Hava kararalı yaklaşık 2 saat oluyordu. Cesteni Bey, hanımının hazırladığı yemeği yedikten sonra mahalleyi dolaşmak için dışarı çıkmıştı. Evin önünde mahallede yaşayan komşuların çocukları oyun oynuyordu. Oyun oynayan çocuklara cebinden çıkardığı misketi verdi, ve bir tanesinin yanağından makas aldı. Sokağın başına doğru yavaşça yürümeye başladı. Sokağın hemen başına geldiğiniz vakit sizi bir dört yol ağzı karşılıyordu. Cesteni Bey bu dört yol ağzına gelerek bu yolların arasından sayısız denecek kadar çokca cinleri gördü. Bu cinler insan etini yiyip kanını içiyor, pek kuvvetli sesleriyle bağırıyorlardı. Bazılarının ellerinde bayrak vardı. Ateş gibi kızıl ve örgülü saçlarını omuzlarına bırakıyorlar, kapkara büyük dağlara benzeyen vücutlarını kaldırıp zehirli yılan gövdeleriyle sürünüp yürüyorlardı.
Cesteni Bey bunları görünce yüreği ağzına geldi, bir kaplan gibi hiç korkup çekinmeden bu cinlerin arasına daldı. Cinler Cesteni Bey'i gördüler ve etrafını sardılar. Aralarından en büyüğü ve en irisi öne atıldı.
"Kimsin sen? Hangi akılla kendini bizim aramıza attın? Sen de mi ölüme susadın? Bizim üstlü altlı dağ gibi dişlerimize lokma olmaya mı geldin?" dedi. Cesteni Bey bu sözü işittiği halde suratında ki o kızgın tavrı bozmadan cinin gözlerine bakarak:
"Çabuk söyleyin bana, benim şehrimdeki insanları nasıl olduruyorsunuz. Sizlere bu şehre girme iznini kim verdi? Benim şu keskin kılıcıma bakın, bununla gövdelerinizi keserek parça parça edip bırakırım. Şehrimizde milletin başına gelen bunca felaket haberi dururken hala dayanılacak değildir."
Cesteni Bey'in bu sözünü duyduktan sonra, cinler öfkelenip karma karışık oldular. Öd koparıp kendilerince bir türkü söyleyerek yumruklarını sıktılar. Kol kola girerek, dirseklerini tutuyor, ateş renkli kızıl saçlarını arkalarına
salıverip alev gibi bayraklarıyla, gürz ve tokmakları ellerinde, Cesteni Bey'i mızraklayıp, vurmaya çalışıyorlardı.
Birbirlerine bağırarak söyleştiler:
"Daha ne bekliyorsunuz? Çabuk bunu mizraklayip keselim, vücudunu parçalayip öteki dünyaya gönderelim."
Bunun üzerine Cesteni Bey var kuvvetiyle atlayarak (Urumki) adli cini tepesindeki saçlarından yukarı çekip tuttu. Kılıcını yukarı kaldırıp , başını kesmek üzere vurdu. Böylece cinler Cesteni Bey'in gücünü, kuvvetini ve şansını görerek korkarak kaçtılar.