Kayıt Ol

Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar - Rebecca Solnit

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar - Rebecca Solnit
« : 26 Ekim 2015, 20:21:42 »


Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar

Rebecca Solnit

Çeviren: Asude Küçük

Encore Yayınları - 2015

144 s.

Tekrar tekrar okumak istediğim bir kitap bu.

Neden?

Çünkü, Solnit bu kitabında, yakıcı olmayan dürüst bir bakışla bakıyor "kadın"a. Kitap; kadına yönelik şiddete dair, erkek bakışının hakimiyetine dair, içimize sindirip normalleştirdiğimiz erkek egemen yargılara dair bağırmayan, körü körüne eleştirmeyen, sırf soruna odaklı olmayan güzel denemelerden mürekkep.

Okudukça "bilgiçlik taslayan adamlar"dan olduğumu ve bunu doğallıkla kabul ettiğimi gördüm. Utandım, harekete geçtim, değişmeye çabaladım.

Solnit, belki de herhangi bir "kadın hakları savunucusu" yazarın söylediklerini tekrar ediyor, belki de bildiğimizi şeyleri yeniden anlatıyor ama benim peşinde koştuğum şey onun bakışı ve dili. O, kurduğu bağlantılar ve bağırmayı gerektirmeyen dürüstlüğüyle benim has yazarlarımdan olacak. Türkçe'de şimdilik üç kitabı var. Hepsi okunacak. Bu şart.

Lütfen herkes okusun. Solnit harika bir yazar. Bu kitap özelinde düşünürsek tüm erkeklerin bu kitabı okumasını isterim, elimde olsa tanıdığım her adamın eline tutuştururum bu kitabı.


Solnit'in Türkçe baskı için yazdığı önsöz:

    Bu kitap, şiddet kurbanı olmamak için harcanan bir hayattan, okuduğumuz haberlerden, şiddet, özgürlük ve adalet hakkında düşünmekten ve toplumsal cinsiyetten ders çıkarıyor.

    Bölümlerden biri İngiliz yazar Virginia Woolf ve esrarın, karanlığın, bilinemez olanın kullanımı hakkında. Diğer bir bölüm Birleşik Devletler vatandaşı Meksika doğumlu Ana Teresa Fernandez’in resimlerinde anlattığı kadınlar üzerine. Bir üçüncüsü IMF’nin Fransız başkanının, New York’ta Afrikalı mülteciye cinsel tacizde bulunması hakkında. Bir diğeri, Yeni Delhi’de tecavüze uğrayan Jhoti Singh’in öldürülmesiyle başlıyor ve Ohio Steubenville’deki cinsel saldırıyı ve California’nın güneyindeki kadın düşmanı katliamı da anlatıyor.

    Ve bir de ‘bilgiçlik taslayan adamlar’ meselesi var; bu adamlara Berlin’den tutun da Rocky Dağları’na kadar her yerde rastlayabiliriz. Bu, hep karşılaştığımız meselelere dair evrensel bir kitap ya da benim San Francisco’daki kendi öznel konumumdan dünyaya bir bakış.

    Türkiye’deki feminizm ve toplumsal cinsiyet politikaları hakkında pek fazla şey bilmiyorum, ancak biliyorum ki bu meseleler hakkındaki konuşmalar artık evrensel. Bizler, farklı ülkelerde yaşasak da fikirlerimizi, hikayelerimizi, acımızı, ve erkek şiddetinden kurtulmak için duyduğumuz coşkulu arzuyu paylaşıyoruz. Bu şiddet bazı bakımlardan ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor, bazı bakımlardansa tamamen aynı. Şüphesiz kadınların tecavüzden, saldırıdan, ev içi şiddetten ya da İtalyan feminist Serena Dandino’nun ‘femicide’ diye adlandırdığı –nefret nedeniyle veya hiçbir hakka, yaşama hakkına dahi sahip olmadığımız düşüncesiyle işlenen– kadın cinayetlerinden çok fazla etkilenmediği bir ülke var.

    Özgecan Aslan’ın korkunç hikayesini takip ettim, ardında büyük bir tepki doğuracak kadar etki yarattı. Dünya üzerinde pek çok defa yaşanan o anlardan biriydi, Hindistan’dan İtalya’ya kadınların, ‘Artık yeter!’ dediği anlardan biri… Ve erkeklerin, -daha önce hiç olmadığı kadar- kadınlarla birlikte ve kadınlar için bir şeyler yaptığı anlardan biri. Erkeklerin dahli giderek artıyor, birincisi öğrenerek ve durumu anlamaya çalışarak, ikincisi bu suçu işlemeyerek ve üçüncüsü buna kişisel olarak ve kolektif yollardan karşı çıkarak. Bence feminist bir devrim içindeyiz. (erkeklerin de bunun parçası olmasına daima ihtiyaç var, kadınlar ayrımcılığı tek başlarına ortadan kaldıramaz, tıpkı beyaz olmayan insanların ırkçılığı beyazların katılımı olmadan yok edemeyeceği gibi.) Ya da belki 1960’larda veya 1840’larda hatta Mary Wollstonecraft’ın Kadın Hakları Savunması’yla 1790’larda başlayan uzun bir başkaldırı sürecinin devamı olan yeni ve güçlü bir isyanın tam ortasındayız. Bu, heyecan verici bir dönem.

    Dün Washington Post gazetesine baktım; okuduğum haberler arasında Pennsylvania’daki bir kolejin erkek grubu hakkında bir haber vardı. Uyuşturucu verilmiş ve bilinci yerinde olmayan, bazıları cinsel saldırıya uğramış kadınların fotoğraflarının yer aldığı bir Facebook sayfası açan bu grubun önde gelenlerinden biri sayfayı şikayet etmişti. Yine aynı gazetede, kampüs tecavüzlerini takip edip bunları istismar eden bir grubun haberi vardı. Ayrıca kitle tarafından dövülen, sürüklenip ezilen ve yakılan bir Afgan kadının hikayesi. Kuran’da yazılan yükümlülük ve geleneklere uygun olmadığı halde olayı protesto eden kadınlar, kadının tabutunu taşımışlar. Çoğu zaman gazeteye baktığımda pek çok erkek şiddeti ve kadına şiddet haberi görüyorum. Şiddetin yayılması o kadar normal ki, hayatlarımızın her günkü arka planını oluşturuyor ve nadiren sorgulanıyor. Birleşmiş Milletler son raporlarıyla, kadınlara ve çocuklara karşı şiddetin milyarlarca belki de trilyonlarca dolara mal olduğuna dikkat çekti.

    Bu şiddetin olmadığı ya da radikal bir biçimde azaldığı ve böylece ölümün, yaralanmanın, korkunun, sessizliğin, tehdidin, kısıtlamanın olmadığı bir dünya hayal edebiliyor muyuz? Kadınların güven içinde yaşadığı, erkeklerle eşit haklara sahip olduğu bir dünya hayal edebiliyor muyuz? Edelim ya da edemeyelim; içinde bulunduğumuz bu 10 yılda hayalimizi gerçekleştirme planına yeniden başlayabiliriz. Başladık bile. Bu, bizi canlandıracak olan çok önemli bir şey.

    Jhoti Singh’lerin, Özgecan Aslan’ların ve adlarını bildiğimiz ya da bilmediğimiz diğer kadınların hayatlarını huzur içinde, dolu dolu yaşayacakları bir dünyaya!

    Bu kitabı seçtiğiniz için teşekkürler.

Rebecca Solnit, Mart 2015


Çevrimdışı -Kötü karakteR-

  • **
  • 157
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar - Rebecca Solnit
« Yanıtla #1 : 11 Mart 2016, 13:45:31 »
Bu güzel tanıtım için çok teşekkür etmeliyim öncelikle. :) Bu tanıtımı görmesem bu kitabı almayacaktım ve bir başucu kitabından mahrum kalmış olacaktım. Yazarın bazı söyledikleri kesinlikle oradan buradan kulak aşinalığı olmamızın mümkün olduğu şeyler, bazıları ise kesinlikle bu açıdan bakmayı hiç düşünmemiştim dedirtiyor. Rebecca Solnit'in pek nadir rastlanan çok yönlü düşünebilen insanlardan biri olduğu ortada. Kitabın yazım dili ve cümleler de muhteşem bir yazarın kaleminden çıkmış gibi. Virginia Woolf'la ilgili denemesi de epey ufuk açıcıydı resmen Woolf okuma gazı verdi bu sıkışık zamanlarımda :D Onun dışında Türkçe'ye çevrilmiş diğer kitaplarının da kesinlikle alınıp okunması gerektiğini düşünüyorum. Özetle bu kadın bir harika!!! :lve

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar - Rebecca Solnit
« Yanıtla #2 : 11 Mart 2016, 16:18:21 »
Çok sevindim beğenmenize. Dediğiniz gibi asıl mühim olan onun getirdiği zekice ve hassas bakış. Bütün erkeklerin mutlaka okumasını istediğim bir kitap. Doğallıkla geliştirdiğimiz "erkek" davranışlarını sorgulayabilmemiz için bu tür eserler okumamız şart. Çünkü, biz erkekler, beylik bir "erkeklik" tanımının içinde nesnel olarak göremiyoruz hatalarımızı. Bu yüzden bu tür kitapların rehberliğinde dışarıya doğru çıkıp "erkekliğimize" dışardan bakabiliriz.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar - Rebecca Solnit
« Yanıtla #3 : 19 Eylül 2016, 10:20:41 »
Sevgili periyodik neşriyat sayesinde okumaya karar verdiğim bir kitaptı. Kendisine okumama vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Çünkü öncesinde kitabı görmüş, ilgimi de çekmiş olmasına rağmen almaya yeltenmemiştim. İyi ki okumuşum diyorum şimdi.

Rebecca Solnit'in bu kitabı için yine periyodik neşriyat'ın bir sözünü alıntılamak istiyorum:

Alıntı
Doğallıkla geliştirdiğimiz "erkek" davranışlarını sorgulayabilmemiz için bu tür eserler okumamız şart.

Bu kitapla bir kere daha emin oldum ki, bu dünyada, ataerkil düzende, erkeğin üzerine yüklenen sorumluluk ve zerk edilen davranış biçimleri de bir başka zulüm biçimi. Her ne kadar ataerkil düzen erkeği yüceltiyor olsa da bir o kadar baltalıyor. Solnit satır aralarında buna da çok güzel değiniyor.

Çağının en önemli düşünürlerinden biriyle bir akşamüzeri sohbet edercesine geçen bir kitap. Samimi, herkese hitap eden bir dili var. Okurla tartışmak için bırakılan boşluklar da cabası.

Rebecca Solnit, daha önce aklıma gelmeyen şeylere ve etkilerine de dikkat çektiği için benden kocaman bir teşekkür kapıyor :) Özellikle amaçlar için yapılan onca uğraşa rağmen o amacın sonuç vermemesinin mümkün olmadığını gösterdiği için. Hedefiniz olan kısım belki uğraşlarınıza karşılık vermeyecek, ama dünyanın bambaşka yerindeki insanlara ilham kaynağı olup, akla gelmeyecek güzellikte şeylere yol açabileceksiniz. Bunu gözler önüne seriyor yazar. Vallahi içim umutla doldu. Bu kara günlerde ilaç gibi geldi.