Kurgu oldukça ilgi çekici, keza öykünün başlığı da bana "beni oku" diye bağırıyordu; anca okuyabildim. Ellerine sağlık.
Eleştiriye açık olmana sevindim; işini, öykü yazmayı ciddiye aldığını gösterir. Kayıp Rıhtım'da hiç denk gelmemiş olsam da bazı edebiyat forumlarında eleştiri yapılınca 'carlayan' birçok insan görmüşümdür.
Şimdi eleştirilerime geleyim. İlk olarak -de, -ki gibi bağlaçlar konusunda sıkıntılı olduğun göze çarpıyor, onları halledince öykünün okunabilirliğini, akıcılığını büyük ölçüde halletmiş olacaksın. Birkaç kez gördüm bu bağlaçların yanlış kullanıldığını.
Bir diğer eleştirim konuşma çizgisi kullanmanla alakalı. Öyküde konuşmaları ne şekilde gerçekleştireceğin yazar olarak sana kalmış tabii; ancak konuşma çizgisi kullandığın zaman bazı şeylere dikkat etmen gerekiyor. Örneğin ilk cümle de bir konuşma sanırım; ama onu ben ilk bakışta anlamamıştım, cümle sonuna kimin söylediğini belirten bir şeyler yazsan hoş olurdu.
Bu konuda ikinci bir eleştirimse, konuşma çizgisinde, konuşma bittikten sonra öyküyü anlatma kısmına yeni bir paragrafla başlamalısın. İkinci konuşmada o hatayı yapmışsın mesela, sanki görevli "İleride ki ikinci kapıya giderken devam etti:" cümlesine kadar konuşuyormuş gibi duruyor.
Öznel bir eleştirimse bilimkurgu öyküsü olması dolayısıyla gerçeklik açısından. Bir radyoaktif sızıntının atmosfere karıştığı zaman bunun yaşam için tehlike oluşturup oluşturmayacağını bilmiyorum; ama sanki öyle olmayacakmış gibi geldi bana. Yani ne bileyim, Gallifrey'in gökyüzü gibi bir semamız olması hoş, bunun distopik bir kurguda olması yazarın tercihi ve onun için bir şekilde bu durumun bir tehlike arz edecek olması gerekiyor; ama bunun öyle olup olmayacağı hakkında bir bilgim olmayacağı için sadece bunları söyleyebiliyorum.
Öykü için teşekkürler, gerçekten hoş, zevk verici bir öykü idi.