkel bir dünyadayız da farkında değilizdir.
                     “ Annelerimizin sanırım bize kurduğu cümleler hiç değişmiyor.” diyerek bitiyorum okuyunca anlayıverirsiniz.


 
Noel Baba’yı Kim Öldürdü Lan?
                     Sonunda bir kesitinin başında verilmiş olduğu filmleri anımsattı bana. Çok iyimser yaklaşımlı bir karakter ve fazlasıyla iyimser bir öykü olmuş. Çevrenin ve karakterin etrafına bakışı, bunun tasviri hoşuma gitti. Yarı polisiye diyebileceğimiz öykünün isminde bulunan malum soruya cevap vermiş olmaması, bunun cevabını bize bırakmış olması güzel. Spoiler vermeden daha fazla anlatamam sanırım bu öyküyü bence alın okuyun :)


Aynasız Güzelin Masalı
                    Hangi sözcük daha uygun olur tam karar verememiş olmamla birlikte öyküye “naif” sözcüğünü yakıştırdım. Biraz ahlakı bir sorgulamaya itiyor öykü sizi. Ve bana bir öyküyü anımsattı: Anımsattığı öykü, bir köydeki çok güzel bir kızın kimseyi beğenmeyip en sonunda kolsuz bacaksız, işsiz bir adama kalmasıyla sonlanıyordu.


Melek
                    Öykü en özet haliyle olaylara farklı açılardan bakmamız gerektiğinin ayrıdına varmamızı sağlıyor. Başında tek taraflı ilerleyen öykü sonlara doğru iki kola ayrılıp, ufak bir ters köşe yapıyor. Dolmuşun dolmasını bekleme sıkıntısı da her konser sonrası yaşadığım bir durum, açıkçası ben de son kişi olarak binip dolmuşun kalkmasını sağlayan arkadaşa şükranlarımı sunuyorum.
             

Evim Güzel Evim
                      Kitaptaki en harika üç öyküden biri ve eminimki bir çoğunuz için en harikası olacak. Öykünün uzunluğunun tedirgin ettiğinden bahsetmiş Doğu Yücel, ben de diyorum ki iyiki uzun olmuş daha kısası makbul olmazdı. Hatta biraz daha derinleştirilip uzatılsa 200-250 sayfalık bir roman çıkabilirdi ortaya. Spoiler vermeden anlatmak imkansız gibi yazının gerisi spoiler isteyenler yine de okuyabilirler, size kalmış ben uyardım.

 -----Spoiler---- “Müzler” dediğimiz ilham perileri gerçek mi bilmem ama çok yaratıcıydı. Karakterin evden çıkmasının engellenmesi ise bolca ürküttü beni, bir gerilim filmi senaryosu bile olabilir. Binanın yıkılışı ve karakterin dolapta sıkışmasından sonra sineğin gelip üstüne konması sahnesinin gözümde canlanışı mükemmeldi.Kitapta da denildiği gibi çok Kafka variydi, güzeldi. Gençlik dizisi senaristlerine de biraz eleştiri yöneltilmiş gibi ama bir yandan da ekonomik nedenleri bahane edip yerden yere vurulması engellenmiş. Oyuncu senarist ilişkileri de rol kapma pahasına aynı kitaptaki gibi gözümde. Ama asıl en çok hoşuma giden kısım final sahnesiydi içim ürperdi ve öyküden sonra diğerine geçmeyip sonrasını bir on dakika düşündüm. ----- Spoiler -----


Üçüncü Türle Aşırı Yakın İlişkiler
                  Azcık ayıp olacak ama en basıt anlamıyla arz-talep ilişkisi gibi değerlendirdim durumu. İnsanın sahip olmadan önceki yaklaşımıyla, sonrasındaki yaklaşımı arasındaki değişim, göze sokulmaya çalışılan ana konu bu. En iyisi öyküyü okumak.


 
Dünyanın Sahiplerine Bakmıştık
                  Bu öyküye ne desem çok kararsız kaldım. Bu arada sürekli uzaylı konusuna takılmışız , gülümsetici bir durum. Amerikan başkanının “Sahip eğlenmeyi iyi biliyor.” dediği final kısmı en güzel yeriydi. En ince mesaj burada. Alıntı yapıp spoiler vermemeyi başardım, kendimi kutluyorum.

Hayatın Gıcık Anlamı
               Sıra favori öykümde, kesinlikle en sevdiğim öykü bu. Eleştiri yağmuru demiştim yorumlarımı mail attığımda düzeltiyorum eleştiri sağanağı demek daha doğru olur. Gerçekten eleştirmek sorgulamak, bazı yargılara farklı yönlerden bakmayı denemek ve algılarımızı yıkmaya çabalamak çok güzel şeyler. Ahlak-din-siyaset eleştirisi üçlüsü, en baskın şekilde bu öyküde mevcut. Okuyan herkesin kurguya ve öykünün ilerleyişine hayran kalacağı görüşündeyim. Sadece şu öykü için bile alınır kitap - diğer öykülere haksızlık ettiğim düşünülmesin lütfen -

 -----Spoiler----- Dünya nüfusunun azalması, ziga dininin insanları tongaya düşürmesi ve gezegenin elden gitmesi; ileride dünya savaşlarında birbirimizi yok edip dünyadaki yaşamı bitirmemizden çokta farklı değil. Bunun için bir grup uzaylının bizi kandırmasına ihtiyaç yok. Biz birbirimizi yok etmek için fazlasıyla yeteriz. -----Spoiler-----


 
Camgöz ve Duman
                     Sanırım ailelerin çocuklara ve bu genel durumlara bakışları hep aynı. Bugün haberleri izlerken öğretmenden dayak yiyen bir çocuk vardı televizyonda, bunu babamla tartışırken “çocukta bir şey olmasa böyle olmazdı.” yaklaşımında bulundu babam. Emirhan’ın yaklaşımı da bundan çok farklı değil diye düşünüyorum. Parmakların gözümüzün önüne getirildiğinde yarısaydam hale geldiği benzetmesi çok hoşuma gitti. Sondaki sis öğesi ise aptal insanların gözlerinin önlerinden atamadıkları perdeyi anımsattı bana.


Güneş Hırsızları
                     On bir öyküden sonra sıra geldi distopyaya - değerlendirme mailimde yarı-distopya demiştim haksızlık etmişim - Bu öykü kesinlikle roman olacabilecek konuya ve potansiyele sahip, öyküden yola çıkılarak bir roman yazılsa pek mutlu olurdum. Neden milletçe distopya yazamıyoruz sorusuna kapak gibi bir cevap olurdu.
                     Açıkçası marslılar falan yok, o marslılar zaten şuan başımızdaki yöneticiler bunlar ben okurken bunu düşündüm. Nasıl 1984’ü okurken günümüz dünyasına benzettiysem, birkaç ufak şey dışında şuanki dünyadan çok bi fark göremedim. Günümüzde de başımızdakiler aptal kırmızı beneklilerden ibaret. Müziklerimiz insanları aptallaştırmak adına yapılıyor tabi popüler müzikten bahsediyorum sonuçta herkese ulaşabilen tek müzik türü bu. Eğlence ve özellikle televizyonla yine halk aptallaştırılıyor. Ben okurken kesinlikle günümüzün eleştirisini gördüm. Ve bu öykünün de eleştirel yönünü çok sevdim.

Favori 3 Öyküm
-Hayatın Gıcık Anlamı
-Güneş Hırsızları
-Evim Güzel Evim"
"Sahtekârlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir."

Çevrimdışı Bengü

  • **
  • 305
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #7 : 23 Şubat 2015, 00:20:20 »
Doğu Yücel'in Varolmayanlar kitabında birçok şarkı ve kitap ismi geçiyordu. Güneş Hırsızları'nda da durum pek farklı olmayınca, öykülerde geçen ya da öykülere uygun şarkılar bir araya getirilmişti yazar tarafınca. O listeyi de buradan vermiş olayım ben.

Çevrimdışı Bengü

  • **
  • 305
  • Rom: 9
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #8 : 24 Mart 2015, 18:36:11 »
Bu akşam saat 21:00'de şöyle bir şey var. Güneş Hırsızları ve daha fazlası konuşulacakmış... Hatta programda Mehmet Berk "Wyern" Yaltırık da olacakmış.

Çevrimdışı TheWalkingIdeas

  • **
  • 348
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #9 : 24 Mart 2015, 18:54:41 »
Bu akşam saat 21:00'de şöyle bir şey var. Güneş Hırsızları ve daha fazlası konuşulacakmış... Hatta programda Mehmet Berk "Wyern" Yaltırık da olacakmış.

Vov Sadık Yemni ne konuk ha! Bu programı kaçıran üzülür.
"Sahtekârlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir."

Çevrimdışı kargasiz

  • ***
  • 428
  • Rom: 7
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #10 : 24 Mart 2015, 19:15:54 »
Sadık Yemni konuk değil sunucu ;) Onunla beraber Mehmet(Wyern) ve Bahattin uzun süredir böyle program yapıyorlardı, ama Mutant Serçe olarak yeni başladılar. İlk videoda Orkun Uçar'ı konuk almışlardı.

Çevrimdışı Fiddler

  • ***
  • 565
  • Rom: 32
  • Bazen Herkes Duysun Diye..
    • Profili Görüntüle
    • A. Orçun CAN
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #11 : 06 Nisan 2015, 23:38:31 »
Güzel memleketimin e-kitapla imtihanı:

İdefix kitabı 22 liradan 14'e inmiş olarak satarken,
e-kitap 15 TL. aynı idefix'te

Gerçekten mi İdefix?
Gerçekten mi Türkiye?

başka sorum yok.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü okuyalım..

Çevrimdışı VeRMiNaaRD

  • ***
  • 461
  • Rom: 1
  • Star-Lord
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #12 : 06 Nisan 2015, 23:45:03 »
Güzel memleketimin e-kitapla imtihanı:

İdefix kitabı 22 liradan 14'e inmiş olarak satarken,
e-kitap 15 TL. aynı idefix'te

Gerçekten mi İdefix?
Gerçekten mi Türkiye?

başka sorum yok.

Bunu bende çok sorguladım ama değişen birşey yok malesef :(
Çözümü de çok basit aslında :) Hani kurbanda bir öküze 7 kişi girersin ya, biz de ekitaba 20 30 kişi ortak giriyoruz :P

Çevrimdışı magicalbronze

  • *
  • 4075
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #13 : 06 Nisan 2015, 23:57:32 »
İşte hep algı operasyonu bunlar.

Ve sen diyeceksin ki,

"Yahu manyak mıyım e-Kitap'a 15 tl vereyim? Giderim babalar gibi kanlı canlı baskılı kapaklı kitabı 14 tl'ye alırım. Haaahhh, şöyle de güzel siparişimi verdim. Haydi bakalım o gelene kadar kedim dizimde otururken kahve eşliğinde elimdeki kitabı bitireyim... Hmm, bloguma yazmak için not alacağım kokulu renkli kağıtlarım neredeydi bu arada..?"

Bakış açıları bundan ileri midir diye düşünüyor bazen insanoğlu.
"Her neyse sahip olunan, doğar ve ölür.
Bu nefsi müziğin içinde sıkışmış herkes
İhmal eder ölümsüz aklın harikalarını."
- William Butler Yeats, "Sailing to Byzantium "

Çevrimdışı vipaccount

  • *
  • 1
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Güneş Hırsızları - Doğu Yücel
« Yanıtla #14 : 07 Nisan 2015, 13:30:17 »
Evim güzel evim kısmından sınav olacağım da. Bana iyi bir okuyucunun yardım etmesi gerekiyor?? :(