İş olmadığı kesin.
Editörler için iş diyebiliriz ama
. Dayanamadım valla, direkt aklıma onlar geldi. Hatta bir ara piyasadaki bu ölümcül çalışma şartlarına (gerçekten insanlık dışı) "Kitap okumaktan okuyamaz hale geldik" diye, kendileri için okuyacakları kitaplara zaman kalmadığına değinmişlerdi.
Ben de hobi olarak görmüyorum bu arada. Hobi kelimesi (biraz da Bay Karamsar'ın dediği gibi) topluluk imasını da beraberinde getiriyor sanki. Öte yandan, gündelik hayatta bir durup mola vermek anlamında da kullanılıyor. "Ben boş zamanlarımda şunlarla ilgilenirim," demek gibi.
Kendi adıma konuşacağım, kitap okumak benim "boş zamanlarımda" yaptığım bir uğraş değil. En dolu, en karanlık, en enerji tüketen anlarımda da yürüttüğüm bir eylem. Kitaplara olan düşkünlüğümü hobi olarak nitelendiren herkese, uzun yıllardır, "Hayır. Bu benim yaşama tarzım. Nefes almak gibi bir parçam." diye cevap veriyorum.
Eğer ki siz dışarı çıkarken yanınızda kitap taşıyorsanız, okula/işe giderken çantanızda bir kitap oluyorsa, yollarda okuyorsanız, boş zaman kollamaktansa zamanı hiç düşünmeden bu eylemi hayatınızda konumlandırdıysanız bence buna hobi denemez.
Son olarak, birçoğumuz kitapları kafa dağıtmak için de okumuyoruz hani. Rıhtım üyeleri için diyorum bunu. Ayda 1 kitap okuyan kişi için bu bir hobi olabilir, ama bizler gibi insanlar için hobi tanımının çok dışında kalıyor.
Diye düşünüyorum
.