Yabani'yi nihayet okudum, yaladım yuttum ve hakkında birkaç kelam edeyim dedim efenim. Öncelikle hepsini ayrı ayrı mecralardan tanıdığım bir sürü yetenekli insanı aynı sayfalarda görmek beni çok mutlu etti, onu belirtmeden geçemeyeceğim
Sayfa sayısı az olduğundan çizgi romanların konularından çok fazla bahsedemiyorum, ancak dergideki çoğu çalışmayı beğendiğimi söylemem gerek.
Seyfettin Efendi serisinden tanıdığımız
Devrim Kunter, "Kralına İsyan" çizgi romanında Dede Korkut ve Köroğlu gibi Türk efsanelerini bilimkurgu/steampunk öğeleriyle birleştirerek tadına doyulmaz bir işe imza atmış. En sevdiklerimden birisi oldu.
Osmanlı öykülerinin en son ve sağlam neferlerinden biri olan, engin bilgisi kadar hikâyeciliğiyle de nam salan, Kayıp Rıhtım’ın sevilen üyelerinden
Mehmet Berk Yaltırık, "Yemin ve Öç" ve "Yitik Öyküler Kitabı"ndaki çiimlerinden hatırlayacağınız
A. Gökhan Gültekin'le birlikte “Voyvoda’nın Askerleri” adlı bir çizgi-romana imza atmış. Tarzları da birbirini çok güzel tamamlamış bence. Yaltırık her zamanki gibi Osmanlı yeniçerilerini başarıyla kaleme alırken Gültekin de kendine has o çizgisini her karede konuşturmuş. Çizimler baskıdan ötürü biraz fazla koyu çıkmış gerçi ama ilklerin günahı olmaz.
Derginin dehşetengiz arka kapağını resimleyen Ömer Tunç’la da Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’nde
Kaptan Buzdağı temasında birlikte çalışmıştık. O da detay fışkıran bir zombi çalışmasına imza atmış.
Onların haricindeki isimler de bir o kadar tanıdık. Bu aralar Pusova adlı ilk kitabıyla adından sıkça söz ettiren ve
son video incelememize de konuk olan
Galip Dursun, “Misafirler” adlı kısa, vurucu ve buram buram Anadolu kokan bir çizgi romanla yer alıyor Yabani’nin sayfalarında.
Sevgili
Işın Beril Tetik, okuyanlara
Damızlık Kızın Öyküsü’nü anımsatacak, güzel bir bilimkurgu öyküsü kaleme almış. Okurken çok keyif aldım şahsen. Bir diğer tanıdık sima, bizzat tanımasam da çok samimi bulduğum
Murat Dural da hem Türk mitolojisinde hem de yabancı mitolojilerde yer alan tanrıları başarıyla kapıştırdığı, sonu da beklenmedik şekilde gelişen bir başka bilimkurgu hikâyesiyle bizlerle. Çizimiyse Amak-ı Hayal’i çizgi romanlaştıran
Mustafa Ahmet Kara’ya ait. Kendisi aynı zamanda iç kapağı da resimlemiş.
Kadir Özen ve Ege Avcı’nın çizgi romanları da dâhil olmak üzere ilk sayı itibariyle oldukça başarılı buldum Yabani’yi. Çizimler zaten şahane. E öykülerin de onlardan aşağı kalır yanı yok. Tek sıkıntısı sayfa sayısı kısıtlaması nedeniyle hiçbirinin tadına tam anlamıyla doyamamanız ve çabucak bitivermeleri. Eh, bu da ikinci sayıyı dört gözle beklemek için daha çok sebep veriyor elbette…
Yolun açık olsun Yabani.