Bu kitabı hangi kategoriye açmam gerektiğinden de pek emin değilim ya, şimdilik burada dursun bakalım.
Battallar ve İnsanlar, konusuyla ilgimi cezbetmiş ancak beklediğimi verememiş bir eser. Özgün adı
Every Boy Should Have A Man olan kitabın bu özgün adı, aynı zamanda ilk bölümün de adı oluyor:
Her Çocuğun Bir İnsanı Olmalı.
Battallar (özgün tabiriyle oafs), insanlara göre 3 kat uzun ömürlü ve onlardan ebat olarak çok daha büyük bir ırk. İnsanlarsa doğanın en zeki "hayvanları" konumunda. İnsanlar iyi bir besin kaynağı, aynı zamanda en çok istenen evcil hayvan. Kimileri konuşabiliyor, kimileriyse konuşma yetisinden mahrum. Müzisyen olup sirklerde gösteri yapan ya da sahiplerini eğlendirenler, dövüşlerde kullanılanlar, hayvanat bahçelerinde sergilenenler... Liste saymakla bitmez. Üstelik bizim hayvanları kullanış şekillerimizin neredeyse hepsini Battalar insanlara yapıyor. Tasmayla gezdirmek de dahil.
Kimi zaman, özellikle kedi ve köpekler için kullanıldığımı tabirlerin bu kitapta insanlar için kullanıldığını görüyoruz. Hikayemiz de fakir bir çocuğun bir insan bulup onu sahiplenmesiyle başlıyor.
Fikir çok hoş, ama başta da dediğim gibi, işleniş beni memnun etmedi. Böyle bir konu böyle basit mi ele alınmalıydı? Kitap sonlarına doğru içerdiği şarkılar ve destanlarla birdenbire form değiştiriyor. Bu form değiştirme böyle ani mi olmalıydı? Köpek dövüşleri ve oynanan bahisleri insan dövüşleri (ve bahisleri) gibi şeylerle değiştirmek rahatsız edici bir eğlenceye sahip olsa da, kitabın genel işleyişinde bir basite indirgenme var benim gözümde.
Pek çok bilindik masala bariz göndermelere ve esinlenmelere sahip. Aynı zamanda bize savaşın doğasını masalsı bir dille aktarıyor. En önemli yanıysa insanın kendini diğer her şeyden üstün görmesi ya da diğer her şeyin koruyucusu olarak ataması durumuna sahneye Battalları koyarak yaptığı ironi. Hele ki bizim hayvanları örnek gösterip "sadece ihtiyaçları olduğu kadar avlanıyor, şöyle ekolojiyi koruyorlar, böyle onlara ihtiyaç var, böyle de ders almalıyız" söylemlerimizi insanı örnek gösteren Battalların ağzından durmak hayli ironik ve eğlenceli. Yazar, insana göre bir hayli büyük ve iri olan Battalların omzuna oturmuş, bize tepeden bir bakış atıyor. Yine de, tüm bunlara rağmen beklediğim kadar sevemedim.
Konu muazzam, verilen mesajlar ve insanların evcil hayvan konumuna sokulması gayet güzel bir düşünce. Dahası, insanın hayvanlar için dediği ya da yaptığı pek çok şeyin bu defa insana söylenmesi ya da yapılması da güzel bir dış bakış. Ama neden böyle basite kaçtı bu kitap? Kitabı okurken tüm bunların çok daha iyi bir biçimde aktarılabileceğini düşündüm durdum. Yine yer yer masalsı bir anlatımın seçimi de sırıtmazdı özünde. Ancak detaylandırılması gereken pek çok şey benim için çok yüzeysel geçildi. Daha da ileri gidecek olursam, bir okur olarak sanki anlamayacağım düşünüldü gibi hissettim.
Mesela savaşın anlatıldığı kısım. Böyle oldu bittiye mi gelmeliydi? Ya da fakir çocuk ve sonradan edindiği zengin arkadaşı. Ne ara böyle dost oldular? Nasıl böyle birbirlerine bağlandılar? Çocuksu bir masumiyet mi dersiniz? Tamam da, az önce aynı çocuklar insanlarını diğer çocuklarınkiyle dövüştürmüyor muydu?
Kitapta özellikle duyguların havada kaldığını düşünüyorum. Anlatım tarzı elbette yazarın tercihidir. Ona da saygı duymak gerek. Bunca şikayet ettim ama, en iyisi "yazarla anlaşamadık" diye bu yorumu sonlandırayım
.
Çeviri ve EditörlükBattal kelimesi dilde kaba duran bir tabir. Oaf ise mankafa, kaba adam gibi anlamlara sahip. Bence hoş bir çeviri olmuş. Özellikle "oaf" kelimesinin zaman zaman battalların birbirine "mankafa" diye hakaret etmesi amaçlı da kullanılışı gibi bir kelime oyununa sahip diye düşünüyorum. Özgün metne bakma şansım olmadı, ama aynı anlamdaki bu kelimenin farklı kullanılmaları olduğunu görmek zor değil.
Editörlük de gayet güzeldi. Tertemiz bir kitap okudum çeviri ve editörlük bakımından.
Kitabın adı neden "Her Çocuğun Bir İnsanı Olmalı" diye bırakmadıklarını merak ediyorum. Bence ilgi çekici bir isimdi
.
Toparlarsak, beklentimin altında kalan bir eser oldu. Bu bakımdan üzgünüm. Bu kitabı daha çok sevmeyi beklemiştim. Dilerim diğer okuyacak arkadaşlar benden daha çok sever
.